İnanışa göre, dört İncil yazarından biri olan San Marco, Venedik'te bir rüya görür. Rüyasında bir melek, kendisine, bu kentte huzur bulacağını söyler. İşte bu rüyanın gerçekleşebilmesi için, 828 yılında Aziz Marco'ya ait olduğu sanılan kutsal kalıntılar, Mısır'ın İskenderiye kentinden Venedik'e kaçırılır ve San Marko Kilisesi'nin yapımına başlanır. Kutsal kalıntıları Venedik'e kaçıran iki Venedikli tacirin Arap görevlileri kandırmak için bunları bir domuz fıçısına yerleştirdikleri rivayet ediliyor!
Beş büyük kapıya sahip iki katlı kilisenin terasında bulunan ve 'Mahşerin dört atlısı' olarak anılan bronz at heykelleri 1204 yılında Venedik tacir cumhuriyetinin de etkin bir şekilde katıldığı Haçlı Seferleri sırasında ele geçirilmiş bu bronz at heykelleri. Ancak bronz atların İ.Ö. 4.yüzyılda Yunanistan'da yapıldığı sanılıyor. Bu atlar, antik çağdan günümüze sağlam olarak kalan çok büyük boyutlardaki tek yaldızlı bronz at grubu olarak kabul ediliyor. Ancak orijinal atlar San Marco'nun içinde muhafaza edildiğinden, bizim kilisenin terasında gördüğümüz atlar sadece birer kopya!
eğitim sisteminin bütün kötülüklerinin günah keçisi olan şiir vezin sistemi.
sözcükleri hece hece yazın, sessiz ile biten heceler için - koyun sesli ile biten heceler için. koyun ve bir mısranın bu bağlamda kalıbı neyse diğerlerinde bunu korumaya çalışın.
misal: ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden .-.-..-. -.- eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak* .-.-..- -. -.- - (aradaki boşlukları saymazsanız kalıplar aynı)
BEN BU SEKILDE BILIYORUM OGRENDIM BUYUKLERIM DEN; Çok eski zamanlarda birgün birdelikanli varmis...Budelikanli çok zengin bir ailenin kizina asik olmus.Ama kizdelikanli fakir diye ona yüz vermiyormus. Genç bir yilbasi gecesi bütün cesaretini toplamis ve kizi yilbasi gecesi balosuna davet etmek için evine gitmis. Kapiyi genç kiz acmis.Kiza kendisini yilbasi gecesi balosuna davetetmeye geldigini, birlikte dans etmek istedigini söylemis.Kiz kabuletmis ama bir sarti varmis. Ondan balo için diktirdig elbisesinin yakasina takmak için kirmizi bir gül istemis.Delikanli sevinerek oradanayrilmis.Hemen kizin istedigi kirmizi gülü aramaya baslamis. Ama mevsimlerden kis oldugunu ve bu mevsimde bir gül bulamayacagini hic düsünememis.Bütün çiçekçileri dolasmis ama herkes ona kis mevsiminde gül ariyor diye deli gözüyle bakiyorlarmis.Genç çok üzgün bir sekilde evinin yolunu tutmus.Evine girerken bahçede henüz açmamis bir gül dali görmüs ama üzerinde sadece dikenler varmis.Gözlerinden bir damla yas süzülmüs.O sirada delikanlinin bahçesine bir bülbül gelmis.Delikanlinin agladigini gören bülbül buna çok üzülmüs. Sabaha kadar gül dalinin basinda bildigi en guzel sarkilari söylemis bülbül. Bülbülün güzel sesinden etkilenen gul dalI sabaha dogru beyaz bir gül açmis. Oysa ki genç kirmizi bir istiyormus.Beyaz bir gülün açtigini gören bülbül gögsünü dikenlerden birine batirarak kaninin akmasini saglamis.Bülbülün gögsünden akan kanla beyaz gül kirmizi güle dönüsmüs. Sabah bahçesinde kirmizi bir gül açtigini gören genç gülü alarak kizin evine gitmis. Kapiyi yine kiz açmis.Kizin yeni elbisesinin yakasina altindan yapilmis bir gül taktigini görmüs.Kiza istedigi kirmizi gülü getirdigini,baloya birlikte gidip dans edeceklerini hatirlatmis. Oysa ki genç kiz baloya kuyumcu bir gençle gidecegini yakasina da altindan yapilmis bir gül taktigin söylemis ve kapiyi kapatmis.Delikanli çok üzgün bir sekilde oradan ayrılmıis. özlerinden durmak bilmeyen yaslar süzülüyormu? .Caddeden karsiya geçerken elindeki kirmizi gül yere düsmüs.Çamurlu ve karli yolda arabalarin altinda ezilen gül kaybolup gitmis.Genç üzgün sekilde evine dönerken bahçesinde gül dalinin yaninda yerde yatan bir sey görmüs.Hemen yanina gitmis.Yerde gördügü bir hiç ugruna caninı veren fedakar bülbülmüs
Kırk yılın kışı, güzel alnını kuşattı mı, Kapladı mı yüzünü derin çukurlar artık, Gençliğin kibirli, süslü giyim kuşamı Beş para etmez olur, hırpani yırtık pırtık: O zaman sorarlarsa güzelliğin nerdedir, Dinç ve şen günlerinin hazinesi ne oldu; Dersen yuvalarına çökmüş şu gözlerdedir, Bencil utancıyla israfa övgüdür bu. Kavuşur güzelliğin çılgınca alkışlara 'Benim güzel çocuğum beni kurtarır' dersen 'Ve yüzümü ağartır ben yaşlandıktan sonra.' Güzelliğin onda sürdüğünü göstersen! O, sen yaşlandığında yeniler varlığını Soğuktan donan kanın duyar ısındığını.
Cevap veriyorum Eli böğründe analardan Mahpuslardan ve acılardan Çokça bahsediyorum Çünkü başını kuma Saklayanlardan tiksindim Başkaldırıyorum. Yine söylüyorum Kırmızı rujlu sokakların Aşağılık pazarlıkların Adı anılmayacak benle Bir çiçeğim halk ormanında fışkırdım Başkaldırıyorum. Ben bir bıçak ucuyum Kavga vermiş halkına Başkaldırıyorum işte / hey Varın benim farkıma. Yine söylüyorum; Gözü bağlanmış korkulardan Yasaklardan baskılardan Asla irkilmiyorum Çünkü kan emici yarasadan çıldırdım Başkaldırıyorum. Yemin ediyorum; Üç kağıtçının pezevengin Teslimiyetin ve milletin Yolu uğramayacak bana Bir dalgayım halk denizinde köpürdüm Başkaldırıyorum. Ben bir namlu ağzıyım Omuz vermiş halkına Başkaldırıyorum işte / hey Herkes varsın farkına.
tüm olaylarda kötü-olumsuz bir taraf arayan kişiler
İnanışa göre, dört İncil yazarından biri olan San Marco, Venedik'te bir rüya görür. Rüyasında bir melek, kendisine, bu kentte huzur bulacağını söyler. İşte bu rüyanın gerçekleşebilmesi için, 828 yılında Aziz Marco'ya ait olduğu sanılan kutsal kalıntılar, Mısır'ın İskenderiye kentinden Venedik'e kaçırılır ve San Marko Kilisesi'nin yapımına başlanır. Kutsal kalıntıları Venedik'e kaçıran iki Venedikli tacirin Arap görevlileri kandırmak için bunları bir domuz fıçısına yerleştirdikleri rivayet ediliyor!
Beş büyük kapıya sahip iki katlı kilisenin terasında bulunan ve 'Mahşerin dört atlısı' olarak anılan bronz at heykelleri 1204 yılında Venedik tacir cumhuriyetinin de etkin bir şekilde katıldığı Haçlı Seferleri sırasında ele geçirilmiş bu bronz at heykelleri.
Ancak bronz atların İ.Ö. 4.yüzyılda Yunanistan'da yapıldığı sanılıyor. Bu atlar, antik çağdan günümüze sağlam olarak kalan çok büyük boyutlardaki tek yaldızlı bronz at grubu olarak kabul ediliyor. Ancak orijinal atlar San Marco'nun içinde muhafaza edildiğinden, bizim kilisenin terasında gördüğümüz atlar sadece birer kopya!
fazlası zarar
fransız bır yuzbası oldugunu bılıyorum
bu kıtabı okuyun...
zevklı bır pc oyunu :)
eğitim sisteminin bütün kötülüklerinin günah keçisi olan şiir vezin sistemi.
sözcükleri hece hece yazın,
sessiz ile biten heceler için - koyun
sesli ile biten heceler için. koyun
ve bir mısranın bu bağlamda kalıbı neyse diğerlerinde bunu korumaya çalışın.
misal:
ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
.-.-..-. -.-
eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak*
.-.-..- -. -.- -
(aradaki boşlukları saymazsanız kalıplar aynı)
BEN BU SEKILDE BILIYORUM OGRENDIM BUYUKLERIM DEN;
Çok eski zamanlarda birgün birdelikanli varmis...Budelikanli çok zengin bir ailenin kizina asik olmus.Ama kizdelikanli fakir diye ona yüz vermiyormus. Genç bir yilbasi gecesi bütün cesaretini toplamis ve kizi yilbasi gecesi balosuna davet etmek için evine gitmis. Kapiyi genç kiz acmis.Kiza kendisini yilbasi gecesi balosuna davetetmeye geldigini, birlikte dans etmek istedigini söylemis.Kiz kabuletmis ama bir sarti varmis. Ondan balo için diktirdig elbisesinin yakasina takmak için kirmizi bir gül istemis.Delikanli sevinerek oradanayrilmis.Hemen kizin istedigi kirmizi gülü aramaya baslamis. Ama mevsimlerden kis oldugunu ve bu mevsimde bir gül bulamayacagini hic düsünememis.Bütün çiçekçileri dolasmis ama herkes ona kis mevsiminde gül ariyor diye deli gözüyle bakiyorlarmis.Genç çok üzgün bir sekilde evinin yolunu tutmus.Evine girerken bahçede henüz açmamis bir gül dali görmüs ama üzerinde sadece dikenler varmis.Gözlerinden bir damla yas süzülmüs.O sirada delikanlinin bahçesine bir bülbül gelmis.Delikanlinin agladigini gören bülbül buna çok üzülmüs. Sabaha kadar gül dalinin basinda bildigi en guzel sarkilari söylemis bülbül. Bülbülün güzel sesinden etkilenen gul dalI sabaha dogru beyaz bir gül açmis. Oysa ki genç kirmizi bir istiyormus.Beyaz bir gülün açtigini gören bülbül gögsünü dikenlerden birine batirarak kaninin akmasini saglamis.Bülbülün gögsünden akan kanla beyaz gül kirmizi güle dönüsmüs. Sabah bahçesinde kirmizi bir gül açtigini gören genç gülü alarak kizin evine gitmis. Kapiyi yine kiz açmis.Kizin yeni elbisesinin yakasina altindan yapilmis bir gül taktigini görmüs.Kiza istedigi kirmizi gülü getirdigini,baloya birlikte gidip dans edeceklerini hatirlatmis. Oysa ki genç kiz baloya kuyumcu bir gençle gidecegini yakasina da altindan yapilmis bir gül taktigin söylemis ve kapiyi kapatmis.Delikanli çok üzgün bir sekilde oradan ayrılmıis. özlerinden durmak bilmeyen yaslar süzülüyormu? .Caddeden karsiya geçerken elindeki kirmizi gül yere düsmüs.Çamurlu ve karli yolda arabalarin altinda ezilen gül kaybolup gitmis.Genç üzgün sekilde evine dönerken bahçesinde gül dalinin yaninda yerde yatan bir sey görmüs.Hemen yanina gitmis.Yerde gördügü bir hiç ugruna caninı veren fedakar bülbülmüs
Kırk yılın kışı, güzel alnını kuşattı mı,
Kapladı mı yüzünü derin çukurlar artık,
Gençliğin kibirli, süslü giyim kuşamı
Beş para etmez olur, hırpani yırtık pırtık:
O zaman sorarlarsa güzelliğin nerdedir,
Dinç ve şen günlerinin hazinesi ne oldu;
Dersen yuvalarına çökmüş şu gözlerdedir,
Bencil utancıyla israfa övgüdür bu.
Kavuşur güzelliğin çılgınca alkışlara
'Benim güzel çocuğum beni kurtarır' dersen
'Ve yüzümü ağartır ben yaşlandıktan sonra.'
Güzelliğin onda sürdüğünü göstersen!
O, sen yaşlandığında yeniler varlığını
Soğuktan donan kanın duyar ısındığını.
WİLLİAM SHAKESPEARE
Cevap veriyorum
Eli böğründe analardan
Mahpuslardan ve acılardan
Çokça bahsediyorum
Çünkü başını kuma Saklayanlardan tiksindim
Başkaldırıyorum.
Yine söylüyorum
Kırmızı rujlu sokakların
Aşağılık pazarlıkların
Adı anılmayacak benle
Bir çiçeğim halk ormanında fışkırdım
Başkaldırıyorum.
Ben bir bıçak ucuyum
Kavga vermiş halkına
Başkaldırıyorum işte / hey
Varın benim farkıma.
Yine söylüyorum;
Gözü bağlanmış korkulardan
Yasaklardan baskılardan
Asla irkilmiyorum
Çünkü kan emici yarasadan çıldırdım
Başkaldırıyorum.
Yemin ediyorum;
Üç kağıtçının pezevengin
Teslimiyetin ve milletin
Yolu uğramayacak bana
Bir dalgayım halk denizinde köpürdüm
Başkaldırıyorum.
Ben bir namlu ağzıyım
Omuz vermiş halkına
Başkaldırıyorum işte / hey
Herkes varsın farkına.