Aşkta en dayanılmaz şey hasrettir. Ama umudumuz varsa hasret de yaşanır hale gelir. Sevgiliye duyulan hasreti satırlara dökebilmek ise gerçekten çok özeldir. Bunu herkesin yapamadığını biliyoruz. Ama denemelisiniz. Sevgiliniz uzaktaysa ona mutlaka mektup yazın. Özleminizi, aşkınızı, sevdanızı anlatın. Onsuz neler yaptığınızı anlatın. Hayallerinizden, onunla olan geleceğinizden söz edin. Hasretin aşkınızı öldürmesini istemiyorsanız; bunları mutlaka yapın. Tıpkı Nazlı Lal Sezer gibi...
“ Nedenini bilmediğim bir arzuyla bugün her günkünden daha çok istedin yanımda olmanı... kolay değil, sensiz olmak, içinin yarısını boş tutmak. Kolay değil her sabah bir martı sesiyle irkilmesi bu yoksul bedenimin. Sadece bu ayrılığın bir süreliğine oluşu teselli dolduruyor yüreğime. Her ne kadar bu sürenin uzunluğunu bilmesek de sonunun olduğunu bilmek umutlandırıcı... Zaten her şey umut edebilmekle başlamadı mı? Seni düşünüp de kendimi kaybettiğim vakitlerin anısına yazdım bu mektubu sana. Bazen otobüste iki sevgilinin başlarını yaslayıp uyurken ki rahatlığında, bazen sokakta babasının elinden tutan bir çocuğun gözlerindeki güvende buluyorum seni. Düşündükçe Nazım olasım gelir ve hep hasretini bir uçtan bir uca yakasım gelir... Bir kuş hafifliğinde sana akar yüreğim, yokluğunda yok olmaktan korkarak. Yaşadığım acıları anlatırsa birileri sana, göz yaşlarınla yıka yaralarımı. Bizi bekliyor Hacıkumru, saatçi yokuşu... Seni bekliyor gölet olmuş bir nisan yağmurunun çocuğu. Hadi gel artık. Dayanamıyorum hasretine...”
Aşk cesaret ister,kocaman bir yürek ister. Aşk hayata karşı işlenilen en doğru suç ortaklığıdır, Aşk hayatın tekdüzeliğine, bütün sıradanlığına en soylubaşkaldırıdır. Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakışmaz. Ve elbette Aşkı suçlamak, yargılamak, karalamak inkar etmek de asla yakışık olmaz Niçin aşk? Nedir bu aşk denilen şey, elle tutulmaz gözle görülmez bir şeyse nedir bu yaşanan somut acılar,güzellikler? Tek başına aşkı tanımlamak herşeyden soyutlamak mümkün mü? Hayır! Aşk bugünlerde bazılarına göre plastikten bile yeniden yapıldı.Dünyada yaşanan suniliğe doğru gidiş aşkın etrafını sardı. Nedir şu aşk...? Aşk hayatın bize hazırladığı en güzel sürprizdir, bu yüzden de kalpleri ne zaman ele geçireceği hiç belli değildir. Daha ne olduğunu bile anlayamadan onun hükümdarlığına giriverirsiniz. Aşk; en yalın biçimde anlatılan tek kavramdır o, adı kendisidir zaten. Onu anlatmak için sonu gelmez cümleler kurmanıza gerek yoktur, 'Aşık oldum' dediğiniz an akan sular durur, küçücük çocuk bile sizi rahatlıkla anlayabilir, çünkü aşkın dili tektir. Aşkın zamanını biz ayarlayabilseydik eğer ve kime neden aşık olduğumuzu anlayabilseydik,aşkın sırrını da çözerdik herhalde. Ama o zaman da aşkın insanı alıp götüren büyüsü tamamen kaybolurdu. Aşk hayata karşı işlenen en güzel ve en doğru suç ortakIığıdır, aşk hayatın bütün tekdüzeliğine, bütün sıradanIığına en soylu başkaldırıdır. Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakışmaz. Ve elbette yasanılan aşkı suçlamak,yargılamak, karalamak, inkar etmek de aşka yakışık kalmaz. Bu önce haksızlık, kendinize saygısızlık olur. İnsan sonuna kadar savunmalı aşkını, karşılık görmesede, acı çekeceğini hissetsede, yarın terkedileceğini bilsede, ailesini karşısına alacağını bilsede taviz vermemeli aşkından, 'Seni Seviyorum' diyebilmeli göğsünü gere gere. Aşk iste o zaman aşktır. Ve bunun dogrusu yanlışı yoktur, zaten aşkın kendisi doğrudur, kime karşı duyuluyorsa bu aşk, doğru insanda işteodur. Aşkın zamanı yoktur, hep hazırlıksız yakalar insanı. Evli olmanız, sevgilinizin olması, bir ayrılığın taze yaralarını kurutmaya calışmanız,bağlılıktan korkmanız, ailenizden çekinmeniz, hatta sevilenin hapse girmesi bile onun hiç mi hiç umrunda değildir. İşte aşk bütün bunlara tek başınıza karşı gelebilme yurekliliğidir, belkide yeni hayata geçebilme yolu... Aşkın ne zaman gelebileceği belli olmadığı gibi, ne zaman gideceği de hiç belli değildir. Fazla vakti yoktur onun, uzun süre beklemeye ve bekletilmeye tahammülü de yoktur. Bir başka göze bakmaya, bir başka tene dokunmaya başlaması o kadar da zor değildir...Aşktan değil, onun kaçmasından korkun ve doğruluğuna yanlışlığına bakmadan sonuna kadar savun aşkını. Biliyor musunuz, hayat zaten kocaman bir yalan, bu kadar sahteligin içinde gerçek ve doğru olan tek guzellik AŞK.! ! . Lütfen ona haksızlık etmeyin.. Aşkına sana aşık olana sahip çık ve onu kaybetme
SENİ SEVİYORUM... Teori de mi, pratikte mi..? SENİ SEVİYORUM... Anlaşıldı tamam..! SENİ SEVİYORUM... Ne güzel... Seninle beraber iki kişi olduk... SENİ SEVİYORUM... Havalardandır, bana da oluyor bazen... SENİ SEVİYORUM... Ruh olarak mı..? SENİ SEVİYORUM... Neden? Bende benim bilmediğim bir şeyler mi gördün..? SENİ SEVİYORUM... Çok hoş... Peki başka hünerlerin de var mı..? SENİ SEVİYORUM... Beni bu işlere karıştırma ne olur..! SENİ SEVİYORUM... Üzülme zamanla geçer... SENİ SEVİYORUM... Hadi ya, çok ilginç... Ee, sonra..? SENİ SEVİYORUM... Ben de seni seviyorum... Ödeştik..! SENİ SEVİYORUM... Bu yeni parola mı..? Peki ben ne diyeceğim şimdi..! SENİ SEVİYORUM... Hayır izin vermiyorum... Bugün beni seven yarın kediyi, köpeği sever ben ciddi bir insanım..! SENİ SEVİYORUM... Blöfünü görüyorum, rest..! SENİ SEVİYORUM... Hemen soyun o zaman... SENİ SEVİYORUM... Gücün bana mı yetiyor, akranlarını sevsene... SENİ SEVİYORUM... Güzel... Peki başka çeşidin veya şuben var mı..? SENİ SEVİYORUM... Sen uçmuşsun, ben artık ne desem boş... SENİ SEVİYORUM... Allah razı olsun... SENİ SEVİYORUM... Ömrünü, enerjini daha faydalı işler için harcasa be canım... SENİ SEVİYORUM... İyi de bunun sosyal güvencesi sigortası falan yok mu..? SENİ SEVİYORUM... Elinden başka bir halt gelmez ki zaten... SENİ SEVİYORUM... Ve utanmadan birde bunu yüzüme karşı söylüyorsun ha, yıkıl karşımdan...! ! !
Aslen İskandinavya ve İngiltere mitolojisinde yer alan ve doğan peri halkı. J.R.R. Tolkien tarafından modern edebiyata kazandırılmış ve fantastik kurgunun en popüler öğelerinden biri haline gelmişlerdir. Özellikleri olarak pek çok fantastik kurguda farklı rolleri ve değişiklikleri olsa da genelde uzun ömürlü/ölümsüz, çok güzel ve etkileyici, insanımsı boyutlarda, çevik, çabuk incinecekmiş gibi zarif bir halktırlar. Büyü sanatına ilgileri fazladır.
Yaşayış tarzları olarak genelde doğa ile iç içe ve gelişimini doğa ile bir bütün olarak sağlayan bir halktır. Sakin, gelenekçi, pasifist bir yaşantıları ve tutumları vardır.
Mükemmel güzellik gibi bir sembol oluşturabildikleri kadar(Orta Dünya) , sıradan ırk olarak da değerlendirilebilir(Unutulmuş Diyarlar
muhteşem bır tat
lokum
yine oRtAm KıZıııIIIı :)
üçüncü şahızlar
kımılerı analarıyla hatırlanır, kımılerı anılarıyla....
umarım anılarıyla hatırlananlardan olursunuz
Aşkta en dayanılmaz şey hasrettir. Ama umudumuz varsa hasret de yaşanır hale gelir. Sevgiliye duyulan hasreti satırlara dökebilmek ise gerçekten çok özeldir. Bunu herkesin yapamadığını biliyoruz. Ama denemelisiniz. Sevgiliniz uzaktaysa ona mutlaka mektup yazın. Özleminizi, aşkınızı, sevdanızı anlatın. Onsuz neler yaptığınızı anlatın. Hayallerinizden, onunla olan geleceğinizden söz edin. Hasretin aşkınızı öldürmesini istemiyorsanız; bunları mutlaka yapın. Tıpkı Nazlı Lal Sezer gibi...
“ Nedenini bilmediğim bir arzuyla bugün her günkünden daha çok istedin yanımda olmanı... kolay değil, sensiz olmak, içinin yarısını boş tutmak. Kolay değil her sabah bir martı sesiyle irkilmesi bu yoksul bedenimin.
Sadece bu ayrılığın bir süreliğine oluşu teselli dolduruyor yüreğime. Her ne kadar bu sürenin uzunluğunu bilmesek de sonunun olduğunu bilmek umutlandırıcı...
Zaten her şey umut edebilmekle başlamadı mı?
Seni düşünüp de kendimi kaybettiğim vakitlerin anısına yazdım bu mektubu sana.
Bazen otobüste iki sevgilinin başlarını yaslayıp uyurken ki rahatlığında, bazen sokakta babasının elinden tutan bir çocuğun gözlerindeki güvende buluyorum seni.
Düşündükçe Nazım olasım gelir ve hep hasretini bir uçtan bir uca yakasım gelir...
Bir kuş hafifliğinde sana akar yüreğim, yokluğunda yok olmaktan korkarak.
Yaşadığım acıları anlatırsa birileri sana, göz yaşlarınla yıka yaralarımı.
Bizi bekliyor Hacıkumru, saatçi yokuşu...
Seni bekliyor gölet olmuş bir nisan yağmurunun çocuğu.
Hadi gel artık. Dayanamıyorum hasretine...”
Aşk cesaret ister,kocaman bir yürek ister.
Aşk hayata karşı işlenilen en doğru suç ortaklığıdır, Aşk hayatın
tekdüzeliğine, bütün sıradanlığına en soylubaşkaldırıdır. Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakışmaz. Ve elbette Aşkı suçlamak, yargılamak, karalamak inkar etmek de asla yakışık olmaz
Niçin aşk?
Nedir bu aşk denilen şey, elle tutulmaz gözle görülmez bir
şeyse nedir bu yaşanan somut acılar,güzellikler?
Tek başına aşkı tanımlamak herşeyden soyutlamak mümkün mü? Hayır! Aşk bugünlerde bazılarına göre plastikten bile yeniden yapıldı.Dünyada yaşanan suniliğe doğru gidiş aşkın etrafını sardı.
Nedir şu aşk...?
Aşk hayatın bize hazırladığı en güzel sürprizdir, bu yüzden de kalpleri ne zaman ele geçireceği hiç belli değildir. Daha ne
olduğunu bile anlayamadan onun hükümdarlığına giriverirsiniz.
Aşk; en yalın biçimde anlatılan tek kavramdır o, adı kendisidir zaten. Onu anlatmak için sonu gelmez cümleler kurmanıza gerek yoktur, 'Aşık oldum' dediğiniz an akan sular durur, küçücük çocuk bile sizi rahatlıkla anlayabilir, çünkü aşkın dili tektir.
Aşkın zamanını biz ayarlayabilseydik eğer ve kime neden aşık olduğumuzu anlayabilseydik,aşkın sırrını da çözerdik herhalde. Ama o zaman da aşkın insanı alıp götüren büyüsü tamamen kaybolurdu. Aşk hayata karşı işlenen en güzel ve en doğru suç ortakIığıdır, aşk hayatın bütün tekdüzeliğine, bütün sıradanIığına en soylu başkaldırıdır. Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakışmaz. Ve elbette yasanılan aşkı suçlamak,yargılamak, karalamak, inkar etmek de aşka yakışık kalmaz. Bu önce haksızlık, kendinize saygısızlık olur. İnsan sonuna kadar savunmalı aşkını, karşılık görmesede, acı çekeceğini hissetsede, yarın terkedileceğini bilsede, ailesini karşısına alacağını bilsede taviz vermemeli aşkından, 'Seni Seviyorum' diyebilmeli göğsünü gere gere. Aşk iste o zaman aşktır. Ve bunun dogrusu yanlışı yoktur, zaten aşkın kendisi doğrudur, kime karşı duyuluyorsa bu aşk, doğru insanda işteodur. Aşkın zamanı yoktur, hep hazırlıksız yakalar insanı. Evli olmanız, sevgilinizin olması, bir ayrılığın taze yaralarını kurutmaya
calışmanız,bağlılıktan korkmanız, ailenizden çekinmeniz, hatta sevilenin hapse girmesi bile onun hiç mi hiç umrunda değildir. İşte aşk bütün bunlara tek başınıza karşı gelebilme yurekliliğidir, belkide yeni hayata geçebilme yolu...
Aşkın ne zaman gelebileceği belli olmadığı gibi, ne zaman gideceği de hiç belli değildir. Fazla vakti yoktur onun, uzun süre beklemeye ve bekletilmeye tahammülü de yoktur. Bir başka göze bakmaya, bir başka tene dokunmaya başlaması o kadar da zor değildir...Aşktan değil, onun kaçmasından korkun ve doğruluğuna yanlışlığına bakmadan sonuna kadar savun aşkını. Biliyor musunuz, hayat zaten kocaman bir yalan, bu kadar sahteligin içinde gerçek ve doğru olan tek guzellik AŞK.! ! . Lütfen ona haksızlık etmeyin..
Aşkına sana aşık olana sahip çık ve onu kaybetme
SENİ SEVİYORUM...
Teori de mi, pratikte mi..?
SENİ SEVİYORUM...
Anlaşıldı tamam..!
SENİ SEVİYORUM...
Ne güzel... Seninle beraber iki kişi olduk...
SENİ SEVİYORUM...
Havalardandır, bana da oluyor bazen...
SENİ SEVİYORUM...
Ruh olarak mı..?
SENİ SEVİYORUM...
Neden? Bende benim bilmediğim bir şeyler mi gördün..?
SENİ SEVİYORUM...
Çok hoş... Peki başka hünerlerin de var mı..?
SENİ SEVİYORUM...
Beni bu işlere karıştırma ne olur..!
SENİ SEVİYORUM...
Üzülme zamanla geçer...
SENİ SEVİYORUM...
Hadi ya, çok ilginç... Ee, sonra..?
SENİ SEVİYORUM...
Ben de seni seviyorum... Ödeştik..!
SENİ SEVİYORUM...
Bu yeni parola mı..? Peki ben ne diyeceğim şimdi..!
SENİ SEVİYORUM...
Hayır izin vermiyorum... Bugün beni seven yarın kediyi, köpeği sever ben ciddi bir insanım..!
SENİ SEVİYORUM...
Blöfünü görüyorum, rest..!
SENİ SEVİYORUM...
Hemen soyun o zaman...
SENİ SEVİYORUM...
Gücün bana mı yetiyor, akranlarını sevsene...
SENİ SEVİYORUM...
Güzel... Peki başka çeşidin veya şuben var mı..?
SENİ SEVİYORUM...
Sen uçmuşsun, ben artık ne desem boş...
SENİ SEVİYORUM...
Allah razı olsun...
SENİ SEVİYORUM...
Ömrünü, enerjini daha faydalı işler için harcasa be canım...
SENİ SEVİYORUM...
İyi de bunun sosyal güvencesi sigortası falan yok mu..?
SENİ SEVİYORUM...
Elinden başka bir halt gelmez ki zaten...
SENİ SEVİYORUM...
Ve utanmadan birde bunu yüzüme karşı söylüyorsun ha, yıkıl karşımdan...! ! !
Aslen İskandinavya ve İngiltere mitolojisinde yer alan ve doğan peri halkı. J.R.R. Tolkien tarafından modern edebiyata kazandırılmış ve fantastik kurgunun en popüler öğelerinden biri haline gelmişlerdir. Özellikleri olarak pek çok fantastik kurguda farklı rolleri ve değişiklikleri olsa da genelde uzun ömürlü/ölümsüz, çok güzel ve etkileyici, insanımsı boyutlarda, çevik, çabuk incinecekmiş gibi zarif bir halktırlar. Büyü sanatına ilgileri fazladır.
Yaşayış tarzları olarak genelde doğa ile iç içe ve gelişimini doğa ile bir bütün olarak sağlayan bir halktır. Sakin, gelenekçi, pasifist bir yaşantıları ve tutumları vardır.
Mükemmel güzellik gibi bir sembol oluşturabildikleri kadar(Orta Dünya) , sıradan ırk olarak da değerlendirilebilir(Unutulmuş Diyarlar
guzel bır kıtap