Kendi kaleminden onu okuyun Aslen Rize’li olup 26 Şubat 1954 yılında Kasımpaşa’da doğdum. Rahmetli babam Ahmet bey deniz yollarında kıyı kaptanlığı yapardı. Babam 13 yaşında Rize’den İstanbul’a gelmiş. Çünkü o zaman hayat şartları Rize’de çok kötü, iş yok. O zamanlar çay daha Rize’ye girmemiş. Bu nedenle gurbet var. 4 erkek 1 kız olmak üzere 5 kardeşiz. Dedemin adı Tayyip olduğundan ve Recep ayında doğduğumdan ismimi “Recep Tayyip” olarak koymuşlar. Hayatımın önemli bir bölümü İstanbul’un en eski yerleşim yerlerinden biri olan Kasımpaşa’da geçti. İlkokulu Piyale Paşa İlkokulu’nda okudum. Okul yıllarında okul harçlığımı temin etmek için kağıtlı şeker satardım.
İlkokul 5. sınıfta iken din kültürü derslerimize giren okul müdürümüz (Allah rahmet eylesin) İhsan Aksoy, o dersteki başarım sebebiyle bir gün omzumdan tutarak sınıfın penceresine yaklaştırdı. Haliç’in karşısında bir yeri göstererek “seni o gördüğün okula gönderelim” dedi. Orası İstanbul İmam Hatip Okulu idi. Böylece, 1965 yılında Piyale Paşa İlkokulu bitmiş, artık İmam Hatip Lisesi yıllarım başlamıştı.
Okuldaki şiir okuma yarışmalarına, liseler arası münazaralardan,kompozisyon yarışmalarına; atletizmden, futbol turnuvalarına kadar her türlü sportif, sosyal ve kültürel etkinliklere zevkle, kazanma azmi ve gayretiyle katılırdım.
Uğur Işılak 15.11.1971 yılında Almanya'nın Neviges şehrinde dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Almanya'da tamamladıktan sonra Açık Öğretim İktisat Fakültesinde öğrenimine devam etti. Çocukluğunu, Almanya'nın Neviges şehrinde geçiren sanatçı, daha sonra ailesiyle birlikte Gelsenkirchen şehrine taşındı. Henüz çocukluk yıllarında, şiire ve şairlere olan merakı ile sekiz yaşlarında ilk şiirlerini yazmaya başladı. Oniki yaşlarında ağabeyi Abdullah Işılak'tan, bağlama çalmayı öğrendi. Bağlamada ustalaşmasıyla birlikte, genelde halk edebiyatı normlarında yazdığı şiirlerini, onüç yaşında bestelemeye başladı ve ilk albümünü 1988 yılında dinleyicinin beğenisine sundu. Albümün promosyonuyla beraber Avrupa'nın muhtelif yerlerinde konser verdi. Kendi kaset çalışmalarını devam ettirmek amacıyla 1990 yılında Almanya'da ses kayıt stüdyosu kurarak aranje ve tonmaisterlik yeteneklerini de geliştirdi. Yaklaşık 15 yıllık profesyonel sanat hayatında, sözü ve müziği kendisine ait olan 250'ye yakın eser ve titizlikle elediği yüzlerce şiir ortaya koydu.
2. SAFHA (Türkiye)
Dönen Alçak Olsun isimli yeni albümünü müzikseverlere sunmak amacıyla Temmuz 1998 yılında Türkiye'ye yerleşen sanatçı, yapım, promosyon ve dağıtım amacıyla 'Divan Müzik' şirketini kurdu. 2000 yılında aynı şirkette çıkardığı Söyleyeceklerim Var isimli albümüyle sanat dünyasında, saygın bir konum edindi. Sanatçı, 2001 yılında çıkardığı Yıldırım Gibi albümü ve Ben Ağlarsam Kıyamet Kopar adlı Albümüyle de sanatındaki derinliği bir kez daha kanıtladı.
Albümün promosyonuna paralel olarak 8 hafta ' Uğur Işılak'la Ozanca ' isimli kendi TV programını sundu. Biryandan kaliteli eserleri, şahsiyetli davranışları, vakarlı duruşu, edebi ve güzel türkçesiyle, sanatçı(lık) profilini yansıtırken, diğer yandan Anadolu değerlerine bağlılığı ve magazin dünyasından uzak kalışıyla halkla bütünleşti. Türkiye ve Avrupa genelinde verdiği konserler, çeşitli üniversite ve sivil toplum örgütlerinde yaptığı seminer ve 'Anadolu Gönül Sohbetleri', yayınlanan haber ve röportajlarıyla gerçek bir 'sanat adamı' profilini ortaya koydu.
Ozanlık geleneğinin ruhunu batı sazlarıyla buluşturarak, Türk müziğine yeni bir kimlik kazandırmanın yanı sıra, bu tarzı tüm dünyaya duyurmayı kendisine misyon edinen Uğur Işılak, Nisan 2002 da çıkacak yeni albümüyle birlikte ilk şiir kitabını piyasaya sürmeyi, düzenli olarak TV programı sunmayı ve takriben 2004-2005 yılları arasında da, ideallerine uygun yazılmış bir senaryoyla, ilk sinema filmini çekmeyi planlıyor
yürek coşkun deniz niye durgun korkum ezelden gelir habersiz dünya olup bitenden kımılda hayat veren ellerden birtas su gibi berrak solgun yüzünü sis vurmuş şehir sabisi bekle şafakta ne var
ne kadar da gayri ciddi bir tipi canlandırsa,filmlerinin temasında derin anlamlar yatar.kemal sunalın zübük,propaganda gibi çok güzel filmleri vardır.yaşasaydı olgunluk döneminde çok güzel filmlere imza atabilirdi.
1944 yılında İstanbul'da doğdu. Vefa Lisesi'nden mezun oldu. Sanat hayatı, 'Zoraki Takip' adlı tiyatro oyunuyla başladı. 1 yıl kadar Kenterler Tiyatrosu'nda çalıştıktan sonra Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda görev aldı. 1973 yılında Ertem Eğilmez'in yönettiği bir filmle sinemaya transfer oldu ve kalabalık kadrolu filmlerde rol almaya başladı.
Türk sinemasında başta 'İnek Şaban' tiplemesi olmak üzere canlandırdığı pek çok tiple sevenlerinin kalbinde taht kuran Kemal Sunal, 7'den 70'e herkesin sevgisini kazandı. 1944 yılında İstanbul'da doğan Kemal Sunal, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'ni bitirdi. Sanat yaşamına amatör olarak 'Zoraki Tabib' oyunu ile atılan Sunal, bir süre Ulvi Uraz ve Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda çalıştı. Daha sonra sinemaya geçerek, önceleri bazı filmlerde önemsiz roller canlandıran Kemal Sunal, 1973'den sonra kalabalık kadrolu komedi filmleri ile üne kavuştu.
Türk sinemasının en büyük komedyenlerinden biri olan Sunal, peşpeşe çevirdiği filmlerle ticari açıdan büyük başarı kazandı. 1977'de Antalya Film Festivali'nde 'En başarılı erkek oyuncu' ödülünü alan Sunal, oyunculuğu ve özellikle değişik tiplemesiyle Türk sinemasında komedi oyunculuğuna yeni bir soluk getirdi. 1974 yılında evlendi. Ali ve Ezo adlarında, biri kız diğeri erkek iki çocuğu oldu. 1990'lı yıllardan itibaren filmleri kesintisiz olarak televizyonlarda yayınlanmaya başladı; ama kendisi bu gösterimlerden hiç para kazanmadı.
12 Eylül öncesi dönemde yarım bıraktığı üniversiteyi, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi, Radyo Televizyon ve Sinema Bölümünü'nü 1995 yılında bitirdi ve master yapmaya başladı. Onu unutmamız mümkün değil! Hayatı boyunca toplam 82 filmde rol aldı. 3 Temmuz 2000 tarihinde öldü.
Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, 13 Şubat 1939'da Trabzon'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Trabzon'da tamamladı ve 1956 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne girdi. 1956 -1962 yılları arasında öğrenciliği sırasında İstanbul Tıp Fakültesi Talebe Cemiyeti Yönetim Kurulu, İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini üstlendi. 1962 yılında mezun oldu ve III. Cerrahi Kliniği'nde asistan olarak göreve başladı. 1963 -1965 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi Asistan Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. 1966 yılında Fakülte tarafından Almanya'da Mönchengladbach ve Düsseldorf'a gönderildi ve 15 ay süre ile burada çalışarak uzmanlık tezini hazırladı.
1967 yılında 'Mide ve Duodenum Ülseri Delinmelerinde Acil Parsiyel Gastrektomie (Primer Rezeksiyon) nin Yeri' adlı uzmanlık tezi ile Genel Cerrahi Uzmanı oldu. Kasım 1972 yılında 'Hızlı Barsak Pasajının Tedavisinde Yeni Bir Cerrahi Metod'adlı tezi ile Doçent oldu.
1973 -1974 yılları arasında Kayseri Askeri Hastanesi'nde Vatani görevini ifa etti. Askerlik dönüşü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cerrahi Kliniği'nde Üniversite Doçenti olarak göreve başladı ve 1976 Temmuz ayında Doçent kadrosuna atandı. 1978 yılında Profesör oldu. 1979 - 1981 yılları arasında Adli Tıp Kurumu Uzmanlığı ve 1981'den beri de Adli Tıp Kurumu II. İhtisas Kurulu Üyeliği görevini sürdürmekte olup, 1982 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı, 1982 -1983 yılları arasında Fakülte Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı.
1988 -1995 yılları arasında Hürriyet Gazetesi Sedat Simavi Vakfı Sağlık Bilimleri Jüri Üyeliği yaptı. 1994 yılında İstanbul Üniversitesi Rektör Danışmanı olarak atandı ve Mart 1994'de İstanbul Üniversitesi Senatosu tarafından Sağlık Bilimleri temsilcisi olarak İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu Üyeliği'ne seçildi. Ayrıca Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölüm Başkanlığı görevini de sürdürmektedir.
Ulusal ve Uluslararası dergilerde yayımlanmış birçok makale ve 5 adet kitabı bulunmaktadır. Ulusal ve Uluslararası birçok dergide hakemlik görevi yapmaktadır. 1966 yılından bugüne kadar yurtdışında (ABD - Almanya-İngiltere) çalışmalarda bulundu ve yurtiçinde de çeşitli kongre ve seminerler düzenledi. Kolon ve Rektum Hastalıkları Dergisi Editörü olup Dergi 9. yayın yılını başarı ile sürdürmektedir. Çok sayıda dernek üyeliği yapmaktadır ve halen 'Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derneği' başkanı ve Uluslararası Cerrahi Derneği Türkiye Temsilcisi, Yabancı Cerrahi Dernekleri Üyelikleri görevlerini sürdürmektedir.
1994 yılında başlayan İstanbul Üniversitesi Rektör danışmanlığı süresince üniversite yönetimine önemli katkılarda bulunan Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, Aralık 1997'de yapılan 'eğilim belirleme' seçiminde altı aday arasından en yüksek oyu (635) almış, Yüksek Öğretim Kurulu'nca rektörlüğe aday gösterilmiş ve 9. Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel tarafından atanarak 31 Aralık 1997'de İstanbul Üniversitesi Rektörü olarak göreve başlamıştır.
Prof. Dr Kemal Alemdaroğlu, evli ve iki çocuk sahibi olup, Almanca ve İngilizce bilmektedir.
Atina'dan dostluk ödülü almıştı 'Gerekirse Yunanistan'ı da alırız' diyen Prof. Alemdaroğlu'na 3 yıl önce bir dostluk ödülü verilmişti. Ödül Atina'dan geliyordu, yani Prof. Alemdaroğlu'nun 'gerekirse alırız' dediği ülkenin başkentinden. Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Derneği'nin Atina kolu adına Mr. Tascos Athanassiadis'in tavsiyeleri üzerine her iki ülkenin üniversite rektörlerini bir araya getirerek Türk -Yunan ilişkilerini pekiştiren Alemdaroğlu bu ödüle değer görülmüştü.
TSM'ni en iyi temsil eden erkek sanatçı
Kendi kaleminden onu okuyun
Aslen Rize’li olup 26 Şubat 1954 yılında Kasımpaşa’da doğdum. Rahmetli babam Ahmet bey deniz yollarında kıyı kaptanlığı yapardı. Babam 13 yaşında Rize’den İstanbul’a gelmiş. Çünkü o zaman hayat şartları Rize’de çok kötü, iş yok. O zamanlar çay daha Rize’ye girmemiş. Bu nedenle gurbet var. 4 erkek 1 kız olmak üzere 5 kardeşiz. Dedemin adı Tayyip olduğundan ve Recep ayında doğduğumdan ismimi “Recep Tayyip” olarak koymuşlar.
Hayatımın önemli bir bölümü İstanbul’un en eski yerleşim yerlerinden biri olan Kasımpaşa’da geçti.
İlkokulu Piyale Paşa İlkokulu’nda okudum. Okul yıllarında okul harçlığımı temin etmek için kağıtlı şeker satardım.
İlkokul 5. sınıfta iken din kültürü derslerimize giren okul müdürümüz (Allah rahmet eylesin) İhsan Aksoy, o dersteki başarım sebebiyle bir gün omzumdan tutarak sınıfın penceresine yaklaştırdı. Haliç’in karşısında bir yeri göstererek “seni o gördüğün okula gönderelim” dedi. Orası İstanbul İmam Hatip Okulu idi. Böylece, 1965 yılında Piyale Paşa İlkokulu bitmiş, artık İmam Hatip Lisesi yıllarım başlamıştı.
Okuldaki şiir okuma yarışmalarına, liseler arası münazaralardan,kompozisyon yarışmalarına; atletizmden, futbol turnuvalarına kadar her türlü sportif, sosyal ve kültürel etkinliklere zevkle, kazanma azmi ve gayretiyle katılırdım.
Haydi Anadolu
Yol kardeşlik yolu
Şahlansın ne varsa
Edirne’den Kars’a
Haydi Anadolu
Kalk Kalk Kalk
Uğur Işılak 15.11.1971 yılında Almanya'nın Neviges şehrinde dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Almanya'da tamamladıktan sonra Açık Öğretim İktisat Fakültesinde öğrenimine devam etti.
Çocukluğunu, Almanya'nın Neviges şehrinde geçiren sanatçı, daha sonra ailesiyle birlikte Gelsenkirchen şehrine taşındı. Henüz çocukluk yıllarında, şiire ve şairlere olan merakı ile sekiz yaşlarında ilk şiirlerini yazmaya başladı. Oniki yaşlarında ağabeyi Abdullah Işılak'tan, bağlama çalmayı öğrendi.
Bağlamada ustalaşmasıyla birlikte, genelde halk edebiyatı normlarında yazdığı şiirlerini, onüç yaşında bestelemeye başladı ve ilk albümünü 1988 yılında dinleyicinin beğenisine sundu. Albümün promosyonuyla beraber Avrupa'nın muhtelif yerlerinde konser verdi. Kendi kaset çalışmalarını devam ettirmek amacıyla 1990 yılında Almanya'da ses kayıt stüdyosu kurarak aranje ve tonmaisterlik yeteneklerini de geliştirdi.
Yaklaşık 15 yıllık profesyonel sanat hayatında, sözü ve müziği kendisine ait olan 250'ye yakın eser ve titizlikle elediği yüzlerce şiir ortaya koydu.
2. SAFHA (Türkiye)
Dönen Alçak Olsun isimli yeni albümünü müzikseverlere sunmak amacıyla Temmuz 1998 yılında Türkiye'ye yerleşen sanatçı, yapım, promosyon ve dağıtım amacıyla 'Divan Müzik' şirketini kurdu. 2000 yılında aynı şirkette çıkardığı Söyleyeceklerim Var isimli albümüyle sanat dünyasında, saygın bir konum edindi. Sanatçı, 2001 yılında çıkardığı Yıldırım Gibi albümü ve Ben Ağlarsam Kıyamet Kopar adlı Albümüyle de sanatındaki derinliği bir kez daha kanıtladı.
Albümün promosyonuna paralel olarak 8 hafta ' Uğur Işılak'la Ozanca ' isimli kendi TV programını sundu.
Biryandan kaliteli eserleri, şahsiyetli davranışları, vakarlı duruşu, edebi ve güzel türkçesiyle, sanatçı(lık) profilini yansıtırken, diğer yandan Anadolu değerlerine bağlılığı ve magazin dünyasından uzak kalışıyla halkla bütünleşti. Türkiye ve Avrupa genelinde verdiği konserler, çeşitli üniversite ve sivil toplum örgütlerinde yaptığı seminer ve 'Anadolu Gönül Sohbetleri', yayınlanan haber ve röportajlarıyla gerçek bir 'sanat adamı' profilini ortaya koydu.
Ozanlık geleneğinin ruhunu batı sazlarıyla buluşturarak, Türk müziğine yeni bir kimlik kazandırmanın yanı sıra, bu tarzı tüm dünyaya duyurmayı kendisine misyon edinen Uğur Işılak, Nisan 2002 da çıkacak yeni albümüyle birlikte ilk şiir kitabını piyasaya sürmeyi, düzenli olarak TV programı sunmayı ve takriben 2004-2005 yılları arasında da, ideallerine uygun yazılmış bir senaryoyla, ilk sinema filmini çekmeyi planlıyor
ellerin
yürek coşkun
deniz niye durgun
korkum ezelden gelir
habersiz
dünya
olup bitenden
kımılda
hayat veren
ellerden
birtas su gibi
berrak
solgun yüzünü
sis vurmuş
şehir sabisi
bekle
şafakta
ne
var
ne kadar da gayri ciddi bir tipi canlandırsa,filmlerinin temasında derin anlamlar yatar.kemal sunalın zübük,propaganda gibi çok güzel filmleri vardır.yaşasaydı olgunluk döneminde çok güzel filmlere imza atabilirdi.
1944 yılında İstanbul'da doğdu. Vefa Lisesi'nden mezun oldu. Sanat hayatı, 'Zoraki Takip' adlı tiyatro oyunuyla başladı. 1 yıl kadar Kenterler Tiyatrosu'nda çalıştıktan sonra Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda görev aldı. 1973 yılında Ertem Eğilmez'in yönettiği bir filmle sinemaya transfer oldu ve kalabalık kadrolu filmlerde rol almaya başladı.
Türk sinemasında başta 'İnek Şaban' tiplemesi olmak üzere canlandırdığı pek çok tiple sevenlerinin kalbinde taht kuran Kemal Sunal, 7'den 70'e herkesin sevgisini kazandı. 1944 yılında İstanbul'da doğan Kemal Sunal, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'ni bitirdi. Sanat yaşamına amatör olarak 'Zoraki Tabib' oyunu ile atılan Sunal, bir süre Ulvi Uraz ve Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda çalıştı. Daha sonra sinemaya geçerek, önceleri bazı filmlerde önemsiz roller canlandıran Kemal Sunal, 1973'den sonra kalabalık kadrolu komedi filmleri ile üne kavuştu.
Türk sinemasının en büyük komedyenlerinden biri olan Sunal, peşpeşe çevirdiği filmlerle ticari açıdan büyük başarı kazandı. 1977'de Antalya Film Festivali'nde 'En başarılı erkek oyuncu' ödülünü alan Sunal, oyunculuğu ve özellikle değişik tiplemesiyle Türk sinemasında komedi oyunculuğuna yeni bir soluk getirdi. 1974 yılında evlendi. Ali ve Ezo adlarında, biri kız diğeri erkek iki çocuğu oldu. 1990'lı yıllardan itibaren filmleri kesintisiz olarak televizyonlarda yayınlanmaya başladı; ama kendisi bu gösterimlerden hiç para kazanmadı.
12 Eylül öncesi dönemde yarım bıraktığı üniversiteyi, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi, Radyo Televizyon ve Sinema Bölümünü'nü 1995 yılında bitirdi ve master yapmaya başladı. Onu unutmamız mümkün değil! Hayatı boyunca toplam 82 filmde rol aldı. 3 Temmuz 2000 tarihinde öldü.
ilk çıkan gizli kameralar nasıldı acaba...
Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, 13 Şubat 1939'da Trabzon'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Trabzon'da tamamladı ve 1956 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne girdi. 1956 -1962 yılları arasında öğrenciliği sırasında İstanbul Tıp Fakültesi Talebe Cemiyeti Yönetim Kurulu, İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini üstlendi. 1962 yılında mezun oldu ve III. Cerrahi Kliniği'nde asistan olarak göreve başladı. 1963 -1965 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi Asistan Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. 1966 yılında Fakülte tarafından Almanya'da Mönchengladbach ve Düsseldorf'a gönderildi ve 15 ay süre ile burada çalışarak uzmanlık tezini hazırladı.
1967 yılında 'Mide ve Duodenum Ülseri Delinmelerinde Acil Parsiyel Gastrektomie (Primer Rezeksiyon) nin Yeri' adlı uzmanlık tezi ile Genel Cerrahi Uzmanı oldu. Kasım 1972 yılında 'Hızlı Barsak Pasajının Tedavisinde Yeni Bir Cerrahi Metod'adlı tezi ile Doçent oldu.
1973 -1974 yılları arasında Kayseri Askeri Hastanesi'nde Vatani görevini ifa etti. Askerlik dönüşü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cerrahi Kliniği'nde Üniversite Doçenti olarak göreve başladı ve 1976 Temmuz ayında Doçent kadrosuna atandı. 1978 yılında Profesör oldu. 1979 - 1981 yılları arasında Adli Tıp Kurumu Uzmanlığı ve 1981'den beri de Adli Tıp Kurumu II. İhtisas Kurulu Üyeliği görevini sürdürmekte olup, 1982 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı, 1982 -1983 yılları arasında Fakülte Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı.
1988 -1995 yılları arasında Hürriyet Gazetesi Sedat Simavi Vakfı Sağlık Bilimleri Jüri Üyeliği yaptı. 1994 yılında İstanbul Üniversitesi Rektör Danışmanı olarak atandı ve Mart 1994'de İstanbul Üniversitesi Senatosu tarafından Sağlık Bilimleri temsilcisi olarak İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu Üyeliği'ne seçildi. Ayrıca Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölüm Başkanlığı görevini de sürdürmektedir.
Ulusal ve Uluslararası dergilerde yayımlanmış birçok makale ve 5 adet kitabı bulunmaktadır. Ulusal ve Uluslararası birçok dergide hakemlik görevi yapmaktadır. 1966 yılından bugüne kadar yurtdışında (ABD - Almanya-İngiltere) çalışmalarda bulundu ve yurtiçinde de çeşitli kongre ve seminerler düzenledi. Kolon ve Rektum Hastalıkları Dergisi Editörü olup Dergi 9. yayın yılını başarı ile sürdürmektedir. Çok sayıda dernek üyeliği yapmaktadır ve halen 'Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derneği' başkanı ve Uluslararası Cerrahi Derneği Türkiye Temsilcisi, Yabancı Cerrahi Dernekleri Üyelikleri görevlerini sürdürmektedir.
1994 yılında başlayan İstanbul Üniversitesi Rektör danışmanlığı süresince üniversite yönetimine önemli katkılarda bulunan Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, Aralık 1997'de yapılan 'eğilim belirleme' seçiminde altı aday arasından en yüksek oyu (635) almış, Yüksek Öğretim Kurulu'nca rektörlüğe aday gösterilmiş ve 9. Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel tarafından atanarak 31 Aralık 1997'de İstanbul Üniversitesi Rektörü olarak göreve başlamıştır.
Prof. Dr Kemal Alemdaroğlu, evli ve iki çocuk sahibi olup, Almanca ve İngilizce bilmektedir.
Atina'dan dostluk ödülü almıştı
'Gerekirse Yunanistan'ı da alırız' diyen Prof. Alemdaroğlu'na 3 yıl önce bir dostluk ödülü verilmişti. Ödül Atina'dan geliyordu, yani Prof. Alemdaroğlu'nun 'gerekirse alırız' dediği ülkenin başkentinden. Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Derneği'nin Atina kolu adına Mr. Tascos Athanassiadis'in tavsiyeleri üzerine her iki ülkenin üniversite rektörlerini bir araya getirerek Türk -Yunan ilişkilerini pekiştiren Alemdaroğlu bu ödüle değer görülmüştü.