Baba Mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış bulunuyorum.
Ben ne kadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat bu dururumu metanetle karşılamanı istiyorum, insanlar doğar,büyür,yaşar ölürler,önemli olan çok yaşamak değil,yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir.Benim de düşmeyeceğimden şüphen olmasın,oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir, o bu yola bilerek girdi ve sonunda da bu olduğunu biliyordu. Seninle düşüncelerimiz ayrı ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil, Türkiye'de yaşayan Kürt ve Türk halklarının da anlayacağına inanıyorum. Cenazem için avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara'da 1969' ölen arkadaşım Taylan Özgür'ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul’a götürmeye kalkışma, annemi teselli etmek sana düşüyor,kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. Onun bilim adamı olmasını istiyorum,bilimle uğraşsın ve unutmasın ki bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir,son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir seni, annemi,abimi,kardeşimi Devrimciliğimin Olanca Ateşi İle Kucaklarım. Oğlun Deniz Gezmiş
ÖLÜMÜNÜN BİRİNCİ YILINDA CHE Latin Amerika'da doğmuş yılmaz bir devrimci savaşçı ve gerçek bir enternasyonalist, Ernesto Che Guevara yoldaşın, Bolivya savaş alanında kahramanca ölümünden bu yana bir yıl geçmiş bulunuyor. Kore halkı, dünya yüzündeki bütün devrimci halklarla birlikte yoldaş Che Guevara'nın ölümünün birinci yıldönümünü, düşmana alev alev yanan bir nefret ve derin bir üzüntü ile anmaktadır.
Che Guevara, gençliğinin ilk dönemlerinden itibaren, anti-emperyalist, anti-Amerikan mücadele bayrağını taşıyan halklara, kurtuluş ve özgürlük getirecek kutsal savaş yolunu tutmuş ve tüm yaşamını ezilen halkların devrimci davasına adamıştır.
Dinsel ve siyasal orta-çağ düzenbazlıkları ile maskelenen sömürünün yerini; açık, ahlâk dışı, dolaysız ve acımasız sömürü düzeninin aldığı, insan onurunu bir değişim değerine dönüştüğü, modern burjuvazinin kanlı tarihinin sahneye çıkmasından bu yana geçen uzun zaman süresinde; eski, lanetlenmiş toplumun üst tabakasını devirmek özgür ve mutlu yeni toplumun doğuşunu hazırlamak, modası geçmiş, çürümüş ne varsa hepsini süpürüp atmak ve toplumun tüm yapısını devrimci biçimde yeniden kurmak için, dünya üzerindeki nice komünistler ve devrimci savaşçılar, devrimci fırtınanın ortasında kanlarını akıtmışlar, yaşamlarını feda etmişlerdir. Che Guevara, değerli hayatının bu kutsal mücadeleye adamış ve böylece, devrimci şehitler safında onurlu bir mertebeye yükselmiştir.
Che Guevara, dar milliyetçi duygulardan tamamen uzak, gerçek bir enternasyonalist ve mücadeleden bıkmayan yorulmaz bir devrimciydi. Tüm yaşamı boyunca, o, gerçek bir enternasyonalist ve şaşmaz bir devrimci savaşçıya mükemmel bir örnek teşkil etmiştir.
Che Guevara, yoldaş Fidel Castro'nun başlarında bulunduğu Kübalı devrimcilerle birlikte silahlı bir savaşa katılmış, böylece Amerikan emperyalizmini ve onun uşağı Batista rejimini ezmeye ve Küba Devriminin zafere ulaşmasına büyük katkıda bulunmuştur. 1965 yılında, Che Guevara, devrimci cesaretle tutuşarak muzaffer Küba topraklarından ayrılmış ve mücadele alanını, kendisini çok çeşitli güçlükler ve çetin uğraşların beklediği, yeni mevzilere nakletmiştir. Latin-Amerika'nın her tarafını dolaşmış, halk kitlelerini Amerikan emperyalizmine ve onun kölelerine karşı silahlı savaş için örgütlemiş ve harekete geçirmiş, hayatının son anına kadar korkusuzca ön safta dövüşmüştür.
Che Guevara'nın devrimci uğraşları, Küba Devrimi'nin zaferini daha da pekiştirmeye ve bütünü ile Latin-Amerika devrimindeki gelişmenin hızlanmasına büyük katkıda bulunmuştur. Küba Devrimi'nin başarısı, Latin-Amerika sosyalist devriminin ilk zaferidir ve Büyük Ekim Devrimi'nin Latin-Amerika'da bir devamıdır. Küba Devrimi'nin zafere uluşması ile, yalnızca, son zamanlara kadar Amerikan emperyalizmine miras kalan bir mülk gözü ile bakılan Latin-Amerika üzerinde, şimdi, sosyalizmin kızıl bayrağı dalgalanmakta ve sosyalist kamp Batı Yarımküresine sarkmış ve gücünü bir hayli artırmış bulunmaktadır. Bugün, Latin-Amerika devriminin ön safında dimdik yürüyen Küba Cumhuriyeti, savaşan Latin-Amerika halklarının umut ışığıdır ve savaşlarının yoluna zafer ışınları saçmaktadır. Küba Devrimi'nin zaferi, Batı Yarımküresinde Amerikan emperyalizminin sömürgecilik sistemini temelinden sarsmış ve bu bölgedeki bütün halkları, kutsal özgürlük ve bağımsızlık savaşı için ayaklandırarak tüm Latin-Amerika'yı bir devrimci fırtınaya sürüklemiştir. Gerçekten, Küba Devriminin zaferi, Latin-Amerika'daki Amerikan emperyalist sisteminin sömürge egemenliğinin parçalanmaya başlamasını, uzun bir süredir bu bölgedeki halkları ezen ve sömüren Amerikan emperyalizmi hakkındaki acı hükmü ve yokolmaya mahkum bulunuşunu ifade etmektedir.
Küba Devrimi zaferinin pekiştirilmesi, değil yalnız Küba halkının ölüm-kalımını, yücelme veya düşüşünü sonuca bağlayan bir önemli sorun; fakat, aynı zamanda, Latin-Amerika devriminin genel gelişmesinin de kaderini belirleyecek bir hayati sorundur.
Devrim, bir ülkede parlak başarılarla başlar, ama, uzun bir süre şiddetli sancılar geçirir. Proletaryanın iktidarı ele geçirdiği, uluslararası kapitalizmle kuşatılmış ülkeler, kapitalizmden sosyalizme devrimci geçişin bütün tarihsel sürecinde, emperyalizmin saldırısı ve kapitalizmin eski yerini alması tehlikelerinden uzak değildir. Devrilmiş sömürücü sınıflar, daima, kaybettikleri durumlarını tekrar elde etmeye teşebbüs ederler ve yabancı emperyalistler, aralıksız olarak, silahlı istilalara, siyasal ve ideolojik bozgunculuk amacıyla entrika ve hilelere başvururlar.
Amerikan emperyalistleri ve Latin-Amerikalı gericiler, Küba Cumhuriyetinin gerçek varlığından fazlasıyla nefret etmekte ve korkmakta, inatla ve fesatla onu boğmak için dolaplar çevirmektedirler. Onlar, Küba Devrimi'nden kurtulmak, Batı yarımküresindeki komünizm umacısının hayalini kovmak ve Latin-Amerikayı bir bozkır alevi gibi saran halkların kurtuluş mücadelesini durdurmak için çaba göstermektedirler. Silahlı kuvvetlerini doğrudan doğruya harekete geçirerek Küba'yı boğmayı tasarlayan Amerikan emperyalistleri, ambargo politikası ile cendereye almak, siyasal ve ekonomik baskı uygulamak amacıyla Latin-Amerikalı gerici diktatörlük rejimlerini kendi egemenlikleri ve itaatleri altına almanın yollarını aramaktadırlar.
Devrimin nihai zaferine erişmek için, uluslararası sermayenin kuşattığı yerlerde iktidarı ele geçiren halklar, içteki kuvvetlerini her şekilde güçlendirirken, dünya sosyalist devriminin diğer müfrezelerinden sağlam destek görmek ve tüm ülkelerdeki emekçi sınıflardan ve bütün dünyanın ezilen halklarından yardım almak zorundadırlar. Diğer bir deyimle, dünya ülkelerinin çoğunluğunda, hiç olmazsa birçok birbirine komşu ülkede, emperyalist kuşatmayı sosyalist kuşatmaya dönüştürmek amacıyla, devrimler birbiri arkasına yapılmalı, proletaryanın diktatörlüğünü evrensel bir sistem haline getirmenin yolunu açmak için sosyalist bir ülkeyi kuşatan emperyalizm engelleri kırılmalı ve dünyanın ezilen halkları ile uluslararası emekçi sınıflar arasında güçlü militan dayanışma bağları kurmak için bir ülkenin sosyalist kalesinin kuşatma içinde bırakılmasına son verilmelidir. Ancak bu yolla, emperyalistlerin silahlı müdahalelerine ve kapitalizmin eski haline getirilmesi girişimlerine tamamiyle engel olunabilir ve sosyalizmin kesin zaferinin kesin güvence altına alındığından bahsolunabilir.
Sermayenin güçleri uluslararası olduğu için, halkların kurtuluşu da uluslararası bir harekettir. Ayrı ayrı ülkelerdeki devrimci hareketler ulusal hareketlerdir, ama, aynı zamanda, dünya devriminin de parçasıdırlar. Bütün ülkelerdeki halkların mücadeleleri birbirlerini tamamlayıcı ve destekleyici bir ilişki içinde olup hepsi dünya devrim çağlayanında birleşirler. Başarıya ulaşan devrim, devrimleri henüz başarıya ulaşmamış ülkelere, tecrübeleri ve örnekleriyle yardım etmeli ve dünya halklarının kurtuluş mücadelelerine siyasal, ekonomik ve askeri güçleriyle destek sağlamalıdır; bu arada, devrimlerini kazanmamış ülkeler, emperyalistlerin boğma politikalarına karşı diğer ülkelerin başarılı devrimlerini savunmak ve kendi öz devrimlerindeki zaferi çabuklaştırmak üzere daha etkin mücadele etmelidirler. Bu, dünya devrimci hareketinin gelişme yasasıdır ve halkların kurtuluş mücadeleleri sürecinde, esasen yerleşmiş bulunan mükemmel bir gelenektir.
Küba Devrimi, dünya devriminin organik bir parçasıdır ve özellikle Latin-Amerika devrim zincirinin belirleyici bir halkasını oluşturmaktadır. Küba Devrimi'nin korunması, pekiştirilmesi ve başarılarının devam ettirilmesi, yalnız Küba halkının ödevi değil, fakat, aynı zamanda, Latin-Amerika'nın tüm ezilen halklarının ve dünyanın bütün devrimci halklarının uluslararası bir yükümlülüğüdür. Dünya kapitalist sisteminde ilk gediği açan Rusya'daki Ekim Devrimi'nin getirdiklerini korumanın, dünya devriminin gelişme kaderini belirleyen önemli bir sorun olması gibi, Latin-Amerika' da Amerikan emperyalizminin sö-mürgecilik sistemine ilk gediği açan Küba Devrimi'nin kazançlarının korunması da Latin-Amerika devriminin kaderini belirleyecek önemde bir sorundur.
Küba devriminin korunmasında; Küba'nın komşusu olan Latin-Amerika ülkelerinde devrimci hareketin ilerlemesi büyük önem taşır. Devrimin parlak alevlerinin, Amerikan emperyalistlerinin ayak bastığı birçok Latin-Amerika ülkesinde parlaması oranında, Amerikan emperyalizminin gücü dağılır, yıkılır ve Amerikan emperyalistlerinin ve uşaklarının Küba'yı yoğun kuvvetlerle boğma girişimleri, kaçınılmaz şekilde bozulur. Ayrıca, devrim, öteki bazı Latin-Amerika ülkelerinde başarıya ulaşırsa, Küba, dört bir tarafından maruz bulunduğu emperyalist kuşatma halkasından kurtulur, Küba ve latin-Amerika devrimleri için elverişli bir dönem başlar ve dünya devrimi daha da hız kazanır.
Devrimin yapılması için, onun subjektif ve objektif koşullarının oluşturulması gerekir. Her ülkede, devrim, objektif devrimci durumunun yaratıldığı belli gerçeklere uyacak şekilde yürütülmelidir. Ancak, bu, devrimin, hiçbir zaman, kendiliğinden geliştiği ve olgunlaştığı anlamına gelmez. Devrim, yalnız, devrimcilerin aktif ve çetin uğraşları ile ilerleyebilir ve olgunluğa eriştirilebilir. Devrimin zorluğu nedeniyle, yalnızca, elverişli bir durumun ortaya çıkmasını bekleyip aktif mücadele ihmal edilirse, devrimci güçler gelişemez. Devrimci güçler, mücadele olmaksızın kendiliğinden hazırlanamaz, onlar ancak çetin bir mücadele ile büyür ve güçlenebilir. Hazırlıklar; devrimci güçlerin düşmanın baskısına karşı savunulması ve aynı zamanda, gerçek bir savaş içinde devamlı olarak artırılması ve geliştirilmesi suretiyle, devrimin karar saatine göre yapılmazsa, devrimin objektif durumu oluşmuş bulunsa dahi, başarıya ulaşması olanaksızdır. Zararlardan kurtulmak bahanesiyle devrimden kaçmak, halkı ömür boyunca sermayenin köleliğinde kalmaya, gaddarca sömürü ve baskıya, dayanılmaz eziyete ve aşağılanmaya, çok büyük acılar ve fedakârlıklara katlanmaya zorlamakla aynı şeydir. Genellikle, devrimin dönüm noktasında hissedilen şiddetli sancılara, daima, eski toplum ülserlerinin neden olduğu kronik ağrılardan daha kolay dayanılır. Sosyal devrim, gün ışığında geniş ve düz bir yolda yürümesi kadar kolay başarılamaz, ve, ne de rüzgar önünde seyreden bir gemi gibi rahat ilerlemez. Devrimin yolunda dikenli çalılar, çukurlar ve dönemeçler, geçici aksilikler ve kısmi kayıplar olabilir. Güçlükler karşısında çekingenlik ve devrimde fedâkarlıklardan kaçınma bir devrimciye yaraşan bir davranış değildir.
Her ülkedeki devrimcilerin ödevi; iç ve dış durumun doğru bir değerlendirmesine, dost ve düşman kuvvetler dengesinin iyi bir hesabına dayanarak, bilimsel biçimde yürütülecek dikkatli bir mücadele yolu saptamak, nüveyi kurarak devrimci güçleri toplamak ve geliştirmek, halk kitlelerini devrimin çetin tecrübelerinden geçirerek uyandırmak, normal zamanlarda gereksiz fedakârlıklardan kaçınarak ve gizli engellerin etrafından dolaşarak aktif bir mücadeleyi yoğunlaştırmak ve büyük devrim olgusuna ulaşmak için tüm hazırlıkları yapmaktır. Ve, bir kere, devrim durumu yaratıldığı zaman, gecikmeden gerici rejimi da ğıtmak için, bütün kozlarını kullanarak ayaklanma fırsatını kaçırmamalıdırlar.
Devrimci mücadelenin şekli ve yöntemi de, keza, kişilerin iradeleriyle değil, bilâkis, yaratılan bütün objektif ve subjektif durumun ve gerici egemen sınıfların direncinin hesaba alınması ile kararlaştırılır. Devrimciler, her çeşit mücadeleye hazırlıklı bulunmalı; yasal ve yasal olmayan, şiddetli ve şiddetli olmayan, siyasal ve ekonomik her türlü mücadele şekli ve yöntemini uygun biçimde birleştirerek, devrimci hareketi etkinlikle ileriye götürmelidirler. Karşı-devrimin zor kullanması, bütün sömürücü sınıfların zorunlu bir egemenlik aracıdır. İnsan evrimi, bir egemen sınıfın, boyun eğerek egemenliğini bıraktığını veya bir gerici sınıfın, karşı-devrimci zor kullanmaya girişmeden iktidardan kolaylıkla vazgeçtiğini gösteren bir olaya tanık olmamıştır. Özellikle, emperyalistler, sonlarına yaklaştıkça, egemenliklerini korumak için daha umutsuzca şiddet vasıtalarına sarılırlar. Emperyalistler, kendi ülkelerinin halklarını baskı altında tutarken, diğer ülkelere karşı saldırı ve soygunu sürdürmek için, bütün ezilen ulusların devrimci ilerlemesini, askeri kuvvetleri ile kanlı olarak durdururlar.
Bu koşullar altında, ezilen halkların kurtuluş mücadeleleri, yabancı emperyalistleri ezmek ve onlara çok yakından bağlı olan, içteki sömürücü sınıfların gerici diktatörlük mekanizmasını devirmek için, devrimci zor kullanılmadıkça, başarıya ulaşamaz. Şiddete şiddetle karşı koymak ve karşı-devrimci silahlı kuvvetleri, devrimci silahlı kuvvetlerle ezmek zorunludur...
Che Guevara'nın, proletarya enternasyonalizmi ve anti-emperyalist, anti-Amerikan mücadele bayrağı altında, Latin-Amerikan devrimcileri ile birlikte, Küba Devrimi'ni savunmak ve bu bölgedeki ezilen halkların kurtuluş gününü çabuklaştırmak için, fedakârlığı gözönüne alarak silah elde, Latin-Amerika'nın çeşitli ülkelerindeki aktif ve kahramanca devrimci mücadeleyi yaymış olması, tamamiyle savunulacak ve hayranlıkla savunulacak bir durumdur. Bütün dünyanın devrimci halkları, Latin-Amerika devrimcileri ile birlikte, kahramanca silahlı savaşa katılan Che Guevara'nın yiğit dayanışma sempatilerini ifade ederler. Che Guevara'nın parlak örneği, yalnız Latin-Amerika halkı için, onların devrimci müca-delelerinde değil, ayrıca, Asya ve Afrika halkları için de, kurtuluş savaşlarında bir fazilet örneğidir ve onlara kahramanlık aşılamaktadır.
Che Guevara, artık, aramızda bulunmamaktadır. Fakat, kanını hiç de boşuna akıtmamıştır. Adı ve gösterdiği unutulmaz devrimci kahramanlıkları, insanoğlunun kurtuluş tarihine malolacak ve yüksek devrimci ruhu ölümsüzleşecektir. Asya, Afrika ve Latin-Amerika'daki devrimci mücadelelerin kesin savaş sahnelerinde, binlerce, onbinlerce Che Guevara ortaya çıkacak ve yarım bıraktığı devrimci dava; Latin-Amerika devrimcilerinin ve bütün dünyadaki devrimci halkların mücadeleleri ile mutlaka başarıya ulaşacaktır...
Ø 14 Haziran 1928: Ernesto Guevara Lynch ve Celia de la Cerna’y’ý n beþ çocuklarý ný n en büyüð ü olarak Arjantin’in Rosario kentinde dünyaya geldi. Ø 1945: Ailesi ile Buenos Aires’e göçtü. Ø 1945-51: Buenos Aires Tý p Yüksek Okulu’nda öð rencilik yý llarý . Ø Ocak-Temmuz 1952: Peru, Kolombiya ve Venezuela gezileri. Ø 10 Mart 1953: Küba’da Batista askeri darbesi gerçekleþ ir. Ø Mart 1953: Tý p okulundan mezun oldu. Ø 26 Temmuz 1953: Fidel Moncado Ký þ lasý baský ný nda baþ arý sý z olur, 50 kadar yoldaþ ý katledilirken Fidel’in de içinde olduð u bir grup yakalaný r. Ø 1953: Latin Amerika turuna çý kar, Bolivya’da 1952 devriminin sonuçlarý ný inceler. Ø 24 Aralý k 1953: Guatemala’ya varý r. Ø Ocak-Haziran 1954: Guatemala’da devrim için çalý þ ý r, Marksizmi öð renir, Kübalý sürgünlerle taný þ ý r. Ø 17 Haziran: CIA desteð indeki kiralý k askerler Guatemala’yý istila eder. Che savaþ mak için gönüllü olsa da saçimle iþ baþ ý na gelen Arbenz halký silahlandý rmayý reddeder. Ø 27 Haziran: Arbenz istifa eder. Ø Að ustos: Baþ kente giren kiralý k CIA askerleri katliamlara giriþ ir, Che Arjantin Büyükelçilið i’ne sý ð ý ný r. Ø 21 Eylül: Mexico City’ye geçer ve doktor olarak çalý þ maya baþ lar. Ø 16 Mayý s 1955: Küba halký ný n kampanyalarý sonucu Fidel ve yoldaþ larý serbest bý raký lý r. Ø Haziran: Raul Castro ile taný þ ý r. Ø 7 Temmuz: Fidel Meksika’ya gelir. Ø Temmuz-Að ustos: Fidel ile taný þ ý r; Küba’ya düzenlenecek gerilla seferi için hazý rlý klara baþ lar; Kübalý lar ona Che adý ný takarlar. Ø 24 Haziran 1956: Meksika polisi Che ve Fidel’in de aralarý nda bulunduð u 28 kiþ iyi gözaltý na alý r ve 57 gün tutar. Ø 25 Kasý m: Granma, Meksika’ný n Tuxpan limaný ndan yola çý kar. Ø 30 Kasý m: Frank Pais, Granma yolcularý ný n adaya varacaklarý tarihe denk gelecek biçimde Santiago de Cuba ayaklanmasý ný baþ latý r. Ø 2 Aralý k: Granma, Küba’ya varý r. Ø 5 Aralý k: Batista’ný n askeri birlikleri gerillalarý fark eder, çý kan çatý þ mada çoð u gerilla ölür ya da yakalaný rken Che de yaralaný r. Ø 20 Aralý k: Che ve Fidel’in gerilla gruplarý bir araya gelir; yaklaþ ý k iki düzine kadardý rlar. Ø 27-28 Mayý s 1957: Sierra Maestra’da bir askeri ký þ la ele geçirilir. Ø Temmuz: Gerillalarý n Direniþ Ordusu’nun ikinci kolu örgütlenir ve Che binbaþ ý olarak kolun komutanlý ð ý ný üstlenir. Ø 9 Nisan 1958: 26 Temmuz Hareketi’nin genel grev çað rý sý baþ arý sý zlý ð a uð rar. Ø 24 Mayý s: Batista, Sierra Maestra’ya yönelik kapsamlý bir harekat baþ latý r. Ø Temmuz: Direniþ Ordusu’nun karþ ý saldý rý sý baþ lar. Ø 31 Að ustos: Che, ülkenin merkezinde yer alan Las Villas eyaletine doð ru yürüyüþ e geçer. Camilio Cienfuegos da Pinar del Rio eyaletine doð tu yürüyüþ e geçmiþ tir. Ø 16 Ekim: Escambray Dað larý na varan Che’nin yönetimindeki gerilla kolu dið er kuvvetlerle bað lantý kurar. Ø Aralý k: Che ve Cienfuegos’un birlikleri bazý kentleri ele geçirir. Ø 28 Aralý k: Che’nin birlið i Las Villas’ý n baþ kenti Santa Clara’ya taarruza geçer. Ø 1 Ocak 1959: Batista, gece yarý sý Küba’dan kaçar, Santa Clara ele geçirilir, Fidel duruma el koyar, Che ve Cienfuegos Havana’ya çað rý lý r. Ø 2 Ocak: Fidel’in devrimci genel grev çað rý sý hayatý felce uð ratý r, Che’nin gerilla kolu Havana’ya girerek La Cabana kalesini ele geçirir. Ø 8 Ocak: Fidel, Havana’ya gelir, yüzbinlerce insan tarafý ndan karþ ý laný r. Ø 9 Þ ubat: Che, Küba’ný n kurtuluþ una katký larý ndan ötürü Küba vatandaþ ý ilan edilir. Ø 16 Þ ubat: Fidel başbakan olur. Ø 27 Þ ubat: Elektrik fiyatları düşürülür. Ø 6 Mart: Kiralar yüzde 30-50 oraný nda azaltılır. Ø Mart: Her türlü ırk ayrý mý yasadý þ ý ilan edilir. Ø 17 Mayý s: Tarý m reformu ilan edilir. Toprak mülkiyeti bin dönümle sý ný rlandý rý lý r, geri kalan topraklar köylülere dað ý tý lý r. Ø 12 Haziran-8 Eylül: Devrimci Küba hükümetinin temsilcisi olarak Avrupa, Asya ve Afrika’yý gezen Che ticari, teknik ve kültürel anlaþ malar imzalar. Ø 7 Ekim: Ulusal Terý m Reformu Enstitüsü Sanayi Þ ubesi’nin yönetimine ataný r. Ø 21 Ekim: Karþ ý devrimci ayaklanma baþ arý sý zlý kla sonuçlaný r. Ø 26 Ekim: Karþ ý devrimle mücadele amacý yla Ulusal Devrimci Milis Güçleri oluþ turulur. Ø 28 Ekim: Cienfuegos’un uçað ý düþ er ve ölür. Ø 26 Kasý m: Che, ülke ekonomisinin baþ ý na getirilir. Ø 17 Mart 1960: ABD Baþ kaný Eisenhower, CIA’ya Küba’yý istila etmek üzere Kübalý sý ð ý nmacý larý n hazý rlanmasý talimatý ný verir. Ø 8 Mayý s: Küba, SSCB ile diplomatik iliþ ki kurar. Ø 29 Haziran-1 Temmuz: SSCB’den gelen petrolü arý tmayý reddeden petrol arý tma þ irketleri devletleþ tirilir. Ø 6 Temmuz: Eisenhower, ABD’nin Küba’dan satý n alacað ý þ eker miktarý ný azaltý r. Ø 9 Temmuz: SSCB, ABD’nin almayý reddettið i tüm þ ekeri alacað ý ný açý klar. Ø 6 Að ustos: ABD’nin ekonomik saldý rý sý üzerine devrimci hükümet Küba’daki ABD þ irketlerini kamulaþ tý rmak üzere kararname hazý rlar. Ø 28 Eylül: Fidel, karþ ý devrimci etkinliklere karþ ý Devrimi Savunma Komiteleri’nin kurulacað ý ný açý klar. Ø 13 Ekim: Devrimci hükümet ülkedeki bankalarý ve 382 büyük sanayi firmasý ný kamulaþ tý rý r. Ø 14 Ekim: Kentleþ me reformu yasasý yla birlikte tüm Kübalý larý n içinde oturduklarý evlerin sahibi olmalarý güvence altý na alý ný r. Ø 19 Ekim: ABD, Küba’ya ký smi ambargo uygulanmasý kararý alý r. Ø 21 Ekim: Che, SSCB, Demokratik Almanya Cumhuriyeti, Çekoslovakya, Çin ve K. Kore’yi kapsayan gezisine baþ lar. Ø 24 Ekim: Küba’da kalan tüm ABD þ irketleri devletleþ tirilir. 3 Ocak 1961: ABD, Küba’yla diplomatik iliþ kilerini keser. Ø 6 Ocak: Che, SSCB ve dið er ülkelerle imzalanan anlaþ malarý halka açý klar. Ø 17 Ocak: ABD, vatandaþ larý ný n Küba’ya gitmesini yasaklar. Ø 23 Þ ubat: Yeni kurulan Sanayi Bakanlý ð ý ’na Che getirilir. 31 Mart: ABD Baþ kaný Kennedy, Küba’ný n þ eker kotasý ný kaldý rý r. Ø 15 Nisan: CIA’ný n örgütledið i karþ ý devrimci istila planý ný n ilk bölümü olarak Santiago de Cuba ve Havana bombalaný r, 7 ölü, 53 yaralý . Ø 16 Nisan: Saldý rý da ölenler için düzenlenen toplantý da Fidel, devrimin sosyalist nitelið ini açý klayarak halký büyük saldý rý lara karþ ý uyarý r. Ø 17 Nisan: CIA’ný n 1500 paralý askeri Domuzlar Körfezi çý kartmasý ile istila giriþ mine baþ lar, devrimci milis güçleri harekete geçer, Che Pinar del Rio’daki birliklere komuta etmek üzere görevlendirilir. Ø 19 Nisan: Son kiralý k askerler de ele geçirilir.
Ø 8 Að ustos: Che, Küba temsilcisi olarak Uruguay’da düzenlenen Amerika Devletler Örgütü Ekonomik ve Toplumsal Konferansý ’na katý lý r. Ø 22 Aralý k: Bir yý ldý r süren okuma yazma seferberlið i tamamlaný r. Ø 31 Ocak 1962: Küba, Amerika Devletler Örgütü’nden çý karý lý r. Ø 3 Þ ubat: Kennedy, Küba’ya tam ambargo uygulanmasý ný emreder. Ø 4 Þ ubat: Küba, Amerika Devletler Örgütü’ne cevaben Ý kinci Havana Bildirisi’ni yayý nlayarak Latin Amerika’daki devrimci mücadelelerle dayaný þ ma ve iþ birlið i içinde olunacað ý ný vurgular. Ø 8 Mart: 26 Temmuz Hareketi, Sosyalist Halk Partisi ve Devrimci Direktuar’ý n birleþ tirilmesi amacý yla Birleþ ik Devrimci Örgütler Ulusal Direktuarý kurulur ve Che Ulusal Direktuar üyesi seçilir. Ø 27 Að ustos-7 Eylül: Che yeniden SSCB’yi ziyaret eder. Ø 22 Ekim: Kennedy, Küba’ný n ABD saldý rý sý ihtimaline karþ ý SSCB’den nükleer baþ lý k taþ ý yabilecek füzeler getirttið ini öne sürerek ‘Füze Krizi’ni baþ latý r, SSCB’yi nükleer savaþ la tehdit eder, Küba’da halk seferberlið i baþ lar, Che Pinar del Rio’daki milislere komuta etmek üzere görevlendirilir. Ø 28 Ekim: SSCB lideri Kruþ çev, ABD’nin Küba’yý iþ gal etmeme sözüne karþ ý lý k füzeleri adadan çekmeyi kabul eder. Ø 1963: Birleþ ik Devrimci Örgütler Ulusal Direktuarý ’ný n yeniden örgütlenmesiyle Sosyalist Devrim Partisi kurulur ve Che, Ulusal Direktuar üyelið ine getirilir. Ø 3-17 Temmuz: Bað ý msý zlý ð ý na kavuþ an Cezayir’i ziyaret eder. Ø 4 Ekim: Ý kinci tarý m reformu ilan edilerek toprak mülkiyeti 167 dönümle sý ný rlandý rý lý r. Ø 25 Mart 1964: Che, Birleþ miþ Milletler Dünya Ticaret ve Kalký nma Konferansý ’nda bir konuþ ma yapar. Ø 4-19 Kasý m: SSCB’yi ziyaret eder. Ø 9 Aralý k: Dünya gezisine çý kar. Ø 11 Aralý k: Birleþ miþ Milletler Genel Kurulu’nda konuþ ur. Ø 17 Aralý k: Afrika’ya varý r; Cezayir, Mali, Kongo, Gine, Gana, Dahomey, Tanzanya ve Mý sý r’ý ziyaret eder. Ø 24 Þ ubat 1965: Cezayir’de Asya-Afrika Daný þ ma Örgütü Ý kinci Ekonomik Semineri’nde bir konuþ ma yapar. Ø 14 Mart: Küba’ya döner. Ø 1 Nisan: Fidel’e veda mektubunu iletir ve uluslararasý bir görevle Küba’dan ayrý lý r. Ø 1 Ekim: Küba Komünist Partisi kurulur. Ø 3 Ekim: Fidel, KKP’nin büyük halk toplantý sý nda Che’nin mektubunu okur. Ø Aralý k: Che, devrimci güçlere destek verdið i Kongo’dan gizli bir þ ekilde Küba’ya döner. Ø 3-14 Ocak 1966: Tricontinental’in Asya, Afrika ve Latin Amerika Halklarý Dayaný þ ma Konferansý , Havana’da toplaný r. Ø Temmuz: Che, Bolivya’daki görev için seçilen Küba uluslararasý müfrezesiyle buluþ ur. Ø 4 Kasý m: Sahte isimle Bolivya’ya girer. Ø 7 Kasý m: Gerilla kampý na varý r. Ø 23 Mart 1967: Gerillalar Bolivya ordu birlið ini tuzað a düþ ürür. Ø 16 Nisan: Tricontinental’de Che’nin ‘Ý ki Üç Daha Fazla Vietnam’ yaratma mesajý yayý nlaný r. Ø 31 Temmuz-10 Að ustos: Tüm gerilla hareketlerini destekledið ini açý klayan Latin Amerika Dayaný þ ma Örgütü konferansý nda Che onursal baþ kan seçilir. Ø Mayý s-Ekim: Che’nin birlið i giderek yalný zlaþ ý r ve güçleri bölünürken binlerce kiþ ilik Bolivya ordusu yaklaþ maya baþ lar. Ø 8 Ekim: Aralarý nda Che’nin de bulunduð u 17 gerilla tutsak alý ný r, Che að ý r yaralaný r. Ø 9 Ekim: Washington’dan gelen emir üzerine Che katledilir. Ø 15 Ekim: Fidel, Che’nin ölümünü doð rular, Küba’da ulusal yas ilan edilir, 8 Ekim Kahraman Gerilla Günü ilan edilir. Ø 18 Ekim: Fidel, Havana Devrim Meydaný ’nda yüzbinlerce kiþ iye Che aný sý na tarihi konuþ masý ný yapa
Che henüz iki yasinda iken ilk astim krizine yakalandi.Sierra Maestra'da Batista ordularina karsi savasirken Che'ye zorlu dakikalar yasatan bu hastalik,Bolivya ormanlarinda Barrientos'un askerleri tarafindan vuruluncaya kadar yakasini birakmadi. Yüksek mühendis olan babasi Ernesto Guevara Lynch, Irlanda asilli bir aileden, annesi Clia dela Sena ise Irlandali-Ispanyol karisimi bir aileden geliyordu.Che üç yasinda iken ailesi Buenos Aires'e yerlesti. Daha sonralari astim krizlerinden dolayi Che'nin durumu dahada kötülesti. Doktorlar tedavisinin çok güç oldugunu, mutlaka iklim degistirmesi gerektigini söylediler. Böylece Guevara ailesi yeniden göç etti.Cordoba'ya yerlestiler. Guevara ailesi tipik bir burjuva ailesi idi. Politik egilimleri itibariyla da sola açik liberal olarak taninirlardi. Ispanya iç savasinda açikça cumhuriyetçileri desteklemislerdi. Zamanla maddi durumlari bozuldu. Che, egitim bakanligina bagli Dean Funes lisesine basladi. Okulda Ingilizce egitim yapilirken, annesinden de fransizca ögreniyordu. Daha ondört yasindayken Freud'un kitaplarini okumaya baslayan Che, fransizca siirlere bayilirdi. Baudelaire'e karsi büyük bir tutkusu vardi. Onalti yasinda ise Neruda'ya hayran olmustu. Guevara ailesi,1944 yilinda Buenos Aieres'e göçtü. Durumlari iyiden iyiye bozulmustu. Che, biryandan ögrenimine devam ederken bir yandan da çalisiyordu.Tip fakültesine yazildi. Fakültedeki ilkyillarinda Arjantin'in kuzey ve bati bölgelerini bastan basa dolasmis, buralardaki orman köylerinde cüzzam ve tropikal hastaliklar üzerinde çalismalar yapmisti. Son sinifta iken Che, arkadasi Alberto Granadas ile bütün Latin Amerika'yi içine alan bir motosiklet turuna çikti. Bu tur ona, Latin Amerika'nin sömürülen köylülerini yakindan tanima firsati verdi. Che, 1953 yilinin Mart ayinda üniversiteyi bitirmis doktor olmustu. Venezuella'daki cüzzam kolonisinde çalismak üzere anlasmisti. Buraya gitmek için çiktigi yolculugu sirasinda Peru'ya da ugradi. Orada yerliler hakkinda daha önce yayinlanmis bir incelemesi yüzünden tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hapisten çiktiktan sonra Ekvator'da bir kaç gün kaldi. Burada Ricardo Rojo adinda bir avukatla tanismasi hayatinin dönüm noktasi oldu. Che, Venezulla'ya gitmekten vazgeçip, Ricardo Rojo ile birlikte Guetamala'ya gitti. Devrimci Arbenz Hükümeti sagci bir darbe ile devrilince Arjantin büyük elçiligine sigindi. Ilk firsatta ihtilalcilerin safina katildi. Faaliyetlerinden dolayi elçilik binasindan çikartildi. Guetamala'da kalmasi tehlikeli bir durum alinca Meksika'ya gitti. Ernesto, Guatemala'da bir çok Kübali sürgün ve Fidel Castro'nun kardesi Raul ile karsilasmisti. Meksika'ya geçtiginde ise Fidel Castro ve arkadaslari ile tanisarak Küba devrimcileri safinda yer aldi. Daha sonra Granma gemisiyle Küba'ya hareket etti ve savasin sonuna kadar en ön safhada yer aldi. Devrim sonrasinda Binbasi Ernesto Che Guevara Havana'nin la Cabana Kalesi'nin komutanligina getirildi.1959 yilinda Küba vatandasi ilan edildi. Bir süre sonra silah arkadasi Aleida March ile evlendi. 7 Ekim 1959'da Milli Tarim Reformu Enstitüsü baskanligina atandi. 26 Kasim'da da Küba Milli Bankasi baskanligina getirildi. Böylece Che ülkenin mali islerini yüklenmis oluyordu. 23 Subat 1961'de Küba Devrim Hükümeti bir sanayi bakanligi kurarak Che'yi bunun basina getirdi. Ancak Playa Giran çatismasi sirasinda, tekrar kale komutanligi görevine getirildi. Daha sonra az gelismis ülkelere çesitli seyahatlar yapan Che, sömürülen halklari ve emperyalistleri daha yakindan tanima firsati buldu. Bu durum Che'nin savasci yaninin tekrar canlanmasina yol açti. Artik baska Latin Amerika ülkelerine gidip halklari örgütlemesi gerektigi kararini vermisti.1965 Eylül'ünde bilinmeyen ülkelere dogru yola çikti. 3 Ekim 1965'de Fidel Castro, Che'nin ünlü veda mektubunu Küba Halki'na okudu. ...Ve ölüm Che'yi Bolivya'da Higueras yakinlarinda yakaladi. Barrientos'un askerleri O'nu 7 Ekim 1967 gecesi Hieguras yakinlarinda kistirdilar. Bacagindan agir bir yara aldi ve Hieguras'da bir okula hapsedildi. Kimsenin karsisinda egilmedi. Ve 9 Ekim günü Barrientos'un kiralik katillerinden Mario Turan'in dokuz kursunuyla can verdi
che asağılanmıs ve somurulen guney amerikanın yoksul insanlarını bu durumdan kurtarmak ve bastakı batista rejimini yıkmak için silah arkadaslarıyla dağlarda durmadan yılmadan çatışan bir asker,komutan,bir insandır.che ve arkadaşları ne kadar insanlığa sahip cıksada onların karsısındakiler har zaman insanlığı yok etmek için calısacaktır bush, saddam, ladin, alpaslan türkeş, cem uzan, erbakan,unakıtan,ocalan,vb
Baba
Mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış bulunuyorum.
Ben ne kadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceğinizi biliyorum.
Fakat bu dururumu metanetle karşılamanı istiyorum, insanlar doğar,büyür,yaşar ölürler,önemli olan çok yaşamak değil,yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir.
Bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum.
Ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir.Benim de düşmeyeceğimden şüphen olmasın,oğlun, ölüm
karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir, o bu yola bilerek girdi ve sonunda da bu olduğunu biliyordu.
Seninle düşüncelerimiz ayrı ama beni anlayacağını tahmin ediyorum.
Sadece senin değil, Türkiye'de yaşayan Kürt ve Türk halklarının da anlayacağına inanıyorum.
Cenazem için avukatlarıma gerekli talimatı verdim.
Ayrıca savcıya da bildireceğim.
Ankara'da 1969' ölen arkadaşım Taylan Özgür'ün yanına gömülmek istiyorum.
Onun için cenazemi İstanbul’a götürmeye kalkışma, annemi teselli etmek sana düşüyor,kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum.
Kendisine özellikle tembih et.
Onun bilim adamı olmasını istiyorum,bilimle uğraşsın ve
unutmasın ki bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir,son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık
duymadığımı belirtir seni, annemi,abimi,kardeşimi
Devrimciliğimin Olanca Ateşi İle Kucaklarım.
Oğlun
Deniz Gezmiş
ÖLÜMÜNÜN BİRİNCİ YILINDA CHE
Latin Amerika'da doğmuş yılmaz bir devrimci savaşçı ve gerçek bir enternasyonalist, Ernesto Che Guevara yoldaşın, Bolivya savaş alanında kahramanca ölümünden bu yana bir yıl geçmiş bulunuyor. Kore halkı, dünya yüzündeki bütün devrimci halklarla birlikte yoldaş Che Guevara'nın ölümünün birinci yıldönümünü, düşmana alev alev yanan bir nefret ve derin bir üzüntü ile anmaktadır.
Che Guevara, gençliğinin ilk dönemlerinden itibaren, anti-emperyalist, anti-Amerikan mücadele bayrağını taşıyan halklara, kurtuluş ve özgürlük getirecek kutsal savaş yolunu tutmuş ve tüm yaşamını ezilen halkların devrimci davasına adamıştır.
Dinsel ve siyasal orta-çağ düzenbazlıkları ile maskelenen sömürünün yerini; açık, ahlâk dışı, dolaysız ve acımasız sömürü düzeninin aldığı, insan onurunu bir değişim değerine dönüştüğü, modern burjuvazinin kanlı tarihinin sahneye çıkmasından bu yana geçen uzun zaman süresinde; eski, lanetlenmiş toplumun üst tabakasını devirmek özgür ve mutlu yeni toplumun doğuşunu hazırlamak, modası geçmiş, çürümüş ne varsa hepsini süpürüp atmak ve toplumun tüm yapısını devrimci biçimde yeniden kurmak için, dünya üzerindeki nice komünistler ve devrimci savaşçılar, devrimci fırtınanın ortasında kanlarını akıtmışlar, yaşamlarını feda etmişlerdir. Che Guevara, değerli hayatının bu kutsal mücadeleye adamış ve böylece, devrimci şehitler safında onurlu bir mertebeye yükselmiştir.
Che Guevara, dar milliyetçi duygulardan tamamen uzak, gerçek bir enternasyonalist ve mücadeleden bıkmayan yorulmaz bir devrimciydi. Tüm yaşamı boyunca, o, gerçek bir enternasyonalist ve şaşmaz bir devrimci savaşçıya mükemmel bir örnek teşkil etmiştir.
Che Guevara, yoldaş Fidel Castro'nun başlarında bulunduğu Kübalı devrimcilerle birlikte silahlı bir savaşa katılmış, böylece Amerikan emperyalizmini ve onun uşağı Batista rejimini ezmeye ve Küba Devriminin zafere ulaşmasına büyük katkıda bulunmuştur. 1965 yılında, Che Guevara, devrimci cesaretle tutuşarak muzaffer Küba topraklarından ayrılmış ve mücadele alanını, kendisini çok çeşitli güçlükler ve çetin uğraşların beklediği, yeni mevzilere nakletmiştir. Latin-Amerika'nın her tarafını dolaşmış, halk kitlelerini Amerikan emperyalizmine ve onun kölelerine karşı silahlı savaş için örgütlemiş ve harekete geçirmiş, hayatının son anına kadar korkusuzca ön safta dövüşmüştür.
Che Guevara'nın devrimci uğraşları, Küba Devrimi'nin zaferini daha da pekiştirmeye ve bütünü ile Latin-Amerika devrimindeki gelişmenin hızlanmasına büyük katkıda bulunmuştur.
Küba Devrimi'nin başarısı, Latin-Amerika sosyalist devriminin ilk zaferidir ve Büyük Ekim Devrimi'nin Latin-Amerika'da bir devamıdır. Küba Devrimi'nin zafere uluşması ile, yalnızca, son zamanlara kadar Amerikan emperyalizmine miras kalan bir mülk gözü ile bakılan Latin-Amerika üzerinde, şimdi, sosyalizmin kızıl bayrağı dalgalanmakta ve sosyalist kamp Batı Yarımküresine sarkmış ve gücünü bir hayli artırmış bulunmaktadır. Bugün, Latin-Amerika devriminin ön safında dimdik yürüyen Küba Cumhuriyeti, savaşan Latin-Amerika halklarının umut ışığıdır ve savaşlarının yoluna zafer ışınları saçmaktadır. Küba Devrimi'nin zaferi, Batı Yarımküresinde Amerikan emperyalizminin sömürgecilik sistemini temelinden sarsmış ve bu bölgedeki bütün halkları, kutsal özgürlük ve bağımsızlık savaşı için ayaklandırarak tüm Latin-Amerika'yı bir devrimci fırtınaya sürüklemiştir. Gerçekten, Küba Devriminin zaferi, Latin-Amerika'daki Amerikan emperyalist sisteminin sömürge egemenliğinin parçalanmaya başlamasını, uzun bir süredir bu bölgedeki halkları ezen ve sömüren Amerikan emperyalizmi hakkındaki acı hükmü ve yokolmaya mahkum bulunuşunu ifade etmektedir.
Küba Devrimi zaferinin pekiştirilmesi, değil yalnız Küba halkının ölüm-kalımını, yücelme veya düşüşünü sonuca bağlayan bir önemli sorun; fakat, aynı zamanda, Latin-Amerika devriminin genel gelişmesinin de kaderini belirleyecek bir hayati sorundur.
Devrim, bir ülkede parlak başarılarla başlar, ama, uzun bir süre şiddetli sancılar geçirir. Proletaryanın iktidarı ele geçirdiği, uluslararası kapitalizmle kuşatılmış ülkeler, kapitalizmden sosyalizme devrimci geçişin bütün tarihsel sürecinde, emperyalizmin saldırısı ve kapitalizmin eski yerini alması tehlikelerinden uzak değildir. Devrilmiş sömürücü sınıflar, daima, kaybettikleri durumlarını tekrar elde etmeye teşebbüs ederler ve yabancı emperyalistler, aralıksız olarak, silahlı istilalara, siyasal ve ideolojik bozgunculuk amacıyla entrika ve hilelere başvururlar.
Amerikan emperyalistleri ve Latin-Amerikalı gericiler, Küba Cumhuriyetinin gerçek varlığından fazlasıyla nefret etmekte ve korkmakta, inatla ve fesatla onu boğmak için dolaplar çevirmektedirler. Onlar, Küba Devrimi'nden kurtulmak, Batı yarımküresindeki komünizm umacısının hayalini kovmak ve Latin-Amerikayı bir bozkır alevi gibi saran halkların kurtuluş mücadelesini durdurmak için çaba göstermektedirler. Silahlı kuvvetlerini doğrudan doğruya harekete geçirerek Küba'yı boğmayı tasarlayan Amerikan emperyalistleri, ambargo politikası ile cendereye almak, siyasal ve ekonomik baskı uygulamak amacıyla Latin-Amerikalı gerici diktatörlük rejimlerini kendi egemenlikleri ve itaatleri altına almanın yollarını aramaktadırlar.
Devrimin nihai zaferine erişmek için, uluslararası sermayenin kuşattığı yerlerde iktidarı ele geçiren halklar, içteki kuvvetlerini her şekilde güçlendirirken, dünya sosyalist devriminin diğer müfrezelerinden sağlam destek görmek ve tüm ülkelerdeki emekçi sınıflardan ve bütün dünyanın ezilen halklarından yardım almak zorundadırlar. Diğer bir deyimle, dünya ülkelerinin çoğunluğunda, hiç olmazsa birçok birbirine komşu ülkede, emperyalist kuşatmayı sosyalist kuşatmaya dönüştürmek amacıyla, devrimler birbiri arkasına yapılmalı, proletaryanın diktatörlüğünü evrensel bir sistem haline getirmenin yolunu açmak için sosyalist bir ülkeyi kuşatan emperyalizm engelleri kırılmalı ve dünyanın ezilen halkları ile uluslararası emekçi sınıflar arasında güçlü militan dayanışma bağları kurmak için bir ülkenin sosyalist kalesinin kuşatma içinde bırakılmasına son verilmelidir. Ancak bu yolla, emperyalistlerin silahlı müdahalelerine ve kapitalizmin eski haline getirilmesi girişimlerine tamamiyle engel olunabilir ve sosyalizmin kesin zaferinin kesin güvence altına alındığından bahsolunabilir.
Sermayenin güçleri uluslararası olduğu için, halkların kurtuluşu da uluslararası bir harekettir. Ayrı ayrı ülkelerdeki devrimci hareketler ulusal hareketlerdir, ama, aynı zamanda, dünya devriminin de parçasıdırlar. Bütün ülkelerdeki halkların mücadeleleri birbirlerini tamamlayıcı ve destekleyici bir ilişki içinde olup hepsi dünya devrim çağlayanında birleşirler. Başarıya ulaşan devrim, devrimleri henüz başarıya ulaşmamış ülkelere, tecrübeleri ve örnekleriyle yardım etmeli ve dünya halklarının kurtuluş mücadelelerine siyasal, ekonomik ve askeri güçleriyle destek sağlamalıdır; bu arada, devrimlerini kazanmamış ülkeler, emperyalistlerin boğma politikalarına karşı diğer ülkelerin başarılı devrimlerini savunmak ve kendi öz devrimlerindeki zaferi çabuklaştırmak üzere daha etkin mücadele etmelidirler. Bu, dünya devrimci hareketinin gelişme yasasıdır ve halkların kurtuluş mücadeleleri sürecinde, esasen yerleşmiş bulunan mükemmel bir gelenektir.
Küba Devrimi, dünya devriminin organik bir parçasıdır ve özellikle Latin-Amerika devrim zincirinin belirleyici bir halkasını oluşturmaktadır. Küba Devrimi'nin korunması, pekiştirilmesi ve başarılarının devam ettirilmesi, yalnız Küba halkının ödevi değil, fakat, aynı zamanda, Latin-Amerika'nın tüm ezilen halklarının ve dünyanın bütün devrimci halklarının uluslararası bir yükümlülüğüdür. Dünya kapitalist sisteminde ilk gediği açan Rusya'daki Ekim Devrimi'nin getirdiklerini korumanın, dünya devriminin gelişme kaderini belirleyen önemli bir sorun olması gibi, Latin-Amerika' da Amerikan emperyalizminin sö-mürgecilik sistemine ilk gediği açan Küba Devrimi'nin kazançlarının korunması da Latin-Amerika devriminin kaderini belirleyecek önemde bir sorundur.
Küba devriminin korunmasında; Küba'nın komşusu olan Latin-Amerika ülkelerinde devrimci hareketin ilerlemesi büyük önem taşır. Devrimin parlak alevlerinin, Amerikan emperyalistlerinin ayak bastığı birçok Latin-Amerika ülkesinde parlaması oranında, Amerikan emperyalizminin gücü dağılır, yıkılır ve Amerikan emperyalistlerinin ve uşaklarının Küba'yı yoğun kuvvetlerle boğma girişimleri, kaçınılmaz şekilde bozulur. Ayrıca, devrim, öteki bazı Latin-Amerika ülkelerinde başarıya ulaşırsa, Küba, dört bir tarafından maruz bulunduğu emperyalist kuşatma halkasından kurtulur, Küba ve latin-Amerika devrimleri için elverişli bir dönem başlar ve dünya devrimi daha da hız kazanır.
Devrimin yapılması için, onun subjektif ve objektif koşullarının oluşturulması gerekir. Her ülkede, devrim, objektif devrimci durumunun yaratıldığı belli gerçeklere uyacak şekilde yürütülmelidir. Ancak, bu, devrimin, hiçbir zaman, kendiliğinden geliştiği ve olgunlaştığı anlamına gelmez. Devrim, yalnız, devrimcilerin aktif ve çetin uğraşları ile ilerleyebilir ve olgunluğa eriştirilebilir. Devrimin zorluğu nedeniyle, yalnızca, elverişli bir durumun ortaya çıkmasını bekleyip aktif mücadele ihmal edilirse, devrimci güçler gelişemez. Devrimci güçler, mücadele olmaksızın kendiliğinden hazırlanamaz, onlar ancak çetin bir mücadele ile büyür ve güçlenebilir. Hazırlıklar; devrimci güçlerin düşmanın baskısına karşı savunulması ve aynı zamanda, gerçek bir savaş içinde devamlı olarak artırılması ve geliştirilmesi suretiyle, devrimin karar saatine göre yapılmazsa, devrimin objektif durumu oluşmuş bulunsa dahi, başarıya ulaşması olanaksızdır.
Zararlardan kurtulmak bahanesiyle devrimden kaçmak, halkı ömür boyunca sermayenin köleliğinde kalmaya, gaddarca sömürü ve baskıya, dayanılmaz eziyete ve aşağılanmaya, çok büyük acılar ve fedakârlıklara katlanmaya zorlamakla aynı şeydir. Genellikle, devrimin dönüm noktasında hissedilen şiddetli sancılara, daima, eski toplum ülserlerinin neden olduğu kronik ağrılardan daha kolay dayanılır. Sosyal devrim, gün ışığında geniş ve düz bir yolda yürümesi kadar kolay başarılamaz, ve, ne de rüzgar önünde seyreden bir gemi gibi rahat ilerlemez. Devrimin yolunda dikenli çalılar, çukurlar ve dönemeçler, geçici aksilikler ve kısmi kayıplar olabilir. Güçlükler karşısında çekingenlik ve devrimde fedâkarlıklardan kaçınma bir devrimciye yaraşan bir davranış değildir.
Her ülkedeki devrimcilerin ödevi; iç ve dış durumun doğru bir değerlendirmesine, dost ve düşman kuvvetler dengesinin iyi bir hesabına dayanarak, bilimsel biçimde yürütülecek dikkatli bir mücadele yolu saptamak, nüveyi kurarak devrimci güçleri toplamak ve geliştirmek, halk kitlelerini devrimin çetin tecrübelerinden geçirerek uyandırmak, normal zamanlarda gereksiz fedakârlıklardan kaçınarak ve gizli engellerin etrafından dolaşarak aktif bir mücadeleyi yoğunlaştırmak ve büyük devrim olgusuna ulaşmak için tüm hazırlıkları yapmaktır. Ve, bir kere, devrim durumu yaratıldığı zaman, gecikmeden gerici rejimi da ğıtmak için, bütün kozlarını kullanarak ayaklanma fırsatını kaçırmamalıdırlar.
Devrimci mücadelenin şekli ve yöntemi de, keza, kişilerin iradeleriyle değil, bilâkis, yaratılan bütün objektif ve subjektif durumun ve gerici egemen sınıfların direncinin hesaba alınması ile kararlaştırılır. Devrimciler, her çeşit mücadeleye hazırlıklı bulunmalı; yasal ve yasal olmayan, şiddetli ve şiddetli olmayan, siyasal ve ekonomik her türlü mücadele şekli ve yöntemini uygun biçimde birleştirerek, devrimci hareketi etkinlikle ileriye götürmelidirler.
Karşı-devrimin zor kullanması, bütün sömürücü sınıfların zorunlu bir egemenlik aracıdır. İnsan evrimi, bir egemen sınıfın, boyun eğerek egemenliğini bıraktığını veya bir gerici sınıfın, karşı-devrimci zor kullanmaya girişmeden iktidardan kolaylıkla vazgeçtiğini gösteren bir olaya tanık olmamıştır. Özellikle, emperyalistler, sonlarına yaklaştıkça, egemenliklerini korumak için daha umutsuzca şiddet vasıtalarına sarılırlar. Emperyalistler, kendi ülkelerinin halklarını baskı altında tutarken, diğer ülkelere karşı saldırı ve soygunu sürdürmek için, bütün ezilen ulusların devrimci ilerlemesini, askeri kuvvetleri ile kanlı olarak durdururlar.
Bu koşullar altında, ezilen halkların kurtuluş mücadeleleri, yabancı emperyalistleri ezmek ve onlara çok yakından bağlı olan, içteki sömürücü sınıfların gerici diktatörlük mekanizmasını devirmek için, devrimci zor kullanılmadıkça, başarıya ulaşamaz. Şiddete şiddetle karşı koymak ve karşı-devrimci silahlı kuvvetleri, devrimci silahlı kuvvetlerle ezmek zorunludur...
Che Guevara'nın, proletarya enternasyonalizmi ve anti-emperyalist, anti-Amerikan mücadele bayrağı altında, Latin-Amerikan devrimcileri ile birlikte, Küba Devrimi'ni savunmak ve bu bölgedeki ezilen halkların kurtuluş gününü çabuklaştırmak için, fedakârlığı gözönüne alarak silah elde, Latin-Amerika'nın çeşitli ülkelerindeki aktif ve kahramanca devrimci mücadeleyi yaymış olması, tamamiyle savunulacak ve hayranlıkla savunulacak bir durumdur. Bütün dünyanın devrimci halkları, Latin-Amerika devrimcileri ile birlikte, kahramanca silahlı savaşa katılan Che Guevara'nın yiğit dayanışma sempatilerini ifade ederler. Che Guevara'nın parlak örneği, yalnız Latin-Amerika halkı için, onların devrimci müca-delelerinde değil, ayrıca, Asya ve Afrika halkları için de, kurtuluş savaşlarında bir fazilet örneğidir ve onlara kahramanlık aşılamaktadır.
Che Guevara, artık, aramızda bulunmamaktadır. Fakat, kanını hiç de boşuna akıtmamıştır. Adı ve gösterdiği unutulmaz devrimci kahramanlıkları, insanoğlunun kurtuluş tarihine malolacak ve yüksek devrimci ruhu ölümsüzleşecektir. Asya, Afrika ve Latin-Amerika'daki devrimci mücadelelerin kesin savaş sahnelerinde, binlerce, onbinlerce Che Guevara ortaya çıkacak ve yarım bıraktığı devrimci dava; Latin-Amerika devrimcilerinin ve bütün dünyadaki devrimci halkların mücadeleleri ile mutlaka başarıya ulaşacaktır...
KİM İL SUNG
09 Haziran 2004 Çarşamba
Ø 14 Haziran 1928: Ernesto Guevara Lynch ve Celia de la Cerna’y’ý n beþ çocuklarý ný n en büyüð ü olarak Arjantin’in Rosario kentinde dünyaya geldi.
Ø 1945: Ailesi ile Buenos Aires’e göçtü.
Ø 1945-51: Buenos Aires Tý p Yüksek Okulu’nda öð rencilik yý llarý .
Ø Ocak-Temmuz 1952: Peru, Kolombiya ve Venezuela gezileri.
Ø 10 Mart 1953: Küba’da Batista askeri darbesi gerçekleþ ir.
Ø Mart 1953: Tý p okulundan mezun oldu.
Ø 26 Temmuz 1953: Fidel Moncado Ký þ lasý baský ný nda baþ arý sý z olur, 50 kadar yoldaþ ý katledilirken Fidel’in de içinde olduð u bir grup yakalaný r.
Ø 1953: Latin Amerika turuna çý kar, Bolivya’da 1952 devriminin sonuçlarý ný inceler.
Ø 24 Aralý k 1953: Guatemala’ya varý r.
Ø Ocak-Haziran 1954: Guatemala’da devrim için çalý þ ý r, Marksizmi öð renir, Kübalý sürgünlerle taný þ ý r.
Ø 17 Haziran: CIA desteð indeki kiralý k askerler Guatemala’yý istila eder. Che savaþ mak için gönüllü olsa da saçimle iþ baþ ý na gelen Arbenz halký silahlandý rmayý reddeder.
Ø 27 Haziran: Arbenz istifa eder.
Ø Að ustos: Baþ kente giren kiralý k CIA askerleri katliamlara giriþ ir, Che Arjantin Büyükelçilið i’ne sý ð ý ný r.
Ø 21 Eylül: Mexico City’ye geçer ve doktor olarak çalý þ maya baþ lar.
Ø 16 Mayý s 1955: Küba halký ný n kampanyalarý sonucu Fidel ve yoldaþ larý serbest bý raký lý r.
Ø Haziran: Raul Castro ile taný þ ý r.
Ø 7 Temmuz: Fidel Meksika’ya gelir.
Ø Temmuz-Að ustos: Fidel ile taný þ ý r; Küba’ya düzenlenecek gerilla seferi için hazý rlý klara baþ lar; Kübalý lar ona Che adý ný takarlar.
Ø 24 Haziran 1956: Meksika polisi Che ve Fidel’in de aralarý nda bulunduð u 28 kiþ iyi gözaltý na alý r ve 57 gün tutar.
Ø 25 Kasý m: Granma, Meksika’ný n Tuxpan limaný ndan yola çý kar.
Ø 30 Kasý m: Frank Pais, Granma yolcularý ný n adaya varacaklarý tarihe denk gelecek biçimde Santiago de Cuba ayaklanmasý ný baþ latý r.
Ø 2 Aralý k: Granma, Küba’ya varý r.
Ø 5 Aralý k: Batista’ný n askeri birlikleri gerillalarý fark eder, çý kan çatý þ mada çoð u gerilla ölür ya da yakalaný rken Che de yaralaný r.
Ø 20 Aralý k: Che ve Fidel’in gerilla gruplarý bir araya gelir; yaklaþ ý k iki düzine kadardý rlar.
Ø 27-28 Mayý s 1957: Sierra Maestra’da bir askeri ký þ la ele geçirilir.
Ø Temmuz: Gerillalarý n Direniþ Ordusu’nun ikinci kolu örgütlenir ve Che binbaþ ý olarak kolun komutanlý ð ý ný üstlenir.
Ø 9 Nisan 1958: 26 Temmuz Hareketi’nin genel grev çað rý sý baþ arý sý zlý ð a uð rar.
Ø 24 Mayý s: Batista, Sierra Maestra’ya yönelik kapsamlý bir harekat baþ latý r.
Ø Temmuz: Direniþ Ordusu’nun karþ ý saldý rý sý baþ lar.
Ø 31 Að ustos: Che, ülkenin merkezinde yer alan Las Villas eyaletine doð ru yürüyüþ e geçer. Camilio Cienfuegos da Pinar del Rio eyaletine doð tu yürüyüþ e geçmiþ tir.
Ø 16 Ekim: Escambray Dað larý na varan Che’nin yönetimindeki gerilla kolu dið er kuvvetlerle bað lantý kurar.
Ø Aralý k: Che ve Cienfuegos’un birlikleri bazý kentleri ele geçirir.
Ø 28 Aralý k: Che’nin birlið i Las Villas’ý n baþ kenti Santa Clara’ya taarruza geçer.
Ø 1 Ocak 1959: Batista, gece yarý sý Küba’dan kaçar, Santa Clara ele geçirilir, Fidel duruma el koyar, Che ve Cienfuegos Havana’ya çað rý lý r.
Ø 2 Ocak: Fidel’in devrimci genel grev çað rý sý hayatý felce uð ratý r, Che’nin gerilla kolu Havana’ya girerek La Cabana kalesini ele geçirir.
Ø 8 Ocak: Fidel, Havana’ya gelir, yüzbinlerce insan tarafý ndan karþ ý laný r.
Ø 9 Þ ubat: Che, Küba’ný n kurtuluþ una katký larý ndan ötürü Küba vatandaþ ý ilan edilir.
Ø 16 Þ ubat: Fidel başbakan olur.
Ø 27 Þ ubat: Elektrik fiyatları düşürülür.
Ø 6 Mart: Kiralar yüzde 30-50 oraný nda azaltılır.
Ø Mart: Her türlü ırk ayrý mý yasadý þ ý ilan edilir.
Ø 17 Mayý s: Tarý m reformu ilan edilir. Toprak mülkiyeti bin dönümle sý ný rlandý rý lý r, geri kalan topraklar köylülere dað ý tý lý r.
Ø 12 Haziran-8 Eylül: Devrimci Küba hükümetinin temsilcisi olarak Avrupa, Asya ve Afrika’yý gezen Che ticari, teknik ve kültürel anlaþ malar imzalar.
Ø 7 Ekim: Ulusal Terý m Reformu Enstitüsü Sanayi Þ ubesi’nin yönetimine ataný r.
Ø 21 Ekim: Karþ ý devrimci ayaklanma baþ arý sý zlý kla sonuçlaný r.
Ø 26 Ekim: Karþ ý devrimle mücadele amacý yla Ulusal Devrimci Milis Güçleri oluþ turulur.
Ø 28 Ekim: Cienfuegos’un uçað ý düþ er ve ölür.
Ø 26 Kasý m: Che, ülke ekonomisinin baþ ý na getirilir.
Ø 17 Mart 1960: ABD Baþ kaný Eisenhower, CIA’ya Küba’yý istila etmek üzere Kübalý sý ð ý nmacý larý n hazý rlanmasý talimatý ný verir.
Ø 8 Mayý s: Küba, SSCB ile diplomatik iliþ ki kurar.
Ø 29 Haziran-1 Temmuz: SSCB’den gelen petrolü arý tmayý reddeden petrol arý tma þ irketleri devletleþ tirilir.
Ø 6 Temmuz: Eisenhower, ABD’nin Küba’dan satý n alacað ý þ eker miktarý ný azaltý r.
Ø 9 Temmuz: SSCB, ABD’nin almayý reddettið i tüm þ ekeri alacað ý ný açý klar.
Ø 6 Að ustos: ABD’nin ekonomik saldý rý sý üzerine devrimci hükümet Küba’daki ABD þ irketlerini kamulaþ tý rmak üzere kararname hazý rlar.
Ø 28 Eylül: Fidel, karþ ý devrimci etkinliklere karþ ý Devrimi Savunma Komiteleri’nin kurulacað ý ný açý klar.
Ø 13 Ekim: Devrimci hükümet ülkedeki bankalarý ve 382 büyük sanayi firmasý ný kamulaþ tý rý r.
Ø 14 Ekim: Kentleþ me reformu yasasý yla birlikte tüm Kübalý larý n içinde oturduklarý evlerin sahibi olmalarý güvence altý na alý ný r.
Ø 19 Ekim: ABD, Küba’ya ký smi ambargo uygulanmasý kararý alý r.
Ø 21 Ekim: Che, SSCB, Demokratik Almanya Cumhuriyeti, Çekoslovakya, Çin ve K. Kore’yi kapsayan gezisine baþ lar.
Ø 24 Ekim: Küba’da kalan tüm ABD þ irketleri devletleþ tirilir. 3 Ocak 1961: ABD, Küba’yla diplomatik iliþ kilerini keser.
Ø 6 Ocak: Che, SSCB ve dið er ülkelerle imzalanan anlaþ malarý halka açý klar.
Ø 17 Ocak: ABD, vatandaþ larý ný n Küba’ya gitmesini yasaklar.
Ø 23 Þ ubat: Yeni kurulan Sanayi Bakanlý ð ý ’na Che getirilir. 31 Mart: ABD Baþ kaný Kennedy, Küba’ný n þ eker kotasý ný kaldý rý r.
Ø 15 Nisan: CIA’ný n örgütledið i karþ ý devrimci istila planý ný n ilk bölümü olarak Santiago de Cuba ve Havana bombalaný r, 7 ölü, 53 yaralý .
Ø 16 Nisan: Saldý rý da ölenler için düzenlenen toplantý da Fidel, devrimin sosyalist nitelið ini açý klayarak halký büyük saldý rý lara karþ ý uyarý r.
Ø 17 Nisan: CIA’ný n 1500 paralý askeri Domuzlar Körfezi çý kartmasý ile istila giriþ mine baþ lar, devrimci milis güçleri harekete geçer, Che Pinar del Rio’daki birliklere komuta etmek üzere görevlendirilir.
Ø 19 Nisan: Son kiralý k askerler de ele geçirilir.
Ø 8 Að ustos: Che, Küba temsilcisi olarak Uruguay’da düzenlenen Amerika Devletler Örgütü Ekonomik ve Toplumsal Konferansý ’na katý lý r.
Ø 22 Aralý k: Bir yý ldý r süren okuma yazma seferberlið i tamamlaný r.
Ø 31 Ocak 1962: Küba, Amerika Devletler Örgütü’nden çý karý lý r.
Ø 3 Þ ubat: Kennedy, Küba’ya tam ambargo uygulanmasý ný emreder.
Ø 4 Þ ubat: Küba, Amerika Devletler Örgütü’ne cevaben Ý kinci Havana Bildirisi’ni yayý nlayarak Latin Amerika’daki devrimci mücadelelerle dayaný þ ma ve iþ birlið i içinde olunacað ý ný vurgular.
Ø 8 Mart: 26 Temmuz Hareketi, Sosyalist Halk Partisi ve Devrimci Direktuar’ý n birleþ tirilmesi amacý yla Birleþ ik Devrimci Örgütler Ulusal Direktuarý kurulur ve Che Ulusal Direktuar üyesi seçilir.
Ø 27 Að ustos-7 Eylül: Che yeniden SSCB’yi ziyaret eder.
Ø 22 Ekim: Kennedy, Küba’ný n ABD saldý rý sý ihtimaline karþ ý SSCB’den nükleer baþ lý k taþ ý yabilecek füzeler getirttið ini öne sürerek ‘Füze Krizi’ni baþ latý r, SSCB’yi nükleer savaþ la tehdit eder, Küba’da halk seferberlið i baþ lar, Che Pinar del Rio’daki milislere komuta etmek üzere görevlendirilir.
Ø 28 Ekim: SSCB lideri Kruþ çev, ABD’nin Küba’yý iþ gal etmeme sözüne karþ ý lý k füzeleri adadan çekmeyi kabul eder.
Ø 1963: Birleþ ik Devrimci Örgütler Ulusal Direktuarý ’ný n yeniden örgütlenmesiyle Sosyalist Devrim Partisi kurulur ve Che, Ulusal Direktuar üyelið ine getirilir.
Ø 3-17 Temmuz: Bað ý msý zlý ð ý na kavuþ an Cezayir’i ziyaret eder.
Ø 4 Ekim: Ý kinci tarý m reformu ilan edilerek toprak mülkiyeti 167 dönümle sý ný rlandý rý lý r.
Ø 25 Mart 1964: Che, Birleþ miþ Milletler Dünya Ticaret ve Kalký nma Konferansý ’nda bir konuþ ma yapar.
Ø 4-19 Kasý m: SSCB’yi ziyaret eder.
Ø 9 Aralý k: Dünya gezisine çý kar.
Ø 11 Aralý k: Birleþ miþ Milletler Genel Kurulu’nda konuþ ur.
Ø 17 Aralý k: Afrika’ya varý r; Cezayir, Mali, Kongo, Gine, Gana, Dahomey, Tanzanya ve Mý sý r’ý ziyaret eder.
Ø 24 Þ ubat 1965: Cezayir’de Asya-Afrika Daný þ ma Örgütü Ý kinci Ekonomik Semineri’nde bir konuþ ma yapar.
Ø 14 Mart: Küba’ya döner.
Ø 1 Nisan: Fidel’e veda mektubunu iletir ve uluslararasý bir görevle Küba’dan ayrý lý r.
Ø 1 Ekim: Küba Komünist Partisi kurulur.
Ø 3 Ekim: Fidel, KKP’nin büyük halk toplantý sý nda Che’nin mektubunu okur.
Ø Aralý k: Che, devrimci güçlere destek verdið i Kongo’dan gizli bir þ ekilde Küba’ya döner.
Ø 3-14 Ocak 1966: Tricontinental’in Asya, Afrika ve Latin Amerika Halklarý Dayaný þ ma Konferansý , Havana’da toplaný r.
Ø Temmuz: Che, Bolivya’daki görev için seçilen Küba uluslararasý müfrezesiyle buluþ ur.
Ø 4 Kasý m: Sahte isimle Bolivya’ya girer.
Ø 7 Kasý m: Gerilla kampý na varý r.
Ø 23 Mart 1967: Gerillalar Bolivya ordu birlið ini tuzað a düþ ürür.
Ø 16 Nisan: Tricontinental’de Che’nin ‘Ý ki Üç Daha Fazla Vietnam’ yaratma mesajý yayý nlaný r.
Ø 31 Temmuz-10 Að ustos: Tüm gerilla hareketlerini destekledið ini açý klayan Latin Amerika Dayaný þ ma Örgütü konferansý nda Che onursal baþ kan seçilir.
Ø Mayý s-Ekim: Che’nin birlið i giderek yalný zlaþ ý r ve güçleri bölünürken binlerce kiþ ilik Bolivya ordusu yaklaþ maya baþ lar.
Ø 8 Ekim: Aralarý nda Che’nin de bulunduð u 17 gerilla tutsak alý ný r, Che að ý r yaralaný r.
Ø 9 Ekim: Washington’dan gelen emir üzerine Che katledilir.
Ø 15 Ekim: Fidel, Che’nin ölümünü doð rular, Küba’da ulusal yas ilan edilir, 8 Ekim Kahraman Gerilla Günü ilan edilir.
Ø 18 Ekim: Fidel, Havana Devrim Meydaný ’nda yüzbinlerce kiþ iye Che aný sý na tarihi konuþ masý ný yapa
Che henüz iki yasinda iken ilk astim krizine yakalandi.Sierra Maestra'da Batista ordularina karsi savasirken Che'ye zorlu dakikalar yasatan bu hastalik,Bolivya ormanlarinda Barrientos'un askerleri tarafindan vuruluncaya kadar yakasini birakmadi.
Yüksek mühendis olan babasi Ernesto Guevara Lynch, Irlanda asilli bir aileden, annesi Clia dela Sena ise Irlandali-Ispanyol karisimi bir aileden geliyordu.Che üç yasinda iken ailesi Buenos Aires'e yerlesti. Daha sonralari astim krizlerinden dolayi Che'nin durumu dahada kötülesti. Doktorlar tedavisinin çok güç oldugunu, mutlaka iklim degistirmesi gerektigini söylediler. Böylece Guevara ailesi yeniden göç etti.Cordoba'ya yerlestiler.
Guevara ailesi tipik bir burjuva ailesi idi. Politik egilimleri itibariyla da sola açik liberal olarak taninirlardi. Ispanya iç savasinda açikça cumhuriyetçileri desteklemislerdi. Zamanla maddi durumlari bozuldu. Che, egitim bakanligina bagli Dean Funes lisesine basladi. Okulda Ingilizce egitim yapilirken, annesinden de fransizca ögreniyordu. Daha ondört yasindayken Freud'un kitaplarini okumaya baslayan Che, fransizca siirlere bayilirdi. Baudelaire'e karsi büyük bir tutkusu vardi. Onalti yasinda ise Neruda'ya hayran olmustu.
Guevara ailesi,1944 yilinda Buenos Aieres'e göçtü. Durumlari iyiden iyiye bozulmustu. Che, biryandan ögrenimine devam ederken bir yandan da çalisiyordu.Tip fakültesine yazildi. Fakültedeki ilkyillarinda Arjantin'in kuzey ve bati bölgelerini bastan basa dolasmis, buralardaki orman köylerinde cüzzam ve tropikal hastaliklar üzerinde çalismalar yapmisti.
Son sinifta iken Che, arkadasi Alberto Granadas ile bütün Latin Amerika'yi içine alan bir motosiklet turuna çikti. Bu tur ona, Latin Amerika'nin sömürülen köylülerini yakindan tanima firsati verdi. Che, 1953 yilinin Mart ayinda üniversiteyi bitirmis doktor olmustu. Venezuella'daki cüzzam kolonisinde çalismak üzere anlasmisti. Buraya gitmek için çiktigi yolculugu sirasinda Peru'ya da ugradi. Orada yerliler hakkinda daha önce yayinlanmis bir incelemesi yüzünden tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Hapisten çiktiktan sonra Ekvator'da bir kaç gün kaldi. Burada Ricardo Rojo adinda bir avukatla tanismasi hayatinin dönüm noktasi oldu. Che, Venezulla'ya gitmekten vazgeçip, Ricardo Rojo ile birlikte Guetamala'ya gitti. Devrimci Arbenz Hükümeti sagci bir darbe ile devrilince Arjantin büyük elçiligine sigindi. Ilk firsatta ihtilalcilerin safina katildi. Faaliyetlerinden dolayi elçilik binasindan çikartildi. Guetamala'da kalmasi tehlikeli bir durum alinca Meksika'ya gitti. Ernesto, Guatemala'da bir çok Kübali sürgün ve Fidel Castro'nun kardesi Raul ile karsilasmisti. Meksika'ya geçtiginde ise Fidel Castro ve arkadaslari ile tanisarak Küba devrimcileri safinda yer aldi. Daha sonra Granma gemisiyle Küba'ya hareket etti ve savasin sonuna kadar en ön safhada yer aldi.
Devrim sonrasinda Binbasi Ernesto Che Guevara Havana'nin la Cabana Kalesi'nin komutanligina getirildi.1959 yilinda Küba vatandasi ilan edildi. Bir süre sonra silah arkadasi Aleida March ile evlendi. 7 Ekim 1959'da Milli Tarim Reformu Enstitüsü baskanligina atandi. 26 Kasim'da da Küba Milli Bankasi baskanligina getirildi. Böylece Che ülkenin mali islerini yüklenmis oluyordu.
23 Subat 1961'de Küba Devrim Hükümeti bir sanayi bakanligi kurarak Che'yi bunun basina getirdi. Ancak Playa Giran çatismasi sirasinda, tekrar kale komutanligi görevine getirildi. Daha sonra az gelismis ülkelere çesitli seyahatlar yapan Che, sömürülen halklari ve emperyalistleri daha yakindan tanima firsati buldu. Bu durum Che'nin savasci yaninin tekrar canlanmasina yol açti.
Artik baska Latin Amerika ülkelerine gidip halklari örgütlemesi gerektigi kararini vermisti.1965 Eylül'ünde bilinmeyen ülkelere dogru yola çikti. 3 Ekim 1965'de Fidel Castro, Che'nin ünlü veda mektubunu Küba Halki'na okudu.
...Ve ölüm Che'yi Bolivya'da Higueras yakinlarinda yakaladi. Barrientos'un askerleri O'nu 7 Ekim 1967 gecesi Hieguras yakinlarinda kistirdilar. Bacagindan agir bir yara aldi ve Hieguras'da bir okula hapsedildi. Kimsenin karsisinda egilmedi. Ve 9 Ekim günü Barrientos'un kiralik katillerinden Mario Turan'in dokuz kursunuyla can verdi
che asağılanmıs ve somurulen guney amerikanın yoksul insanlarını bu durumdan kurtarmak ve bastakı batista rejimini yıkmak için silah arkadaslarıyla dağlarda durmadan yılmadan çatışan bir asker,komutan,bir insandır.che ve arkadaşları ne kadar insanlığa sahip cıksada onların karsısındakiler har zaman insanlığı yok etmek için calısacaktır bush, saddam, ladin, alpaslan türkeş, cem uzan, erbakan,unakıtan,ocalan,vb