Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • albatros24.02.2005 - 15:17

    Dünyada ki en büyük deniz kuşu diyebiliriz kendilerine.Bazıları 25 yıldan fazla yaşarlar.Genelde Büyük Okyanus'un güneyinde bulunurlar ve dünyada 15 kadar türüde mevcuttur.Yeni doğan küçük yavrulara olan düşkünlük, hemen her cins kuşta görülmektedir. Bunlardan biri de albatros kuşlarıdır. Albatroslar, her zaman kendi doğdukları yerde çiftleşirler. Bu nedenle üreme zamanlarında koloniler halinde toplanırlar. Dişiler gelmeden haftalar önce, erkekler gelip burada daha önceden bulunan yuvaları tamir ederler; bu sayede dişiler ve yavrular için mükemmel bir konfor sağlamış olurlar. Yumurtalara olan düşkünlük ise albatros kuşlarında hayli dikkat çekicidir. Çünkü albatroslar, özenle hazırlanan yuva içerisindeyumurtaların üzerinde hiç kımıldamadan yaklaşık 50 gün boyunca dururlar.
    Ancak yavrulara karşı gösterilen özen sadece yumurtaların korunması ve bakımı ile sınırlı kalmaz. Nitekim albatroslar çoğu zaman yalnızca yavrularına yiyecek bulabilmek için gerekirse bir seferde 1,5 kilometreden fazla yol katedebilirler.

  • aşka dair24.02.2005 - 14:55

    Aşk Ve Çılgınlığın Hikayesi

    Uzun zaman önce, dünya yaratılmadan, insanlar dünyaya ayak basmadan önce,iyi huylar ve kötü huylar ne yapacaklarını bilemez vaziyette dolanıyorlarmış.

    Bir gün, toplanmışlar ve her zamankinden daha fazla canları sıkkın oturuyorlarken;

    Saflık ortaya bir fikir atmış;

    - 'Neden saklambaç oynamıyoruz? '

    ...Ve hepsi bu fikri beğenmiş, hemen çılgın Çılgınlık, bağırmış:

    - 'Ben ebe olmak ve saymak istiyorum, Ben ebe olmak istiyorum! '

    ...Ve başka hiç kimse Çılgınlığı arayacak kadar çıldırmadığı için, Çılgınlık bir ağaca yaslanmış ve saymaya başlamış, 1, 2, 3.....Ve Çılgınlık saydıkça, iyi huylarla kötü huylar saklanacak yer aramışlar;

    Şefkat Ay'ın boynuzuna asılmış;

    İhanet çöp yığının içine girmiş;

    Sevgi bulutların arasına kıvrılmış;

    Yalan bir taşın altına saklanacağını söylemiş,

    Ama yalan söylemiş çünkü gölün dibine saklanmış;

    Tutku dünyanın merkezine gitmiş;

    Para hırsı bir çuvalın içine girerken çuvalı yırtmış.

    ...Ve Çılgynlık saymaya devam etmi? , 79, 80, 81, 82.....

    Aşkın dışında, bütün iyi huylar ve kötü huylar o ana kadar zaten saklanmış, Aşk, kararsız olduğu gibi, nereye saklanacağını da bilmiyormuş..

    Bu bizi şaşırtmamalı çünkü hepimiz Aşkı saklamanın ne kadar zor olduğunu biliriz.

    ...Ve Çılgınlık 95, 96, 97... ye gelmiş ve 100'e vardığı anda, Aşk sıçrayıp güllerin arasına girmiş ve saklanmış.

    ...Ve Çılgınlık bağırmış 'Önüm, arkam, sağım solum sobe, geliyorum! '

    ....Ve arkasını döndüğünde, ilk önce Tembelliği görmüş, o ayaktaymış çünkü saklanacak enerjisi yokmuş. Sonra Şefkat 'i ayın boynuzunda görmüş, ve İhaneti çöplerin arasında, Sevgiyi bulutların arasında, Yalanı gölün dibinde, ve Tutkuyu dünyanın merkezinde, hepsini birer birer bulmuş, sadece biri hariç. Ve Çılgınlık umutsuzluğa kapılmış, en son saklı kişiyi bulamamış, derken Haset, Aşk bulunamadığı için haset duyarak, Çılgınlığın kulağına fısıldamış;

    - 'Aşkı bulamıyorsun çünkü o güllerin arasında saklanıyor.'

    ...Ve Çılgınlık çatal şeklinde tahta bir sopa almış, ve güllerin arasına çılgınca saplamış, saplamış, saplamış, ta ki yürek burkan bir haykırma onu durdurana kadar. Ve haykırıştan sonra, Aşk elleriyle yüzünü kapayarak ortaya çıkmış, parmaklarının arasından sicim gibi kan akıyormuş, gözlerinden. Çılgınlık Aşkı bulmak için heyecandan Aşkın gözlerini çatal sopa ile kör etmiş...

    - 'Ne yaptım ben? Ne yaptım ben? ' diye bağırmış.

    - 'Seni kör ettim. Nasıl onarabilirim? '

    ...Ve Aşk cevap vermiş;

    - 'Gözlerimi geri veremezsin. Ama benim için bir şey yapmak istersen, benim kılavuzum olabilirsin.'

    ...Ve o günden beri, Aşkın gözü kördür ve o günden beri Çılgınlık da her zaman onun yanındadır..

  • adalar24.02.2005 - 14:22

    Rakı, balık, hafif bir meltem, taş plakta güzel notalar, sigara ve de yakamoz eğer yanınızda birde aşkınız varsa adaların üstüne mekan tanımıyorum.Bunların hiçbirini yaşamadım ama hayal etmek bile güzel :))

  • akrep burcu24.02.2005 - 14:18

    Akrep burçlu insanların aşkının başımızı döndürdüğü doğruda.Yanlız unutulan bir şey daha var akreplerin en büyük özellikleri nankör olmalarıdır.

  • hande yener24.02.2005 - 14:02

    Armağan

    Bu yalancı bahar bir gün bitecek
    Yeni aldığın eskiyecek
    Yedik içtik sanırım doyduk
    Hesabı kim ödeyecek
    Of güzel allahım
    Nasıl bir kader yazdın, tadı damağımda kaldı
    Of güzel allahım
    İçimi ısıtan adam, sanki senin aynandı
    Bir ömür yeter bana bu armağan
    Ölsem de gam yemem artık
    Her insana her nefes
    Bir başka heves
    Bir tek ilk aşk bitmeyecek
    Daha ilk günden hep
    Sonunu sorduk
    Cevap ne kimse bilmeyecek

  • ADSL24.02.2005 - 13:49

    Büyük rahatlık herkese tavsiye ederim.Türktelekom ' dan böyle bir hizmet alabilmek muhteşem :))

  • gökhan kırdar24.02.2005 - 13:42

    Senden uzakta hep bir şeyler eksik
    Gönlümde derman yok inan bi nefeslik
    Ne bir avuntu nede biraz ümit
    Ne yaptın bana, nedir bu sessizlik

    İçimde bir şey acıyor sen gelince aklıma herşeyim
    Yerine sevemem, yerine sevemem
    Razıyım yapayanlız tükensin yıllarım ama
    Yerine sevemem, yerine sevemem
    Olmuyor, denedim, yine de yerine sevemedim herşeyim

  • ayrılık24.02.2005 - 13:33

    Ayrılık Mı Olmalıydı?


    Aşk istasyonlarını pas geçen
    Sevda treninin son durağı
    Ayrılık mı olmalıydı?
    Ey gözlerinde gökyüzünü
    Yüreğinde yerleri
    Taşıyan sevgili! ::::
    Sen ki gecelerin koynundan
    Yıldızların kanadından
    Gündüzlerin uykusundan
    Düştün yüreğime
    Öyle kolayca
    Umarsızca.
    Ha deyince gideceğini
    Aşkımı içine gömeceğini
    Sanmıyorum sevgili
    Tüm gidişlerimi sana çevirdiğim
    Tüm yollarıma seni işaretlediğim
    Yolun sonu
    Ayrılık mı olmalıydı
    Mehtapsız gecenin koynunda
    Yakamozlara sarmaladığımız aşkımız
    Yıldızlara göz kırparken
    Aşkla dudaklarımızdan düşen şarkımız
    Gecenin kulağını çınlatırken
    Kışların ayazından ve karından
    Bahara eriştiğimiz bir anda
    Ayrılık mı olmalıydı
    Ey sevgili çık çölün kumundan
    Ferhat dağları delmiş
    Ağaçlar meyvesini vermiş
    Kuşların ağzında sevda şarkıları
    Deniz rengi gözlerine gökler girmiş
    Yüreğin kıpır kıpır olduğu bir günde
    Yosun tutmuş taşları bağrına basıp
    Ayrılık mı olmalıydı

    DİLAN SEVDA

  • zeki müren24.02.2005 - 12:27

    Mazide kalan hatıra gibi
    Şevkatli kollarını aç bana anne
    Geceler çok soğuk, sessiz ve karanlık
    Üşüdüm, üstümü örtsene anne

    Anne, anne, anneciğim

    Yanımda olmanı ne çok isterdim
    Dizine yatıpta uyurdum anne
    Dilimde dua gözümde rüyasın
    Seni çok istedim hasretim anne

    Anne, anne, anneciğim

    Uyandım uykudan aradım seni
    Sağıma soluma bakındım anne
    Geceler çok soğuk, sessiz ve karanlık
    Üşüdüm, üstümü örtsene anne

    Anne, anne, anneciğim...

  • yusuf hayaloğlu24.02.2005 - 12:15

    YÜREĞİM KANIYOR

    Sakin göllerin kuğusuyduk,
    Salınarak suyun yanağında.
    Ve okşayarak nilüfer saçlarını gecenin.
    Sonumuzun adım-adım
    Yaklaştığını görürdük...

    Yarılan ekmeğin buğusuyduk;
    Paylaşılan zeytin tanesinin,
    Yüzümüze saldıran yağmur avanesinin.
    Biz hep üşüyen burnumuzu
    Avucumuzda hohlayarak yürürdük.

    Hiçbir hesabımız yoktu kimseyle.
    Hiçbir aykırı yanımız,
    Hiçbir yalanımız...
    Gözüm yaşarıyor,
    Yüreğim kanıyor...
    Olmasaydı sonumuz böyle! ..

    Biri, saksımızı çiğneyip gitti.
    Biri, duvarları yıktı,
    Camları kırdı.
    Fırtına gelip aramıza serildi.
    Biri, milyon kere çoğaltıp hüzünleri
    Her şeyi kötüledi,
    Bizi yaraladı...

    Biri şarabımızı döktü,
    Soğanımızı çaldı.
    Biri, hiç yoktan vurdu,
    Kafeste garip kuşumuzu!
    Ciğerim yanıyor,
    Yüreğim kanıyor...
    Solmasaydı gülümüz böyle! .

    Dağlarda çoban ateşiydik,
    Sarmalayarak acı bir sevda masalını
    Ve hıçkırarak
    Hırçın rüzgârların kavalını...
    Namlunun, bağrımıza
    Sinsice sokulduğunu bilirdik...

    Ceylanın pınara inişiydik,
    Vedalaşan birkaç damla gözyaşının;
    Tenine kan bulaşan
    O masum çakıl taşının...
    Oysa biz dualarımızda hep
    Birbirimizden daha önce
    Ölmeyi dilerdik...

    Bazı sorumluluklarımız vardı,
    Hayata ilişkin.
    Bazı basit sorularımız,
    Anlaşılır bazı sorunlarımız...
    Göğsüm daralıyor,
    Yüreğim kanıyor...
    İncinmeseydi gençliğimiz böyle...

    Birer yolcuyduk,
    Aynı ormanda kaybolmuş.
    Aynı çıtırtıyla ürperen birer serçe.
    Hep aynı kaderde buluşurduk
    Sevmeye tutuklu gibi...

    Birer tomurcuktuk hayatın kollarında.
    Birer çiğ damlasıydık,
    Bahar sabahında,
    Gül yaprağında...
    Dedim ya,
    Hiç yoktan susturuldu şarkımız!
    Yüreğim kanıyor,
    Yüreğim kanıyor...
    Bitmeseydi öykümüz böyle! ..

    YUSUF HAYALOĞLU