tasavvuf yokluğun ilmidir. nefsinden düşmanlığından kişinin kendısınden kurtulması meselesidir. ve her yerdedir tassavvuf sayılarda bile vardır. Bir sayıyı sıfıra yani yokluğa ulaştırmanın üç yolu vardır. 1- sayıyı sıfırla çarpmak, keskin ve acılı bir yoldur. 2- sayıyı zıttıyla toplamaktır, hayatta sevmediğimiz her şeyin karşımızda bitmesi meselesi gibi 3- sayıdan kendisini çıkartmaktır, nefsinden dünyasından hayatından ayrılınca insan rabbiyle baş başa kalır. dediğim gibi amaç rabbe sevdiğine ulaşmadır ve dünya bu çerçevede dönüyor iyiler kötülerle kötüler iyilerle sınanıyor.
sofraya oturduk herkes balını aldı kaşığına bana kuru tuz kaldı acıdım bir başıma dost yüz çevirir oldu bana şu yaşımda hasret neymiş iyi belletti bana dostlarım
Charles bukovskinin deyimiyle aşk. Tam şafak vakti güneş doğmadan hafif bir sis belirir havada bilirsiniz değilmi işte o aşk sır ve o sis güneşin ilk ışıklarıyla kaybolur. Aşk gerçekliğin ilk ışıklarıyla kaybolan bir sistir.
Dört bir yanda öter bülbül gibi dostlarım Bilmezler sesi kısık ben utanır üzülürüm Yar olmuş birbirine bütün tanıdıklarım Benimse payıma kara bir leke düşmüş
Kötü olmuşum zehr olmuşum bilmem niye Gözüm ateş saçar galiba kaçıyor bakışlar Şu güzel yuvada herkes bir işi tutmuş da ben garib gureba olmuşum bilmem niye
Sofraya oturduk herkes balını aldı kaşığına Bana kuru tuz kaldı acıdım bir başıma Dost yüz çevirir oldu bana şu yaşımda Hasret neymiş iyi belletti bana dostlarım
Küfür de olsa duysam keşke ağzından Elin iti kırk gün havlasa kalkmam yerimden Ağyara itimadı sileli çok oldu defterimden O itler ıssıramadı ben dost elinde öldüm
Kötü olmuşum zehr olmuşum bilmem niye Gözüm ateş saçar galiba kaçıyor bakışlar Şu güzel yuvada herkes bir işi tutmuş da ben garib gureba olmuşum bilmem niye
Bir öğretmen olarak daha güzel daha efendi daha akıllı nesilleri yetiştirmek uğruna, daha iyi yetiştirmek için hazırlanan küçük veya büyük çaplı eğitim, öğretim projelerdir veya bunların dışında küçük bir kağıda yazılmış dört beş anlamlı mısra.
Şöyle deli bir boşluk hissi içine oturunca, artık oyunlar bitince kalkıp ayağa aynada kendine bakacaksın. İş derdi aile derdi derken kendi hayatını kaçırmaya başlayacaksın, işte o kendi hayatını kaçırmaya başladığın an çocukluğun bittiği andır.
tasavvuf yokluğun ilmidir. nefsinden düşmanlığından kişinin kendısınden kurtulması meselesidir.
ve her yerdedir tassavvuf sayılarda bile vardır. Bir sayıyı sıfıra yani yokluğa ulaştırmanın üç yolu vardır.
1- sayıyı sıfırla çarpmak, keskin ve acılı bir yoldur.
2- sayıyı zıttıyla toplamaktır, hayatta sevmediğimiz her şeyin karşımızda bitmesi meselesi gibi
3- sayıdan kendisini çıkartmaktır, nefsinden dünyasından hayatından ayrılınca insan rabbiyle baş başa kalır.
dediğim gibi amaç rabbe sevdiğine ulaşmadır ve dünya bu çerçevede dönüyor iyiler kötülerle kötüler iyilerle sınanıyor.
bildiğim bunca çiçek var, her birinde gördüm şunu
ya rengini senden almış, ya da canım kokusunu...
aşk denince shakespeare gelmeli akıllara...
sofraya oturduk herkes balını aldı kaşığına
bana kuru tuz kaldı acıdım bir başıma
dost yüz çevirir oldu bana şu yaşımda
hasret neymiş iyi belletti bana dostlarım
Charles bukovskinin deyimiyle aşk. Tam şafak vakti güneş doğmadan hafif bir sis belirir havada bilirsiniz değilmi işte o aşk sır ve o sis güneşin ilk ışıklarıyla kaybolur.
Aşk gerçekliğin ilk ışıklarıyla kaybolan bir sistir.
Dört bir yanda öter bülbül gibi dostlarım
Bilmezler sesi kısık ben utanır üzülürüm
Yar olmuş birbirine bütün tanıdıklarım
Benimse payıma kara bir leke düşmüş
Kötü olmuşum zehr olmuşum bilmem niye
Gözüm ateş saçar galiba kaçıyor bakışlar
Şu güzel yuvada herkes bir işi tutmuş da
ben garib gureba olmuşum bilmem niye
Sofraya oturduk herkes balını aldı kaşığına
Bana kuru tuz kaldı acıdım bir başıma
Dost yüz çevirir oldu bana şu yaşımda
Hasret neymiş iyi belletti bana dostlarım
Küfür de olsa duysam keşke ağzından
Elin iti kırk gün havlasa kalkmam yerimden
Ağyara itimadı sileli çok oldu defterimden
O itler ıssıramadı ben dost elinde öldüm
Kötü olmuşum zehr olmuşum bilmem niye
Gözüm ateş saçar galiba kaçıyor bakışlar
Şu güzel yuvada herkes bir işi tutmuş da
ben garib gureba olmuşum bilmem niye
Bir öğretmen olarak daha güzel daha efendi daha akıllı nesilleri yetiştirmek uğruna, daha iyi yetiştirmek için hazırlanan küçük veya büyük çaplı eğitim, öğretim projelerdir veya bunların dışında küçük bir kağıda yazılmış dört beş anlamlı mısra.
Şöyle deli bir boşluk hissi içine oturunca, artık oyunlar bitince kalkıp ayağa aynada kendine bakacaksın. İş derdi aile derdi derken kendi hayatını kaçırmaya başlayacaksın, işte o kendi hayatını kaçırmaya başladığın an çocukluğun bittiği andır.