Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri03.09.2024 - 14:36

    Rivâyet olunmuş ki, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri bir hadîs-i şerîfde buyurdular ki: (İki haslet [özellik] vardır ki, o ikisinden efdal birşey yokdur. Allahü tebâreke ve teâlâ hazretlerine îmân getirmek. Müslimânlara fâideli olmak.) Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerinden rivâyet olunmuşdur: (Bir kimsenin azıksız kabre girmesi, gemisiz denize girmesi gibidir.) Ömer “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri buyurdu ki: (Dünyânın izzeti mal iledir. Âhıretin izzeti amel iledir.) Osmân “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri buyurdu ki: (Dünyâ gammı kalbe zulmetdir. Âhıret gammı kalbe nûrdur.) Alî “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri buyurdu ki: (Bir kimse ilm talebinde olsa, Cennet de onu taleb eder. Bir kimse ma’siyyet talebinde olsa, nâr [Cehennem] da onu taleb eder.)

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri03.09.2024 - 14:35

    Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyurdu ki, Allahü Sübhânehü ve teâlâ hazretleri beni güzîde kıldı. Benim için Eshâbımı güzîde kıldı. Onların ba’zısını kayınbabam etdi. Ba’zısını benim dâmâdım yapdı. Hepsi benim Eshâbımdandır. Bana nusret edicidirler. Onlardan sonra bir kavm gelecekdir. Onları seb’ ederler. O kavm ile su içilmez. Onlara kız verilmez. Onların nemâzı kılınmaz. Onları aranızdan çıkarınız. Ebû Bekr, Ömer, Osmân ve Alîye “radıyallahü anhüm” buğz ederler. Toprak onların başlarına olsun. Güneşi ve Ayı ve Ülkeri ve Tan yıldızını sevmezler. Ebû Bekr güneş gibidir. Ömer Ay gibidir. Osmân Ülker gibidir. Alî Tan yıldızı gibidir. Meyve güneş ile pişer. Ay ile renk tutar. Ülker ile lezzetlenir. Tan yıldızı ile belâdan emîn olur. İslâm, Ebû Bekrin îmânı ile mekân tutdu. Ömerin îmânı ile süslendi. Osmânın îmânı ile hoş oldu. Alînin îmânı ile düşman belâsından emîn oldu.

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri03.09.2024 - 14:34

    Bir vakt Cebrâîl aleyhisselâm, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinin huzûruna geldi. Dedi ki: yâ Resûlallah! Allahü Sübhânehü ve teâlâ hazretleri, Âdem “aleyhisselâm” hazretlerini halk edip, rûhunu bedenine verdi. O vakt buyurdu ki, yâ Cebrâîl! Cennete var, bir elma getir. O elmayı kuvvetlice sık. Tâ ki, elmadan su çıksın. Elmayı getirdim. Kuvvet ile sıkdım. Ondan bir katre su çıkdı. O bir katreyi Âdem “aleyhisselâm” hazretlerinin boğazına damlatdım. Allahü tebâreke ve teâlâ hazretlerinin emri ile o beş katre [damla] oldu. Bir katreden seni halk etdi ki, Muhammed aleyhisselâmsın. İkinci katreden Ebû Bekri halk etdi. Üçüncüden Ömeri, dördüncüden Osmânı, beşinciden Alîyi halk etdi [yaratdı]. Bundan ötürü ki, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri buyurdu: (Ben ve eshâbım bir sudan yaratıldık.)

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri03.09.2024 - 14:33

    Sahîh rivâyet ile gelmişdir. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyurdu ki: Allahü teâlâ bir bostân halk etmişdir. O bostânda kendi kudret ve nusretiyle dört ırmak yaratmışdır. Biri, ikrâr ırmağı. Biri, tevhîd ırmağı. Biri, ahkâm-ı islâmiyye ırmağı. Biri, kelâm ırmağı. Her bir ırmağı bir bucakda [köşede] yaratdı. Ebû Bekr muhabbetini bir bucağa [köşeye] koydu. Ömer muhabbetini ikinci bucağa koydu. Osmân muhabbetini üçüncü bucağa koydu. Alî muhabbetini dördüncü bucağa [köşeye] koydu. Her köşede on ağaç halk etdi [yaratdı]. Ebû Bekr “radıyallahü anh” muhabbetinin köşesinde halk etdiği on ağacın birincisi, şehâdet ağacı, ikincisi, havf ağacı, üçüncüsü, recâ ağacı, dördüncüsü, şevk ağacı, beşincisi, cehd, altıncısı, hayr, yedincisi, şükr, sekizincisi tevâdu’, dokuzuncusu nusret, onuncusu, ihlâs ağacı idi.

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri03.09.2024 - 14:32

    Şakîk-i Belhî “rahimehullahü teâlâ” buyurdu: Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerinin ismine câhiliyye devrinde (Atîk) derlerdi. İslâmiyyet zemânında Ebû Bekr dediler. Gökde Sıddîk dediler. Yeryüzünde Abdüllah dediler. Cennetde Zülfadl [fazîlet sâhibi] olacakdır. Arşdakiler Züsse’a [ya’nî vüs’at, kudret sâhibi] dediler. Tevrâtda Mu’tî okudular. İncîlde müttekî okudular. Zebûrda Ma’meyân okudular. Kur’ân-ı kerîmde sâhib okudular. Kıyâmetde Şâfi’ okudular. Cehennemde rahîm okudular. Melekler Cevâd okudular. Allahü teâlânın dîdârına kavuşma ânında Mükerrem okudular (dediler).

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri03.09.2024 - 14:31

    Şakîk-i Belhî “rahimehullahü teâlâ” dedi ki, islâm bir ağaca benzer ki, ona dört şey lâzımdır. Kök, gövde, dal ve meyve. Ebû Bekr “radıyallahü anh” islâm ağacının köküdür. Ömer “radıyallahü anh” gövdesidir. Osmân “radıyallahü anh” dalıdır. Alî “radıyallahü anh” meyvesidir. Muhammed “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinin ism-i şerîfi dört harfdir. Mim; Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” Allahü tebâreke ve teâlâ hazretlerine uygunluğudur. Ha, Resûlullahın müslimânların işlerinde hasbiyetidir. Ya’nî her ne işler ise, Allahü teâlâ hazretlerinin rızâ-ı şerîfi idi. Kimseden bir nesne tama’ etmez, birşey beklemezdi. Mim; akrâba ve ehline muhabbet ve muâşeretdir. Dal; islâm dînine kâfirleri da’vetdir. Muvâfakat, Ebû Bekrin nasîbi oldu. Hasbet, Ömerin nasîbi oldu. Muâşeret, Osmânın nasîbi oldu. Da’vet Alînin nasîbi oldu “radıyallahü teâlâ anhüm.”

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri30.08.2024 - 02:16

    İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe “rahmetullahi aleyh”, Allah lafzının (h)sini ötüre ile, ulemâ kelimesinin hemzesini üstün ile okudu. Allahü teâlâ hazretlerinin haşyeti, burada ilm ma’nâsına olur. Ma’nâsı böyle olur ki, ilm ehlinin hâtırını ancak Allahü teâlâ bilir. Bu âyet-i kerîmenin nüzûlü o oldu ki, Ebû Bekr hazretlerinde bir korku hâsıl olmuş idi. Mubârek yüzünde belirtisi anlaşılırdı. Hazret-i Server-i kâinât, hazret-i Ebû Bekr ile bu konuda konuşurdu. Allahü teâlâ hazretleri bu âyet-i kerîmeyi inzâl buyurdu...

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri30.08.2024 - 02:16

    (Doğruyu (Kur’ânı) getiren (Peygamber aleyhisselâm) ve onu tasdîk eden (mü’minler) ise, işte bunlar takvâ sâhibi kimselerdir.) [Zümer sûresi, 33. âyet-i kerîmesi meâli.] Alî bin Ebî Tâlib hazretleri buyurdu ki, Sıdk ile gelen kimse hazret-i Muhammed aleyhisselâtü vesselâm ve onu tasdîk eden, hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîkdır “radıyallahü teâlâ anh”...

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri30.08.2024 - 02:15

    (O kimse ki, malından Allah için harcar, şirk ve isyândan sakınıp ve ihsân olan kelîme-i şehâdeti, yâhud infâk etdiği malın mukâbili va’d-i ilâhiyi tasdîk ede. Biz ona âsân ve râhata sebeb olucu ve Cennete girmeğe sebeb olan yolunu kolaylaşdırırız.) [Leyl sûresi 5, 6, 7.ci âyet-i kerîme meâli.] Demişlerdir ki, bu âyet-i kerîme Ebû Bekr-i Sıddîkın “radıyallahü anh” şânı hakkında nâzil olmuşdur. Her ne eline geçse halka dağıtırdı. Bunda da Allahü teâlânın buyurduğu üzere iş yapmasından dolayı onu medh buyurdular. Demişlerdir ki, Hüsnâ, Hak sübhânehü ve teâlâ hazretlerinin sevâb vermeği va’d etmesidir...

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri30.08.2024 - 02:15

    Eshâb-ı Kehfin köpeği, o civânmert olan Eshâb-ı Kehf ile dünyâda birkaç adım yürüdüğü için, mağarada onlar ile berâber oldu. Yatmakda onlar ile oldu. Kıyâmetde ve Cennetde onlar ile olur. Acâib olan odur ki, Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh”hazretleri, Muhammed Mustafâ “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinin, sohbetinde bulundu. Mihnetde Onun ile oldu. Da’vetde Onun ile oldu. Seferde Onun ile oldu. Hazarda Onun ile oldu. Mağarada Onun ile oldu. Yolda ve hicretde, cân ve mal vermekde Onunla oldu. Kabrde, şefâ’atde, Onunla olur. Makâm-ı Mahmûdda, Cennetde, Allahü teâlâyı görmekde, Onunla olur. Zikr olunan âyet-i kerîme ki, hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîkın şânı ile alâkalı olduğunu tefsîrde gördük, işitdik ve yazdık. Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” hakkında nasıl kötü düşünülebilir? [Eshâb-ı Kehfin köpeği, o mertler ile birkaç adım gitmekle kıymetleniyor da; Ömrü Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” yanında geçenler kıymetlenmez mi?]..