Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri25.08.2024 - 17:38

    Tavaf: Hacerülesved’in bulunduğu hizadan başlayıp Kâbe’nin etrafında yedi defa dönmektir. Yedi şavt, bir tavafı oluşturur. • Sa‘y: Kâbe’nin yakınında bulunan Safâ ve Merve tepeleri arasında dört gidiş, üç geliş olmak üzere yedi defa gidip gelmektir.

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri25.08.2024 - 17:38

    İhram: Hac veya umre yapmaya niyet eden kişinin, normal zamanlarda yapabildiği kendisine helâl bazı davranışlardan geçici bir süre uzak durması hâlidir. Bu davranışlar şunlardır: çiçek koparmak, ağaç kesmek, avlanmak, saç-sakal tıraşı olmak, dikişli elbise giymek (sadece erkekler için), çorap ve arkası kapalı ayakkabı giymek (sadece erkekler için), koku sürmek veya kokulu sabun vb. kullanmak, eşi ile cinsel münasebette bulunmak gibi.

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri25.08.2024 - 17:37

    “Hac Arafat’tır.” Böyle diyor Hz. Peygamber.(s.a.s) Arafat, Mekke’nin doğusunda bir bölge. Arafat’ta vakfe… Hacda yapılması gerekli amellerden biri. Vakfe “durma, duraklama” demek. Hareketli bir ibadet olan hacda durmak… Kısa bir süre için Arafat’ta, Hz. Peygamber’in(s.a.s) Vedâ hutbesini okuduğu yerde durmak... Göz alabildiğince uzanan beyaz çadırların arasında... Bir günlüğüne kurulan bu şehirde… Uçsuz bucaksız bir insan okyanusu olan bu şehirde. Yapman gereken şey sadece durmak... Durmak ve düşünmek.

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri25.08.2024 - 17:37

    Hac, sınırları belirlenmiş bir ibadettir. Belirli bir mekâna bağlıdır. Mekke çevresinde, mîkat denilen yerler, hac bölgesinin sınırlarını çizer. Buraya ulaşıldığında haccın ilk farzını yerine getirme zamanı da gelmiştir artık. Mîkatta ihramlıklar giyilir. Bir anda herkes aynı sade elbiseye bürünür. Dil, ırk, cinsiyet, ekonomik ve sosyal farklılıklar… Hepsi önemini yitirmiştir artık. Zaten hac geride bırakmaktır; zamanı, mekânı, eşyayı… İhramlı olmak, her an ibadet halinde olmaktır. Gezerken, uyurken, yemek yerken, namaz kılarken, Kâbe’yi tavaf ederken… Atılan her adımda unutulmaması gereken bir şey vardır artık: “Ben ihramlıyım.” İhram, başka zamanlarda ve mekânlarda serbest olan davranışların terkedilmesi, kişinin kendisine birçok şeyi yasaklaması anlamına gelir.

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri25.08.2024 - 17:36

    Ecel: Bir kimsenin ölümü, o kimse için takdir edilen ömrün bitmesiyle gerçekleşir. Bunun nerede, ne zaman, nasıl olacağını hiç kimse bilemez. Ecel, ne bir an öne alınabilir ne de bir an geriye bırakılabilir. İnsanın hastalanıp yatakta ölmesi de, depremde duvar altında kalması da, denizde boğulması da, düşmanı tarafından vurulması da eceliyle ölmesi demektir. Kulun ecelini belirleyen ve takdir eden sadece yüce Rabbimizdir. Hz. Ali’ye düşmanlarının kendisini öldürebileceği söylendiğinde o, ecelin insanı ölümden koruyan sağlam bir kalkan olduğunu belirtmişti. Öyle ya, eceli gelmeden kimse kimseyi öldüremez, o zaman ölüm korkusuyla yapacağından geri durmak niye?

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri25.08.2024 - 17:36

    Âfet ve hastalık: Allah’ın kullarını imtihanının farklı şekilleri vardır. Hastalıklar ve musibetler de eğer Allah’a güven ve teslimiyet içinde karşılanır ve gereken davranışlar sergilenirse Allah’a yaklaştıran, günahları azaltan ve arınmaya vesile olan imtihanlardandır. Bütün âfet ve hastalıklar Allah’ın takdiriyle gerçekleşir. Ancak âfet ve hastalıkları engellemek için gerekli tedbirleri almak da kulun görevleri arasındadır. Tedbirsizliklerden kaynaklanan sorunları “Ne yapalım, kaderimizde varmış”, “Allah böyle takdir etmiş” gibi cümlelerle geçiştirmek doğru bir kader ve tevekkül anlayışı değildir. Bu cümleler, ancak gerekli bütün tedbirler alındıktan sonra yine de başa gelen musibetler için yerinde ve haklı olabilir. Böyle bir durumda mümine düşen, teselli ve destek kaynağı olarak yine Rabbimize sığınmak ve her şeyin O’nun takdirinde olduğuna iman etmektir.

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri25.08.2024 - 17:35

    Rızık: Rabbimizin canlılara yiyip içmek ve yararlanmak için verdiği her şeydir. Her türlü yiyecek, içecek, giyecek, kullanılan eşya; mal, mülk, para, mücevher ve servet; çoluk çocuk ve eş; faydalanılan yetenekler, bilgi ve hikmet; gönüllerin ve vücudun her türlü gıdası; en küçüğünden en büyüğüne kadar yararlandığımız her şey rızık kapsamında değerlendirilebilir. Yegâne rızık verici Allah’tır. O herkesin rızkını ayrı ayrı verir. Vereceği şeyleri bazen göklerin ardından, bazen yerin altından, bazen denizin bağrından, bazen de başka kullarının elinden ulaştırır. Kime ne kadar ve nasıl dilerse o şekilde verir. Ancak kulların da çalışıp çabalayıp kendi rızıklarını helâl yoldan kazanmak için gayret göstermeleri gerekir. Allah, kullarının gayretini değerlendirir.

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri25.08.2024 - 17:35

    Tevekkül: Allah’a dayanıp güvenme, başkasına değil, sadece Allah’a güvenme, elinden gelen her şeyi yaptıktan sonra sonucunu Allah’a bırakma, çalışıp çabalarken Allah’ı daima yanında bilme, Allah’a güvenip sonuçtan endişe etmeme, sonucu Allah’tan ve yalnız Allah’tan bekleme, Allah’ın takdir edeceği sonuç ne olursa olsun buna razı olma ahlâkıdır. Tembellik, umursamazlık, lâkayıtlık, sorumsuzluk, boşvermişlik, adamsendecilik, uyuşukluk anlamlarına gelmez. Tevekkül sahibi bir kul, bir iş yapmaya karar verdiğinde harekete geçer, elinden geleni yapar, işi bitirir, sonucu Allah’a bırakır ve huzurla bekler. Bundan sonra sonuç ne olursa olsun bunun Allah’tan geldiğini bilir ve başına gelene razı olur.

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri22.08.2024 - 12:57

    Sahîh rivâyet ile Abdüllah ibni Abbâs “radıyallahü teâlâ anhümâ” hazretlerinden bildirilen hadîs-i şerîfde, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri buyurdu ki: (Ebû Bekr dînin direğidir. Ömer fitnenin kilididir. Ömer hayâtda oldukça fitne olmaz. Osmân münâfıkların mihnetidir. Ya’ni ibtilâsıdır. [Belâya düşürdükleri kimsedir.] Onun kâtilleri tarafında olanlar münâfık olup, Cehennemin aşağılarında olsalar gerekdir. Alî bendendir ve ben Alîdenim. Onun olduğu yerde ben olurum. Benim olduğum yerde Alî olur.)

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri22.08.2024 - 12:57

    Enes bin Mâlik “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri, doğru rivâyet ile bildirmişdir. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Ben ilmin şehriyim. Ebû Bekr zemînidir. Ömer dıvârlarıdır. Osmân semâsıdır. Alî kapısıdır. Ebû Bekr, Ömer, Osmân ve Alî hakkında hayr söyleyiniz!) Eğer hayr söylerseniz, önünüze hayr gelir. Onların dostlukları bereketinden hepiniz hayr bulursunuz. Eğer bedbahtlık ve şer söylerseniz, onların yüksekliklerine zerre mikdârı eksiklik gelmez. Lâkin, o ni’mete kavuşamamış bîçâre kendi bedbaht olup, o şer [kötülük] sebebi ile, o din serverlerinin şefâ’atinden mahrûm olur. Aslâ kurtuluş bulmaz.