GURBETÇİ Öyle çok kolaymış gibi GURBETÇİ demeyin.... Her gurbetçinin ve her ölümün hikayesi vardır... Gurbette yaşamayan bilmez... Bildiğiniz açık ceza evi. Bir yıl arslanlar gibi çalışır, izin paranızı biriktirir imkanınız varsa senede 1 kere gidersiniz vatanınıza. Çünkü yazın 4 kişilik bir ailenin uçak parası şanslıysanız minimum 2000€ tutar. Birde harçlığın olacak yanında, bi 2000€ da o .. Yani, sevdiklerini öpüp koklamanın bedeli minimum 4000€ ... Gurbette yaşayanlar mutluluklarını satın alır, söke söke alır öyle gelir Vatanına .. Çünkü yaz oldumu 2 misli artar herseyin fiyatı. Koskoca bir yılda vatan toprağına basabilmek için bedelini öder ve sevdiklerini bir kere görür bi gurbetçi. Kardeşlerini,annesini, babasını, arkadaşlarını o koca yılda bir kere öpüp koklar ama DOYAMAZ. Türkiye'ye gitmene bir kaç ay kala geçmez o günler, bitmez. Uçağa binince saatler ilerlemez. Gittiğinde bitmesin, yavaş geçsin günler diye edersin dua’larını. Gurbetten gelen misafirlerinizi izleyin uzaktan. Geç yatarlar ama ne kadar geç yatarlarsa yatsınlar erken kalkarlar. Ne kadar az uyursa o kadar çok kalmış gibi hissederler çünkü. Yıllarca aynı sevinçle gider gelirler sevmeye doyamadıklarına. Her sene ailelerinden ayrılırken bir yanı ölür gurbetçilerin. Gelirken heyecandan, dönerken ömürlerinden hep bir yanları eksilir. Geleceği zaman ailesi karşılar sevinçle,evde bayram havası olur ama yolcu ederken cenaze evine döner orası... Kimsenin yüzü gülmez, herkes ağlar. O gitme diye bakan son bakışlara cevap veremeyip, çaresizce dönüp gidenlerdir gurbetçiler.... Böyle geçer bir gurbetçinin ömrü. Sonra bir bakarsın bir gün bir uçak iner! Ailesi gelir,tabutunu teslim alır gurbetçinin. Gülerek heyecanla beklenen o misafir ağlanarak ağıtlarla karşılanır son kez... Kimsesiz gibi. Bir uçağın deposunda bir eşya gibi gelir,sevdiklerine ve ülkesine.. Kısaca gurbet yarı ölümdür.
MIŞ GİBİ.. Mış.. gibi yaşıyoruz. Hayata anlam ve değer katmadan. Yaptıklarımız el gördülük. İyi ve güzel olması derdimiz değil. Mış... gibi yapıyoruz. Kendimize bir faydası yok. İnancımız inandırıcı değil, Mış ... gibi inanıyoruz. Yaradanla birlikteliğimiz ve gönül bağımız olmadan Mış... gibi ibadet ediyoruz. Yapay tüm davranışlarımız. Yüzümüzdeki tebessüm sahici değil. Mış... gibi gülümsüyor, Mış ... gibi seviyoruz. Sahi biz kimiz??? Ahmet Yavaş
DARBE Sandıkla, demokrasi ile elde edilemeyen gücün kaba kuvvetle, silah zoruyla elde edilmeye çalışılmasıdır. Kavgadır, döğüştür, saldırıdır, vandallıktır, terördür. Kardeşlik, sevgi, merhamet, duygu ve düşüncelerini yüreklerden silmedir. Haksızlıktır, adaletsizliktir. Geride bıraktığı kandır, gözyaşıdır, Öfkedir, kindir, öç alma duygusudur. Kardeşi kardeşe düşman etmektir. Darbe yapıldığında kahramanınız düşmanınız olur, düşman bildikleriniz kahraman. Hava puslu ve bulanıktır. Kim haklı kim haksız bilemezsiniz. Kim zalim, kim mazlum göremezsiniz. Gizlenmiş hesaplar ortaya çıkar. Kirli niyetler uygulanmaya konulur. Yüksek değerleri, hakkı, adaleti, barışı gerçekleştirmek için darbe araç ve enstrüman olamaz. Hele yolsuzluk ve haksızlıkları ortadan kaldırmak için hiç. Darbeciler başaramazlarsa darbe yapmak istediklerinin bütün hata ve günahlarını bir güzel örterler. En azılı hırsızlar bile masum hale gelir. Üstelik kahraman oluverirler. Başarırlarsa çoğu zaman en büyük hırsızlıkları kendileri yaparlar. Hiçbir zaman darbe ile elde edilen güç ve iktidar, adalet ve Hakkın emrine girmemiştir. Tarihte bunun örneği yoktur. Tam tersi Hak ve adalet darbeci gücün ve iktidarın emrine girmiştir.. En büyük haksızlıkları ve adaletsizlikleri gücü ele geçiren darbeciler yapmıştır. Demem o ki darbe bir topluma dayaktır, bir millete yapılan kabalıktır, hakarettir, aşağılamadır. Türk milleti hiçbir darbeye, hiçbir kabalığa maruz kalmayacak kadar onurlu, büyük ve şanlıdır. Demokrasi milletimize çok yakışmaktadır. Rabbim milletimizi sivil ve askeri darbelerden korusun ve yüceltsin. Ahmet Yavas
Dostlar, Yüce Allah, akıl, irade ve vicdanla donattığı insanı yeryüzünde başıboş, kendi haline bırakmamıştır. Onu korumuş, kollamış ve eğitmiştir. Aristo" atlar at olarak doğar, insanlar insan olarak doğmaz, insanlaşır"der. İnsanın yeryüzündeki serüveni aslında bir insanlaşma mücadelesidir. Bu insanlaşma sürecinde Yüce Yaradan insana yardımcı olmuş , onun elinden tutmuştur. Gönderdiği kitaplarla insana yeryüzünde nasıl yaşanacağını, nasıl yüceleceğini ve insanlaşılacağını öğretmiştir..Bu anlamda Müslümanlaşma aslında insanlaşma demektir. Yüce Kudret sadece kitap ve öğreti indirmekle yetinmemiş, insanlar arasından seçtiği rehberler ve öğretmenler göndermiştir. Bunlar, indirilen kitapları, evrensel mesajları insanlara açıklayan ve yeryüzünde nasıl yaşanması gerektiğini örneklendiren peygamberlerdir. Kur'an diğer bütün ilahi kitapların tamamlayıcısıdır. Hz. Peygamberde peygamberliğin ve peygamberlerin sonuncusudur. Nübüvvet zincirinin son halkasıdır. Yüce kitabın mesajları insanlığa yöneliktir. Amacı dünyada bir barış ve kardeşlik toplumu inşa etmektir. İslam, Sevgi, adalet,merhamet, insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve çoğulculuk gibi kavramları insanlığa sunmuştur. Yüce kitabımız okunmak ve anlaşılmak için gönderilmiştir. O hayatın kullanma klavuzudur. Kur'anın lafzının, Orjinal metninin yanında anlamının da öğrenilmesi şarttır. Anlaşılmayan bir şey insana nasıl klavuz olabilir, nasıl insanın hayatını anlamlı hale getirebilir...? O ölülere değil, dirilere indirilmiştir. Yüce Rabbim Kuranı okuyan ve anlamını fikredenlerden eylesin. Ahmet Yavaş
Dostlar, Yüce Allah, akıl, irade ve vicdanla donattığı insanı yeryüzünde başıboş, kendi haline bırakmamıştır. Onu korumuş, kollamış ve eğitmiştir. Aristo" atlar at olarak doğar, insanlar insan olarak doğmaz, insanlaşır"der. İnsanın yeryüzündeki serüveni aslında bir insanlaşma mücadelesidir. Bu insanlaşma sürecinde Yüce Yaradan insana yardımcı olmuş , onun elinden tutmuştur. Gönderdiği kitaplarla insana yeryüzünde nasıl yaşanacağını, nasıl yüceleceğini ve insanlaşılacağını öğretmiştir..Bu anlamda Müslümanlaşma aslında insanlaşma demektir. Yüce Kudret sadece kitap ve öğreti indirmekle yetinmemiş, insanlar arasından seçtiği rehberler ve öğretmenler göndermiştir. Bunlar, indirilen kitapları, evrensel mesajları insanlara açıklayan ve yeryüzünde nasıl yaşanması gerektiğini örneklendiren peygamberlerdir. Kur'an diğer bütün ilahi kitapların tamamlayıcısıdır. Hz. Peygamberde peygamberliğin ve peygamberlerin sonuncusudur. Nübüvvet zincirinin son halkasıdır. Yüce kitabın mesajları insanlığa yöneliktir. Amacı dünyada bir barış ve kardeşlik toplumu inşa etmektir. İslam, Sevgi, adalet,merhamet, insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve çoğulculuk gibi kavramları insanlığa sunmuştur. Yüce kitabımız okunmak ve anlaşılmak için gönderilmiştir. O hayatın kullanma klavuzudur. Kur'anın lafzının, Orjinal metninin yanında anlamının da öğrenilmesi şarttır. Anlaşılmayan bir şey insana nasıl klavuz olabilir, nasıl insanın hayatını anlamlı hale getirebilir...? O ölülere değil, dirilere indirilmiştir. Yüce Rabbim Kuranı okuyan ve anlamını fikredenlerden eylesin. Ahmet Yavaş
AHLAKSIZ MÜSLÜMANLIK Gösterişçi dindarlık yarışında sıra kokpitte namaz kılmaya geldi. Böylece dadaşın "ser seccadeyi" fıkrası gerçek oldu. Halbuki araçlarda namaz otururken kılınır. Kıble aranmaz. Uzun süredir en az bir saat rötarla herkesin hakkına giren havayolları, önce etik kurallara uysaydı keşke. Çünkü ahlak, ibadeti önceler. İbadet, bizi ahlaklı kılmak için vardır. Tanrı'nın buna ihtiyacı yoktur. Bizim ihtiyacımız vardır. Bu dünyada birilerine yaranmaya çalışanlar, Tanrı'yı da öyle zannetikleri için, O'na yaranmaya çalışıyorlar. Bunun adı ahlaksız Müslümanlıktır. İbrahim Maraş
ÇAĞRI... Solcu, devrimci, ilerici, seküler...Her ne isen, kendini her ne şekilde ifade ediyorsan et... Kendinden farklı gördüğün biri olarak, dünden, geçmişten bağımsız şöyle düşünüyorum: Ben bedenin sağ ayağı isem, Sen aynı bedenin sol ayağısın Sen olmadan ben topalım. Sen olmadan eksiğim. İkimizde aynı bedene aitiz çünkü. İkimizde aynı bedenin parçasıyız. Sol göz olmadan sağ göz, Sol kol olmadan sağ kol, Yarım ve eksiktir. Sağı sol tamamlar, solu sağ. Sen beni tamamla o halde, ben seni. Dinle sol kardeş, Sen bendensin. Ben senden. Aynı bedenin organlarıyız ikimiz. Acın acımdır... Sancın sancım. Derdimiz, tasamız biricik ülkemiz. Şanlı bayrağımızın özgürce dalgalanması. İnsanlarımızın mutluluğu. Bizler, bu ülkenin eğîtimli, düşünen; derdi bir sonraki öğün değil, ülkesinin derdi, tasası olan insanlarız. Türk'üz. Türkçe türküler söyleriz. Sen Türk'ün sol gözü, Türk'ün sol kulağısın. Bense öbür gözü ve kulağı. Ülkemizin bize ihtiyacı var.. Bir olmamıza, gücümüzü birleştirmemize... Milleti karanlıktan aydınlığa çıkarmaya... Gelin ayrılan mahallerimizi, Kendimize özel kıldığımız sokaklarımızı, Birleştirelim. Lütfen, Duvarlarımıza astığımız, Modası geçmiş, Çağın dışına itilmiş, Rasyonel olmayan, Ülke sosyolojine uymayan, tarihin çöplüğüne atılmış, Cafcaflı sloganlarımızı yazdığımız, Kan davası güden, Öfke ve şiddet dolu tabelaları indirelim. Atatürk'ün bize emanet ettiği değerleri, Türk Milliyetçiliği, demokrasi, insan hakları, çoğulculuk, hukukun üstünlüğü, adalet, ehliyet, liyakat ve etik ilkeler ortak paydasında, cehalete, karanlığa, yobazlığa, nepotizme, otokrasiye karşı birleşelim. Türk Bayrağı altında, barış ve özgürlük meydanında buluşalım. Makul olanı, rasyonel olanı yüceltelim. Dinle sol kardeş, Sol gözüm... Kalbimin sol karıncığı.... Senin içinde, benim içinde gidebileceğimiz, Mutlu ve özgür yaşayacağımız Yeryüzünde başka Türkiye yok. Bunu asla unutmayalım...!??????¦????? Ahmet Yavaş Gösterilecek istatistik yok
ÇAĞRI... Solcu, devrimci, ilerici, seküler...Her ne isen, kendini her ne şekilde ifade ediyorsan et... Kendinden farklı gördüğün biri olarak, dünden, geçmişten bağımsız şöyle düşünüyorum: Ben bedenin sağ ayağı isem, Sen aynı bedenin sol ayağısın Sen olmadan ben topalım. Sen olmadan eksiğim. İkimizde aynı bedene aitiz çünkü. İkimizde aynı bedenin parçasıyız. Sol göz olmadan sağ göz, Sol kol olmadan sağ kol, Yarım ve eksiktir. Sağı sol tamamlar, solu sağ. Sen beni tamamla o halde, ben seni. Dinle sol kardeş, Sen bendensin. Ben senden. Aynı bedenin organlarıyız ikimiz. Acın acımdır... Sancın sancım. Derdimiz, tasamız biricik ülkemiz. Şanlı bayrağımızın özgürce dalgalanması. İnsanlarımızın mutluluğu. Bizler, bu ülkenin eğîtimli, düşünen; derdi bir sonraki öğün değil, ülkesinin derdi, tasası olan insanlarız. Türk'üz. Türkçe türküler söyleriz. Sen Türk'ün sol gözü, Türk'ün sol kulağısın. Bense öbür gözü ve kulağı. Ülkemizin bize ihtiyacı var.. Bir olmamıza, gücümüzü birleştirmemize... Milleti karanlıktan aydınlığa çıkarmaya... Gelin ayrılan mahallerimizi, Kendimize özel kıldığımız sokaklarımızı, Birleştirelim. Lütfen, Duvarlarımıza astığımız, Modası geçmiş, Çağın dışına itilmiş, Rasyonel olmayan, Ülke sosyolojine uymayan, tarihin çöplüğüne atılmış, Cafcaflı sloganlarımızı yazdığımız, Kan davası güden, Öfke ve şiddet dolu tabelaları indirelim. Atatürk'ün bize emanet ettiği değerleri, Türk Milliyetçiliği, demokrasi, insan hakları, çoğulculuk, hukukun üstünlüğü, adalet, ehliyet, liyakat ve etik ilkeler ortak paydasında, cehalete, karanlığa, yobazlığa, nepotizme, otokrasiye karşı birleşelim. Türk Bayrağı altında, barış ve özgürlük meydanında buluşalım. Makul olanı, rasyonel olanı yüceltelim. Dinle sol kardeş, Sol gözüm... Kalbimin sol karıncığı.... Senin içinde, benim içinde gidebileceğimiz, Mutlu ve özgür yaşayacağımız Yeryüzünde başka Türkiye yok. Bunu asla unutmayalım...!??????¦????? Ahmet Yavaş Gösterilecek istatistik yok
Yaşamak, kendi kendini adam etmektir, Zeka ve bilgini kullanarak etinden kemiğinden kendi heykelini yapmaktır. Insan yaşamı boyunca kendi heykelini yontar.
GURBETÇİ
Öyle çok kolaymış gibi GURBETÇİ demeyin....
Her gurbetçinin ve her ölümün hikayesi vardır...
Gurbette yaşamayan bilmez...
Bildiğiniz açık ceza evi.
Bir yıl arslanlar gibi çalışır, izin paranızı biriktirir imkanınız varsa senede 1 kere gidersiniz vatanınıza.
Çünkü yazın 4 kişilik bir ailenin uçak parası şanslıysanız minimum 2000€ tutar.
Birde harçlığın olacak yanında,
bi 2000€ da o ..
Yani, sevdiklerini öpüp koklamanın bedeli minimum 4000€ ...
Gurbette yaşayanlar mutluluklarını satın alır, söke söke alır öyle gelir Vatanına ..
Çünkü yaz oldumu 2 misli artar herseyin fiyatı.
Koskoca bir yılda vatan toprağına basabilmek için bedelini öder ve sevdiklerini bir kere görür bi gurbetçi.
Kardeşlerini,annesini, babasını, arkadaşlarını o koca yılda bir kere öpüp koklar ama DOYAMAZ.
Türkiye'ye gitmene bir kaç ay kala geçmez o günler, bitmez.
Uçağa binince saatler ilerlemez.
Gittiğinde bitmesin, yavaş geçsin günler diye edersin dua’larını.
Gurbetten gelen misafirlerinizi izleyin uzaktan.
Geç yatarlar ama ne kadar geç yatarlarsa yatsınlar erken kalkarlar.
Ne kadar az uyursa o kadar çok kalmış gibi hissederler çünkü.
Yıllarca aynı sevinçle gider gelirler sevmeye doyamadıklarına.
Her sene ailelerinden ayrılırken bir yanı ölür gurbetçilerin.
Gelirken heyecandan, dönerken ömürlerinden hep bir yanları eksilir.
Geleceği zaman ailesi karşılar sevinçle,evde bayram havası olur ama yolcu ederken cenaze evine döner orası...
Kimsenin yüzü gülmez, herkes ağlar.
O gitme diye bakan son bakışlara cevap veremeyip, çaresizce dönüp gidenlerdir gurbetçiler....
Böyle geçer bir gurbetçinin ömrü.
Sonra bir bakarsın bir gün bir uçak iner!
Ailesi gelir,tabutunu teslim alır gurbetçinin.
Gülerek heyecanla beklenen o misafir ağlanarak ağıtlarla karşılanır son kez...
Kimsesiz gibi.
Bir uçağın deposunda bir eşya gibi gelir,sevdiklerine ve ülkesine..
Kısaca gurbet yarı ölümdür.
MIŞ GİBİ..
Mış.. gibi yaşıyoruz.
Hayata anlam ve değer katmadan.
Yaptıklarımız el gördülük.
İyi ve güzel olması derdimiz değil.
Mış... gibi yapıyoruz.
Kendimize bir faydası yok.
İnancımız inandırıcı değil,
Mış ... gibi inanıyoruz.
Yaradanla birlikteliğimiz ve gönül bağımız olmadan
Mış... gibi ibadet ediyoruz.
Yapay tüm davranışlarımız.
Yüzümüzdeki tebessüm sahici değil.
Mış... gibi gülümsüyor,
Mış ... gibi seviyoruz.
Sahi biz kimiz???
Ahmet Yavaş
DARBE
Sandıkla, demokrasi ile elde edilemeyen gücün kaba kuvvetle, silah zoruyla elde edilmeye çalışılmasıdır.
Kavgadır, döğüştür, saldırıdır, vandallıktır, terördür.
Kardeşlik, sevgi, merhamet, duygu ve düşüncelerini yüreklerden silmedir.
Haksızlıktır, adaletsizliktir.
Geride bıraktığı kandır, gözyaşıdır,
Öfkedir, kindir, öç alma duygusudur.
Kardeşi kardeşe düşman etmektir.
Darbe yapıldığında kahramanınız düşmanınız olur, düşman bildikleriniz kahraman.
Hava puslu ve bulanıktır.
Kim haklı kim haksız bilemezsiniz.
Kim zalim, kim mazlum göremezsiniz.
Gizlenmiş hesaplar ortaya çıkar.
Kirli niyetler uygulanmaya konulur.
Yüksek değerleri, hakkı, adaleti, barışı gerçekleştirmek için darbe araç ve enstrüman olamaz.
Hele yolsuzluk ve haksızlıkları ortadan kaldırmak için hiç.
Darbeciler başaramazlarsa darbe yapmak istediklerinin bütün hata ve günahlarını bir güzel örterler.
En azılı hırsızlar bile masum hale gelir. Üstelik kahraman oluverirler.
Başarırlarsa çoğu zaman en büyük hırsızlıkları kendileri yaparlar.
Hiçbir zaman darbe ile elde edilen güç ve iktidar, adalet ve Hakkın emrine girmemiştir. Tarihte bunun örneği yoktur. Tam tersi Hak ve adalet darbeci gücün ve iktidarın emrine girmiştir.. En büyük haksızlıkları ve adaletsizlikleri gücü ele geçiren darbeciler yapmıştır.
Demem o ki darbe bir topluma dayaktır, bir millete yapılan kabalıktır, hakarettir, aşağılamadır.
Türk milleti hiçbir darbeye, hiçbir kabalığa maruz kalmayacak kadar onurlu, büyük ve şanlıdır.
Demokrasi milletimize çok yakışmaktadır.
Rabbim milletimizi sivil ve askeri darbelerden korusun ve yüceltsin.
Ahmet Yavas
Dostlar,
Yüce Allah, akıl, irade ve vicdanla donattığı insanı yeryüzünde başıboş, kendi haline bırakmamıştır. Onu korumuş, kollamış ve eğitmiştir.
Aristo" atlar at olarak doğar, insanlar insan olarak doğmaz, insanlaşır"der. İnsanın yeryüzündeki serüveni aslında bir insanlaşma mücadelesidir. Bu insanlaşma sürecinde Yüce Yaradan insana yardımcı olmuş , onun elinden tutmuştur. Gönderdiği kitaplarla insana yeryüzünde nasıl yaşanacağını, nasıl yüceleceğini ve insanlaşılacağını öğretmiştir..Bu anlamda Müslümanlaşma aslında insanlaşma demektir.
Yüce Kudret sadece kitap ve öğreti indirmekle yetinmemiş, insanlar arasından seçtiği rehberler ve öğretmenler göndermiştir. Bunlar, indirilen kitapları, evrensel mesajları insanlara açıklayan ve yeryüzünde nasıl yaşanması gerektiğini örneklendiren peygamberlerdir.
Kur'an diğer bütün ilahi kitapların tamamlayıcısıdır. Hz. Peygamberde peygamberliğin ve peygamberlerin sonuncusudur. Nübüvvet zincirinin son halkasıdır.
Yüce kitabın mesajları insanlığa yöneliktir. Amacı dünyada bir barış ve kardeşlik toplumu inşa etmektir. İslam, Sevgi, adalet,merhamet, insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve çoğulculuk gibi kavramları insanlığa sunmuştur.
Yüce kitabımız okunmak ve anlaşılmak için gönderilmiştir. O hayatın kullanma klavuzudur. Kur'anın lafzının, Orjinal metninin yanında anlamının da öğrenilmesi şarttır.
Anlaşılmayan bir şey insana nasıl klavuz olabilir, nasıl insanın hayatını anlamlı hale getirebilir...?
O ölülere değil, dirilere indirilmiştir.
Yüce Rabbim Kuranı okuyan ve anlamını fikredenlerden eylesin.
Ahmet Yavaş
Dostlar,
Yüce Allah, akıl, irade ve vicdanla donattığı insanı yeryüzünde başıboş, kendi haline bırakmamıştır. Onu korumuş, kollamış ve eğitmiştir.
Aristo" atlar at olarak doğar, insanlar insan olarak doğmaz, insanlaşır"der. İnsanın yeryüzündeki serüveni aslında bir insanlaşma mücadelesidir. Bu insanlaşma sürecinde Yüce Yaradan insana yardımcı olmuş , onun elinden tutmuştur. Gönderdiği kitaplarla insana yeryüzünde nasıl yaşanacağını, nasıl yüceleceğini ve insanlaşılacağını öğretmiştir..Bu anlamda Müslümanlaşma aslında insanlaşma demektir.
Yüce Kudret sadece kitap ve öğreti indirmekle yetinmemiş, insanlar arasından seçtiği rehberler ve öğretmenler göndermiştir. Bunlar, indirilen kitapları, evrensel mesajları insanlara açıklayan ve yeryüzünde nasıl yaşanması gerektiğini örneklendiren peygamberlerdir.
Kur'an diğer bütün ilahi kitapların tamamlayıcısıdır. Hz. Peygamberde peygamberliğin ve peygamberlerin sonuncusudur. Nübüvvet zincirinin son halkasıdır.
Yüce kitabın mesajları insanlığa yöneliktir. Amacı dünyada bir barış ve kardeşlik toplumu inşa etmektir. İslam, Sevgi, adalet,merhamet, insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve çoğulculuk gibi kavramları insanlığa sunmuştur.
Yüce kitabımız okunmak ve anlaşılmak için gönderilmiştir. O hayatın kullanma klavuzudur. Kur'anın lafzının, Orjinal metninin yanında anlamının da öğrenilmesi şarttır.
Anlaşılmayan bir şey insana nasıl klavuz olabilir, nasıl insanın hayatını anlamlı hale getirebilir...?
O ölülere değil, dirilere indirilmiştir.
Yüce Rabbim Kuranı okuyan ve anlamını fikredenlerden eylesin.
Ahmet Yavaş
AHLAKSIZ MÜSLÜMANLIK
Gösterişçi dindarlık yarışında sıra kokpitte namaz kılmaya geldi. Böylece dadaşın "ser seccadeyi" fıkrası gerçek oldu. Halbuki araçlarda namaz otururken kılınır. Kıble aranmaz. Uzun süredir en az bir saat rötarla herkesin hakkına giren havayolları, önce etik kurallara uysaydı keşke. Çünkü ahlak, ibadeti önceler. İbadet, bizi ahlaklı kılmak için vardır. Tanrı'nın buna ihtiyacı yoktur. Bizim ihtiyacımız vardır. Bu dünyada birilerine yaranmaya çalışanlar, Tanrı'yı da öyle zannetikleri için, O'na yaranmaya çalışıyorlar. Bunun adı ahlaksız Müslümanlıktır. İbrahim Maraş
ÇAĞRI...
Solcu, devrimci, ilerici, seküler...Her ne isen, kendini her ne şekilde ifade ediyorsan et... Kendinden farklı gördüğün biri olarak, dünden, geçmişten bağımsız şöyle düşünüyorum:
Ben bedenin sağ ayağı isem,
Sen aynı bedenin sol ayağısın
Sen olmadan ben topalım.
Sen olmadan eksiğim.
İkimizde aynı bedene aitiz çünkü.
İkimizde aynı bedenin parçasıyız.
Sol göz olmadan sağ göz,
Sol kol olmadan sağ kol,
Yarım ve eksiktir.
Sağı sol tamamlar, solu sağ.
Sen beni tamamla o halde, ben seni.
Dinle sol kardeş,
Sen bendensin.
Ben senden.
Aynı bedenin organlarıyız ikimiz.
Acın acımdır...
Sancın sancım.
Derdimiz, tasamız biricik ülkemiz.
Şanlı bayrağımızın özgürce dalgalanması.
İnsanlarımızın mutluluğu.
Bizler, bu ülkenin eğîtimli, düşünen; derdi bir sonraki öğün değil, ülkesinin derdi, tasası olan insanlarız.
Türk'üz.
Türkçe türküler söyleriz.
Sen Türk'ün sol gözü,
Türk'ün sol kulağısın.
Bense öbür gözü ve kulağı.
Ülkemizin bize ihtiyacı var.. Bir olmamıza, gücümüzü birleştirmemize...
Milleti karanlıktan aydınlığa çıkarmaya...
Gelin ayrılan mahallerimizi,
Kendimize özel kıldığımız sokaklarımızı,
Birleştirelim.
Lütfen,
Duvarlarımıza astığımız,
Modası geçmiş,
Çağın dışına itilmiş,
Rasyonel olmayan,
Ülke sosyolojine uymayan, tarihin çöplüğüne atılmış,
Cafcaflı sloganlarımızı yazdığımız,
Kan davası güden,
Öfke ve şiddet dolu tabelaları indirelim.
Atatürk'ün bize emanet ettiği değerleri,
Türk Milliyetçiliği, demokrasi, insan hakları, çoğulculuk, hukukun üstünlüğü, adalet, ehliyet, liyakat ve etik ilkeler ortak paydasında,
cehalete, karanlığa, yobazlığa, nepotizme, otokrasiye karşı birleşelim.
Türk Bayrağı altında, barış ve özgürlük meydanında buluşalım.
Makul olanı, rasyonel olanı yüceltelim.
Dinle sol kardeş,
Sol gözüm...
Kalbimin sol karıncığı....
Senin içinde, benim içinde gidebileceğimiz,
Mutlu ve özgür yaşayacağımız
Yeryüzünde başka Türkiye yok.
Bunu asla unutmayalım...!??????¦?????
Ahmet Yavaş
Gösterilecek istatistik yok
ÇAĞRI...
Solcu, devrimci, ilerici, seküler...Her ne isen, kendini her ne şekilde ifade ediyorsan et... Kendinden farklı gördüğün biri olarak, dünden, geçmişten bağımsız şöyle düşünüyorum:
Ben bedenin sağ ayağı isem,
Sen aynı bedenin sol ayağısın
Sen olmadan ben topalım.
Sen olmadan eksiğim.
İkimizde aynı bedene aitiz çünkü.
İkimizde aynı bedenin parçasıyız.
Sol göz olmadan sağ göz,
Sol kol olmadan sağ kol,
Yarım ve eksiktir.
Sağı sol tamamlar, solu sağ.
Sen beni tamamla o halde, ben seni.
Dinle sol kardeş,
Sen bendensin.
Ben senden.
Aynı bedenin organlarıyız ikimiz.
Acın acımdır...
Sancın sancım.
Derdimiz, tasamız biricik ülkemiz.
Şanlı bayrağımızın özgürce dalgalanması.
İnsanlarımızın mutluluğu.
Bizler, bu ülkenin eğîtimli, düşünen; derdi bir sonraki öğün değil, ülkesinin derdi, tasası olan insanlarız.
Türk'üz.
Türkçe türküler söyleriz.
Sen Türk'ün sol gözü,
Türk'ün sol kulağısın.
Bense öbür gözü ve kulağı.
Ülkemizin bize ihtiyacı var.. Bir olmamıza, gücümüzü birleştirmemize...
Milleti karanlıktan aydınlığa çıkarmaya...
Gelin ayrılan mahallerimizi,
Kendimize özel kıldığımız sokaklarımızı,
Birleştirelim.
Lütfen,
Duvarlarımıza astığımız,
Modası geçmiş,
Çağın dışına itilmiş,
Rasyonel olmayan,
Ülke sosyolojine uymayan, tarihin çöplüğüne atılmış,
Cafcaflı sloganlarımızı yazdığımız,
Kan davası güden,
Öfke ve şiddet dolu tabelaları indirelim.
Atatürk'ün bize emanet ettiği değerleri,
Türk Milliyetçiliği, demokrasi, insan hakları, çoğulculuk, hukukun üstünlüğü, adalet, ehliyet, liyakat ve etik ilkeler ortak paydasında,
cehalete, karanlığa, yobazlığa, nepotizme, otokrasiye karşı birleşelim.
Türk Bayrağı altında, barış ve özgürlük meydanında buluşalım.
Makul olanı, rasyonel olanı yüceltelim.
Dinle sol kardeş,
Sol gözüm...
Kalbimin sol karıncığı....
Senin içinde, benim içinde gidebileceğimiz,
Mutlu ve özgür yaşayacağımız
Yeryüzünde başka Türkiye yok.
Bunu asla unutmayalım...!??????¦?????
Ahmet Yavaş
Gösterilecek istatistik yok
Yaşamak, kendi kendini adam etmektir, Zeka ve bilgini kullanarak etinden kemiğinden kendi heykelini yapmaktır. Insan yaşamı boyunca kendi heykelini yontar.
CAHİLLİK Tanımadığı düşüncenin düşmanı, Okumadığı kitabın mümini Merak etmediği Allah'ın kulu olmaktır." ??