Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Tuna Kafkas
Tuna Kafkas

hangi yeryüzü, gökyüzüne bakmaz; ve sanılıyor mu ki gökyüzü de yeryüzüne meftun, değildir...

  • böyle kahpedir dünya22.12.2024 - 17:52

    ve öyleyse sizlerde duyun ulan,
    müstafiyim artık bu,
    hayata pantolonun paçasından bakan magandaların,
    ve akşam sofrasına bir arada oturamayan
    aileliği kütükte kalmışların ve
    aşkını vatanı bilmeyen,
    gözdelik ve ikbal peşindeki
    dilberlerin davasından,
    ah;

  • ve insan12.12.2024 - 01:23

    ruh adam, osmaniyeden muallimus öğretmeni tanıyorsun ve, buradaki "av"dan yorulmadın mı kardeşim... utanmıyor musun; atsızdan alınmış rumuzla, bu filimlere antin kuntin işlere, artık bi veda etsen diyorum...

    şekispirden alıntı sükseleri mükseleri nedir showlar filan filan,

    ne halin varsa gör ya,

    neyse...

  • Şarkısız Kalma17.11.2024 - 01:04

    bütün yapraklar kahverengidir;
    ve, gökyüzü gri,
    yürüyüşe çıktım
    bir kış gününde...

  • Fraksiyon10.11.2024 - 14:43

    .
    ...
    .
    bıktık artık, usandı millet, tiksindi insanlık,
    bu altı ok\a hainlik eden kemalistlerden,
    ruhu sömürgecilerde rehin mütedeyyinlerden ve
    genleri ipotekli devrimcilerden,
    tiyanşan kaçkınlarından,
    ve
    bilumum kurtarıcılık konforperestlerinden…,
    .
    ...
    .

  • devlet aklı02.11.2024 - 09:08

    bu eli tutan tutar, tutmayan; yumruk haline geldiğini görür...

  • bayram29.10.2024 - 10:53

    evlatları ve yakınları sevgisiz bir ihtiyar kadının,
    bayram sabahında sevince zorlanmış
    gözleri gibi nemlisin ve mazidesin…,
    ve bir tüketim tapınağı mescidi kadar,
    havasız ve sümmet/tedariksin sen aşk…;

    sağ yanından süzülen gün ışığının,
    saçlarında ışıldadığı bir güz günü,
    çerçeveledim yüzünü ki,
    bir boz kazak küheylanın,
    gözyaşı düşmesin diye tek
    yeryüzüne…,

    kıyamadım sana evet gene aşk,
    sesinle ürperir bedenim,
    bakınamam o an etrafıma ve çözülürüm sesinle,
    ki düğüm düğüm dünyanın uğultularını,
    susturan sesindir bana ve,
    sesindedir içimi dolduran pediatri kokulu nefes,

    adımladığım kaldırım taşları üzerinde,
    buz tutmuş su birikintisi çatlağı kadar
    kırılgansın sen aşk…,
    erisen bile; suya dönsen bile ne çıkar,
    görünenden çok,
    görünmez yanları olan bir buzdağısın sen…,

    içlerine işleyen ayazda,
    bağrı başı açık kalan gariplerin,
    ısınmayı bekleyen tenlerine vurup
    üstüne doğarken etkisiz kalan
    bir kış güneşi gibi yükseldin sen gökyüzünde madem,
    usul usul da kaybol şimdi artık aşk…,

    ki; kanlı gözyaşlarıyla,
    uyudum ve düşümde,
    hep o nar ağacı…,
    öylece bana bakar,
    dallarını gözlerimden ayırmadan,
    hep o kederli nar ağacı…,

    küçüldüm rüyaya ve;
    içine girdim,
    gördüğüm en güzel bahçeydi…,
    eğildim, yerde bir eflatun ayrılığın çiçek tozları,
    eflatun çiçek tozları her yer,
    nar çiçeğim;
    senden mi süzüldü
    eflatun çiçek tozları söyle…,

    ve uyandım;
    kara boşlukta dönen,
    rengi bozulmaya yüz tutmuş,
    meymenetsiz bir dünya…,

  • Niyâzî Mısrî hazretleri29.10.2024 - 10:51

    Tende canım canda cananımdır Allah Hû diyen
    Dilde sırrım sırda sübhanımdır Allah Hû diyen

    Dest-i Kudretle yazılmış yüzüne ayât-ı Hâk
    Gönlümün tahtında sultanımdır Allah Hû diyen

    Cümle azadan gelir zikr-i "Ene'l Hak" nâresi
    Cism içinde zâr ü efganımdır Allah Hû diyen

    Yere göğe sığmayan bir mü'minin kalbindedir
    Katrenin içinde ummanımdır Allah Hû diyen

    Kisve-i tenden muarrâ seyreder bu gökleri
    Çark uran Abdâl-ı uryânımdır Allah Hû diyen

    Her kişiye kendinden akreb olan dost zâtıdır
    Ey Niyazi dilde mihmanımdır Allah Hû diyen

  • asaf halet çelebi29.10.2024 - 09:02

    HE
    vurma kazmayı
    ferhaaat

    he'nin iki gözü iki çeşme
    aaahhh

    dağın içinde ne var ki
    güm güm öter

    ya senin içinde ne var
    ferhat

    ejderha bakışlı he'nin
    iki gözü iki çeşme
    ve ayaklar altında yamyassı

    kasrında şirin de böyle ağlıyor
    ferhaaat

  • müsait26.10.2024 - 00:51

    .
    ...
    .
    kum saatinin bir yanı sen/bir yanı ben,
    akarken zaman ince taneleriyle,
    yörüngemizdeydi dünya da sanki…,

    gel gör ki neyleyim,
    o demle eş zamanlı,
    şu yağmalanmış dünyanın sahipsiz caddelerinde,
    önce adanmış, sonra ihaleci ve
    en sonunda da her şeye müsa/it olan
    haramzade kahpelerce,
    henüz tomurcuklanmış
    turuncu ve kızıl güllerin dalları
    ve hayatın baharındaki gençliğin yarınlara umutları
    kırılıyordu,

    ki şimdi,
    umutsuz terkide,
    nasıl düşürmem yüzümü,
    mazlumları çığ gibi artan bu çağın,
    yürek dağlayan,
    kan merkezi kapılarında,
    ah;
    .
    ...
    .

  • KULAÇ25.10.2024 - 23:24

    .
    ...
    .
    ah;
    aşk…,
    yüreklerimizin buzulunda,
    kızakla kayan bir çocuğun,
    hırkasına sakladığı çekiç ile kırmasıydı buzu…,

    ve kulaç attık farklı iklimlerin soğuğuna ve,
    şimdi titriyoruz tir\tir, ayrılık deyince...,
    ki ayrılık,
    yüzümün atlasına sinen,
    çam kokusu ile,
    kar tebessümleriydi…,
    .
    ...
    .