peygamberlerin hatemince, yetim tebessümleri yerleştirdiğimde yüzüme, ne zaman yürek boşluğumun duvarına, bir çivi çakılmak istense, o duvar tutmuyordu çiviyi,
belki, sadece noksan bir resimdim ümmete reva görülmüş şu kırık çerçevede..., ki kardeşim dediğiniz benden size, ancak hicâb olur sadece,
nolaydı olaydınız kıyamadığım…, sizde olmak ve hissedebilmek için sizi, koparıp deste deste takvimleri de, nice rivayetler mi okumalı, nice mevlûd kandili pastaları mı kesmeli bilmem ki, bu ahir zaman ertesinde,
yeni dileklere; yedi kat semanın, mütemadî senalı melekleri, ayrı/ayrı amin diyebileydi keşke; çarpışan beşerî çıkarların, kükürt kokularına bakmadan…,
ki başka bir baharda; toplayıp satır aralarından, hayalet bir şehri uyandırmadan ve, zihin kıvrımlarımı süslemeden, veballi ayaklarımın parmak uçlarına basarak utangaç tebessümlerle, sessizce şiirler yazarım ben size…,
nebevî nefesinizin siy/ah hırkası, sarsın ne olur; şaşkın yüzümü, sonsuzlukta açılan iftar sofranızda…,
yağmur duaları kifayetsizken, bir mücrimin muhabbet gözyaşlarıyla, gözlerimi nazarınıza temaslayıp, cemalinize teslim edebilmektir ruhumu niyazım..., ah;
kendi yazdığı şiirimtırak zırvaları beğenmek kadar eblehlik düzeyinde olan bir "akıl", eve bu "akı"l; allahın kitabında beyan buyurduğu, akletmez misiniz hitabının muhatabı bir akıl olabilir mi... hiç sanmıyorum... :)
XXI sen yesribte ege, hirada gece, kisrada ecelsin, oku/da hecesin sen, beni kelime yapan, tutsak yapan beni; beni sen…, yudum yudum suyumsun, iç ferahlatan berrak; harika bir insan oluyorum hatırımda sen varsan, ve bahtıma iki yanı ağaçlı yollar düşüyor hep, ah;
avcının sağ manipülasyonu, karacanın gözlerinin nemli tortusu, büyülü su, fakat; düşe kalka kat edilen yolların, hangisine pay düşmemiştir, o en yakın vuslattan…,
bir zahter tanesi kadar külfet olsaydı keşke; kara kışta buza kesen dipsizlikten çıkış, siy/ah doruklarını aşmak kaf dağının, ve hazza kölelikten azad oluş, ah;
ah ki çöllerin avareliğinde körebelik…, dalı yaprağı budanık kalmanın hicâbı ve, bini bir para etmeyecek ömür yangını pişmanlıklar gel/geç/likteyken, bütün bildiklerini bir okyanus nazarda unutmak mümkünlü; bir yadigâr kutsalı ve vaktin emaneti olaydı bu nazar…, nolaydı, her yönün çıkmazı bir secdede nihayet bulaydı; ah;
kundak kokulu bebek masumluğuyla bulmak yokluğu, ve gözyaşlarıyla yürek katranını yıkamak dem be dem; zamanın sarkacında umut tohumları çatlasa, tufan sonrası durulan umman; kalpte bir ab/ı hayat katresi olsa…, ve konma/göçme aleminin ayrılıkları, için için, içine akan bir ırmak, ah kardeş payı edilen saatlerde, ömür biriktirmek, mümkünlü olaydı; ah nolaydı...,
davranışlarınızın sesi öyle yüksek ki, ne söylediğinizi duyamıyorum...
https://www.dr.com.tr/kitap/taksim/edebiyat/siir/turk-siiri/urunno=0002052614001
https://www.youtube.com/channel/UCt4zeuBFvVmEcG45yz9T66g
peygamberlerin hatemince,
yetim tebessümleri yerleştirdiğimde yüzüme,
ne zaman yürek boşluğumun duvarına,
bir çivi çakılmak istense,
o duvar tutmuyordu çiviyi,
belki,
sadece noksan bir resimdim
ümmete reva görülmüş şu kırık çerçevede...,
ki kardeşim dediğiniz benden size,
ancak hicâb olur sadece,
nolaydı olaydınız kıyamadığım…,
sizde olmak ve hissedebilmek için sizi,
koparıp deste deste takvimleri de,
nice rivayetler mi okumalı,
nice mevlûd kandili pastaları mı kesmeli
bilmem ki,
bu ahir zaman ertesinde,
yeni dileklere;
yedi kat semanın,
mütemadî senalı melekleri,
ayrı/ayrı amin diyebileydi keşke;
çarpışan beşerî çıkarların,
kükürt kokularına bakmadan…,
ki başka bir baharda;
toplayıp satır aralarından,
hayalet bir şehri uyandırmadan ve,
zihin kıvrımlarımı süslemeden,
veballi ayaklarımın parmak uçlarına basarak
utangaç tebessümlerle,
sessizce şiirler yazarım ben size…,
nebevî nefesinizin siy/ah hırkası,
sarsın ne olur; şaşkın yüzümü,
sonsuzlukta açılan iftar sofranızda…,
yağmur duaları kifayetsizken,
bir mücrimin muhabbet gözyaşlarıyla,
gözlerimi nazarınıza temaslayıp,
cemalinize teslim edebilmektir
ruhumu niyazım...,
ah;
kendi yazdığı şiirimtırak zırvaları beğenmek kadar eblehlik düzeyinde olan bir "akıl", eve bu "akı"l; allahın kitabında beyan buyurduğu, akletmez misiniz hitabının muhatabı bir akıl olabilir mi... hiç sanmıyorum... :)
XXI
sen yesribte ege, hirada gece, kisrada ecelsin,
oku/da hecesin sen, beni kelime yapan,
tutsak yapan beni; beni sen…,
yudum yudum suyumsun, iç ferahlatan berrak;
harika bir insan oluyorum hatırımda sen varsan,
ve bahtıma iki yanı ağaçlı yollar düşüyor hep,
ah;
kökleri doğuda kadim medeniyetimizin mimarı ecdadın yüce ruhuna, nil nehri görüntüleri ile hediyedir...
düşlerimizi gördüğümüz, tuna nehri görüntüleriyle, batıya bakan evladı fatihanın yüce ruhuna ithafen...
kurtuluş mücadelesi şehid ve gazilerinin ruhuna hediyedir...
avcının sağ manipülasyonu,
karacanın gözlerinin nemli tortusu,
büyülü su, fakat;
düşe kalka kat edilen yolların,
hangisine pay düşmemiştir,
o en yakın vuslattan…,
bir zahter tanesi kadar külfet olsaydı keşke;
kara kışta buza kesen dipsizlikten çıkış,
siy/ah doruklarını aşmak kaf dağının,
ve hazza kölelikten azad oluş,
ah;
ah ki çöllerin avareliğinde körebelik…,
dalı yaprağı budanık kalmanın hicâbı ve,
bini bir para etmeyecek
ömür yangını pişmanlıklar
gel/geç/likteyken,
bütün bildiklerini bir okyanus nazarda unutmak
mümkünlü;
bir yadigâr kutsalı
ve vaktin emaneti olaydı bu nazar…,
nolaydı,
her yönün çıkmazı bir secdede nihayet bulaydı;
ah;
kundak kokulu bebek masumluğuyla bulmak yokluğu,
ve gözyaşlarıyla yürek katranını yıkamak dem be dem;
zamanın sarkacında umut tohumları çatlasa,
tufan sonrası durulan umman;
kalpte bir ab/ı hayat katresi olsa…,
ve konma/göçme aleminin ayrılıkları,
için için,
içine akan bir ırmak,
ah kardeş payı edilen saatlerde,
ömür biriktirmek,
mümkünlü olaydı;
ah nolaydı...,