bahar yağmurlarını getiren kaba yel gibi uçkun esen ve oldukça kalın mizacınla, kaderindir senin masum dizelere yolunun düşmesi, dizelerin ki aşktan utanmaz ve aşikârdır aşka dair muradın, gizlemek ar gelir sana, sevgilinin kokusunun sindiği yerdir vatanın sad aşk…,
Sözlükte “boyamak, suya batırmak” anlamındaki sabğ (sıbğ, sıbağ) kökünden sıbga (boya, renk) ile Allah lafzından oluşan sıbgatu’llah tamlaması “Allah’ın boyası” demektir. Cevherî bu terkibi “Allah’ın dini” (e?-?ı?â?, “?bg” md.), Râgıb el-İsfahânî ise “Allah’ın insanda yarattığı, onu diğer canlılardan ayıran akıl ve fıtratı” (el-Müfredât, “?bg” md.) diye tanımlamıştır. Dilciler Allah’a yaklaştıran her şeyi kastederek söz konusu terkibin “Allah’ın dini, şeriatı, hilkati” anlamlarına geldiğini de belirtmiş (Lisânü’l-?Arab, “?bg” md.), boyanın kumaşı süslemesi gibi dinin de onu benimseyen için bir tür ziynet olduğuna işaret etmişlerdir (Kamus Tercümesi, II, 712).
bir uçuk turunç güle benzer o yüzün, yakışır mı o gece gözlere hiç hüzün, eğme öyle başını yetim ve küskün, gülce açsın mazlumlara gülüşün, ki sen bildiğim tek medine türküsüsün…,
ve ömrümü bilmem kaça bölen, zamanın ben merkezlilik kılıcının, keskin yanıyla tenime battığı yerde; gözleri dolu dolu derelerin, eğrile doğrula sapmalarıyla dolan bir gölün kıyısında, medeniyet tasavvuru demli bir yudum bir çay bile, içilemez ve zehir oldu haberin var mı, mülevves ortadoğulu kucaklaşmasından…, ve başlatma şimdi ümmet olma bilincinin, ızdırabından, böyle zırvalık sancılı kasıkların yapacağı doğumdan, nilüfer gözlü, ve asr/ı saadet bereketli bir kız evladın, dünyaya gelişini beklemek; başını suya eğip, içine akan ve cebinde sakladığı kıpırtısız susuşu sessizce derine bırakan..., cuma selamlığı beynamazlarının, mürted haline bakmadan, kadim kelama gösterdiği ihtirama benzer /ah…,
fakirane diyorum ki; bir gül dalıyla nakışlayıp aşkı…, yedi cüceli masalın, içine düşen kalbimizi, kalabalık bir meydana, yağmur dualarıyla serelim, artık bahtına ve müktesebatına ne yağarsa…,
ki gâh çenemi gâh alnımı dayadığım, kalp atışlarımın arasından yol açtım, dikenli ve yeşil bir köprüyle rabıtana, /ah elbistanın iftiharı, evet biliyorum, yaşam kızgın bir tavuskuşu aramızda, tüylerindeki gökkuşağını başımıza kakan,
ve öyleyse sizlerde duyun ulan, müstafiyim artık bu, hayata pantolonun paçasından bakan magandaların, ve akşam sofrasına bir arada oturamayan aileliği kütükte kalmışların ve aşkını vatanı bilmeyen, gözdelik ve ikbal peşindeki dilberlerin davasından, ah;
Başkalarının hayal gücüyle sınırlı kalmayan, her yeni gün sınırlarını aşan, Türk Toplumunun aydınlık yüzü, Dünyamızı güzelleştiren kadınlarımız 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nüz Kutlu Olsun… Gazinin de söylediği gibi "Şuna inanmak lazımdır ki, dünyada üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir…
Müslümanız Diyoruz ama Allah'ı Bilmiyoruz! - Çağrışımlar
bahar yağmurlarını getiren kaba yel gibi
uçkun esen ve oldukça kalın mizacınla,
kaderindir senin masum dizelere yolunun düşmesi,
dizelerin ki aşktan utanmaz
ve aşikârdır aşka dair muradın,
gizlemek ar gelir sana,
sevgilinin kokusunun sindiği yerdir vatanın
sad aşk…,
Sözlükte “boyamak, suya batırmak” anlamındaki sabğ (sıbğ, sıbağ) kökünden sıbga (boya, renk) ile Allah lafzından oluşan sıbgatu’llah tamlaması “Allah’ın boyası” demektir. Cevherî bu terkibi “Allah’ın dini” (e?-?ı?â?, “?bg” md.), Râgıb el-İsfahânî ise “Allah’ın insanda yarattığı, onu diğer canlılardan ayıran akıl ve fıtratı” (el-Müfredât, “?bg” md.) diye tanımlamıştır. Dilciler Allah’a yaklaştıran her şeyi kastederek söz konusu terkibin “Allah’ın dini, şeriatı, hilkati” anlamlarına geldiğini de belirtmiş (Lisânü’l-?Arab, “?bg” md.), boyanın kumaşı süslemesi gibi dinin de onu benimseyen için bir tür ziynet olduğuna işaret etmişlerdir (Kamus Tercümesi, II, 712).
bir uçuk turunç güle benzer o yüzün,
yakışır mı o gece gözlere hiç hüzün,
eğme öyle başını yetim ve küskün,
gülce açsın mazlumlara gülüşün,
ki sen bildiğim tek medine türküsüsün…,
senin gibi ısrarla yazdığı zırvalıkları buraya eklemekte inat eden o kalvyenin de senin de ben senin e mi...
ve ömrümü bilmem kaça bölen,
zamanın ben merkezlilik kılıcının,
keskin yanıyla tenime battığı yerde;
gözleri dolu dolu derelerin,
eğrile doğrula sapmalarıyla dolan bir gölün kıyısında,
medeniyet tasavvuru demli bir yudum bir çay bile,
içilemez ve zehir oldu haberin var mı,
mülevves ortadoğulu kucaklaşmasından…,
ve başlatma şimdi ümmet olma bilincinin,
ızdırabından,
böyle zırvalık sancılı kasıkların yapacağı doğumdan,
nilüfer gözlü,
ve asr/ı saadet bereketli bir kız evladın,
dünyaya gelişini beklemek;
başını suya eğip, içine akan
ve cebinde sakladığı kıpırtısız susuşu
sessizce derine bırakan...,
cuma selamlığı beynamazlarının,
mürted haline bakmadan,
kadim kelama gösterdiği ihtirama benzer
/ah…,
fakirane diyorum ki;
bir gül dalıyla nakışlayıp aşkı…,
yedi cüceli masalın,
içine düşen kalbimizi,
kalabalık bir meydana,
yağmur dualarıyla serelim,
artık bahtına
ve müktesebatına ne yağarsa…,
ki gâh çenemi gâh alnımı dayadığım,
kalp atışlarımın arasından yol açtım,
dikenli ve yeşil bir köprüyle rabıtana,
/ah elbistanın iftiharı,
evet biliyorum,
yaşam kızgın bir tavuskuşu aramızda,
tüylerindeki gökkuşağını başımıza kakan,
ve öyleyse sizlerde duyun ulan,
müstafiyim artık bu,
hayata pantolonun paçasından bakan magandaların,
ve akşam sofrasına bir arada oturamayan
aileliği kütükte kalmışların ve
aşkını vatanı bilmeyen,
gözdelik ve ikbal peşindeki
dilberlerin davasından,
ah;
Canı olmayan zahid cananı neden bilsin
Bi derd olan münafık Lokman'ı neden bilsin
Mahabbetle gelendir aşk ile menzil alan
Aşka canın vermeyen sultanı neden bilsin
Dilediği özüdür özünü bilmez zahid
Zahid özün bilmedi irfan neden bilsin
Sufi halvet içinde riya ile Hu çeker
Baykuş virane bekler gülşeni neden bilsin
Cümlenin canı Gaybi zahitler inkar eder
Sahraya düşen damla ummanı neden bilsin
Başkalarının hayal gücüyle sınırlı kalmayan, her yeni gün sınırlarını aşan, Türk Toplumunun aydınlık yüzü, Dünyamızı güzelleştiren kadınlarımız 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nüz Kutlu Olsun… Gazinin de söylediği gibi "Şuna inanmak lazımdır ki, dünyada üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir…
Dünyada Bir Evim Olmadı Allah'ım Yedi Bahçeli Cennetinde Bir Köşk İsterim | Gönül Sadası
Rilke'nin Müslüman Melekleri - İbrahim Kalın | Kendi Gökkubbemiz