Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Bir Gece Vakti
Bir Gece Vakti

Son Bakışını hiç kimse göremedi Sırrını Bilemedi, Bu Tufana Tutuluşunun...

  • Bir hikaye yaz ( Nesirleriniz)17.06.2023 - 00:38

    KARDELEN

    Sessiz ve sakince yudum yudum okudum; bilemedim gerçek mi, hayal mi, dokunaklı duygu yüklü, sanki biraz buruk... merakla okuyorum Aslı Hanım.

  • Bir Gece Vakti16.06.2023 - 19:14

    Ah! Bellek dedi içinden…
    Unutuşun ve koruyuşun sığınağı…
    Arayışın dili, kimliğin rengi, soluğu yansıyordu, ince belli çay bardağına…
    Durduğum yer arayışımın bentleriyle çevrili.
    Yakınmayı kestim. Yakınım uzaktaki gibi, uzaktayım.
    Sana daha yakın Süveyda…
    İşte buradan gidişinin son sözleri gelip seni de sarmalasın isterim:

    Ah! Yalnızlık
    Ve kahreden hüzün.



  • Bir Gece Vakti16.06.2023 - 14:06

    Ürküntü içindeydi.
    Buraya adım attığı an’dan beri, yüzünü ne yana dönse her şey yabansı geliyordu. Bir yerlerden ansızın karşısına çıkan imgeler, kokular, renkler o ürküntüsünü giderir gibi olmuştu.
    Bugün ömrünün en uzun gününü yaşayabileceğini düşünmüştü…
    Nihayet Hegel bitmişti; sevmemişti hiç ama ikiyüzlülük değildi, çok para kazanmasına rağmen. Hiç güzel yazmıyordu işte… ‘’estetik’’ miş güya.
    Yüzleştiği her bir şeyin getirdiği çağrışım, alıp götürdüğü duygu atlası yılları yılları içeriyordu.
    ‘’Bir gün bir ömre bedel’’ dedikleri bu olsa gerek!

    Geldim. Yüzünle yüzleştim Süveyda.
    Sürgünüm, sevincim, ayrılığım Süveyda…
    Yüzüm özleminle solup duruyor…




  • Bir hikaye yaz ( Nesirleriniz)15.06.2023 - 16:27

    Haklısınız Aslı Hanım anı ama bıçak yarası gibi içimde kaldı; elinizden bir şey gelmez ya... anlarsınız anlatamazsınız... öyle içimi acıtmıştı ki o gün; hissettiğim duygu cam kırıkları batmasıydı sanki...

    İşin güzel yanı Zeynep'le çok güzel dost oldular, Zeynep'e ördüğü el emeklerini hediye etmiş falan...

    Ne güzel bir şey bir insanın diğer bir insana duyduğu sıcaklık beklentisiz...

  • Bir hikaye yaz ( Nesirleriniz)15.06.2023 - 15:02

    YÜREK GÖZÜYLE GÖRMEK
    (Yıllar öncesinden bir anı)


    Liseye kadar tüm okul hayatımızı birlikte yaşamıştık, üniversitede ayrılmıştık; asla dostluğumuz, arkadaşlığımız başka bir evreye dönüşmedi. Yaşadığım şehre atandığını öğrenince onu yıllar sonra göreceğim için çok sevinçliydim, tüm günümü boşalttım Şehir hastanesine göz doktoru olarak atanmış, üstelik isminin önüne prof. eklenmişti. Gurur duydum.
    Hastanenin merdivenlerini ikişer ikişer çıkıyordum, onca yıldan sonra onu makamında ziyaret edecektim ki; merdivenlerde çok yaşlı bir köylü kadının ağladığına gözüm ilişti. Onca kalabalık içinde yapayalnızdı ve ağlıyordu. Yanına iliştim sordum neden ağladığını,
    ‘’kör olmuşum’’ dedi, ‘’kör olmuşum’’
    Nasıl yani diye sordum, ağladığından anlatamıyordu, yanına taş merdivene oturdum seyyar satıcıdan aldığım suyu verdim, az sakinledi anlatmaya başladı. Köyde yaşıyormuş kazak, çorap, atkı, fanila, yelek, hırka, v.s örüyormuş komşusu Abdul pazarda satıyormuş, meyve sebzelerinin yanında. Biraz daha iyi görmek için şafak da hastaneye gelmiş sıra beklemiş Dr. Bunu görünce bu yaşta neyi göreceksin diye azarlamış kör olmuşun demiş boşuna başka hastaların vaktini alıyorsun demiş bunu kapı dışarı etmiş.

    Şok oldum, yaşlı olunca bazı hakları kayboluyor mu ki insanın
    Ya da yoksul ve kimsesiz olunca.
    Oturduğu yerden kaldırdım, gel arkadaşım doktor sana bakar dedim.
    Zeynep’in odasına girdik birlikte, kısaca ve sessizce olanı biteni anlattım Zeynep’e. Yaşlı kadını incelikle muayene etti gözüne baktı, gözüne ilaç verip göz bebeklerini büyüttü, uzun uzun muayene etti sonunda çekmecesinden bir gözlük çıkardı, kocaman bir gözlük tak bunu dedi kadına kadın gözlüğü taktı Zeynep’e baktı
    ‘’kör değilim görüyorum görüyorum’’ dedi.
    Önce Zeynep’e sarıldı sonra benim ellerime sarıldı. Ellerimi güçlükle aldım elinden. Onu uğurladık.
    ‘’Gerçekten görüyor mu’’ dedim,
    ‘’Hayır, gözlükle daha iyi görebileceğine inanmış dedi ve ekledi
    ‘’Yürek gözüyle görüyor Umut’’ dedi…





  • Bir Gece Vakti14.06.2023 - 17:51

    Gidip o ıssızlığı gördüm.
    İçini bir titreme almıştı; Şükrü Erbaşın yazdıklarını bir kez daha okudu, notlarının arasından;
    ‘’ Yalnızlık, bizi kalabalığın azabından kurtaran en değerli yaşama gücüdür. Derinliği öğreten, uzakları öğreten, hayâl kurmayı öğreten, hatta unutmayı öğreten bir yaşama mucizesidir. Biz, dünyanın büyüsünü yalnızlığın o çok katmanlı sessizliği içinde görürüz, öğreniriz, anlarız. Kendimizi sevme olanağıdır yalnızlık. Bir çeşit varoluş ayinidir, ayetidir. Kimsenin bizi cezalandıramayacağı bir yerdir. Çok önceden söylemiştim, bir daha söyleyeyim; tüm bunların olması için yalnızlığı bizim seçmemiz gerekir.’’ ŞÜKRÜ ERBAŞ
    Yönümü yalnızlığa çevirmiştim.
    Kendi tercihim olan yapayalnızlığa
    Her şey ıssızlığa bürünmüştü…

    Bir tek kelebekler hayatın devşiren yüzünü anlatıyordular…



  • Bir Gece Vakti14.06.2023 - 15:26

    Sesler, renkler, kokular ele verir kendini,
    Bunu biliyordu bilmesine… üstelik her mevsimin ayrı bir sesi, rengi, kokusu olduğunu da…
    Sözler;
    Bunun açtığı kapıdan girilen yerin anlamı, sıcak ve sevecen bakış…
    Yaşanmışlıklardan süzülerek ağıp gelip hayata renk veren, bağlılıklar vardı. Yönünü döndüğü her yer; bir şey anlatıyor düne, bu güne dair birçok şeyi getirip sunuyordu.
    Yaşamak ile yaşamamak arasındaki kararsızlıkları bir yanıyla dünü, diğeriyle de bugünü anlatıyordu biraz da.
    Bunları o, bir ‘’tutunamama’’ simgesi olarak da almıyordu; başkaları onun hep ‘’ötekiler’’ dediği kişilerin dillerine pelesenk ettikleri gibi.
    Hegel bana, ben ona bakıyordum; bir an önce bitirmem gerekiyor, özgürlüğüm için…

    Her şeyin bir zamanı, ömrü olduğuna inanlardandı.

  • Bir Gece Vakti14.06.2023 - 12:14

    Teşekkür ederim Ata Kızı, ''Ata kızı'' sözünü hak edensiniz. Hem yazılarınızla hem duruşunuzla...

  • Bir Gece Vakti14.06.2023 - 11:18

    Canımın barınağı, ayrılığın diliyle konuşmaya geldim. Hükmü yok zamanın, burada bu an’da. Yollar kapanmış, gitmenin adından söz edilemez olmuş. Aşksa aşk, sevgiyse sevgi denilerek pazarlar kurulmuş. Biri köle, öteki efendisi olsun istenmiş. Ne yaşadığımıza ne de anlatılanlara benziyor bu yerin dili.
    Sitemlerini çevir yüzümden.
    Ateşlerden ateşlere atma tenimi.
    Kuyulardan kuyu beğen deme artık.

    Yüzünün duldasında sığınacağım bir yer aç bana.



  • Bir Gece Vakti14.06.2023 - 11:14

    Hem okudum, hem de yazdım; hala da okuyorum hala da yazıyorum...

    gün güzellikler getirsin.