Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Bir Gece Vakti
Bir Gece Vakti

Son Bakışını hiç kimse göremedi Sırrını Bilemedi, Bu Tufana Tutuluşunun...

  • Bir Gece Vakti06.01.2024 - 02:01

    Hiç gerçekleşmeyeceğini bildiğim ve hayalini kurduğum Kuzey Kutbu’na yapacağım yolculukta yanıma alacağım kitapların arasında Sayın Sergül’ün ‘’İnsansız Dünya Gezegeni Ve İnsanlığın Kitabını Yazdım’’ eserlerini mutlaka alırdım. Sayın Sergül’ün şiirleri defalarca okunacak betimlemeler ve imgeleri hep büyüleyici bulurum.
    Böylesi uzun yolculuk anlarında, ilkten her şeye kapanan bilincimin; bir başka dil/kültür ortamına, kara parçasına ulaşmanın yabanlığına karşı kendi savunma hattını kurduğunu bilirim bilmesine de… Bakışlarımın pencere kenarlarında gezinen ışığı kendine gözdeş kılmasının oyunlarından alamam kendimi… Bir zaman sonra gözün getirdiği yanılsamayla sözcükler arasında gezindiğimi hissederim.
    Bir yoğunluk, derinlik, anlam katmanlarını kavrayış çabası yoktur bakışlarımda. Salt sözcüklere tutunur, onların tınılarını hisseder, her birinin çağrışımsallığına kapılır giderim.
    İşte o tutunacak sözcükleri önüme koyan şair yolculuk boyunca hep yanıbaşımdadır.

    Kendi karanlığım ve yalnızlığımla… BİR GECE VAKTİ

  • Bir Gece Vakti04.01.2024 - 14:24

    Ruh dinginliği denilen şeyi, kapanma düşüncesinin getirdiği bir an’lık travmatik durumu ezgilerin tınısında kavrarsınız. Çözülme sağalmayı, sağalma da yüzleşmeyi getirir…
    Kapanma ve yazma düşüncesinin yalnızlık labirentlerine gereksindiği anlarda müzik, uzak durduğunuz dış dünya ile aranızda bir köprü olabiliyor.
    Bu da benim için değişkenlik durumu yaratmaktansa; yeni bir dil kurabilmenin ışıltısını getirir… İşte o anda, ‘’yazmadan edemiyorum’’un çizgisini yakalamışımdır. Taklit edildiğimi biliyorum, ne kadar taklit edilrsem de öz düşüncemi asla yakalayamazlar.
    Bu duygu- düşünce, yolculuğumun bir yansıması/eşlik edeni olarak görebileceğim…
    İlk gençlik yıllarımdı, bir kış günüydü ilk yazım yayınlandığında onu odasında yazarken müzik eşliğinde yakalamıştım. Ondaki Beckett’vari duruşu anlamaya çalışıyordum. Şiirlerinde saklı duran ironisi yüzüne vurmuştu sanki, hele o bariton sesi bana yazmamda hep bir ufuk açmıştı…
    Kırılgan gülümseyişinde samimi sözlerinde acının izlerini bulmuştum. Çok söze gelmez; kara mizah hayatın ağusunu anlatırdı.
    Sözcüklerinin tınılarıyla, şiirlerinin dilini dokur bakışları; şiir yazamasam da yazmayı ondan öğrendim, yazının dilinin nasıl kurulabileceğini onunla düşünmeye başladım hep;

    İlk gençlik yıllarımdan bu güne,

    Bu güne… BİR GECE VAKTİ



  • Bir Gece Vakti01.01.2024 - 02:03


    Gecenin karanlığında sessizlik ve yalnızlık çıldırtıcıydı. Zaman bir saatçinin titiz ve ince işçiliğiyle çehresini yontuyor ve eserini dikkatli bakışından gizlemeyi başarıyordu. Bildiği bir şey varsa o da içini oyan hançerdi…

    Ve tedirgindi,

    İçi üşüyordu…

    Böyle girdi 2024’e… BİR GECE VAKTİ

  • Bir Gece Vakti29.12.2023 - 17:28

    Johann Sebastian Bach’ın fug’lerinin ağulayıcı bir yanı var. Kalemimin ucu kağıda dokunduğunda onun ezgilerinin tutsağı kesildiğimi hissederim.
    Karşımdaki sonsuzluk denizinden acılar okyanusuna açılırım. Belleğim söngün ateşleri alevlendirir. Gezginiyimdir sözcüklerin o an. Sesten renge, renkten biçime, biçimden kokulara, kokulardan düş havuzlarına gider gelirim. Kapanan bir dünyada, bütün evrenin kıpırtısı gelip bulur beni.
    Kağıtlardan elimi çekip kalemimi bir yana bırakınca, bu kez de kendime yol arkadaşı kıldığım yazarlarımla başlayan dilleşmemde, müzik bize eşlik eder…
    Yazı ile müzik arasındaki ilintiyi düşündüğümde en çok Bach, Mozart, Tchaikovsky, Beethoven, Chopin, Vivaldi, Boccerini, Sibelius, Haçaturyan’ın benim için besleyici kaynak olduğunu görmüşümdür.
    Bu anlamda müzik yazı dünyamın, ivdirici gücü olduğu kadar; sağaltıcısıdır da…

    Belki de yaşamda vazgeçemediğim tek şey yazmaktı;
    Sessiz
    Sakin

    Kendimce… BİR GECE VAKTİ

  • Bir Gece Vakti29.12.2023 - 16:58

    Benim hikayem kalan izlerdir;
    kapanmış yara izleri, anılar, davranışlar,
    çılgın gülüşler, şımartılmış düşler, sevecenlik bir tören,
    belki de aynı zamanda sıradanlık!
    Benim hikayem,
    sürmekte olan şimdiki zaman,
    bıkıp usanmadan kendine anılar oluşturan,
    tasarılar kuran bir şey.
    Benim hikayem;
    sonunda isyan eden,
    acıya acı gibi katlanmadan, ağlayamayan, kendine dersler çıkaran,
    yalnızlığı bir bıçak gibi yüreğinde taşıyan, okuyan, yazan, deneyimleyen bir duruş sergileyen…
    Kapanmayacak yaralarını hep gizleyen…

    Hep gizleyen… BİR GECE VAKTİ..

  • Bir Gece Vakti28.12.2023 - 17:55

    Günlerdir evinden uzakta, sarı ışıklar altında uyutularak yaşamıştı. Ya sonrası? Baba evinde geçirilen tutsaklık ona ne demeli, günlerce gözlerine kırık camlar bata bata seyre başlamıştı her şeyi, içindeki acılı dünyaların kapılarını kapatmış acıyı kendine saklamıştı.
    Tam iyileşmemişti; kendinize dikkat edin demişti.
    Zaten hep dikkatim kendime değil miydi?
    Bu küçücük köy evi onun sığınağıydı, kaçtığı, yok saydığı her şeydi… bu küçük bahçe, meyve ağaçları.
    Posta kutusunda bir mektup buldu üzerinde ‘’ABİ’’ yazıyordu. Şaşırdı, kargacık burgacık sözcükleriyle bana teşekkür ediyordu, abisi Bayram’ın kendisine ayakkabı alabilmesi için benim verdiğim paradan bahsediyordu ‘’bu kış üşümeyecek ayaklarım abi’’ diyordu Elif. Bir de mektubuna kırmızı kalemle kalp yapmıştı. Yine dövmüştü babası Bayram’ı… öyle yazıyordu mektubunda, ufacık el izleri düşmüştü mektuba…
    Ben Elif’i hiç görmedim. Elif bahçemde mandalinaları toplarken yakalanan Bayramın kızkardeşi…
    Babası yine dövmüştü Bayram’ı…
    Hep döverler abi…
    Hep… diyordu Bayram…

    Yolun sonuna mı geldik dedi kendi kendine…
    Yolun sonu yok ki, o yol hep yeniden başlar;
    Biten biziz, bitmemek için savaştığımız kadar insanız.
    İçindeki ışıltı, dayanılmaz bir yalım oldu. Evde olmak iyi gelecek diyordu. Ufak yazı masasına oturdu Bayram’ı düşündü;

    Hep döverler…
    Hep…
    BİR GECE VAKTİ.







  • Bir Gece Vakti02.12.2023 - 14:15

    Aynı kara parçasında yaşamanın, aynı göğün altında hayatı kavramanın bilincini taşıyan bir bakışı koparıp elimizden alanlara ne demeli bilmem ki…
    Yitik zamanın dilini arayan bakışlarımı sündürüyorum…
    Parçalanmanın, savrulmanın, bir yere ait olamamanın diline bağlanarak yaşamın çizdiği haritada geziniyorum bir süre…
    Yazarak, yitirdiğimi bulmak için yazının ucuna bağlanıyorum çoğu kez. Yazdıkça, o uçlarda gezindikçe sanki kendime yeni bir yer ediniyorum… ötekileştiğim dünyanın sanrısına karşı bir tür savunmadır da bu.
    Bir kazıcı gibi yol alıyorum. Hayatın bütün gözenekleri anlamlanır benim için… Yiten yeni bir imgelemle var olur. Ancak yazıda onun kurulabileceğini, ona ulaşabileceğimi bile bile yol alırım…
    Bir gün Kafdağı’nın ardındakine kavuşma düşü de silinmez hayatımdan.

    Ve içimde kanayan…

    Kanayan…

    Yaşadığı yerin anlamını gören, hisseden bir gözün içsel yolculuğu muydu bu? BİR GECE VAKTİ

  • Bir Gece Vakti01.12.2023 - 17:06

    Ayrıksı duran bakışlarında ezincin suretini gördün. Acınıza bir aracı kılmak istemiştin besbelli. Bir başka söz anlatmalıydı bu sanrıyı.
    Henüz bir tende filize duran iki sevginin bendinden geçmemiştin onu tanıdığında…
    Sana yabancıydı duyguda düşüncede ayrı ırmaklarda akmanın güzelliği. Birinden ötekine taşma durumlarından söz bile edemezdin… Dilin buna yaban, gönlün kapalıydı.
    O ise cennet ve cehennemi bir arada yaşıyordu. Tüm hırçınlığı bundandı.
    Tam zamanıydı Bachmann’ın Malina’sını yeniden okumak…
    Görüyordum ki; sanat, hiç de hayatı taklit etmiyordu, bizzat kendisiydi bunun. Kaçamadığın tufan, alıp savuran kasırga…

    Çünkü sen, onulmaz acı bir vakaydın sonsuza dek. BİR GECE VAKTİ

  • Bir Gece Vakti01.12.2023 - 00:51

    Bahçemde oturmak, doğada olmak; orada dokunduğum her şey, bakış erimime yansıyan her görüntü, içimi ipildeten her nesne bana yaşama sevinci veriyordu.
    Ağaçların duldasında kuş cıvıltıları, su sesleri arasında hayatın nabzını dinlerim. Yeşilin bin bir rengine tanık olurum. Dalların arasında masama ağan ışığın bendesi kesilirim…
    Parmak uçlarımla gölgenin canına dokunurum!
    Canımı acıtan düşüncelerden düşüncelere salan, gölgesi masama düşen sabahın ilk ışıklarının ardına takılıp gittiğimde, bir ömürde küllenen her şeyi bir anda savuran, bilincimizdeki o karanlık örtüyü çekip alıyorsa onu nasıl anlatmalıyım yazarken…

    Bunu hiç bilmiyorum? BİR GECE VAKTİ

  • Bir Gece Vakti01.12.2023 - 00:22

    Canan Hanım, yazımda anlatmak istediklerimle sizin de belirttiğiniz gibi sizin anlattıklarınız oldukça farklı olmasına rağmen bakış açınız oldukça ilginç ve anlamlı;
    Yazıma değer kattığınız için teşekkür ederim.