güneşin olsun gönlünde kar bile yağsa, ya da fırtına olsa gök bulutlarla ve dünya kavgayla dolsa güneşin olsun gönlünde o zaman gelsin ne gelirse doldurur ışıklarla en karanlık gününü...
----->>>> İnsanlar... dedim . fısıldayarak. 'Taşırlar insanları. Kundaktayken, tabuttayken. Hep taşıyacak birileri olur. Bazıları dostluktan, bazıları da cepteki paradan, bazıları da içinde bulundukları sistem bir gün onlara da taşımam sırasının geleceğini söylediği için, taşırlar insanı...'” .. .Kinyas ve Kayra
Nasrettin Hoca ve iki arkadaşı bir gün kime benzedikleri hakkında konuşuyorlardı. Birinci arkadaşı, "Benim yüzüm Winston Churchill'e benziyor. Beni sıklıkla onunla karıştırırlar" dedi. İkincisi, "Benim durumumda ise insanlar beni Richard Nixon zanneder ve benden imzalı resim isterler" dedi. Hoca, "Bu da bir şey mi? Bana gelince, beni Tanrı'nın kendisiyle karıştırırlar" dedi. Birinci ve ikinci arkadaş birlikte "Nasıl?" diye sordular. Hoca da şöyle dedi: "Dördüncü kez tutuklanıp cezaevine gönderildiğimde, gardiyan beni gördüğünde, "Tanrım, yine mi sen geldin?" diye haykırdı.
••• Yirmili yaslar: genel olarak yaşama hazırlıktır.
••• Otuzlu yaşlar: ilkbahar,hava bir sıcak bir soğuk, hep huzursuz.
••• Kırklı yaşlar: sessiz duran her şey gibi gizemli; temiz rüzgarların estiği, yüksek, geniş bir yayla gibi; üzerinde de berrak,bulutsuz,gündüz ve gece boyunca hep aynı uysallıkla bakan bir gökyüzü:hasadın ve en yürekten neşeliliğin mevsimi - bu yaşlar sonbaharıdır yaşamın
Tuğba 'm
kalbini ben gibi
sarsın.... <3
güneşin olsun gönlünde
kar bile yağsa, ya da fırtına olsa
gök bulutlarla ve dünya kavgayla dolsa
güneşin olsun gönlünde
o zaman gelsin ne gelirse
doldurur ışıklarla en karanlık gününü...
----->>>> İnsanlar... dedim .
fısıldayarak. 'Taşırlar insanları. Kundaktayken, tabuttayken. Hep taşıyacak birileri olur. Bazıları dostluktan, bazıları da cepteki paradan, bazıları da içinde bulundukları sistem bir gün onlara da taşımam sırasının geleceğini söylediği için, taşırlar insanı...'”
..
.Kinyas ve Kayra
Nasrettin Hoca ve iki arkadaşı bir gün kime benzedikleri hakkında konuşuyorlardı. Birinci arkadaşı, "Benim yüzüm Winston Churchill'e benziyor. Beni sıklıkla onunla karıştırırlar" dedi.
İkincisi, "Benim durumumda ise insanlar beni Richard Nixon zanneder ve benden imzalı resim isterler" dedi.
Hoca, "Bu da bir şey mi? Bana gelince, beni Tanrı'nın kendisiyle karıştırırlar" dedi.
Birinci ve ikinci arkadaş birlikte "Nasıl?" diye sordular.
Hoca da şöyle dedi: "Dördüncü kez tutuklanıp cezaevine gönderildiğimde, gardiyan beni gördüğünde, "Tanrım, yine mi sen geldin?" diye haykırdı.
: )
Bir Gün Uğrarsan Sol Göğsümün Altındaki Kente. Hüzünlü Bir Sesle; “Buralar Eskiden Hep Benimdi” Diyeceksin Kendine…....aln
güneşimi kapatma, üşüyorum...
Neyi anlatsam biliyorum bir şey kalıyor
derinde, daha derinde...’
Kendi içimi dinliyordum, hiç ses gelmiyordu; dağlar arasına saklanmış bir vadi gibi ışıklı ve sessizdi içim... /aln
Bazen bir insanın yokluğu dünyayı bomboş yapıyordu.
------>>>> F.Nietzsche
••• Yirmili yaslar: genel olarak yaşama hazırlıktır.
••• Otuzlu yaşlar: ilkbahar,hava bir sıcak bir soğuk, hep huzursuz.
••• Kırklı yaşlar: sessiz duran her şey gibi gizemli; temiz rüzgarların estiği, yüksek, geniş bir yayla gibi; üzerinde de berrak,bulutsuz,gündüz ve gece boyunca hep aynı uysallıkla bakan bir gökyüzü:hasadın ve en yürekten neşeliliğin mevsimi - bu yaşlar sonbaharıdır yaşamın
..,
Sanırım yolda kayboldular
+Kimler?
–Mutlu günler.