İçimde bir şeyler koptu, kırıldı, parçalandı, yandı... Kalbim kanadı, kanı parmak uçlarımdan yere damladı. Nefes yerine ateş soludum, ciğerim yandı. Kafam çatladı bu olanlara anlam vermeye çalışırken. Hüzün bir haydut gibi üzerime çullandı. Gözlerim yere takıldı, düşüp ağlayacaktı az kalsın. Ve ben, bunların hepsini tek bir tebessüme sığdırmaya çalışırken isyan etti kalp, akıl, göz ve kalem. Hepsi tamam da nasıl isyan ederdi bana ait olan bu kalem? Bozulmuş olmalıydı, yoksa kağıdımda mürekkep yerine gözyaşı olmazdı...
Kalplere sevgiyi, merhameti yerleştiren ancak Allah'tır. Onun Rahmeti olmasa, yer yüzünde her şey mahvolurdu. Tefekkür etmek mi istiyorsun? Dön de kendi kalbine bir bak; insanlara duyduğun sevgiyi, hissettiğin merhameti fark et. Bu duyguların en soğuk anda içini nasıl sımsıcak yaptığına bak. Ve eğer biz böyleysek Allah'ın Rahmetinin, merhametinin yüceliğini bir düşün! Ve de ki, "elhamdülillahirabbilâlemin!".
yeni bir şey öğrendim bu gün: insanlar haksızlığa tepki göstermemeye, düşünmeden hareket etmeye, sırf kendi arzuları için mücadele vermeye ''yaşamak'' diyorlarmış. uzun zamandır yaşamadığımı fark ettim.
Gerçek hayatın ağır gelen yanlarını kaldırabilmek için alınan yardımdır hayallere sığınmak... Hayalperest insan da böyle bir yardım alır. Bazen bu yardım gerçekten işe yarar, bazense yalnızca bir avuntu olur.
Bir şiirde hasretler saklıdır. Bir şiirde sevdalar saklıdır. Bir şiirde vuslatlar saklıdır. Bir şiirde içten kahkahalar veya içini kanatan acılar saklıdır. Bir şiirde söylenmemiş şarkılar, geç kalınmış yerler, içte gizlenmiş hisler vardır. Bir şiir ki şairin sırlarını ayan eder. Şiir deyip geçmemek gerekir. Dünü bugünü, seni beni, orayı burayı, şöyleyi böyleyi anlamak için şiiri anlayabilmek gerekir. Şiir yazanı üzmeyiniz. Zira şiir yazabilen bir kalp ancak rikkatli bir kalp olabilir. Görünüşe aldanmayınız. İçerideki cevheri bilemeyebilirsiniz...
İçimde bir şeyler koptu, kırıldı, parçalandı, yandı... Kalbim kanadı, kanı parmak uçlarımdan yere damladı. Nefes yerine ateş soludum, ciğerim yandı. Kafam çatladı bu olanlara anlam vermeye çalışırken. Hüzün bir haydut gibi üzerime çullandı. Gözlerim yere takıldı, düşüp ağlayacaktı az kalsın. Ve ben, bunların hepsini tek bir tebessüme sığdırmaya çalışırken isyan etti kalp, akıl, göz ve kalem. Hepsi tamam da nasıl isyan ederdi bana ait olan bu kalem? Bozulmuş olmalıydı, yoksa kağıdımda mürekkep yerine gözyaşı olmazdı...
Kalplere sevgiyi, merhameti yerleştiren ancak Allah'tır. Onun Rahmeti olmasa, yer yüzünde her şey mahvolurdu. Tefekkür etmek mi istiyorsun? Dön de kendi kalbine bir bak; insanlara duyduğun sevgiyi, hissettiğin merhameti fark et. Bu duyguların en soğuk anda içini nasıl sımsıcak yaptığına bak. Ve eğer biz böyleysek Allah'ın Rahmetinin, merhametinin yüceliğini bir düşün! Ve de ki, "elhamdülillahirabbilâlemin!".
yeni bir şey öğrendim bu gün: insanlar haksızlığa tepki göstermemeye, düşünmeden hareket etmeye, sırf kendi arzuları için mücadele vermeye ''yaşamak'' diyorlarmış. uzun zamandır yaşamadığımı fark ettim.
Gerçek hayatın ağır gelen yanlarını kaldırabilmek için alınan yardımdır hayallere sığınmak... Hayalperest insan da böyle bir yardım alır. Bazen bu yardım gerçekten işe yarar, bazense yalnızca bir avuntu olur.
Bir şiirde hasretler saklıdır. Bir şiirde sevdalar saklıdır. Bir şiirde vuslatlar saklıdır. Bir şiirde içten kahkahalar veya içini kanatan acılar saklıdır. Bir şiirde söylenmemiş şarkılar, geç kalınmış yerler, içte gizlenmiş hisler vardır. Bir şiir ki şairin sırlarını ayan eder. Şiir deyip geçmemek gerekir. Dünü bugünü, seni beni, orayı burayı, şöyleyi böyleyi anlamak için şiiri anlayabilmek gerekir. Şiir yazanı üzmeyiniz. Zira şiir yazabilen bir kalp ancak rikkatli bir kalp olabilir. Görünüşe aldanmayınız. İçerideki cevheri bilemeyebilirsiniz...