nasıl oluyor da insanlar bana böyle güvenebiliyorlardı? İnsanlar deliydi, insanlar basitti. Bu da bana bir avantaj sağlıyordu. Allah için. On yıldan beri hiçbir iş yapmadan yaşamıştım. İnsanlar bana para ve yemek vermiş, kalacak yer sağlamışlardı. Benim bir dahi ya da geri zekalı olduğumu düşünmelerinin önemi yoktu. Ben biliyordum ne olduğumu. İkisi de değildim. İnsanların bana neden yardım ettikleriyle ilgilenmiyordum. Onlardan yararlanmıştım ama, bunu zafer duygusuna kapılmadan ve baskı uygulamadan yapmıştım. Çıkarabildiğim tek sonuç kimseden hiçbir şey isteyemediğimdi. Üstüne üstlük beynimde sürekli aynı şarkıyı çalan bir plak dönüp duruyordu: vazgeç, vazgeç…
tahammül edilemeyecek kadar sıkıcı insanlardı sanatçılar, dar görüşlü, başarılı olmuşlarsa ne kadar kötü olurlarsa olsunlar büyüklüklerine inanıyorlardı. Başarılı olmamışlarsa ne kadar kötü olurlarsa olsunlar yine inanıyorlardı büyüklüklerine. Başarılı olamamışlarsa suç başkasındaydı. Yeteneksiz olabilecekleri hiç gelmiyordu akıllarına; berbat bile olsalar dehalarına güvenleri tamdı. Ve her zaman küçük kıçları Şöhret'le verniklenmeden mezarı boylamış bir Van Gogh ya da Mozart için berbat işler kusan 50.000 çekilmez geri zekalı vardı. Sadece iyiler bırakabiliyordu oyunu -Rimbaud gibi, Rossini gibi. fuckowski
-Kadınlardan nefret ediyor musunuz? -Çocuklardan nefret ettiğim kadar değil. -Hayatın anlamı nedir sizce? -Olumsuzluk. -Peki mutluluk? -Mastürbasyon. -Ya hayatın özü? -Yüzde elli indirimli satışlar. Ölüm hiçbirşey ifade etmiyordu benim için. ARka arkaya gelen berbat şakalar dizisinin son şakasıydı. Ölen için sorun değildir ölüm. Bir filmdir, farketmez. Hayatın çekilmez olduğu doğruydu, insanların çoğuna öyle değilmiş gibi yapmayı öğretmişlerdi. Arada sırada biri kendini öldürüyor ya da delirip kapatılıyor, ama diğerleri herşey yolundaymış gibi yaşamayı sürdürüyordu....
Bu kız beni sıkan herşeyden haz duyuyor, benim haz duyduğum herşeyden sıkılıyordu. İdeal bir çifttik. Aramızdaki tahammül edilebilir ve tahammül edilemez mesafe sayesinde sürdürebiliyorduk ilişkimizi. Her gün -ve gece- tekrar karşı karşıya geliyorduk, hiçbirşeyi çözümleyememiş ve çözümleme umudu olmaksızın. Mükemmeliyet...... fuctowski
nasıl oluyor da insanlar bana böyle güvenebiliyorlardı? İnsanlar deliydi, insanlar basitti. Bu da bana bir avantaj sağlıyordu. Allah için. On yıldan beri hiçbir iş yapmadan yaşamıştım. İnsanlar bana para ve yemek vermiş, kalacak yer sağlamışlardı. Benim bir dahi ya da geri zekalı olduğumu düşünmelerinin önemi yoktu. Ben biliyordum ne olduğumu. İkisi de değildim. İnsanların bana neden yardım ettikleriyle ilgilenmiyordum. Onlardan yararlanmıştım ama, bunu zafer duygusuna kapılmadan ve baskı uygulamadan yapmıştım. Çıkarabildiğim tek sonuç kimseden hiçbir şey isteyemediğimdi. Üstüne üstlük beynimde sürekli aynı şarkıyı çalan bir plak dönüp duruyordu: vazgeç, vazgeç…
tahammül edilemeyecek kadar sıkıcı insanlardı sanatçılar, dar görüşlü, başarılı olmuşlarsa ne kadar kötü olurlarsa olsunlar büyüklüklerine inanıyorlardı. Başarılı olmamışlarsa ne kadar kötü olurlarsa olsunlar yine inanıyorlardı büyüklüklerine. Başarılı olamamışlarsa suç başkasındaydı. Yeteneksiz olabilecekleri hiç gelmiyordu akıllarına; berbat bile olsalar dehalarına güvenleri tamdı. Ve her zaman küçük kıçları Şöhret'le verniklenmeden mezarı boylamış bir Van Gogh ya da Mozart için berbat işler kusan 50.000 çekilmez geri zekalı vardı. Sadece iyiler bırakabiliyordu oyunu -Rimbaud gibi, Rossini gibi.
fuckowski
sonra içimde bir ses. Hepsi senin gibi düşünüyor, dedi. Hepsi buraya ait olmadığını düşünüyor ve haklılar. O zaman?
*
ben bir dahiyim ve bunu benden başka kimse bilmiyor.
Her şeye rağmen huzur vardı havada.
Yazabilmek için, içinde birşeylerin birikmesini beklemek zorundaydın ve beklerken deliriyordun ve delirirken içiyordun ve içtikçe deliriyordun....
Gelecek ne zaman vaat olmaktan çıkıp bir tehdit unsuru haline geldi?
allah hepinizi davul etsin
peter jackson un yeni filmi,adrian brody başrolde..
-Kadınlardan nefret ediyor musunuz?
-Çocuklardan nefret ettiğim kadar değil.
-Hayatın anlamı nedir sizce?
-Olumsuzluk.
-Peki mutluluk?
-Mastürbasyon.
-Ya hayatın özü?
-Yüzde elli indirimli satışlar.
Ölüm hiçbirşey ifade etmiyordu benim için. ARka arkaya gelen berbat şakalar dizisinin son şakasıydı. Ölen için sorun değildir ölüm. Bir filmdir, farketmez.
Hayatın çekilmez olduğu doğruydu, insanların çoğuna öyle değilmiş gibi yapmayı öğretmişlerdi. Arada sırada biri kendini öldürüyor ya da delirip kapatılıyor, ama diğerleri herşey yolundaymış gibi yaşamayı sürdürüyordu....
Bu kız beni sıkan herşeyden haz duyuyor, benim haz duyduğum herşeyden sıkılıyordu. İdeal bir çifttik. Aramızdaki tahammül edilebilir ve tahammül edilemez mesafe sayesinde sürdürebiliyorduk ilişkimizi. Her gün -ve gece- tekrar karşı karşıya geliyorduk, hiçbirşeyi çözümleyememiş ve çözümleme umudu olmaksızın. Mükemmeliyet......
fuctowski