Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • masumiyet09.01.2005 - 17:50

    doğaçlamaya soğuk bakan, ve taner birsel'in itiraf filmiyle ilgili bir röportajına göre senaryodaki tek bir kelimenin değiştirilmesine bile izin vermeyen zeki demirkubuz'un izleyenini garip eden bir filmi. karakterler yaşadıklarıyla ve kişilikleriyle inanılmaz bir biçimde arabeskler, ama zeki demirkubuz'un mesafeli yaklaşımı arabeskliğin filme bulaşmasını engelliyor.

    hikaye yusuf karakterinin gözünden anlatılıyor. film boyunca yusuf'un yanından hiç ayrılmadığımızdan ve hep o anki olaylara şahit olduğumuzdan diğer karakterlerin geçmişi hakkında bilgileri flashbackler veya dış sesler yerine o an yaşanan diyaloglardan öğreniyoruz. haluk bilginer'in bence türk sinema tarihinin en etkileyici oyunculuklarından birini sergilediği kır sahnesinde anlattığı hikayenin varoluş sebebi de bu (daha doğrusu sahnenin varoluş sebebi diyelim) . üstelik bu yöntemle o kadar garip etkiler yaratıyor ki yönetmen (sonradan itiraf'ta da çok ustaca kullanıyor bu hikaye-dedikodu yoluyla karakter yaratma yollarını) . mesela yusuf'un eniştesinin evine ilk ziyaretinde eniştenin depremden sonra anlattıklarıyla yusuf'un kır sahnesinde bekir (h. bilginer) 'e geveledikleri birleşince, gözümüze sokulmadan yusuf'un bütün bir hikayesi seriliyor gözümüzün önüne. veya haluk bilginer kırdaki konuşmayı yaptıktan sonra, otelde yusuf uğur'a masaj yaparken 'hapise girerken sevgilin var mıydı? ' diye sorduğunda uğur, bu sorunun uğur için ne tür bir acı ifade ettiği ağlamalı-sızlamalı bir sahneye ihtiyaç duymadan gösteriliyor. bize gösterilen insanların film zamanı içinde varolup biten insanlar olmaları yerine, filmin hali hazırda varolan bu insanların hayatının içine girip bize sadece ufak, seçilmiş bir parçayı gösterdiği izlenimi oluşuyor insanda.

    üstelik demirkubuz bütün karakterlerinin geçmişleri konusunda sezdirdikleri ve verdikleri öyle şeyler ki, duyduktan sonra uzun uzadıya o hikayeleri düşünmeye, hayal etmeye başlıyor insan. hepsi de ayrı bir filme konu oluşturabilecek kadar ilginç zira. hep düşünürüm 'keşke bu hikayeleri alıp üçleme tarzında bir film çevirseymiş adam.' diye...

    ismiyle ilintili olarak, 'masumiyetini kaybetmemek', hayat denen bok çukurundan tiksinip vazgeçmemek, uğraşmaya, savaşmaya devam etmekten bahsediyor film. finalindeki küçük 'sürpriziyle' bütün karakterlerinin yazgısını birbirine bağlanmasıyla, 'gariban' bir kadere mahkum olan yusuf'a 'masumiyetini kaybetme, denemekten vazgeçme' diyor bir şekilde.

    yaydığı o garip, türk milletine has tevekkül duygusuyla her izlediğimde etkisinden kurtulamadığım, çok özel bir film, sanat eseri.
    (caponsever

  • Derviş Zaim09.01.2005 - 17:43

    ilk uzun metraj filimi 'tabutta roveşata' sı hayatta izlediğim en iy sendrom filmlerinden biriydi.gerek senaryosu gerek Ahmet Uğurlunun performansı müthişti..
    yazık oldu yine 40-50 bin civarında izlendi..
    derviş zaim filimleri türkiye ye en fazla ödül kazandıran filmler olmuştur hep....sonra ise 'filler oynaşırken olan çimlere olur ' diye bir küba atasözüyle,,türkiyenin içinde bulunduğu 'derin devlet' olgusunu yatırmıştır masaya..o da çok güzel olmuştur.
    ama son filmi 'çamur' la biraz hayal kıraıklığına uğratmıştı beni..
    ama hep iyi film çekme arzusuyla hareket ediyor derviş zaim.
    yeni türk sineması akımının içinde yer alıp,, (ki bunlar,,serdar akar,derviş zaim,zeki demirkubuz,nuri bilge ceylan ve fatih akın dır) ..popülerliğe ödün vermeyişi ve kendi filimlerini yapması övgüyü hakerder durumdadır..

  • duman grubu08.01.2005 - 19:39

    'gel yanıma gir koynuma,hangi oje yakismazki sana'

  • Mustafa Altıoklar08.01.2005 - 19:34

    Mustafa Altioklarin gercekten cok yetenekli bi yönetmen olduguna inaniyorum..sinema sevdasi o kadar büyük ki,tüm zorluklara ragmen iyi filimler yapmaya calısıyor ve ortalama iyi bi seyircisi var.
    ilk filmi Denize Hancer Düstü den bu yana kendini cok gelistirdi.
    Istanbul Kanatlarimim Altinda yi cogu elestirmene nazaran cok begenmistim...Ve sonra etnik,sosyal farkliliklari ortaya koyan ve bi kilometre tası olan Agir Roman..gercekten bu roman cok agirdi..
    daha sonra bi fransiz filminden esinlendigi Asansör geldi..vasat bi iscilikti..filmi Mustafa Ugurlu nunn cabalari kurtarmaya yetmedi maalesef. ama bunu daha sonra yine bi popüler iş olan O Simdi Askerde ile kotarmayi basardi..
    simdilerde ise basrolünü,esas oglan Okan Bayülgenin oynacagi
    'isgal altinda' filmiyle ugrasiyor.bayadir bu filmle mesgül,
    ne olacak merak ediyorum dogrusu..ama okan bayülgeni varlıgı kotarirmi kotarmaz mi bilinmez? ? ? ?

  • Kevin Costner08.01.2005 - 19:03

    Filmografi
    2000 Thirteen Days
    1999 For Love of the Game
    1999 Message In a Bottle
    1999 Cookie's Fortune
    1997 The Postman
    1996 Tin Cup
    1995 Waterworld
    1994 Wyatt Earp
    1994 The War
    1993 A Perfect World
    1992 The Bodyguard
    1991 JFK
    1991 Robin Hood: Prince of Thieves
    1990 Dances with Wolves
    1990 Revenge
    1989 Field of Dreams
    1988 Bull Durham
    1987 The Untouchables
    1987 No Way Out
    1986 Shadows Run Black
    1985 American Flyers
    1985 Fandango
    1985 Silverado
    1984 The Gunrunner
    1983 Table for Five
    1983 Testament
    1982 Night Shift
    1982 Frances
    1982 Chasing Dreams
    1982 Stacy's Knights





    ----------

  • Kevin Costner08.01.2005 - 19:02

    Bir zamanlaryn en seksi aktörü olarak görülen Kevin Costner,üç saatlik bir Western filmi olan ' Dances With Wolves ' ile, ünlü bir ?arkicinin korumasini canlandyrdy?y ' Bodyguard ' filmleriyle özellikle bayan seyircilerin vazgeçilmezleri arasina girmisti.

    Californiya'da dünyaya gelen aktör, ergenlik çagini spor ve filmlerle geçirmis. Gelecekte bir sex sembolü haline dönüsecek olan Costner, isletme üzerine gördü?ü e?itimini tamamladiktan sonra ' Rumpelstiltskin ' adly filmin yerel çekimi için gerekli olan kadroya dahil olmasy ile birlikte sinema ile tani?ti. Sinemanin büyülü dünyasina kendini kaptiran aktör, oyuncu olmaya karar verdi.

    1982 yilinda ba?ladigy sinema kariyerinde çe?itli filmlerde irili ufakli roller alan Costner, ilk çykisini 1985 yapimi ' Silverado ' filmiyle gerçekle?tirdi. Ayny dönem içerisinde yildizi parlamaya ba?layan Jeff Bridges, Mel Gibson ve Nicolas Cage gibi genç ve yakisikli aktörlerle kiyasiya mücadele etmek zorunda kalan oyuncu, 1987 yapimi ' The Untouchables ' ve ' No Way Out ' filmleriyle geni? bir kitle tarafindan tanindi.

    1988 yilinda bir beyzbol yakalayicisi Crash Davis'i canlan-dirdigi ' Bull Durham 'da sporcu yönünü oyunculugu ile bütünlestirme firsati bulan aktör, ertesi yil yine beyzbolu temel alan ' Field od Dreams ' adli filmde rol aldi. Kendisine mysyr tarlasini sürmesini ve üzerine bir beyzbol sahasi insa etmesini salik veren hayali sesler duyan bir çiftçiyi canlandyran Costner, filmdeki performansi ile Time dergisi tarafyndan gelecegin yeni Jimmy Stewart'y ilan edildi.

    1990 yiliyla birlikte kariyerinin doruguna cykan aktör, ' Dances With Wolves ' daki performansi ile En Yyi Erkek Oyuncu dalinda Oscar Ödülü'nün sahibi oldu. Ayny zamanda En Yyi Film dalinda Oscar'in sahibi olan bu Western filminin ardindan Oliver Stone'un Kennedy Suikasti'nin perde arkasyny gözler önüne serdi?i politik filmi ' JFK ' ile yükseli?e devam etti. Ayny yyl içerisinde ünlü masal kahramany Robin Hood'u canlandyrdy?y ' Robin Hood: Prince of Thieves ' yer alan Costner, 1992 yapymy ' A Perfect World ' ile küçük bir çocu?u rehin alan kanun kacaginy canlandirdi
    bigglook.com.

    1994 yapymy ' The War ' ve 1995 yapymy ' Waterworld ' gibi büyük bütçeli filmlerinin gi?ede hayal kyrykly?yna u?ramasy ve son dönemlerde yeni yüzlerin Hollywood sinemasynda ba? göstermesi ile eskisi kadar ra?bet görmemeye ba?layan Kevin Costner, son olarak ' Tin Cup ' ve ' The Postman ' filmlerinin de beklenileni verememesi üzerine pusuya yatmaya karar verdi.

    Film seçmekte çok ba?aryly olamayan Costner, 1999 yylynda, bu sefer senaryosu ve yönetmeninden emin oldu?u bir filmle kar?ymyza gelmi?ti: ' For Love of the Game '. Aktör, 2000 yylynda rol aldy?y ' Thirteen Days 'de,Kenny O'Donnell karakterini canlandyrdy. Yönetmenli?ini Roger Donaldson'yn yapty?y bu so?uk sava? dönemi filminde Kostner'yn rol arkada?lari Bruce Greenwood, Steven Culp ve Dylan Baker oldu.

  • keanu reeves08.01.2005 - 18:53

    Filmografi
    2003 The Matrix Revolutions
    2002 The Matrix Reloaded
    2001 Mayor of Sunset Strip
    2001 Hardball
    2000 Sweet November
    2000 The Gift
    2000 The Watcher
    2000 The Replacements
    1999 The Matrix
    1997 Devil’s Advocate
    1997 The Last Time I Commited Suicide
    1996 Feeling Minnesota
    1996 Chain Reaction
    1995 A Walk in the Clouds
    1995 Johnny Mnemonic
    1994 Speed
    1994 Even Cowgirls Get the Blues
    1993 Little Buddha
    1993 Much Ado About Nothing
    1992 Bram Stoker’s Dracula
    1991 Bill & Ted’s Bogus Journey
    1991 Point Break
    1991 My Own Private Idaho
    1990 I Love You to Death
    1990 Tune in Tomorrow...
    1989 Bill & Ted’s Excellent Adventure
    1989 Parenthood
    1988 The Prince of Pennsylvania
    1988 Permanent Record
    1988 The Night Before
    1988 Dangerous Liaisons
    1987 River’s Edge
    1986 Under the Influence
    1986 The Brotherhood of Justice
    1986 Babes in Toyland
    1986 Youngblood
    1985 Dream to Believe
    1985 Flying
    1984 The Prodigal
    bigglook.com

  • keanu reeves08.01.2005 - 18:51

    “The Replacements”daki Shane rolü için aldy?ynyz e?itim, “The Matrix”e hazyrlyk için girdi?iniz Kung Fu kampyna benziyor muydu?

    Futbolla Kung Fu’nun benzeyip benzemedi?ini mi soruyorsunuz? Her ikisi için de disiplin ve e?itim ?art. Fiziksel olarak kendinizi tam anlamyyla bu i?e vermelisiniz. Yine de iki spor birbirinden farkly güçlükleri içinde baryndyryyor.


    “Kung Fu’da yapylan bir çok hareketi daha önce hiç denememi?tim.”

    Sizce hangisi daha zor?

    Harcanan emekten söz edecek olursak, sanyrym Kung Fu daha zordu. Daha çok vaktimi almy?ty, dört ay süresince e?itim almy?tym. Yabancysy oldu?um bir alandy. Oysa futbol öyle de?il. Topla oynayarak, spor yaparak büyüdüm; Kung Fu’da yapylan bir çok hareketi ise daha önce hiç denememi?tim.



    Jackie Chan’y yenebilecek kadar Kung Fu ö?rendiniz mi?

    Elbetteki hayyr!



    Ya Jet Li’yi?

    Ona da yenilirdim, ama her ikisinden de daha hyzly ko?tu?uma iddiaya girebilirim.



    Bir futbol fanati?i misiniz?

    Evet. Futbolla büyüdüm diyebilirim. Çocukken hiç oynamadym, sadece seyrettim. O vakitler buz hokeyi oynuyordum. Ama futbolu hep sevdim.



    O halde “ The Replacements”da rol almak sizin için bir çocukluk dü?ünü gerçekle?tirmek gibi bir ?ey olmaly? ...

    Pek öyle denilemez. Çocukken futbolcu olmak gibi bir hayalim yoktu. Ama i?in‘oyun’ yönü söz konusu oldu?unda, futbol da kyzyl derili ya da kovboy oyunlary kadar önemliydi benim için.


    “Daha 15 ya?yndayken aktör olmaya karar verdim.”

    Peki sizin çocukluk dü?ünüz neydi?

    Hokeyde her zaman Kanada adyna olimpiyatlarda yer almak istedim. Olimpiyat golcüsü ilan edilmek isterdim, ama daha 15 ya?yndayken aktör olmaya karar verdim.



    Bir keresinde karanlyktan korktu?unuzu söylemi?tiniz? Gerçekten korkuyor musunuz?

    Evet, bir zaman böyle bir ?ey söylemi?tim. Korkum hala sürüyor. Ama bundan kastym daha ziyade felsefi anlamdaydy. I?yklaryn kapaly olmasyndan korkmuyorum, daha derin bir korku benimkisi. Uyurken banyonun y?y?yny açyk byrakmyyorum örne?in.



    E?er bir çizgi film karakteri olsaydynyz, hangisi olmak isterdiniz? Mesela Scooby-Doo olmak ister miydiniz?

    Wolverine olmayy tercih ederim.


    “Bir quarter-back olarak inandyrycy görünmek benim için önemliydi”

    Bu biraz “The Replacements” daki John Elway’i andyryyor galiba. Bu role nasyl hazyrlandynyz?

    Birçok kaset izledim, bir futbolcu oyunda neler yapar, di?er oyunculara neler söyler, hepsini ö?renmeye çaly?tym. Bir quarter-back olarak inandyrycy görünmek benim için önemliydi. Bu amaçla ders aldym, beslenme ?eklimi de?i?tirdim, a?yrlyk çaly?tym. Sonra 14 yyl quarter-back’ lik yapmy? koç Bob Galliamo ile çaly?maya ba?ladym. Bana bir quarter-back’in nasyl oynamasy gerekti?ini ö?retti, ayny zamanda NFL’deki kendi deneyimlerini de anlatty. Sonra 3 hafta boyunca eski bir oyuncu olan T.J. Rublee ile çaly?tym. Rublee ile filmde de beraberdik.



    Bu süre boyunca darbe aldy?ynyz, yaralandy?ynyz oldu mu?

    Derin dondurucumda alty paket buz bulunduruyordum, i?e koyulmadan önce de kollarymy bacaklarymy güzelce saryyordum. Yine de ayaklarymyn çi?nenmesini engelleyemiyordum.



    Çi?nenmesini mi?

    Evet. Çarpy?ma anynda orta sahadan çykmakta gecikirseniz, geri çekilirken yeterince atik olmazsanyz, ba?ynyza gelecek olan budur.


    “Genellikle azla yetinen bir insanymdyr.”

    Çekimler syrasynda neden kysa bir fragmany tercih ettiniz?

    Genellikle azla yetinen bir insanymdyr; örne?in bana bir oda ve biraz su verseler, sabahlary da belki biraz meyve, küçük bir kahvalty bana yeter de artar bile. Öyle fazla bir ?ey istemem.

  • Çirkin08.01.2005 - 18:42

    'cirkin oldugun icin talihlisin,biri sana baktiginda baska bise icin olmadigyny biliyosun en azindan'
    henry chinaski

  • cemal süreya08.01.2005 - 18:39

    üstadin yarin ölüm yildönümü