93 yapimi tony scott filmi,senaryo bay tarantino:başrollerde christian slater patricia arquette var..ama diğer oyunculara baktığınızda şöyle bi iştahınız hemen kabarıveriyor yahu.brad pitt,vall kilmer,dennis hopper,gary oldman,samuel l.jacson falan falan..kadro gerek oyuncularıyla,yönetmeniyle ve senaristiyle.böyle bi kadro 10 yılda bir toplanır diyorsunuz.(zira toplandı.bkn..ocean eleven ve twelve) .....ama bayat bi aşktan ve tarantinonun kattığı aksiyondan,başka bişey yok yani...yine çerezlik bi film oluveriyor..bide oyuncu ziyafeti o kadar..
türkiyenin en antika sinema eleştirmenlerinden biridir.kolay kolay hiçbişeyi beğenmez.bazen keşke gerçek mesleği olan mimarlığı yapsada kurtulsak dediğim ama bunla birlikte çok doğru ve sağlam eleştiriler yapan benim gibi yeni dalga avrupa sinemasına aşık olduğunu düşündüğüm,,büyüğümüz..
en iyi filmi eyes wide shut olmakla beraber,bikeresinde okan bayülgenin tom cruise dahi çoğu hollywood yıldızının boyu benden çok daha kısa,o yüzden tom dan daha fazla aldığım parayı hakediyorum dediği,bizim de nicole bırakılıp o penolepe denen hatuna nası gittin way salak dediğimiz aktör..
ilk olarak brad pitt ve tom cruise la oynadıkları vampirle görüşme adlı berbat vampir filminde gazeteciyi oynarken görmüştüm şahsı.sonra ise hep iyi oyuncularla birlikte rol aldı.hard rain de morgan freeman la birlikte başrolü oynayıp yerini sağlamlaştırmıştı..sonra broken arrow da ise travoltayla birlikteydi....ama son yıllarda bir türlü film çevirmiyor.muhalif tavırları yüzünden tabi.hollywood a ve büyük film şirketlerine çokı ağır eleştiriler yapınca,bu durumun doğal olduğunu anlıyoruz..
işte aktör dedirten adam.zira sadece oyuncu değildir bi kaç film de çekmiştir sean penn.vc sindeki tek munzur olay madonna ile evlenmiş olmasıdır..çok zeki bi adam olduğu kanımca mümkündür.oscar törenlerine niye katılmadığı sorulduğunda 'benim bir işim yok orda,hem bana da ihtiyaç yok orda zaten' demiştir.kalabalık yerlere gelemediğini duymuştum bi yerde.hiç sevmiyormuş 5 kişiden fazla olan ortamları..son filmini kidman la yaptı 2005 de vizyonda.çekimler sırasında baya sorun yaşamışlar,sean ın sigara tiryakiliği yüzünden öpüşme sahnelerinde kidman baya dert açmış başına,bir kül tablasına vantuz gibi yapışmak istemiyorum diye...
robert de niro sırf bu film için 15 kilo alıp vermiştir.ve gerçek hayattan sinemaya aktarılan bir film olma özelliği de taşıyor aynı vakitte.bir orta siklet dünya boks şampiyonun hikayesi bu. robert de niro filmi çekmeden 5 maça çıkmıştır antreman olsun diye ve duyduğuma göre de bu maçların hepsini de kazanmış...ve joe pesci yi dövme sahnesinde harbiden joe pesci in kaburgalarını kırmış... işte aktörlük böyle bişe dedirten bir profesyonellik.... scorsese ide unutmamak lazım tabi..de niro yla ikisi bir araya gelse,tamam derim bu iş bitmiştir...
nereye gitsem bu filmi herkes metediyordu.şöyle film böyle film.millet evde toplanıp cips,kola,patlamış mısır eşliğinde geçip izliyomuş meğerse.velhasıl filmi izledim.filmin david fincher a ait olduğunu filmi izlerken anlamıştım.yine değişik bi filmdi ama aman aman bişe de yoktu açıkcası.foster gayet iyiydi ah bide o gözlükleri takmasaymış.kim dediyse ona bunları takacaksın diye. bide unutmadan filmin en umut verici tarafı ise aynı yıl telefon klubesinde de oynayan(polisi oynayan) zenci abiydi.gayet iyiydi.durun isminide söyliyim forest whitaker... yani eğer birileri size gelip şöyle film böyle film diye beyninizi yerse,kanmayın o budalalara...sadece çerezlik bir film o kadar..
zeki demirkubuzun yazıp yönettiği..ve senaryosunu tamamiyle gerçek hayattan,yani bir gazetenin üçüncü sayfasından esinlenerek oluşturduğu bir türk filmi.film tamamiyla film gibi durmuyor..yani gerçekten evet diyorsunuz üçüncü sayfalar,,hayatlar böyle be kardeşim diyiveriyorsunuz...yine duygusallık yok sadece alabilene..kamera hareketleri ve görüntüler,söze başlamadan önceki anlar klasik zeki demirkubuz ögeleri var,olmazsa olmazları yani...tabi iki müzik de yok..dedim ya duygusallık yok...ucuz ajitasyonlar yok.... bir bölümde,isa ya şu soruluyor,,,soran sanırım zeki demirkubuz,çünkü sesinden tanıdım.-en büyük hayalin ne? cevap- bir filmde başrolü oynamak istiyorum... işte yine bir,kronikleşmiş insan hayalleri,pasifize edilmiş insanlık.. filmin can alıcı yeri buraydı.. neyse bu arada,başrollerde,,çokı sevdiğim başak köklükaya var.ve ona eişlik eden ise ruhi sarı...ve bir önemli ismi atlamiyim.zekinin vazgeçilmez oyuncusu,,,serdar orçin... neyse yeter bu kadar...
cappola lın yönetmenliğini yaptığı,ve chinaskinin fatotum u yazdıktan sonra,bu işe girişmesinden sonra barfly da bay chinaskiyi oynayan adam.senaryosunun da chinaski yazmıştır.acımadan,kanata kanata yazmıştır.mickey rourke bu serseri ve bohem tarzında hayat yaşayan chinaskiyi çok güzel oynamıştır ki bu rollerin altından kimse kolay kolay kalkamaz.duvara karşıdaki birol ünerin oynadığı cahit gibi.. chinaski sette şunu demiştir kendi kendine mickey rourke a bakarak. 'şuna bak tıpkı benim gençliğim,tıpkı genç chinaski.ah olamaz lanet olası gençlik.oysa ben şu köşede durup içkisini yudumlayan bi moruktum..o ise genç chinaski''...hayattayken kendi filmini izlemek kaç kişiye nasip olur bilmiyorum...jim morrison un şu sözü aklıma geliyor..''bir filme konu olacak kadar iyi bir hayata sahipmiydiniz'''..................
93 yapimi tony scott filmi,senaryo bay tarantino:başrollerde christian slater patricia arquette var..ama diğer oyunculara baktığınızda şöyle bi iştahınız hemen kabarıveriyor yahu.brad pitt,vall kilmer,dennis hopper,gary oldman,samuel l.jacson falan falan..kadro gerek oyuncularıyla,yönetmeniyle ve senaristiyle.böyle bi kadro 10 yılda bir toplanır diyorsunuz.(zira toplandı.bkn..ocean eleven ve twelve) .....ama bayat bi aşktan ve tarantinonun kattığı aksiyondan,başka bişey yok yani...yine çerezlik bi film oluveriyor..bide oyuncu ziyafeti o kadar..
türkiyenin en antika sinema eleştirmenlerinden biridir.kolay kolay hiçbişeyi beğenmez.bazen keşke gerçek mesleği olan mimarlığı yapsada kurtulsak dediğim ama bunla birlikte çok doğru ve sağlam eleştiriler yapan benim gibi yeni dalga avrupa sinemasına aşık olduğunu düşündüğüm,,büyüğümüz..
en iyi filmi eyes wide shut olmakla beraber,bikeresinde okan bayülgenin tom cruise dahi çoğu hollywood yıldızının boyu benden çok daha kısa,o yüzden tom dan daha fazla aldığım parayı hakediyorum dediği,bizim de nicole bırakılıp o penolepe denen hatuna nası gittin way salak dediğimiz aktör..
ilk olarak brad pitt ve tom cruise la oynadıkları vampirle görüşme adlı berbat vampir filminde gazeteciyi oynarken görmüştüm şahsı.sonra ise hep iyi oyuncularla birlikte rol aldı.hard rain de morgan freeman la birlikte başrolü oynayıp yerini sağlamlaştırmıştı..sonra broken arrow da ise travoltayla birlikteydi....ama son yıllarda bir türlü film çevirmiyor.muhalif tavırları yüzünden tabi.hollywood a ve büyük film şirketlerine çokı ağır eleştiriler yapınca,bu durumun doğal olduğunu anlıyoruz..
işte aktör dedirten adam.zira sadece oyuncu değildir bi kaç film de çekmiştir sean penn.vc sindeki tek munzur olay madonna ile evlenmiş olmasıdır..çok zeki bi adam olduğu kanımca mümkündür.oscar törenlerine niye katılmadığı sorulduğunda 'benim bir işim yok orda,hem bana da ihtiyaç yok orda zaten' demiştir.kalabalık yerlere gelemediğini duymuştum bi yerde.hiç sevmiyormuş 5 kişiden fazla olan ortamları..son filmini kidman la yaptı 2005 de vizyonda.çekimler sırasında baya sorun yaşamışlar,sean ın sigara tiryakiliği yüzünden öpüşme sahnelerinde kidman baya dert açmış başına,bir kül tablasına vantuz gibi yapışmak istemiyorum diye...
robert de niro sırf bu film için 15 kilo alıp vermiştir.ve gerçek hayattan sinemaya aktarılan bir film olma özelliği de taşıyor aynı vakitte.bir orta siklet dünya boks şampiyonun hikayesi bu.
robert de niro filmi çekmeden 5 maça çıkmıştır antreman olsun diye ve duyduğuma göre de bu maçların hepsini de kazanmış...ve joe pesci yi dövme sahnesinde harbiden joe pesci in kaburgalarını kırmış...
işte aktörlük böyle bişe dedirten bir profesyonellik....
scorsese ide unutmamak lazım tabi..de niro yla ikisi bir araya gelse,tamam derim bu iş bitmiştir...
hep denedin,hep yenildin.olsun, yine dene.yine yenil.daha iyi yenil.' demiş...
nereye gitsem bu filmi herkes metediyordu.şöyle film böyle film.millet evde toplanıp cips,kola,patlamış mısır eşliğinde geçip izliyomuş meğerse.velhasıl filmi izledim.filmin david fincher a ait olduğunu filmi izlerken anlamıştım.yine değişik bi filmdi ama aman aman bişe de yoktu açıkcası.foster gayet iyiydi ah bide o gözlükleri takmasaymış.kim dediyse ona bunları takacaksın diye.
bide unutmadan filmin en umut verici tarafı ise aynı yıl telefon klubesinde de oynayan(polisi oynayan) zenci abiydi.gayet iyiydi.durun isminide söyliyim forest whitaker...
yani eğer birileri size gelip şöyle film böyle film diye beyninizi yerse,kanmayın o budalalara...sadece çerezlik bir film o kadar..
zeki demirkubuzun yazıp yönettiği..ve senaryosunu tamamiyle gerçek hayattan,yani bir gazetenin üçüncü sayfasından esinlenerek oluşturduğu bir türk filmi.film tamamiyla film gibi durmuyor..yani gerçekten evet diyorsunuz üçüncü sayfalar,,hayatlar böyle be kardeşim diyiveriyorsunuz...yine duygusallık yok sadece alabilene..kamera hareketleri ve görüntüler,söze başlamadan önceki anlar klasik zeki demirkubuz ögeleri var,olmazsa olmazları yani...tabi iki müzik de yok..dedim ya duygusallık yok...ucuz ajitasyonlar yok....
bir bölümde,isa ya şu soruluyor,,,soran sanırım zeki demirkubuz,çünkü sesinden tanıdım.-en büyük hayalin ne?
cevap- bir filmde başrolü oynamak istiyorum...
işte yine bir,kronikleşmiş insan hayalleri,pasifize edilmiş insanlık..
filmin can alıcı yeri buraydı..
neyse bu arada,başrollerde,,çokı sevdiğim başak köklükaya var.ve ona eişlik eden ise ruhi sarı...ve bir önemli ismi atlamiyim.zekinin vazgeçilmez oyuncusu,,,serdar orçin... neyse yeter bu kadar...
cappola lın yönetmenliğini yaptığı,ve chinaskinin fatotum u yazdıktan sonra,bu işe girişmesinden sonra barfly da bay chinaskiyi oynayan adam.senaryosunun da chinaski yazmıştır.acımadan,kanata kanata yazmıştır.mickey rourke bu serseri ve bohem tarzında hayat yaşayan chinaskiyi çok güzel oynamıştır ki bu rollerin altından kimse kolay kolay kalkamaz.duvara karşıdaki birol ünerin oynadığı cahit gibi..
chinaski sette şunu demiştir kendi kendine mickey rourke a bakarak.
'şuna bak tıpkı benim gençliğim,tıpkı genç chinaski.ah olamaz lanet olası gençlik.oysa ben şu köşede durup içkisini yudumlayan bi moruktum..o ise genç chinaski''...hayattayken kendi filmini izlemek kaç kişiye nasip olur bilmiyorum...jim morrison un şu sözü aklıma geliyor..''bir filme konu olacak kadar iyi bir hayata sahipmiydiniz'''..................