aman be kardeşim ağzından küfürden başka bi şey çıkmıyo,biraz küfürsüz lütfen dedirten....ingiliz kraliyet ailesine mensup olanların,orda yaşayıp da halk ne yer ne içer neye söver i bilmeyenlerin..önemsedikleri...ha bide kral muhafızlığına yeltenenler var tabi onlar da kraldan karalcı derler ya..o hesap...
filmi izledim,konu çok hoşuma gitti senaryo ilginçti aslında,ilginç olması türk sineması için tabi.ama anlatamamış çoğu zaman konuyu altıoklar,aslında bölüm bölüm vermesi gayet hoştu ama,filmin enerjisini ortaya çıkaracak,fırlatacak şeyler demedi bi türlü bütün film boyunca onu bekledim,karakterler demedi de demedi,bişey demedi kimseye en azından bana.yer yer de sıkıldım üstelik,tek mekan filmi olmasından dolayı ama bu da altıokların elinde olan bişeydi..sonuç olarak güzel bi senaryo iyi bi fikir ama yine mustafa altıoklar tarafında zarar ziyan edilmiş bir film diyebilirim..
'o gece şarabı sütle karıştırırsam canımı fazla yakmayacağına karar verdim. bir bardak denedim, yarı şarap, yarı süt. ölmedim. bir sonraki bardağa biraz daha az süt biraz daha fazla şarap koydum. gece bittiğinde sade şarap içiyordum. sabah kalktığımda mide kanaması filan geçirmedim. ondan sonra hem içtim hem de atlara oynadım. 27 yıl sonra ikisini de yapmaya devam ediyorum. zaman, harcamak içindir.' der...
Bundan sonraki yıllarda yapacağım iş iyiden iyiye belirlenmişti. Olumlayıcı kesimini bitirmiştim işimin. Sözle, eylemle hayır diyen bölümüne gelmişti sıra. Bunlar da şimdiye değin sürüp gelen değerlerin yenilenmesi, büyük savaş, son karar gününün belirlenmesiydi. Bu arada, bir de yavaş yavaş çevreme bakıyor, kendime yakın gördüklerimi, güçlerine dayanarak bu yok etme işinde bana yardımı dokunabilecekleri arıyordum. İşte o günden beri, yazılarımın her biri bir oltadır: Kim bilir belki de olta atmakta herkesten ustayımdır? ... Oltama hiç bir şey takılmamışsa suç benim değil artık. Balık yokmuş... f.n
en sonunda bununda filmimi yaptılar,pek yakın bi zamanda türkiyede gösterimde,hollywood işi değil,fransızlar kendi hikayelerini vermemişler bu sefer...
son dönem holywood un konu sıkıntısından dolayı yöneldiği bi çizgi roman uyarlaması daha.Ama bu sefer ki kıyak gibi geliyor bana,çünkü adam akıllı bi yönetmenin elinden çıktığını düşünüyorum..eğlenceli ve yaratıcı bi adam robert rodriquez,üstelik çok yakın dostu tarantinoyu da konuk yönetmen olarak almış yanına,aslında projeyi birlikte yapmışlar.filmin bi yönetmeni daha var o da kitabın sahibi Frank Miller... baya sağlam bi kadroyu bir araya getirmişler yahu,,,Bruce Willis,Mickey Rourke ve Benicio del Toro....baya konuşulacak bi filme benziyor,gayet sarsacak,15 temmuz'dan itibaren.... izledikten sonra ne yazacam dur bakim..
aman be kardeşim ağzından küfürden başka bi şey çıkmıyo,biraz küfürsüz lütfen dedirten....ingiliz kraliyet ailesine mensup olanların,orda yaşayıp da halk ne yer ne içer neye söver i bilmeyenlerin..önemsedikleri...ha bide kral muhafızlığına yeltenenler var tabi onlar da kraldan karalcı derler ya..o hesap...
müzikleri oasis tarafından bizzat yapılmış bir guy ritche filmi...
doritos alaturka ile çekilebilecek kalitede
o kadınla 5 dakika daha aynı odada kalamam
filmi izledim,konu çok hoşuma gitti senaryo ilginçti aslında,ilginç olması türk sineması için tabi.ama anlatamamış çoğu zaman konuyu altıoklar,aslında bölüm bölüm vermesi gayet hoştu ama,filmin enerjisini ortaya çıkaracak,fırlatacak şeyler demedi bi türlü bütün film boyunca onu bekledim,karakterler demedi de demedi,bişey demedi kimseye en azından bana.yer yer de sıkıldım üstelik,tek mekan filmi olmasından dolayı ama bu da altıokların elinde olan bişeydi..sonuç olarak güzel bi senaryo iyi bi fikir ama yine mustafa altıoklar tarafında zarar ziyan edilmiş bir film diyebilirim..
'o gece şarabı sütle karıştırırsam canımı fazla yakmayacağına karar verdim. bir bardak denedim, yarı şarap, yarı süt. ölmedim. bir sonraki bardağa biraz daha az süt biraz daha fazla şarap koydum. gece bittiğinde sade şarap içiyordum. sabah kalktığımda mide kanaması filan geçirmedim. ondan sonra hem içtim hem de atlara oynadım. 27 yıl sonra ikisini de yapmaya devam ediyorum. zaman, harcamak içindir.'
der...
ama genellikle,
en yoğun ve tutkulu
anlarda,
bir kez daha
sinema salonunda
etrafındaki çiftler kumrular gibi fısıldaşırken
elindeki patlamış mısır torbasıyla
bir başına oturan
yalnız adam olmayı
arzulardım.
(iş tutmak)
buk
“sigara içilen bölüm mü,
yoksa içilmeyen bölüm mü? ” diye sordu
memur.
“içki içilen bölüm,”
dedim.
buk.
Bundan sonraki yıllarda yapacağım iş iyiden iyiye belirlenmişti. Olumlayıcı kesimini bitirmiştim işimin. Sözle, eylemle hayır diyen bölümüne gelmişti sıra. Bunlar da şimdiye değin sürüp gelen değerlerin yenilenmesi, büyük savaş, son karar gününün belirlenmesiydi. Bu arada, bir de yavaş yavaş çevreme bakıyor, kendime yakın gördüklerimi, güçlerine dayanarak bu yok etme işinde bana yardımı dokunabilecekleri arıyordum. İşte o günden beri, yazılarımın her biri bir oltadır: Kim bilir belki de olta atmakta herkesten ustayımdır? ... Oltama hiç bir şey takılmamışsa suç benim değil artık. Balık yokmuş... f.n
en sonunda bununda filmimi yaptılar,pek yakın bi zamanda türkiyede gösterimde,hollywood işi değil,fransızlar kendi hikayelerini vermemişler bu sefer...
son dönem holywood un konu sıkıntısından dolayı yöneldiği bi çizgi roman uyarlaması daha.Ama bu sefer ki kıyak gibi geliyor bana,çünkü adam akıllı bi yönetmenin elinden çıktığını düşünüyorum..eğlenceli ve yaratıcı bi adam robert rodriquez,üstelik çok yakın dostu tarantinoyu da konuk yönetmen olarak almış yanına,aslında projeyi birlikte yapmışlar.filmin bi yönetmeni daha var o da kitabın sahibi Frank Miller...
baya sağlam bi kadroyu bir araya getirmişler yahu,,,Bruce Willis,Mickey Rourke ve Benicio del Toro....baya konuşulacak bi filme benziyor,gayet sarsacak,15 temmuz'dan itibaren....
izledikten sonra ne yazacam dur bakim..