yalnız kalmaktan daha kötü şeyler de vardır hayatta ama genellikle bir ömür alır bunun farkına varmak o zaman da çok geçtir ve çok geçten daha kötü bir şey yoktur hayatta.
'İki ay sonra senin de yepyeni bir kamyonetin olacak' dedim. 'Sıfır kilometre, yan tarafında da adın yazacak: Molise İnşaat Şirketi.'
'Kes, evlat. Ne biliyorsun dünya hakkında? '
'Dünya kimin umurunda? Beysbol ver bana.'
İç geçirdi, sıkıntılıydı, acı okunuyordu yüzünde. Kamyoneti Onyx'in önüne çektim, indi.
'Beni hayal kırıklığına uğratmayacaksın, Baba. Bir tek sana güveniyorum bu dünyada.'
'Bakalım. Biriyle konuşmam gerek.'
'Bana bu fırsatı tanıdığın için sana minnettarım.'
Bağırdı: 'Kes artık, anlıyor musun? Kes.'
Kapıyı çarpıp hızla Onyx'e girdi. Kamyoneti Kenny'lerin dükkanına sürüp arka tarafa park ettim. Bay Parrish arka kapıyı açıp dışarı çıktı. Kamyonetin etrafında dolanıp dikkatle kontrol etti. Soğuk gözlerini yüzüme dikti.
'Tren yuvarlanmayı sürdürdü ve dışarda Batı Almanya kasabalarını andıran şirin kasabalar gördük, masal kitaplarından çıkmış gibiydiler biraz, parke taşlı küçük sokaklar, yüksek çatılar, ama orada da ıstırap vardı, şehvet vardı, cinayet vardı, delilik vardı, ihanet, hiçlik, korku, can sıkıntısı, sahte tanrılar, tecavüz, sarhoşluk, uyuşturucu, köpekler, kediler, çocuklar, televizyon, gazeteler, tıkalı tuvaletler, kör kanaryalar, yalnızlık... Yaratmak bir kaçış yoluydu sanki, çığlık atmanın bir yolu, ama o denli kötü şeyler yaratılıyordu ki, tıkalı tuvaletler ve tıkalı yaratıcılık. Arada sırada Celine gibi biri gelebiliyordu ve onu okuyup gülebiliyorduk çünkü hiç bir şansımız olmadığını biliyor, bunu açıkça söylüyordu. Tanrım, Avrupa'dan çıkıp şişko daktilomun başına geçmek için can atıyordum; orada oturmuş beni bekliyordu, benim denetimim dışında tuhaf cümleler kurardı ve karşılık beklemezdi ve kutsal değildi ve büyük şanstı, çok büyük şans.'
boksör: kalsın burda sende gönül eğlendirirsin kaptan kaptan:oğlum hani seviyordun lan kızı, bu nasıl sevmek lan? boksör:biz uzaktan da severiz abii ve
'-bu dunya iki $eyden yikilacak, bi binadan, bi de zinadan... allah sonumuzu hayir etsin. mah$er gunu butun binalar denize dokulecek. batan butun memleketler gibi... deniz kumu eninde sonunda geri alicak, caresi yok bunun...'
bir memleket gibidir gemi...hersey duzenli ve kontrol altinda olmalidir. kaidelere uyulmalidir,kanunlara, nizamlara... ' 'ben de bu memleketin bas seyi gibiyim, basbakani gibiyim mesala. hersey benden sorulur! ? .. denize ciktim miydi bu kucucuk gemi bir memleket oluverir. aslinda bir basbakandan daha cok gorevim var, cunku onlarin adamlari var, bakanlari var, falani var filani var, benim yok! ? .. bu gemide guvenlikte, egitimde, saglikta,eglencede benden sorulur. kamil'de basbakan'in en kiyak yardimcisi...siz de vatandas... ayni zamanda memur gibisiniz... bu yuzden cok kiyak, cok disiplinli ve caki gibi olmaliyiz! ... surekli kendimizi ve birbirimizi kollamaliyiz! '
'bir memleket gibidir gemi, nerde kalmistik, yirtmaci vardi beline kadar kaldirdim..' 'su kucucuk gemide bile huzur bulamiyoruz, kamil. ama yine de sikiysa cik disari. burada iyi kotu emirlerini dinleyen var, geminin disinda bir hicsin, kamil.'
bir fincan doğru söylüyor ki az önce bizzat ordaydım...ama fazla da takmayın böle şeylere,ne önemi var amerikalı yada irlandalı olması..
Charles Bukowski
yalnız kalmaktan daha kötü
şeyler de vardır hayatta
ama genellikle
bir ömür alır bunun
farkına varmak
o zaman da
çok geçtir
ve çok geçten
daha kötü
bir şey yoktur
hayatta.
(En Kısa Andır Mucize
Güzel kamyonet,' dedi içini inceleyerek.
'İki ay sonra senin de yepyeni bir kamyonetin olacak' dedim. 'Sıfır kilometre, yan tarafında da adın yazacak: Molise İnşaat Şirketi.'
'Kes, evlat. Ne biliyorsun dünya hakkında? '
'Dünya kimin umurunda? Beysbol ver bana.'
İç geçirdi, sıkıntılıydı, acı okunuyordu yüzünde. Kamyoneti Onyx'in önüne çektim, indi.
'Beni hayal kırıklığına uğratmayacaksın, Baba. Bir tek sana güveniyorum bu dünyada.'
'Bakalım. Biriyle konuşmam gerek.'
'Bana bu fırsatı tanıdığın için sana minnettarım.'
Bağırdı: 'Kes artık, anlıyor musun? Kes.'
Kapıyı çarpıp hızla Onyx'e girdi. Kamyoneti Kenny'lerin dükkanına sürüp arka tarafa park ettim. Bay Parrish arka kapıyı açıp dışarı çıktı. Kamyonetin etrafında dolanıp dikkatle kontrol etti. Soğuk gözlerini yüzüme dikti.
'Bir daha bu kamyoneti kullandığını görmeyeyim.'
'Kenny'den izin aldım.'
'Geber,' dedi.
1933 berbat bir yıldı john fante
'Tren yuvarlanmayı sürdürdü ve dışarda Batı Almanya kasabalarını andıran şirin kasabalar gördük, masal kitaplarından çıkmış gibiydiler biraz, parke taşlı küçük sokaklar, yüksek çatılar, ama orada da ıstırap vardı, şehvet vardı, cinayet vardı, delilik vardı, ihanet, hiçlik, korku, can sıkıntısı, sahte tanrılar, tecavüz, sarhoşluk, uyuşturucu, köpekler, kediler, çocuklar, televizyon, gazeteler, tıkalı tuvaletler, kör kanaryalar, yalnızlık... Yaratmak bir kaçış yoluydu sanki, çığlık atmanın bir yolu, ama o denli kötü şeyler yaratılıyordu ki, tıkalı tuvaletler ve tıkalı yaratıcılık. Arada sırada Celine gibi biri gelebiliyordu ve onu okuyup gülebiliyorduk çünkü hiç bir şansımız olmadığını biliyor, bunu açıkça söylüyordu. Tanrım, Avrupa'dan çıkıp şişko daktilomun başına geçmek için can atıyordum; orada oturmuş beni bekliyordu, benim denetimim dışında tuhaf cümleler kurardı ve karşılık beklemezdi ve kutsal değildi ve büyük şanstı, çok büyük şans.'
kendini aşağılamanın sınırsızlığı,
ben ayı postunda da romantik olurum dedirten,
fransızlar küçük bütçelerle büyük hikayeler, amerikalılar büyük bütçelerle küçük hikayeler anlatırlar'
boksör: kalsın burda sende gönül eğlendirirsin kaptan
kaptan:oğlum hani seviyordun lan kızı, bu nasıl sevmek lan?
boksör:biz uzaktan da severiz abii
ve
'-bu dunya iki $eyden yikilacak, bi binadan, bi de zinadan... allah sonumuzu hayir etsin. mah$er gunu butun binalar denize dokulecek. batan butun memleketler gibi... deniz kumu eninde sonunda geri alicak, caresi yok bunun...'
bir memleket gibidir gemi...hersey duzenli ve kontrol altinda olmalidir. kaidelere uyulmalidir,kanunlara, nizamlara... '
'ben de bu memleketin bas seyi gibiyim, basbakani gibiyim mesala. hersey benden sorulur! ? .. denize ciktim miydi bu kucucuk gemi bir memleket oluverir. aslinda bir basbakandan daha cok gorevim var, cunku onlarin adamlari var, bakanlari var, falani var filani var, benim yok! ? .. bu gemide guvenlikte, egitimde, saglikta,eglencede benden sorulur. kamil'de basbakan'in en kiyak yardimcisi...siz de vatandas... ayni zamanda memur gibisiniz... bu yuzden cok kiyak, cok disiplinli ve caki gibi olmaliyiz! ... surekli kendimizi ve birbirimizi kollamaliyiz! '
'bir memleket gibidir gemi, nerde kalmistik, yirtmaci vardi beline kadar kaldirdim..'
'su kucucuk gemide bile huzur bulamiyoruz, kamil. ama yine de sikiysa cik disari. burada iyi kotu emirlerini dinleyen var, geminin disinda bir hicsin, kamil.'