"...... Çakal dağının eteğine vardı ki Mustafa Kemal, Vakit alaca karanlık, dağın eteğinde bir kahve, Kahvede düze inmiş eşkıyalar, Karadeniz uşakları, Kaynıyor Erzurum işi semaver, çay demleniyor. Uyanmış su, gözleri adamların, susuz gözleri sıcak, Mustafa Kemal baktı, tanıdı, hepsi halk. (.....) Yarı karanlıktı yüzleri birden aydınlandılar, Acı çekmiş, susamış, dağ çizgileri sert Mustafa Kemal'in gözlerinde tek tek ışıdılar. ......"
(CEYHUN ATUF KANSU'nun "Havza Yollarında Mustafa Kemal" şiirinden)
NE DİYOR BU "KELLE"? "Pilav üstü az kuru" kadar beyne sahipken, büyük olasılıkla bir kaza sonucu prof olan bir homo erectus şöyle buyurmuş: "Deprem veya binalar öldürmez, Allah öldürür. O da eceli geleni... Depremde ölenler aynı anda Mars'ta bile olsalar yine öleceklerdi." (Haberler)
aGa diyorki: Bakkallar Federasyonu, bu kelleye* diploma veren mahalle bakkalının üyeliğini derhal iptal etmelidir.
HIRSIZLAR ve İŞBİRLİKÇİLERİNDEN NE ZAMAN HESAP SORULACAK??!!
Konutlar, iş yerleri ve benzeri özel yapılar dışında, devletin denetimi, gözetimi ve sorumluluğunda yapılan; hastane sağlık ocağı okul yol köprü liman hava limanı öğretmen evi polis evi karakol banka öğrenci yurdu lojman Ve daha nice kamu binası, arkasında ölümler, dramlar, trajediler bırakarak YIKILDI.
CAHİL. GÜLÜNÇ ve ZAVALLI :)) Depremin büyüklüğünün 7.4 değil 7.8 olduğu bilimsel olarak saptandığı halde, yandaş yayın kuruluşları geç saatlere kadar 7.4’te ısrar ettiler.
Depremde bile yandaşlıktan vazgeçmeyen trolleri, AFAD’ın düzeltme yapması da kesmedi.
Bazıları ise “Ha 7.4 ha 7.8 , küçük bir fark” demek cehaletini ve gülünçlüğünü sergiledi :))
Cehalet... çünkü 7.4 ile 7.8 arasındaki fark küçük değildir.
7.8'lik bir deprem, 7.4’lük bir depremin yaklaşık 2.5 katıdır. Ortaya çıkardığı enerji miktarı ise tam 3.981 katıdır.
Bir başka örnek: 7 büyüklüğündeki bir deprem, 6 büyüklüğündeki bir depremden 1 birim değil, 10 kat (yani %1000) büyüktür.
(Fatih Altaylı'dan kısaltarak alıntılandı)
aGa diyor ki: Yandaşlık iflah olmaz bir hastalıktır. "Allah kurtarsın" duası etmekten başka yapacak bir şey yoktur... "Amin" deyin.
Sn.Elmira Alpagut, "Kan bağı"nın günlük veya bilimsel ya da tıp literatüründeki evrensel karşılığına baktığınızda karşınıza "insan" sözcüğü değil, "soy, sop, aile, ırk vs" çıkar.
Saygılarımla...
Not: Haklısınız, neyin ne olduğunu bilmek önemlidir.
"......
Çakal dağının eteğine vardı ki Mustafa Kemal,
Vakit alaca karanlık, dağın eteğinde bir kahve,
Kahvede düze inmiş eşkıyalar,
Karadeniz uşakları,
Kaynıyor Erzurum işi semaver,
çay demleniyor.
Uyanmış su, gözleri adamların,
susuz gözleri sıcak,
Mustafa Kemal baktı, tanıdı, hepsi halk.
(.....)
Yarı karanlıktı yüzleri birden aydınlandılar,
Acı çekmiş, susamış, dağ çizgileri sert
Mustafa Kemal'in gözlerinde tek tek ışıdılar.
......"
(CEYHUN ATUF KANSU'nun "Havza Yollarında Mustafa Kemal" şiirinden)
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
ve
MÜCADELE ARKADAŞLARI'nı
Her Cuma ANIYORUZ.
NE DİYOR BU "KELLE"?
"Pilav üstü az kuru" kadar beyne sahipken, büyük olasılıkla bir kaza sonucu prof olan bir homo erectus şöyle buyurmuş:
"Deprem veya binalar öldürmez, Allah öldürür. O da eceli geleni... Depremde ölenler aynı anda Mars'ta bile olsalar yine öleceklerdi." (Haberler)
aGa diyorki:
Bakkallar Federasyonu, bu kelleye* diploma veren mahalle bakkalının üyeliğini derhal iptal etmelidir.
* "kelle" tabiri bana ait değildir.
HIRSIZLAR ve İŞBİRLİKÇİLERİNDEN
NE ZAMAN HESAP SORULACAK??!!
Konutlar, iş yerleri ve benzeri özel yapılar dışında, devletin denetimi, gözetimi ve sorumluluğunda yapılan;
hastane
sağlık ocağı
okul
yol
köprü
liman
hava limanı
öğretmen evi
polis evi
karakol
banka
öğrenci yurdu
lojman
Ve daha nice kamu binası, arkasında ölümler, dramlar, trajediler bırakarak YIKILDI.
PEKİ YA HESAP?
- Malzemeden çalan müteahhitlerden,
- Kurallara uymayan mühendislerden,
- Yapıları gerektiği gibi denetlemeyen
merkezi ve yerel yönetimlerdeki
yetkililerden, sorumlulardan, uzmanlardan,
- Sıklıkla imar affı çıkaran hükümetlerden,
- İmar rantını, belediyeyle olan ilişkilerini siyasetin finansmanında kullanan siyasetçilerden,
- Bunlara karşı gereğini yapmayan yargıdan,
- Sesini çıkarmayan medyadan, akademiden, meslek odalarından, demokratik kitle örgütlerinden, sesini yükseltmeyen aydınlardan...
... NE ZAMAN HESAP SORULACAK?
CAHİL. GÜLÜNÇ ve ZAVALLI :))
Depremin büyüklüğünün 7.4 değil 7.8 olduğu bilimsel olarak saptandığı halde, yandaş yayın kuruluşları geç saatlere kadar 7.4’te ısrar ettiler.
Depremde bile yandaşlıktan vazgeçmeyen trolleri, AFAD’ın düzeltme yapması da kesmedi.
Bazıları ise “Ha 7.4 ha 7.8 , küçük bir fark” demek cehaletini ve gülünçlüğünü sergiledi :))
Cehalet... çünkü 7.4 ile 7.8 arasındaki fark küçük değildir.
7.8'lik bir deprem, 7.4’lük bir depremin yaklaşık 2.5 katıdır. Ortaya çıkardığı enerji miktarı ise tam 3.981 katıdır.
Bir başka örnek:
7 büyüklüğündeki bir deprem,
6 büyüklüğündeki bir depremden
1 birim değil, 10 kat (yani %1000) büyüktür.
(Fatih Altaylı'dan kısaltarak alıntılandı)
aGa diyor ki:
Yandaşlık iflah olmaz bir hastalıktır.
"Allah kurtarsın" duası etmekten başka
yapacak bir şey yoktur... "Amin" deyin.
NEDEN BU DENLİ ÖLÜMCÜL OLDU?
AĞIT
....
çünkü beyaz bir gemidir ölüm
siyah denizlerin hep
çağırdığı
batık bir gemi
sönmüş yıldızlar gibidir
yitik adreslere benzer
ölüm
yanık otlar gibi.
Sen bu şiiri okurken
ben belki başka bir şehirde
ölürüm."
(BEHÇET AYSAN' nın "Beyaz Bir Gemidir Ölüm" şiirinden)
Sn.Elmira Alpagut,
"Kan bağı"nın günlük veya bilimsel ya da tıp literatüründeki evrensel karşılığına baktığınızda karşınıza "insan" sözcüğü değil, "soy, sop, aile, ırk vs" çıkar.
Saygılarımla...
Not:
Haklısınız, neyin ne olduğunu bilmek önemlidir.