Karşımdaki sarı masadasın Sapsarı bir aydınlık içinde Saçların daha sarı bu gün Yüzün daha yuvarlak Tıpkı güneş gibi –ki o da sarı- Tenin beyaza bulanmış bir sarı Yansımalar katıyorsun günün sarı aydınlığına Kaşların sarıyı okşayan kahverengi Gözlerin yeşilini saklayan kahverengi Sarı ışıltılar geziniyor Mor bluzunda ve mor çizmelerinde Sarı kızıl lazer ışınları yayılıyor bakışlarından Her noktayı saran Her yerde iz bırakan Ellerinden beyaz sarılıklar uçuşuyor Avuçlarımı yakan Ve sarışın bir şiir damlıyor Vardar’a İçimde akan
fesleğen kokar saçların gece, kirpiklerine değince içime ay ninnileri birikir hiç birini yazamam ellerime dokunmuştur ellerin
bir tutam deniz yosunu gözlerinde bir tutam düşlere karışır ağustos gecelerince sıcaktır tenin bir salıncaklık uyku bir ömre bedeldir yanında senin eylül ikindilerince hasret bakar gözlerin
Gittikçe derinleşiyor hüzün Kapalıçarşı’da bir keman sesiyle gelen Kıyılara küskünüm bu gün Kuş sesleri içimde çığlık çığlık Kafe İstanbul’da seni düşünüyorum İçim burkuluyor durmadan Nerden geldi bu hıçkırık... Gittikçe derinleşiyor hüzün
Canımı yakan birşeyler var havada Sessizliği dinliyorum loş bir masada Kemanın sesi içimde kanıyor Burnumda eski zamanlardan kalma Bir sandal tütsüsü Gittikçe derinleşiyor hüzün
İstanbul...! İstanbul...! Ben senden hiç böyle ayrılmadım İstanbul...! İstanbul...! Ben sana ne yaptım? Gittikçe derinleşiyor hüzün
Yaşamımızın ışığını Kör karanlığa çeviren değil midir Kıskançlıklar, Zincirlenmiş duygular Neden insanlar öldürür birbirini Neden çıkar savaşlar Neden bu hırs bu nefret bu kin Kardeşçe yaşamak varken
Hepimizin bir hikayesi var
Bize yazdıracak kadar iç hesaplaşmaları, keşkeler, yaralarımız (Bazıları asla kabuk bağlamıyor)
bazen de bir şöminede yaktığın yüzlerce şiirin bedeli oluyor
geçmişini, umutlarını, umutsuzluklarını en önemlisi ruhunu yakıyorsun
Tıpkı benim yaktığım gibi
Yazın, yazmaktan hiç kopmayın
Gülümse Bir Gece Vakti
Nefes aldığın sürece her şeye gülümse
Bana da gülümsemeyi unutma )))))
Mutlandırdınız beni teşekkürler
Yürek dolusu teşekkürler
beğenmenize sevindim
İçten yazıyorum sınırlamadan sansürlemeden
kelimelere zincir vurmayı sevmiyorum
Sizde iyi ki varsının Bir Gece Vakti
Üstadı yakınen tanırım
çok saygı duyduğum bir büyüğüm, hocam kendisi
beni tekrar yazmaya döndüren 2 kişiden biridir
kendisine sevgi ve saygım sonsuzdur her zaman
Sevgili Üstadım hayati Yavuzer'e
saygıyla, sevgiyle
Karşımdaki sarı masadasın
Sapsarı bir aydınlık içinde
Saçların daha sarı bu gün
Yüzün daha yuvarlak
Tıpkı güneş gibi –ki o da sarı-
Tenin beyaza bulanmış bir sarı
Yansımalar katıyorsun günün sarı aydınlığına
Kaşların sarıyı okşayan kahverengi
Gözlerin yeşilini saklayan kahverengi
Sarı ışıltılar geziniyor
Mor bluzunda ve mor çizmelerinde
Sarı kızıl lazer ışınları yayılıyor bakışlarından
Her noktayı saran
Her yerde iz bırakan
Ellerinden beyaz sarılıklar uçuşuyor
Avuçlarımı yakan
Ve sarışın bir şiir damlıyor Vardar’a
İçimde akan
(01 Mayıs 2001 Üsküp)
Hayati Yavuzer
fesleğen kokar saçların
gece, kirpiklerine değince
içime ay ninnileri birikir
hiç birini yazamam
ellerime dokunmuştur ellerin
bir tutam deniz yosunu gözlerinde
bir tutam düşlere karışır
ağustos gecelerince sıcaktır tenin
bir salıncaklık uyku
bir ömre bedeldir yanında senin
eylül ikindilerince hasret bakar gözlerin
(15 eylül 2001/üsküp)
Hayati Yavuzer
Gittikçe derinleşiyor hüzün
Kapalıçarşı’da bir keman sesiyle gelen
Kıyılara küskünüm bu gün
Kuş sesleri içimde çığlık çığlık
Kafe İstanbul’da seni düşünüyorum
İçim burkuluyor durmadan
Nerden geldi bu hıçkırık...
Gittikçe derinleşiyor hüzün
Canımı yakan birşeyler var havada
Sessizliği dinliyorum loş bir masada
Kemanın sesi içimde kanıyor
Burnumda eski zamanlardan kalma
Bir sandal tütsüsü
Gittikçe derinleşiyor hüzün
İstanbul...! İstanbul...!
Ben senden hiç böyle ayrılmadım
İstanbul...! İstanbul...!
Ben sana ne yaptım?
Gittikçe derinleşiyor hüzün
(18 Şubat 2002 İstanbul Kapalı Çarşı)
Hayati Yavuzer
Yaşamımızın ışığını
Kör karanlığa çeviren değil midir
Kıskançlıklar,
Zincirlenmiş duygular
Neden insanlar öldürür birbirini
Neden çıkar savaşlar
Neden bu hırs bu nefret bu kin
Kardeşçe yaşamak varken
Merhaba Tuğba hanım
Bütün yitirdiklerimiz nurlarda uyusunlar
Bu şiirin son halini sayfamda paylaştım.
Gönlünüzden geçen her şey gerçeğe dönüşsün
Selam ve sevgilerimle