Naif ve çekimser durdu oracıkta çocuk, yanakları kazarmıştı yaptığı hatadan. Ama annesi o her zamanki nahif dokunuşuyla hem uyarıp hem de o narin yüreğini kırmadan göstermişti ona… aslında geleceğin o güpgüzel yetişkinlik inşaasına bir tuğla daha örmüştü kadın…
Günaydın, Ömer bey, sabah bu güzel şiirle sayfayı okumak çok güzeldi bu keyfi bize yaşattığınız için teşekkür ederim. Şiir de yorum da çok güzel olmuş yüreğinize emeğinize sağlık. Umarım şiir sever tüm dostlara ulaşsın.
İkircikli, bulutlu ve o kadar da suskun. Kararmış ama gök gürültüsüz, kırmızı dudaklı bir havada beyaz mantolu yerde yürümekle durmak arası ayakları üzerinde kız. Bir de kardan Adamın ayak izleri. Aslı Birer
Güzel bir Neruda şiiri gelsin ve müzik olmazsa olmaz.
Gözlerin ayın rengini barındırmasaydı ve balçıktan günleri, çalışmayı ve ateşi, ve yakalayamadığın havanın esnekliğini, kehribar olmasaydın bir hafta uzunluğunda,
ve sonbaharın boru çiçekleri arasında yükselen o sarı an olmasaydın ve uğraşarak gökteki unun arasında pırıltısında ayın yaptığı ekmek de olmasaydın,
sevmezdim seni o zaman, ey çok sevdiğim! Kollarında kucaklarım var olan her şeyi, kumu, zamanı, yağmurun ağacını,
ve her şey yaşar ben yaşayayım diye: mesafesiz görürüm her şeyi: senin hayatında duyumsarım yaşayan her şeyi. ?si=y_d_JdXENgGo75yH
Kim ki ben oldum diyorsa aklı başında değildir kibirden duvarlarında. Olmak için ölmek gerekir, ölmek için ise önce insan sevmeyi değil, kainatı sevmek gerekir ki ölmeden ölesiye ölmenin hazzına varsın ve böylece olmak’ın mertebesine ulaşır, ulaşan ise ben oldum diyemez.
Can babanın güne gelen şiirinden de sayfaya birkaç satır bırakalım:)
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın, Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! İşte budur yaşamak,
Otuz Yaş Şair: Murathan Mungan’ ın güzel bir şiirini de iliştireyim sayfaya. :)
daha vakit var diye yazmadığımız şiirlerdi kaldılar yüzümüzden gelip geçti ilk gençliğin fener alayları yeniyetme arkadaş çetesi dağıldı artık büyümenin konaklama yerlerinde nice ihanete uğradık ayrıldı yollar ömrümüzü koyduğumuz şeylerdi ki dört yöne dağıldılar
daha vakit var diye dönüp de bir gün kaldığımız yerden,hepsini birden yaşarız sandık oysa emanetmiş bizim sandıklarımız içlerinde kilitli kalmış onca şeyle günü geldi aldılar
nasıl kullanılacağı bilinmeyen anlardı sonuna dek yaşamaktan korkup da kaçtığımız yerini ve anlamını bulmayı beklerken çürüdü gitti içimizde saklı duygularımız şimdi yabancı bakışlara bir şey söylemeyen karalama defterleri,bulanık anılar rüzgara,ateşe,suya yazılmış gençliğin solgun güncesi biz ne zaman büyüdük onlar ne zaman yetim kaldılar tutulan güneşlerin altında yollar geçildi dönüş yok artık o duyarlığa yaşarken ve yazarken yarım kalmış şiirler yarım kaldılar
Şunu belirtmek ihtiyacı hissettim çünkü burada çok fazla paranoid hezeyanlar farkettim. Hatta birkaç defa da bu sağanağa maruz kaldım. Yazdığım yazıları ve sözleri tamamiyle farkındalık ve bilgilendirme adına yapıyorum.
Naif ve çekimser durdu oracıkta çocuk, yanakları kazarmıştı yaptığı hatadan. Ama annesi o her zamanki nahif dokunuşuyla hem uyarıp hem de o narin yüreğini kırmadan göstermişti ona… aslında geleceğin o güpgüzel yetişkinlik inşaasına bir tuğla daha örmüştü kadın…
Aslı Birer
Günaydın,
Ömer bey, sabah bu güzel şiirle sayfayı okumak çok güzeldi bu keyfi bize yaşattığınız için teşekkür ederim.
Şiir de yorum da çok güzel olmuş yüreğinize emeğinize sağlık. Umarım şiir sever tüm dostlara ulaşsın.
Başarılar diliyorum
Gönülden tebrikler.
İkircikli, bulutlu ve o kadar da suskun. Kararmış ama gök gürültüsüz, kırmızı dudaklı bir havada beyaz mantolu yerde yürümekle durmak arası ayakları üzerinde kız. Bir de kardan Adamın ayak izleri.
Aslı Birer
Güzel bir Neruda şiiri gelsin ve müzik olmazsa olmaz.
Gözlerin ayın rengini barındırmasaydı
ve balçıktan günleri, çalışmayı ve ateşi,
ve yakalayamadığın havanın esnekliğini,
kehribar olmasaydın bir hafta uzunluğunda,
ve sonbaharın boru çiçekleri arasında yükselen
o sarı an olmasaydın
ve uğraşarak gökteki unun arasında
pırıltısında ayın yaptığı ekmek de olmasaydın,
sevmezdim seni o zaman, ey çok sevdiğim!
Kollarında kucaklarım var olan her şeyi,
kumu, zamanı, yağmurun ağacını,
ve her şey yaşar ben yaşayayım diye:
mesafesiz görürüm her şeyi:
senin hayatında duyumsarım yaşayan her şeyi.
?si=y_d_JdXENgGo75yH
Seni kabuğundan çıkardım içindeki taze ekilmemiş kindar ekinlere rağmen. Bile isteye.
Aslı Birer
Kim ki ben oldum diyorsa aklı başında değildir kibirden duvarlarında. Olmak için ölmek gerekir, ölmek için ise önce insan sevmeyi değil, kainatı sevmek gerekir ki ölmeden ölesiye ölmenin hazzına varsın ve böylece olmak’ın mertebesine ulaşır, ulaşan ise ben oldum diyemez.
Yüreğini sevdiğim:)
?si=Udb81bAVoDUNMsIt
Can babanın güne gelen şiirinden de sayfaya birkaç satır bırakalım:)
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın,
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak,
Otuz Yaş
Şair: Murathan Mungan’ ın güzel bir şiirini de iliştireyim sayfaya. :)
daha vakit var diye
yazmadığımız
şiirlerdi
kaldılar
yüzümüzden gelip geçti
ilk gençliğin fener alayları
yeniyetme arkadaş çetesi dağıldı artık
büyümenin konaklama yerlerinde
nice ihanete uğradık
ayrıldı yollar
ömrümüzü koyduğumuz şeylerdi ki
dört yöne dağıldılar
daha vakit var diye
dönüp de bir gün
kaldığımız yerden,hepsini birden
yaşarız sandık
oysa emanetmiş bizim sandıklarımız
içlerinde kilitli kalmış onca şeyle
günü geldi
aldılar
nasıl kullanılacağı bilinmeyen anlardı
sonuna dek yaşamaktan korkup da kaçtığımız
yerini ve anlamını bulmayı beklerken
çürüdü gitti içimizde
saklı duygularımız
şimdi yabancı bakışlara bir şey söylemeyen
karalama defterleri,bulanık anılar
rüzgara,ateşe,suya yazılmış
gençliğin solgun güncesi
biz ne zaman büyüdük
onlar ne zaman yetim kaldılar
tutulan güneşlerin altında
yollar geçildi
dönüş yok artık o duyarlığa
yaşarken ve yazarken
yarım kalmış şiirler
yarım kaldılar
Şunu belirtmek ihtiyacı hissettim çünkü burada çok fazla paranoid hezeyanlar farkettim. Hatta birkaç defa da bu sağanağa maruz kaldım. Yazdığım yazıları ve sözleri tamamiyle farkındalık ve bilgilendirme adına yapıyorum.