Bugün oğlundan dolayı ilgimi çeken ve daha sonra da onu takip ettiğim kadarıyla benim penceremden anlatmaya çalışacağım bir anne var.
Bana ve tüm Türkiye’ye anneliğin kutsallığını bir kere daha hatırlattı o güzel yürekli kadın. Ben onu çok önemsiyorum ve sempatik oluşunu, doğal oluşunu, insan duruşunu her şeyden de güzel anne oluşunu çok sevdim. Bazıları parasıyla, güzelliğiyle…bazıları da yüreğiyle sevilir bu hayatta. Ben seni her şeyden çok anneliğinle sevdim. Başın sağolsun Allah evladını cennetin en güzel köşesine koysun. Sevgili Safiye Soyman.
Bir erkeğin kadından, kadının da erkekten değil! İnsanın, insandan beklentisi olmalı. Aksi halde iki kişinin arasındaki iletişimi sağlıklı olmayacaktır. Hiçbir insan yalancı, bencil, sahtekar, alçak, kötü birini sevemez. Bu insanın aklına hakarettir. Toplumda yaratılan yanlış öğretiler ile yıllarca kadınlar köleleştirilmeğe çalışılmış ve ikinci sınıf vatandaş olarak toplum tarafından değersizleştirilmiştir. Hem de erkekler tarafından da değil. Psikolojik olarak bu fikirleri kadınlara da empoze etmek suretiyle hemcinsleri tarafından. Kadın özgür bir bireydir. İnsan’a dair bütün kararları tek başına alabilir ve bu kararlar onu suçlu yapmaz. Kadın ya da erkek yaşadığı kötü muameleye rağmen hala “seviyorum” diyorsa bu bağımlı kişilik bozukluğudur. Tedavi gerektiren bir durumdur. Saçma sapan öğretilerle kalp ile duygusal dürtüler ile bu gerçeği kimse kafasına göre örtemez. Bilim, beyindeki bölümleri açıklar. Ne işe yaradıklarını da! He kalp beynin algısıyla biraz daha hızlı çarpar hepsi bu. Zira duygular da beyinde üretilir. Tıpkı gözün değil asıl görenin beyin olduğu gerçeği gibi. Aslı H.Birer
Şiiri onda biriyle yazanların çoğaldığını görüyorum. Sıkıysa felsefe çalışsınlar.kendini yaşamın kollarına bırakmış, bırakma gözü pekliğine erişmiş olanlara şiir uğrar. Şiire maruz kalırlar. Diğerleri şiir avına çıkarlar. Kendilerini vursalar iyi, sözcükleri vururlar palazlanırlar.
Yaşamın kendiliğindenliğini yaşantılayabilenler felsefenin kendiliğindenliği ile şiirlerini biler, öte yolculuklarını kendilerine özgü biçimde sürdürürler.
Şiire yakışan felsefe, ancak felsefeye yakışan şiirle buluşunca şiir titreşir.
Dünyanın ipi kimin elinde?
Sevgi neydi sahi?
Bugün oğlundan dolayı ilgimi çeken ve daha sonra da onu takip ettiğim kadarıyla benim penceremden anlatmaya çalışacağım bir anne var.
Bana ve tüm Türkiye’ye anneliğin kutsallığını bir kere daha hatırlattı o güzel yürekli kadın. Ben onu çok önemsiyorum ve sempatik oluşunu, doğal oluşunu, insan duruşunu her şeyden de güzel anne oluşunu çok sevdim. Bazıları parasıyla, güzelliğiyle…bazıları da yüreğiyle sevilir bu hayatta. Ben seni her şeyden çok anneliğinle sevdim.
Başın sağolsun Allah evladını cennetin en güzel köşesine koysun.
Sevgili Safiye Soyman.
Hadi sevdim diyelim aklı başında,
geldim ağır ağır çaldım kalbini
… …
Ya orda yoksam?
İnsan çoğu zaman bilmez kendini
Üç beş nöbette sanar sevgiyi
… … herkes yüreğiyle doldurur bolukları
Ya serde yoksam?
İNSANI DEĞERSİZLEŞTİRME
Bir erkeğin kadından, kadının da erkekten değil! İnsanın, insandan beklentisi olmalı. Aksi halde iki kişinin arasındaki iletişimi sağlıklı olmayacaktır. Hiçbir insan yalancı, bencil, sahtekar, alçak, kötü birini sevemez. Bu insanın aklına hakarettir. Toplumda yaratılan yanlış öğretiler ile yıllarca kadınlar köleleştirilmeğe çalışılmış ve ikinci sınıf vatandaş olarak toplum tarafından değersizleştirilmiştir. Hem de erkekler tarafından da değil. Psikolojik olarak bu fikirleri kadınlara da empoze etmek suretiyle hemcinsleri tarafından. Kadın özgür bir bireydir. İnsan’a dair bütün kararları tek başına alabilir ve bu kararlar onu suçlu yapmaz. Kadın ya da erkek yaşadığı kötü muameleye rağmen hala “seviyorum” diyorsa bu bağımlı kişilik bozukluğudur. Tedavi gerektiren bir durumdur. Saçma sapan öğretilerle kalp ile duygusal dürtüler ile bu gerçeği kimse kafasına göre örtemez. Bilim, beyindeki bölümleri açıklar. Ne işe yaradıklarını da! He kalp beynin algısıyla biraz daha hızlı çarpar hepsi bu. Zira duygular da beyinde üretilir. Tıpkı gözün değil asıl görenin beyin olduğu gerçeği gibi.
Aslı H.Birer
Mod
2x2 dört ettiği yer Everest’in tepesi mi acaba?
Şiiri onda biriyle yazanların çoğaldığını görüyorum. Sıkıysa felsefe çalışsınlar.kendini yaşamın kollarına bırakmış, bırakma gözü pekliğine erişmiş olanlara şiir uğrar. Şiire maruz kalırlar. Diğerleri şiir avına çıkarlar. Kendilerini vursalar iyi, sözcükleri vururlar palazlanırlar.
Yaşamın kendiliğindenliğini yaşantılayabilenler felsefenin kendiliğindenliği ile şiirlerini biler, öte yolculuklarını kendilerine özgü biçimde sürdürürler.
Şiire yakışan felsefe, ancak felsefeye yakışan şiirle buluşunca şiir titreşir.
Prof. Dr. Ahmet İnan
Şimdilerde ne gecenin siyah’ ını, ne gündüzün ak’ ını sevesim var.
Sadece
İnsanın fendbaz’ ına sövesim var o kadar
Dediğim o kadar çok şey var ki.
Sağolasın Tubacığım. Hoş geldin.