Ne kadar üzülsem de maalesef böyle olaylara hem fiziksel hem de psikolojik şiddet olarak zaman zaman maruz kalıyoruz. Oysa insan ilişkileri iyi iletişim ile çok seviyeli, saygılı olabilir. Kızınızın yaşadığı olayda da “ itelemeden binin lütfen” cümlesinin karşılığı, ses tonu sert olduğunu bile düşünsek nobran bir tavır olmamalı. Ya özür dilenmeli ya da uygun bir dil ile farkında olmadığını anlatan bir cümle yeterli olmalıydı. Kızınızın darp edilmesine üzüldüm keşke yaşanmasaydı. Geçmiş olsun diliyorum. Burada da haksızlık, iftira, planlanmış ve kulis yapıldığı gün gibi belli olan bir takım saldırılar var. Bunların da önüne geçilmesi ancak yönetim tarafından olabilir. Dilerim ki bir an evvel bu sorunu çözsünler. Haksızlıklar kadın ya da erkek (insan) kimseye yakışmıyor ve evet hiç de masum değildir.
Geldi her zamanki gibi ağıza alınmayacak insana söylenmeyecek lafları yazdı. Cevabını alınca sildi gitti. Terbiyenle gel, kendin gel. Bana batıracağın cümlelerin bende de karşılığı var. Kadın kadına böyle saldırır mı? Biri mesnetsizce şiirle insanlara leke çalmaya çalışır! Ötekisi gelir belden aşağı vurmaya çalışır.
Dışardan çok çirkin gözüküyor yaptıklarınız! Bırakın bu işleri herkese saygı gösterin. Muhatap almak zorunda değilsiniz! Ama saygı duymak zorundasınız. Söyleyecek sözünüz varsa kendi hesaplarınızla gelir saygı çerçevesinde tartışırsınız.
Ben Atatürkçüyüm ve istediğim zaman yazılar yazmaya da devam ederim. Bu sayfada ne yeriniz var, ne itibarınız. Ateşini göndere bayrak çek o söndürür. Al. Voltanı defol git burdan. Bir de erkek nickleleriyle gelip ahkam da kesmez mi. Herkezi kendisi gibi zannetti herhalde.
Bu saatlerin en güzel taratı sadece kuş sesleri ve yeni aydınlanmaya yüz tutan karanlık. İlk işim çay demlemek ve o çayın mis kokusunun mutfağı kaplamasındaki huzuru hissetmek. Sonra bir bardak çayı yudumlarken tertemiz hava ve doğanın şarkısıyla güneşin doğuşunu seyretmek her gün tıpkı olağanüstü bir resital gibi bıkmadan aynı zevkle sabahları onu yaşamak. Bu saatler benim için paha biçilmez… günün en satın alınamayanları ve sadece kendiliğindeki haz…
Elhamdülillah müslümanım ve Atatürkçüyüm. Atatürk devlet adamıydı ve din ile devlet ayrıdır. Bu yüzden bir müslüman da, hristiyan da, budistte bir devlet adamının yönetim anlayışını ve fikirlerini benimseyebilir. Artık bu saçma sapan kıyaslamaya izin vermemeliyiz. Dünyada gelinen bugün ki duruma din ve devlet anlayışını ayırt edememenin ve ırkçılığın dünyadaki enerji kaynaklarının tükeniyor olmasının sebep olduğu aşikardır.
Ülkecek perişanları oynarken hala ayrımcılık söylemleriyle insanları bölmeğe çalışanların hiç de iyi niyetli olduklarını düşünmüyorum.
Şikâyetnâmesinde Fuzuli şöyle der:
“
Selam verdim rüşvet değildir diye almadılar.
Hüküm gösterdim faydasızdır diye
mültefit olmadılar
Neden gülmesin gül gibi yüzler;
Niçin ağlasın o güzel gözler,
Niye sevgiye sevimsiz sözler,
Söylenir diye şaşar ağlarım.
İhsan Raif Hanım
Kadın kadının kurdudur diye boşuna dememişler.
Keşke Melike İlgünün de dediği gibi birbirimize yurt olabilseydik.
Ne kadar üzülsem de maalesef böyle olaylara hem fiziksel hem de psikolojik şiddet olarak zaman zaman maruz kalıyoruz. Oysa insan ilişkileri iyi iletişim ile çok seviyeli, saygılı olabilir. Kızınızın yaşadığı olayda da “ itelemeden binin lütfen” cümlesinin karşılığı, ses tonu sert olduğunu bile düşünsek nobran bir tavır olmamalı. Ya özür dilenmeli ya da uygun bir dil ile farkında olmadığını anlatan bir cümle yeterli olmalıydı. Kızınızın darp edilmesine üzüldüm keşke yaşanmasaydı. Geçmiş olsun diliyorum. Burada da haksızlık, iftira, planlanmış ve kulis yapıldığı gün gibi belli olan bir takım saldırılar var. Bunların da önüne geçilmesi ancak yönetim tarafından olabilir. Dilerim ki bir an evvel bu sorunu çözsünler. Haksızlıklar kadın ya da erkek (insan) kimseye yakışmıyor ve evet hiç de masum değildir.
Geldi her zamanki gibi ağıza alınmayacak insana söylenmeyecek lafları yazdı. Cevabını alınca sildi gitti. Terbiyenle gel, kendin gel. Bana batıracağın cümlelerin bende de karşılığı var. Kadın kadına böyle saldırır mı? Biri mesnetsizce şiirle insanlara leke çalmaya çalışır! Ötekisi gelir belden aşağı vurmaya çalışır.
Dışardan çok çirkin gözüküyor yaptıklarınız! Bırakın bu işleri herkese saygı gösterin. Muhatap almak zorunda değilsiniz! Ama saygı duymak zorundasınız. Söyleyecek sözünüz varsa kendi hesaplarınızla gelir saygı çerçevesinde tartışırsınız.
Ne o? dilin dönmedi neferini mi gönderdin?
Ben senin ateşini söndüremem itfaiye gelse söndürür mü bilemem oraya git.
Tapan sağlamsa kendin gel. Girmediğin kılık kalmadı.
Ben Atatürkçüyüm ve istediğim zaman yazılar yazmaya da devam ederim. Bu sayfada ne yeriniz var, ne itibarınız. Ateşini göndere bayrak çek o söndürür. Al. Voltanı defol git burdan. Bir de erkek nickleleriyle gelip ahkam da kesmez mi. Herkezi kendisi gibi zannetti herhalde.
Bu saatlerin en güzel taratı sadece kuş sesleri ve yeni aydınlanmaya yüz tutan karanlık. İlk işim çay demlemek ve o çayın mis kokusunun mutfağı kaplamasındaki huzuru hissetmek. Sonra bir bardak çayı yudumlarken tertemiz hava ve doğanın şarkısıyla güneşin doğuşunu seyretmek her gün tıpkı olağanüstü bir resital gibi bıkmadan aynı zevkle sabahları onu yaşamak. Bu saatler benim için paha biçilmez… günün en satın alınamayanları ve sadece kendiliğindeki haz…
Evet doğru minvaldedir tesiri ancak ona kâr etti.
Elhamdülillah müslümanım ve Atatürkçüyüm. Atatürk devlet adamıydı ve din ile devlet ayrıdır. Bu yüzden bir müslüman da, hristiyan da, budistte bir devlet adamının yönetim anlayışını ve fikirlerini benimseyebilir. Artık bu saçma sapan kıyaslamaya izin vermemeliyiz. Dünyada gelinen bugün ki duruma din ve devlet anlayışını ayırt edememenin ve ırkçılığın dünyadaki enerji kaynaklarının tükeniyor olmasının sebep olduğu aşikardır.
Ülkecek perişanları oynarken hala ayrımcılık söylemleriyle insanları bölmeğe çalışanların hiç de iyi niyetli olduklarını düşünmüyorum.
Emperyalist kötücüllüğün kaslı kollarında topaç gibi döndürülen dünya
İpin ucunu bulabilene aşk ola