Aslıcan dinle bağdaştırmak şu şekilde hocamızın kendiside eşide virüsten vefat etti. Aciziz ve bu acizliğimize rağmen nefsimiz firavun kârun kadar kibirli Rabbim bundan muhafaza eylesin. Cümlemize maddi manevi şifalar nasip eylesin.
Ey aşk ! Ateştir senin nesebin… Dumandır niteliğin kaynağın ise rüzgar Su tufana dönüştü toprak da küle Senin kokunla ateş rüzgara karıştı Şirin’siz her saray bisütûn gibi viranedir Ferhat’sız her dağ bir saman çöpüdür rüzgarda Yedi nesil öteye tüm atalarımız gâmdı Bize miras kalan hep sonsuz keder oldu Rüzgar esince toprağımızdan senin kokun geliyor
Yüreğin var olsun Aslı.
Aslıcan dinle bağdaştırmak şu şekilde hocamızın kendiside eşide virüsten vefat etti. Aciziz ve bu acizliğimize rağmen nefsimiz firavun kârun kadar kibirli Rabbim bundan muhafaza eylesin.
Cümlemize maddi manevi şifalar nasip eylesin.
Sesine yüreğine sağlık Özne.
Ah İstanbul.
Sende sağol Sahra.
Hocamızı bir dinlersek:(
Mekânı cennet olsun
Ölmeden önce aşının ne sürede çıkabileceği konusunda fikir vermiş.
Bazen kar bazen yağmur
Süslerdi yeri göğü
Beraber beklerdik seni...
Güzel bir gülü, güzel bir geceyi, güzel bir dostu herkes ister. Önemli olan gülü dikeniyle, geceyi gizemiyle, dostu tüm derdiyle sevebilmektir.
Hayırlı huzurlu geceler hepinize:)
Gel ey gurbet diyarında esir olup kalan insan,
Gel ey dünya harabında yatıp gafil olan insan!
Gözün aç, etrafa bir bak, nice beyler gelip geçti,
Ne mecnundur bu faniye, gönül verip duran insan!
Kafesde bülbüle şeker, verirler fakat hiç durmaz,
Aceb niçin karar eder, bu zindana giren insan!
Ne müşkil olur gaflette, kalıp hiç inanmayıp,
Ölüm vaktinde Azrail, gelince uyanan insan!
Kararmış gönlün ey gafil, nasihat neylesin sana,
Taştan katı olmuş kalbi, öğüt kar etmeyen insan!
Aklını başına topla, elinde var iken fırsat,
Sonsuz azap çekecektir, (Adam sen de) diyen insan!
Niyazi bu öğütleri, ver önce kendi nefsine,
O gün kurtulacak ancak, kulluğunu yapan insan!
Niyazi Mısri
Ey aşk ! Ateştir senin nesebin…
Dumandır niteliğin kaynağın ise rüzgar
Su tufana dönüştü toprak da küle
Senin kokunla ateş rüzgara karıştı
Şirin’siz her saray bisütûn gibi viranedir
Ferhat’sız her dağ bir saman çöpüdür rüzgarda
Yedi nesil öteye tüm atalarımız gâmdı
Bize miras kalan hep sonsuz keder oldu
Rüzgar esince toprağımızdan senin kokun geliyor
Sadece Sen kalacaksın;
Biz hepimiz gidince…
”Hâfız-ı Şirâzî”