Özlerken daha iyi tanırsın sevdiğini. Henüz gerçekleşmemiş bir düş gibi. Sözü verilmiş bir sevinç, uzun sürmüş bir ölüm gibi. Özlem beklemektir. Çaresi yoktur bunun...!
Biliyorsun bütün acılara yeşil ışık yaktım olmadı Bütün korkularına' arka çıktım' olmadı Dağlara merdiven dayadım olmadı Haziranda kar oldum yağdım avuçlarına olmadı Sevdim olmadı -yandım olmadı-taptım olmadı Artık benden pes Bu aşkın biletini istediğin gibi kes Nasılsa gidiyorsun. Biliyorum git... Ama ardında Ağlayan bir çift göz Paramparça bir yürek Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan Çek silahını-daya sırtıma Titrersem namerdim... Sen vurdun da ben ölmedim mi...?
Öyle büyük şeylerde gözüm yok hiç. Küçük mutluluklar diliyorum; Küçücük bir çocuk saflığında gülüşler. Islanmış çimenlerin kokusu, çimenlerdeki çıplak ayaklar. Bahçedeki gül ağacı, mis kokulu çiçekler. Gıcırdayan salıncak, çocukken oynadığımız oyunlar tadında sımsıkı sarılışlar. Ruhumuza dokunan şarkılar. Akordu bozulmayan bir yaşam bestesi. Maskelerden arınmış yüzler. Sımsıcak kahkahalar. Çatılmayan kaşlar. Gün doğumları... Hepsi bu...!
güneşin yaktığı mumla aydınlanıyor gün ve aşk bozuyor dengesini gündüzle gecenin zaman ki bir su gibi akıp gidiyor kıyısız yüreklerimizde bir yanımız az mutluluk bir yanımız çokça hüzün s.t . .
Güneşin rengine benzemez gecelerin rengi. Üşütür ayaz, korkutur karanlık. Bir hüzün bir gariplik var üstümde. Ya ben fazlayım bu şehirde, Yada birileri eksik...
Özlerken daha iyi tanırsın sevdiğini.
Henüz gerçekleşmemiş bir düş gibi.
Sözü verilmiş bir sevinç, uzun sürmüş bir ölüm gibi.
Özlem beklemektir.
Çaresi yoktur bunun...!
İnci Aral
.
.
Hep gülümse...
Belki mutlu olduğuna inanmazlar ama; senin güçlü
olduğunu bilirler...!
A.C
.
.
Kokladığın gülün kokusu kalmış sende,
Baktığın denizin tuzu.
Geçtiğin iklimlerin masalı sinmiş üstüne,
Kuzeydeki pencere açık,
Göçebe birbir gece...
M.M
.
.
Biliyorsun bütün acılara yeşil ışık yaktım olmadı
Bütün korkularına' arka çıktım' olmadı
Dağlara merdiven dayadım olmadı
Haziranda kar oldum yağdım avuçlarına olmadı
Sevdim olmadı -yandım olmadı-taptım olmadı
Artık benden pes
Bu aşkın biletini istediğin gibi kes
Nasılsa gidiyorsun.
Biliyorum git...
Ama ardında
Ağlayan bir çift göz
Paramparça bir yürek
Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan
Çek silahını-daya sırtıma
Titrersem namerdim...
Sen vurdun da ben ölmedim mi...?
Ahmet Selçuk İlkan
Öyle büyük şeylerde gözüm yok hiç.
Küçük mutluluklar diliyorum;
Küçücük bir çocuk saflığında gülüşler. Islanmış çimenlerin kokusu, çimenlerdeki çıplak ayaklar.
Bahçedeki gül ağacı, mis kokulu çiçekler.
Gıcırdayan salıncak, çocukken oynadığımız oyunlar tadında sımsıkı sarılışlar.
Ruhumuza dokunan şarkılar.
Akordu bozulmayan bir yaşam bestesi.
Maskelerden arınmış yüzler.
Sımsıcak kahkahalar.
Çatılmayan kaşlar.
Gün doğumları...
Hepsi bu...!
Farid FARJAD
.
.
güneşin yaktığı mumla aydınlanıyor gün
ve aşk bozuyor dengesini
gündüzle gecenin
zaman ki
bir su gibi akıp gidiyor
kıyısız yüreklerimizde
bir yanımız az mutluluk
bir yanımız çokça hüzün
s.t
.
.
Solumdaki hüznü.
Dudak kıvrımındaki hazanı.
Gözlerimdeki hüsranı, kimse bilmesin, görmesin diye ne çok gülmüşümdür sebepsizce...!
Gülten Alp
Bir samatya meyhanesi ol bana
Herkes gitsin evine
Sen kapıyı üstüme kilitle
Gitmeye mecalim olmasın
Bu gece yine sende kalayım....
Tamer Dursun
Güneşin rengine benzemez gecelerin rengi.
Üşütür ayaz, korkutur karanlık.
Bir hüzün bir gariplik var üstümde.
Ya ben fazlayım bu şehirde,
Yada birileri eksik...
Can Yücel
Her ne olursa olsun gülümse diyorum.
İçindeki umudu, sevinci yaşat. Ve hep dışarı çıkmaya çalışan hüzne inat, Herkese ve her şeye inat;
Gülümse...!
Yılmaz GÜNEY.