ha bir de çok lütufkar gördüm seni canımsın ya elli binin lafı olmaz diyorsun ya bayıldım elli binden beş yüz lira der gibi bir evin bir yıllık harcırahı değilmiş te ancak ibb başkanı millet ittifakı adayı İmamoğlu dört porsiyon balık iki şişe şarap için harcayabilirmiş gibi bahsettin de sanki devletin kasasından değil de imamoğlunun kar küreyerek kazandığı alın teri bir paraymış gibi çok alicenapsın çok işte sana bu yüzden mi aşık oldum gibi sanki ben
aslıcığım şu güne kadar mecliste neden halkınkinden daha ucuz et yiyoruz diye millet ittifakından bir milletvekili çıkmış mı gen soru önergesi veren itiraz eden yani demem o ki burdan bir muhalefet devşiremezsin elinde kalır yalnız kalırsın canım sonra seni faik öztraklar trak yapar özden özerler özünden eder aman ha cıks sen bize lazımsın
aslında çok üzülüyorum çok sayın kılıçdaroğlu ekrem İmamoğlu murat ongun, mansur yavaş gibi tipleri savunmak zorunda hissetmek ve bunu yapabilememenin çaresizliği ezikliği tüm iyi niyetlerinize tüm gayretkeşliğinize rağmen sizin jargonunuzu çaydan yağdan öteye taşıyamayan sizi mentalite olarak et balık kurumuna gittim alınmadım, hazine müsteşarı da beni reddetti kapılar kiylitli zincir şakırtıları ühü ühü ühü beni kimse sevmiyor oysa ekremime yapraklar bile titreyerek reverans yapıyor noktasına kilitleyen bir sistemi savunmak zorunda bırakıyor sizi henüz hiçbir sosyolog bu toplumsal çıldırma haline anlam tanım getiremedi niceleri intihara yeltendi sırf bu beceriksizliklerinden dolayı
günaydın kürsümün şiir bırakıcam bahanesiyle siyasete doyamayanları yağı bulamayıp lüküs balıkçılarda sabahlayanları nevşinimde şirinimde dündarımda yağ çok
yenilip te yağ bulamayan güreşecektim de yağım kalmadı diyen penlivanlara duyrulur amma öyle sanmayın iktidaradır o yağlar niye iktidara yağlama yapsınlar ki onlar da haklı iktidar bir iftar menüsüne yirmi lira bedel öderken muhalif kanal gecede elli bini dört kişi yeyince muhalefete iki gözüm muhalefet iktidara gelirse nasıl bir hüküm edeceğinin reklamlarını yemeli içmeli bol keseden çakma sanatçılara konserler çakma tablolara milyon dolarlar vereceğinin emarelerini ibb de gösterince bizim şu yukarda saydığım şürekâ yağı esirgemedi muhalefetten tadından yenmeyen bir yağlama yalakalanma örneği sergilediler
" içimizde hiç kimse bilmiyor; ne kadar vakti kaldığını Hasat zamanı geçti, yaz artık bitmek üzere Ve bir kurtuluş bulamadık. Güvercinler gibi bağrışıyoruz adalet için Ama kimse duymuyor bizi. Ve karanlıkta, ışığı bekliyoruz."
şu bölümü sevdim on yedi kırkbeş çok sayın kılıçdaroğlu için düşündüm de çok dokundu naapim düşkünüm siyasete onsuz yapamıyorum sonum hazin olacak olsada sahi bu kaçıncı olacak dokuz mu on mu on bir mi çıkmışsın yenilmişsin
güvercinlerin yemlenmesi de dolarlandı di mi bak az daha unutuyor idim güvercin dediysek bunlar şahin bakışlı paranın kokusunu insan ırkını bir de istendiği şekilde istenen şekilde ötmesini bilen eğitimli özgürlüğüne düşkün yalınız dolar kokusuna esir güvercinler
size bir fıkra bir gün sahibi eşeğine bir sürpriz yapmak istemiş ve iki aynı uzaklıkta fakat farklı yöndeki noktalara ot demeti koymuş fakat ikisi de çok taze çok yenesi zavallı eşek önce şu mu önce bu mu derken ikisinin de yiyemeden bir ona koşmaktan sonra vaz geçip buna koşmaktan çatlayıp ölmüş bizim millet ittifakı da şu mu bu mu derken adaysız orta yerde kalıverecek diye korkmaktayım daaaa
ha bir de çok lütufkar gördüm seni canımsın ya
elli binin lafı olmaz diyorsun ya
bayıldım elli binden beş yüz lira der gibi
bir evin bir yıllık harcırahı değilmiş te
ancak ibb başkanı millet ittifakı adayı İmamoğlu
dört porsiyon balık iki şişe şarap için harcayabilirmiş gibi bahsettin de
sanki devletin kasasından değil de imamoğlunun kar küreyerek kazandığı alın teri bir paraymış gibi
çok alicenapsın çok
işte sana bu yüzden mi aşık oldum gibi sanki ben
aslıcığım
şu güne kadar
mecliste neden halkınkinden daha ucuz et yiyoruz diye
millet ittifakından bir milletvekili çıkmış mı gen soru önergesi veren
itiraz eden
yani demem o ki burdan bir muhalefet devşiremezsin elinde kalır
yalnız kalırsın canım
sonra seni faik öztraklar trak yapar
özden özerler özünden eder
aman ha
cıks
sen bize lazımsın
aslında çok üzülüyorum
çok sayın kılıçdaroğlu ekrem İmamoğlu murat ongun, mansur yavaş gibi tipleri savunmak zorunda hissetmek ve bunu yapabilememenin çaresizliği ezikliği
tüm iyi niyetlerinize tüm gayretkeşliğinize rağmen
sizin jargonunuzu çaydan yağdan öteye taşıyamayan
sizi mentalite olarak
et balık kurumuna gittim alınmadım, hazine müsteşarı da beni reddetti
kapılar kiylitli zincir şakırtıları
ühü ühü ühü
beni kimse sevmiyor
oysa ekremime yapraklar bile titreyerek reverans yapıyor
noktasına kilitleyen
bir sistemi savunmak zorunda bırakıyor sizi
henüz hiçbir sosyolog
bu toplumsal çıldırma haline anlam tanım getiremedi
niceleri intihara yeltendi
sırf bu beceriksizliklerinden dolayı
günaydın
kürsümün
şiir bırakıcam bahanesiyle
siyasete doyamayanları
yağı bulamayıp
lüküs balıkçılarda sabahlayanları
nevşinimde şirinimde dündarımda yağ çok
yenilip te yağ bulamayan güreşecektim de yağım kalmadı diyen
penlivanlara duyrulur
amma öyle sanmayın iktidaradır o yağlar
niye iktidara yağlama yapsınlar ki
onlar da haklı
iktidar bir iftar menüsüne yirmi lira bedel öderken muhalif kanal gecede elli bini dört kişi yeyince muhalefete iki gözüm
muhalefet iktidara gelirse nasıl bir hüküm edeceğinin reklamlarını yemeli içmeli bol keseden çakma sanatçılara konserler çakma tablolara milyon dolarlar vereceğinin emarelerini ibb de gösterince bizim şu yukarda saydığım şürekâ yağı esirgemedi muhalefetten
tadından yenmeyen bir yağlama yalakalanma örneği sergilediler
Kırkpınar güreşlerini severiz milletçe hele bi de yenilen pehlivanınki bambaşkadır.
" içimizde hiç kimse bilmiyor; ne kadar vakti kaldığını
Hasat zamanı geçti, yaz artık bitmek üzere
Ve bir kurtuluş bulamadık.
Güvercinler gibi bağrışıyoruz adalet için
Ama kimse duymuyor bizi.
Ve karanlıkta, ışığı bekliyoruz."
şu bölümü sevdim on yedi kırkbeş
çok sayın kılıçdaroğlu için düşündüm de
çok dokundu
naapim düşkünüm siyasete
onsuz yapamıyorum
sonum hazin olacak olsada
sahi bu kaçıncı olacak dokuz mu on mu on bir mi
çıkmışsın yenilmişsin
güvercinlerin yemlenmesi de dolarlandı di mi
bak az daha unutuyor idim
güvercin dediysek bunlar şahin bakışlı
paranın kokusunu insan ırkını bir de istendiği şekilde istenen şekilde ötmesini bilen
eğitimli özgürlüğüne düşkün yalınız
dolar kokusuna esir güvercinler
fuzuli güzeldir
O dilber ki, devamlı aşığa yüzünü göstermez;
O dilber ki, devamlı aşığa yüzünü göstermez;
Noksan kalır; bakış feyzi bulup, olgunluk kesbetmez...
Aşıkları kendine çekmeyen, gerçek maşuk sayılmaz;
Ne çıkar o suret güzelliğinden ki, hal ehlini cezp etmez? ...
Maşukun yüzü, bilge olmayandan gizli kalmalı;
Çünkü bilge olmayan, Allah’ın sanatını idrak etmez...
Güzellerin vuslatına talip olan, nefsin arzusudur;
Yoksa gerçek aşk için: ayrılık: ya da vuslat: fark etmez...
Maşuk, aşığın var olan hayat nakdini harcıyor;
Korkulur ki, bu zulmü maşukuna aşık helal etmez!
Güzeller naz cilvelerini mecaz ehline göstersinler;
Hakikat ehli, kendini zülüf ve bene müptela etmez!
Fuzuli, suret aleminde şaşkın ve gafil gezer durur...
Nasıl gafil? Bu sevdanın sonunu hiç hayal etmez...
Fuzuli
size bir fıkra
bir gün sahibi eşeğine bir sürpriz yapmak istemiş ve iki aynı uzaklıkta fakat farklı yöndeki noktalara ot demeti koymuş
fakat ikisi de çok taze çok yenesi
zavallı eşek önce şu mu önce bu mu derken ikisinin de yiyemeden bir ona koşmaktan sonra vaz geçip buna koşmaktan çatlayıp ölmüş
bizim millet ittifakı da şu mu bu mu derken adaysız orta yerde kalıverecek diye korkmaktayım
daaaa
barış kuşlarınızı nasıl eğittiniz
de arap ırkıyla slav ırkını bu kadar iyi ayırdedebiliyor