bir de şu anne karnında daha embryolukta makarnayla ekmekle beslenen z kuşağı var ya oyun konsölü diye tutturuyolar ya gıcığım valla bak yine hamburger krizim tuttu
orhan pamuk bence türk olduğunu unutmaya çalışıp sonra türk olmadığına inanıp türk olduğunu keşfetmeye çalışan bir tavır ve mesafededir bu topraklara bunu nerden anlıyoruz kitaplarında istanbulu bozca adayı falan anlatırken hep amneziye tutulmuş gibidir, yeni görüyormuş gibidir doğup büyüdüğü mekanları, beyni uyuşmuş gibidir ya da çooooook uzunca bir süredir buralarda yaşamayan birinin yıllar sonra dönüp gelip oraları gezerken ki duygu düşünce ve izlenimlerine sahiptir, yalnız bir şey dikkat çeker bu topraklara özlem duymamış gibidir, aradan geçen o uzuuuuuuuuun yıllar içerisinde
izledikten sonra görüşlerimi sunabilirim son yıllarda yeni yapım filmlerde derinleşememe sorunu görüyorum bakalım bu filmde de aynı soruna rastlayacak mıyım?
ah bu hayat meral akşenere bir mansur yavaşa bir ekmeleddin vaizoğluna iki eşdeğer cazibedeki ota bir türlü hangisine gideceğine karar verememekten açlıktan açlıktan ölen eşşekceğiz misali yanaşıp sonra olmadı deyip vaz cayan meral akşenere bunları eden bu hayat sana bana ne etmez zzzzz zzzzz zzzz
şimdi tam şu anda tam burda niye bir zeki demirkubuz filmi izlemek istedim ki niye mesela anjelina akbardan bir piyano resitali dinlemek istemedim beynimiz bize nasıl oyunlar oynuyor böyle
göze göz dişe diş tırnağa tırnak saça saç başa baş niye ki yazık olmuş yanında domates kasası yok muymuş pek naif göründümeye çalıştıklarına aldırmayınız
yok yok hamburger iyidir
neymiş ingilterede türk döneri bi başkaymış
dedim iki ekmek arası mı
köftesi var mı
olabilir mi
mümkün mü böyle bir şey
bir de şu anne karnında daha embryolukta makarnayla ekmekle beslenen z kuşağı var ya oyun konsölü diye tutturuyolar ya gıcığım valla bak yine hamburger krizim tuttu
orhan pamuk
bence türk olduğunu unutmaya çalışıp sonra türk olmadığına inanıp türk olduğunu keşfetmeye çalışan bir tavır ve mesafededir bu topraklara
bunu nerden anlıyoruz
kitaplarında istanbulu
bozca adayı falan anlatırken hep amneziye tutulmuş gibidir, yeni görüyormuş gibidir doğup büyüdüğü mekanları, beyni uyuşmuş gibidir
ya da çooooook uzunca bir süredir buralarda yaşamayan birinin yıllar sonra dönüp gelip oraları gezerken ki duygu düşünce ve izlenimlerine sahiptir, yalnız bir şey dikkat çeker
bu topraklara özlem duymamış gibidir, aradan geçen o uzuuuuuuuuun yıllar içerisinde
izledikten sonra görüşlerimi sunabilirim
son yıllarda yeni yapım filmlerde derinleşememe sorunu görüyorum
bakalım bu filmde de aynı soruna rastlayacak mıyım?
bu gün ne izleyelim
dört oskar ödüllü 2010 yapımı
sosyal ağ
filmini
ah bu hayat meral akşenere bir mansur yavaşa bir ekmeleddin vaizoğluna iki eşdeğer cazibedeki ota bir türlü hangisine gideceğine karar verememekten açlıktan açlıktan ölen eşşekceğiz misali yanaşıp sonra olmadı deyip vaz cayan meral akşenere bunları eden bu hayat
sana
bana
ne
etmez
zzzzz
zzzzz
zzzz
şimdi tam şu anda tam burda niye bir zeki demirkubuz filmi izlemek istedim ki
niye mesela anjelina akbardan bir piyano resitali dinlemek istemedim
beynimiz bize nasıl oyunlar oynuyor böyle
göze göz dişe diş tırnağa tırnak saça saç başa baş
niye ki yazık olmuş yanında domates kasası yok muymuş
pek naif göründümeye çalıştıklarına aldırmayınız
bi de vidyo çekicez ama yok öyle bedava hamburger
nieyse ben size birer hamburger ısmarlarım olur biter, atlatmam yani merak etmeyiniz