Öyle güzel ki omuzlarından taşan Büklüm büklüm kumral bukleleri ile öyle güzel ki güldüğünde tüm yüzünü kaplayan derin gamzeleri neşeli anlarında irileşen aydınlanan gözleri var uzay boşluğu gibi o gözler düşebilirim düşünce çıkamayabilirim ortaokulu ve lise bir ve ikinci sınıfı aynı sınıfta okuduk, aynı arkadaş grupları, aynı cafeler, aynı marka giysiler, bakımlı suratlar saçlar başlar üstler hep o iyi yemiş iyi giymiş rahat büyümüş çocuklara özgü hem çok zeki herşeyi bilmekle , hem çok toy hayat karşısında hiçbir şey bilmmemekle karışık bilmiş edalar duruşlar. Onun da benden hoşlandığını biliyorum, Birbirimizi tanımadan Tanıdığımızı sanarak Yapılan saatler süren sohbetler Arkadaşlarım ayarlıyor Birbirimize yakınlaşmamızı sağlıyorlar Bizi yalnız bırakmalar Baş başa romantik masalar Ona arkadaşlık teklif ediyorum Duraksamadan kabul ediyor, fonda en sevdiği şarkı Bir kadını yücelten aşkı olumlayan şahane bir parça Yalnız olmadığımızı Servis masasının gerisindeki garsonların bizi gözetlediğini bile bile ona yaklaşıyorum, yüzünü avcumun içine alıp o nefis dudaklarından önce çekingen minik, ardından cesur ve uzun öpüyorum, O tatlı çukulala vanilya karışımı lezzette yitebilirim Oradan beraber sarmaş dolaş çıkıyoruz, Nefis kokusunu dilediğimce içime çekerek yürüyoruz arabaya Onun için ayarladığım otel odasına geliyoruz Lobide hafif bir içip şeyler atıştırarak odaya çıkıyoruz Ben koltuğa bırakıyorum kendimi, o duş almak istiyor Üstündekileri çıkarıp itina ile yatağın üstüne bırakıp soğuk suyun altına koşuyor, çıktığında tazelenmiş pembeleşmiş olarak omuzlarıma dokunuyor, Bornozunu açıyorum, itiraz etmiyor, kucağıma oturuyor Uzun uzun usul usul öpüşüyoruzen kuytularında gezinirken bu anın muhteşem olacağını hayal ettiğimi ve ama o kadar da öyle olmadığını farkediyorum. Mükemmel kalçalar dipdiri kollar bacaklar Aklımda bayan çukulata var Sevişirken ve öncesinde sonrasında hep çukulata yediği ve bundandır bilinmez hep çukulata gibi koktuğu için ona öyle isim takmıştık Arkadaşlar hep oraya giderdi, harçlıklarını biriktirir olmadı borç alır yine giderlerdi Ben gitmezdim Benimle dalga geçerlerdi Bir gün beni götürmeye karar verdiler Benim yok demelerime aldırmadan, Yanımdaki Arkadaşım bana Israrla çukulatayı isteyeceksin dedi Ben korkuyordum, Geri dönmeyi istiyordum Pek çok kadın vardı İstemiyordum Çok mekanikti ve ya beceremezsem diyordum Sonra bu iş böyle olmamalı diyordum fakat arkadaşlarım bir kere yapınca hep isteyeceğimi ve hep çukulataya geleceğimi söylediler. Geri dönüp gitmeme güç te olsa mani oldular Çukulata yorgunmuş o gün viziteye çıkmayacakmış Ben bak hadi gidelim desem de arkadaşım benim geldiğimi söyle deyip görevliye bahşiş sıkıştırıp çukulataya da bol para vereceğini söyleyince olumlu yanıt geliyor. Beni bir salona alıyorlar, Koca memeli şişman teyzeler var oradan da bir odaya giriyorum burada kimse yok ortada kocaman bir dairesel yatak, üstünde beyaz kadife örtülü şık bir yatak, birazdan benim girdiğim kapıdan farklı bir kapıdan balık etli koca memeli bembeyaz ciltli bir kadın çıkageliyor, üstünde beyaz saten bir gecelik, dolgun bacaklarının gizlenemediği derin yırtmaçlı, ayalarında altın renkli yüksek ökçeli sandaletler, saçları sarı, yukardan toplamış, pesbembe çilek rengi ruj sürmüş, odadaki tek koltuğa oturup bir sigara yakıyor, yenisin her halde arkadaşın söyledi diyor, bana bırak diyor, yapmasak olmaz mı diyorum gülüyor, olmaz diyor, çamaşırımı soymamı istiyor soyunuşumu izliyor, üzerime eğiliyor, tavuk gibi vücudu, yumuşacık ve sahiden de çukulata vanilya kokuyor. Göğüslerinden boğulacağımı sanıyorum
Ama çukulatadan çok hoşlanıyorum Daha sonra sahiden arkadaşlarımın dediği gibi çok kereler gidiyorum Yalnız çukulata için o yoksa dönüyorum Ona aşık olduğumu o yıllarda bilmiyorum tabii Onu görmeden yapamıyorum Bazen sadece oturalım istiyorum ama çukulata beni azdırıyor Ve hep birlikte oluyoruz Ona şiirler okuyorum Yazdığım hikayeleri ezberden okuyorum Tatlı bir tebessümle dinliyor Bazen param çıkışmıyor çukulata yine de geri çevirmiyor beni Bazen de paramı ısrarla almak istememe rağmen geri veriyor, harçlı yaparsın diyor Bu şahane vücutlu kız şimdi bana ne kadar mekanik geliyor, onunla sevişmek istemiyorum, onun için çukulatanın gözündeki gibi değerli olmadımı biliyorum Oysa çukulata bir hayat kadını olmasına rağmen ne kadar verici Duygusal açlığıma nasıl da derman Ve Oysa Ben onu yıllarca görmedim Gitmedim Şimdi onu özlemem ne tuhaf Onun bana yol göstermesini isterdim, şiirlerimi o tombul memelerini havalandırarak dinleyişini Görmek istiyorum.
ama aramızda kocaman bir fark var senle tüm kelimelere yüklediğimiz anlamlar farklı aynı ülkede aynı topraklardan su içip beslenip aynı türkü ve ninnileri dinleyen insanlarız ama kelimelerimize bir şey olmuş anlamlar yitmiş indirgenmiş yavansı olmuş
aslıcığım ben sana aşığım anlamadın mı olmaz deme hemen yoksa cinsiyete falan mı takılacaksın yoksa zıtların birbirini çektiğini duymadın mı biz hangi noktada hem hal olacağız diye bekliyorum vatan aşkı bile farklı ikimizde şahsen hayal kırıklığı ve hüsran içersindeyim oysa ben senle omuz omuza bir salatada laf değil gerçekten yani farklı da olsak aynı salatada eriyen sebzeler olmak istedim ya da vatan için pkk ya ypg ye madımak katillerine irticacı yobazlara karşı davadaş olmak isterdim yoldaş olmak isterdim senle
haaa bu arada benim kadın mı erkek mi olduğuma karar verirsen ve doğru bilirsen söz sana giyesin diye kaz ayağı desenli süveter alacam hem de Atatürk resimli biraz eksik gördüm seni Atatürk severlik konusunda ama onu beğenmezsen yılmaz özdilin kitabını da hediye edebilirim
haaaaaa tepenin birine anıt namına dört direk üstüne dikilen yanında yöresinde insanların bir gölgeleneceği, arabasını park edeceği bir yer bile olmayan sonra da şehitler şehitler diye ağlaştığınız anıt mı şimdi nasıl oralar aslıcığım şehitlerimizin anısına yaraşır bir şekilde olmuş di mi panaromik müzeler falan yetmez ama şimdilik böylede güzel ne de olsa seksen yıldan sonra yapıldı bunlar da
ölmeyi bilmeyenler
ölebilemeyenler
yaşamayı hiç bilmez
biz ölmeyi de yaşamayı da iyi biliriz
aslının şahsında kürsüye
üzerine alınmak isteyenlere gelsin
aşkım ortalarda yok
o minik pembe dudaklarına ruj mu sürüyor acep
yonsam
klavyede yazmaktan yorgun
zarif parmaklarına
manikür mü yaptırıyor
yonsam kederli kederli biten bir haftanın ardından nemlenen kirpiklerini mi silmekte
ÇİKOLATA
Öyle güzel ki
omuzlarından taşan Büklüm büklüm kumral bukleleri ile öyle güzel ki
güldüğünde tüm yüzünü kaplayan derin gamzeleri
neşeli anlarında irileşen aydınlanan gözleri var
uzay boşluğu gibi o gözler düşebilirim
düşünce çıkamayabilirim
ortaokulu ve lise bir ve ikinci sınıfı aynı sınıfta okuduk, aynı arkadaş grupları, aynı cafeler, aynı marka giysiler, bakımlı suratlar saçlar başlar üstler
hep o iyi yemiş iyi giymiş rahat büyümüş çocuklara özgü hem çok zeki herşeyi bilmekle , hem çok toy hayat karşısında hiçbir şey bilmmemekle karışık bilmiş edalar duruşlar.
Onun da benden hoşlandığını biliyorum,
Birbirimizi tanımadan
Tanıdığımızı sanarak
Yapılan saatler süren sohbetler
Arkadaşlarım ayarlıyor
Birbirimize yakınlaşmamızı sağlıyorlar
Bizi yalnız bırakmalar
Baş başa romantik masalar
Ona arkadaşlık teklif ediyorum
Duraksamadan kabul ediyor, fonda en sevdiği şarkı
Bir kadını yücelten aşkı olumlayan şahane bir parça
Yalnız olmadığımızı
Servis masasının gerisindeki garsonların bizi gözetlediğini bile bile ona yaklaşıyorum, yüzünü avcumun içine alıp o nefis dudaklarından önce çekingen minik, ardından cesur ve uzun öpüyorum,
O tatlı çukulala vanilya karışımı lezzette yitebilirim
Oradan beraber sarmaş dolaş çıkıyoruz,
Nefis kokusunu dilediğimce içime çekerek yürüyoruz arabaya
Onun için ayarladığım otel odasına geliyoruz
Lobide hafif bir içip şeyler atıştırarak odaya çıkıyoruz
Ben koltuğa bırakıyorum kendimi, o duş almak istiyor
Üstündekileri çıkarıp itina ile yatağın üstüne bırakıp soğuk suyun altına koşuyor, çıktığında tazelenmiş pembeleşmiş olarak omuzlarıma dokunuyor,
Bornozunu açıyorum, itiraz etmiyor, kucağıma oturuyor
Uzun uzun usul usul öpüşüyoruzen kuytularında gezinirken bu anın muhteşem olacağını hayal ettiğimi ve ama o kadar da öyle olmadığını farkediyorum.
Mükemmel kalçalar dipdiri kollar bacaklar
Aklımda bayan çukulata var
Sevişirken ve öncesinde sonrasında hep çukulata yediği ve bundandır bilinmez hep çukulata gibi koktuğu için ona öyle isim takmıştık
Arkadaşlar hep oraya giderdi, harçlıklarını biriktirir olmadı borç alır yine giderlerdi
Ben gitmezdim
Benimle dalga geçerlerdi
Bir gün beni götürmeye karar verdiler
Benim yok demelerime aldırmadan,
Yanımdaki Arkadaşım bana
Israrla çukulatayı isteyeceksin dedi
Ben korkuyordum,
Geri dönmeyi istiyordum
Pek çok kadın vardı
İstemiyordum
Çok mekanikti ve ya beceremezsem diyordum
Sonra bu iş böyle olmamalı diyordum fakat arkadaşlarım bir kere yapınca hep isteyeceğimi ve hep çukulataya geleceğimi söylediler.
Geri dönüp gitmeme güç te olsa mani oldular
Çukulata yorgunmuş o gün viziteye çıkmayacakmış
Ben bak hadi gidelim desem de arkadaşım benim geldiğimi söyle deyip görevliye bahşiş sıkıştırıp çukulataya da bol para vereceğini söyleyince olumlu yanıt geliyor.
Beni bir salona alıyorlar,
Koca memeli şişman teyzeler var
oradan da bir odaya giriyorum burada kimse yok
ortada kocaman bir dairesel yatak, üstünde beyaz kadife örtülü şık bir yatak, birazdan benim girdiğim kapıdan farklı bir kapıdan balık etli koca memeli bembeyaz ciltli bir kadın çıkageliyor,
üstünde beyaz saten bir gecelik, dolgun bacaklarının gizlenemediği derin yırtmaçlı, ayalarında altın renkli yüksek ökçeli sandaletler, saçları sarı, yukardan toplamış, pesbembe çilek rengi ruj sürmüş, odadaki tek koltuğa oturup bir sigara yakıyor, yenisin her halde arkadaşın söyledi diyor, bana bırak diyor,
yapmasak olmaz mı diyorum gülüyor, olmaz diyor,
çamaşırımı soymamı istiyor
soyunuşumu izliyor, üzerime eğiliyor, tavuk gibi vücudu, yumuşacık ve sahiden de çukulata vanilya kokuyor.
Göğüslerinden boğulacağımı sanıyorum
Ama çukulatadan çok hoşlanıyorum
Daha sonra sahiden arkadaşlarımın dediği gibi çok kereler gidiyorum
Yalnız çukulata için o yoksa dönüyorum
Ona aşık olduğumu o yıllarda bilmiyorum tabii
Onu görmeden yapamıyorum
Bazen sadece oturalım istiyorum ama çukulata beni azdırıyor
Ve hep birlikte oluyoruz
Ona şiirler okuyorum
Yazdığım hikayeleri ezberden okuyorum
Tatlı bir tebessümle dinliyor
Bazen param çıkışmıyor çukulata yine de geri çevirmiyor beni
Bazen de paramı ısrarla almak istememe rağmen geri veriyor, harçlı yaparsın diyor
Bu şahane vücutlu kız şimdi bana ne kadar mekanik geliyor, onunla sevişmek istemiyorum, onun için çukulatanın gözündeki gibi değerli olmadımı biliyorum
Oysa çukulata bir hayat kadını olmasına rağmen ne kadar verici
Duygusal açlığıma nasıl da derman
Ve Oysa
Ben onu yıllarca görmedim
Gitmedim
Şimdi onu özlemem ne tuhaf
Onun bana yol göstermesini isterdim, şiirlerimi o tombul memelerini havalandırarak dinleyişini
Görmek istiyorum.
hay mat los
gördün mü bak biz de boş değilmişiz aşka karşı
aslıma boş değilim
içim bir hoş oluyor ona her rastlayışımda burda
beni itme aslı
beni öteleme
atma dışarına
ama aramızda kocaman bir fark var senle
tüm kelimelere yüklediğimiz anlamlar farklı
aynı ülkede
aynı topraklardan su içip beslenip aynı türkü ve ninnileri dinleyen insanlarız ama kelimelerimize bir şey olmuş
anlamlar yitmiş
indirgenmiş
yavansı olmuş
aslıcığım ben sana aşığım anlamadın mı
olmaz deme hemen
yoksa cinsiyete falan mı takılacaksın
yoksa
zıtların birbirini çektiğini duymadın mı
biz hangi noktada hem hal olacağız diye bekliyorum
vatan aşkı bile farklı ikimizde
şahsen hayal kırıklığı ve hüsran içersindeyim
oysa ben senle omuz omuza bir salatada laf değil gerçekten yani farklı da olsak aynı salatada eriyen sebzeler olmak istedim
ya da vatan için pkk ya ypg ye madımak katillerine
irticacı yobazlara karşı davadaş olmak isterdim
yoldaş olmak isterdim senle
haaa bu arada
benim kadın mı erkek mi olduğuma karar verirsen
ve doğru bilirsen söz sana
giyesin diye kaz ayağı desenli süveter alacam
hem de
Atatürk resimli
biraz eksik gördüm seni Atatürk severlik konusunda
ama onu beğenmezsen yılmaz özdilin kitabını da hediye edebilirim
haaaaaa
tepenin birine anıt namına dört direk üstüne dikilen yanında yöresinde insanların bir gölgeleneceği, arabasını park edeceği bir yer bile olmayan sonra da şehitler şehitler diye ağlaştığınız
anıt mı
şimdi nasıl oralar aslıcığım
şehitlerimizin anısına yaraşır bir şekilde olmuş di mi
panaromik müzeler falan
yetmez ama şimdilik böylede güzel
ne de olsa seksen yıldan sonra yapıldı bunlar da