Gizli özne ben senin artık güzel dizeler paylasmamana üzüldüğümü belirtmek istedim. Eskiden daha çok güzel söz ve dize okurduk senden geen şimdi enerjini başka yönlerde bana göre gereksiz tükettiğini belirtmek istedim. Yoksa burda yaşananlarla ilgili benim açımdan söylenecek bir söz yok. Amacım kimseyi eleştirmek değil saygılar efendim
Mesela gizli özne senin duruşun ne güzeldi yazdığın o kısacık ama su gibi dizeler ne iyi oluyordu yüreğinize dimagimiza ruhumuza yeniden donsen o haline .arzum bu yöndedir. Tabii sizin arzunuza kalmış efendim benimkisi sadece bir dost sitemidir.
Mesela bir edebiyat sitesi diye tesadüfen buraya gelmiş bir misafir ya da yeni üye buraya yazılanlardan ne edinebilir edebiyat adına, keşke zevahiri olsun kurtarabilmis olsaydık. Hayatimiza yeni şeyler katmadikca kendimizi doğru kaynaklardan ve sürekli beslemedikce sanırım bu şekilde kendimizi tuketecegiz. Kimse başkasını değil yalnızca kendisini tüketebilir. N.B. N. B. İyidir.
Ağzının bir kıvrımından cesaret bularak ter yürekte susayışlar yaratan yağmurlara açıldım kalmışsa tomurcuklar önünde sendeleyen çocuklar kalmışsa bir kaç ısrar ölümle yarışacak onların yardımıyla dünyamıza acıdım.
Dünya. Çıplak omuzlar üzerinde duran. Herkes alışkın dölyatağı bersalarla ağulanmış bir dünyaya Benimse dar çünkü dargın havsalamın gücü yok bazı şeyleri taşımaya. Önce kalbim lanete çarpa çarpa gümrah sonra kalbim gümrah ırmakları tanımaktan kaygulu sakın Styks sularının heyulası sanmayın er gövdesinde dolaşan bulutun simyası bu, biraz üzgün ve Ömer öfkesinde biraz öyle hisab katındayım ki katlim savcılardan sorulmaz ne kireç badanalı evlerde doğmuş olmak ne ellerin hırsla yaban tutuşu ne fabrikalarda biteviye üretilmekte olan kahır dev iştihasıyla bende kabaran aşkı yetmez karşılamaya. İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır o ferah ve delişmen birçok alınlarda betondan tanrılara kulluğun zırhı vardır çelik teller ve baruttan çatılınca iskeletim şakaklarıma dayanınca güneş can çekişen bir sansar edasıyla uğultudan farkedilmez olunca konuştuğum kadınların sahiden doğurduğuna toprağın da sürüldüğüne inanmıyorum nicedir kavrayamam haller içinde halim demiri bir hecenin sıcağında eriyor iken gördüm bir somunu bölünce silkinen gökyüzünü su içtiğim tas bana merhaba dedi, duydum duydum yağmurların gövdemden ağdığını.
Sen ol küçük bir kıvrımdan, bir heceden aşk için bir vaha değil aşka otağ yaratan sen ol zihnimde yüzen dağınık şarkıları bir harfin başlattığı yangın ile söndür beni bir ses sahibi kıl, kefarete hazırım öyle mahzun ki hüzün ciltlerinde adına rastlanmasın.
burada çok değerli çok saygı duyduğum bir üye vardı.gelir güzel dizeler yazar ve giderdi. koynundaki mis kokulu çiçekleri paylaşırdı bizle. güzellikleri. o üyeyi arıyorum.
West Indies,Kızıl Elma,İtaki,Maçin! Uzun yola çıkmaya hüküm giydim. Beyazların yöresinde nasibim kalmadı yerlilerin topraklarına karşı şuç işledim zorbaların arasında tehlikeli bir nifak uyrukların arasında uygunsuz biriyim vahşetim beni baygın meyvaların lezzetinden kopardı kendime dünyada bir acı kök tadı seçtim yakın yerde soluklanacak gölge bana yok uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
Uzak nedir? Kendinin bile ücrasında yaşayan benim için gidecek yer ne kadar uzak olabilir? Başım açık, saçlarımı ikiye ortadan ayırdım kimin ülkesinden geçsem şakaklarımda dövmeler beni ele verecek cesur ve onurlu diyecekler halbuki suskun ve kederliyim korsanlardan kaptığım gürlek nara işime yaramıyor rençberlerin o rahat ve oturmuş lehçesinden tiksinirim boynumda bana yargı yükleyenlerin utançlarından yapılma mücevherler sırtımda sağır kantarı gizli bilgilerin mataramdaki suya tuz ekledim, azığım yok uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
Bir hayatı,ısmarlama bir hayatı bırakıyorum görenler üstünde iyi duruyor derdi her bakışta askerken kantinden satın aldığım cep aynası bazı geceler çıkarken uçarı bir gülümseyişle takındığım muşta gibi lükslerim de burda kalacak siparişi yargıcılar tarafından verilmiş bu hayattan ne koku, ne yankı, ne de boya taşımamı yasaklayan belgeyi imzaladım burada bitti artık işim, ocağım yok uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
eskiçağda bir bilge kişi düşmanının ağzının payını vermek üzere bir bedduada bulunmak isterse şöyledermis yalnızca: ilginç birçağda yaşayasın!. çünkü çinliler ahlaki heleyanlarınve siyasi depremlerin hükümsürdüğü ilginç çağlarda hayatın iyi ve güzel taraflarının gürültüye gideceğini, eriyip unufak olacağını bilirlermiş. ilginç çağlarda yaşıyoruz vesselam kürsüm. daha ilginç çağlarda yaşamaktan rabbim korusun hepimizi en güzel günaydınlar.
Gizli özne ben senin artık güzel dizeler paylasmamana üzüldüğümü belirtmek istedim. Eskiden daha çok güzel söz ve dize okurduk senden geen şimdi enerjini başka yönlerde bana göre gereksiz tükettiğini belirtmek istedim. Yoksa burda yaşananlarla ilgili benim açımdan söylenecek bir söz yok. Amacım kimseyi eleştirmek değil saygılar efendim
Herkes kendini ne kadar da olmuş mükemmel sanıyor kendimden biliyorum oysa, hiç te değil bir de bu açıdan bakın derim
Mesela gizli özne senin duruşun ne güzeldi yazdığın o kısacık ama su gibi dizeler ne iyi oluyordu yüreğinize dimagimiza ruhumuza yeniden donsen o haline .arzum bu yöndedir. Tabii sizin arzunuza kalmış efendim benimkisi sadece bir dost sitemidir.
Mesela bir edebiyat sitesi diye tesadüfen buraya gelmiş bir misafir ya da yeni üye buraya yazılanlardan ne edinebilir edebiyat adına, keşke zevahiri olsun kurtarabilmis olsaydık.
Hayatimiza yeni şeyler katmadikca kendimizi doğru kaynaklardan ve sürekli beslemedikce sanırım bu şekilde kendimizi tuketecegiz.
Kimse başkasını değil yalnızca kendisini tüketebilir.
N.B.
N. B. İyidir.
Hayatınıza yeni bir şeyler katmazsaniz hep aynı yerde donenip durmanız kaçınılmaz olur.
N. B.
N. B. İyidir
ya sen gel ya beni de yanına aldır
Ağzının bir kıvrımından cesaret bularak
ter yürekte susayışlar yaratan yağmurlara açıldım
kalmışsa tomurcuklar önünde sendeleyen çocuklar
kalmışsa bir kaç ısrar ölümle yarışacak
onların yardımıyla dünyamıza acıdım.
Dünya. Çıplak omuzlar üzerinde duran.
Herkes alışkın dölyatağı bersalarla ağulanmış bir dünyaya
Benimse dar
çünkü dargın havsalamın
gücü yok bazı şeyleri taşımaya.
Önce kalbim lanete çarpa çarpa gümrah
sonra kalbim gümrah ırmakları tanımaktan kaygulu
sakın Styks sularının heyulası sanmayın
er gövdesinde dolaşan bulutun simyası bu,
biraz üzgün ve Ömer öfkesinde biraz
öyle hisab katındayım ki katlim savcılardan sorulmaz
ne kireç badanalı evlerde doğmuş olmak
ne ellerin hırsla yaban tutuşu
ne fabrikalarda biteviye üretilmekte olan kahır
dev iştihasıyla bende kabaran aşkı
yetmez karşılamaya.
İnsanlar
hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır
o ferah ve delişmen birçok alınlarda
betondan tanrılara kulluğun zırhı vardır
çelik teller ve baruttan çatılınca iskeletim
şakaklarıma dayanınca güneş
can çekişen bir sansar edasıyla
uğultudan farkedilmez olunca konuştuğum
kadınların sahiden doğurduğuna
toprağın da sürüldüğüne inanmıyorum
nicedir kavrayamam haller içinde halim
demiri bir hecenin sıcağında eriyor iken gördüm
bir somunu bölünce silkinen gökyüzünü
su içtiğim tas bana merhaba dedi, duydum
duydum yağmurların gövdemden ağdığını.
Sen ol küçük bir kıvrımdan, bir heceden
aşk için bir vaha değil aşka otağ yaratan
sen ol zihnimde yüzen dağınık şarkıları
bir harfin başlattığı yangın ile söndür
beni bir ses sahibi kıl, kefarete hazırım
öyle mahzun
ki hüzün ciltlerinde adına rastlanmasın.
ismet özel
burada çok değerli çok saygı duyduğum bir üye vardı.gelir güzel dizeler yazar ve giderdi. koynundaki mis kokulu çiçekleri paylaşırdı bizle. güzellikleri. o üyeyi arıyorum.
West Indies,Kızıl Elma,İtaki,Maçin!
Uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
Beyazların yöresinde nasibim kalmadı
yerlilerin topraklarına karşı şuç işledim
zorbaların arasında tehlikeli bir nifak
uyrukların arasında uygunsuz biriyim
vahşetim
beni baygın meyvaların lezzetinden kopardı
kendime dünyada bir
acı kök tadı seçtim
yakın yerde soluklanacak gölge bana yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
Uzak nedir?
Kendinin bile ücrasında yaşayan benim için
gidecek yer ne kadar uzak olabilir?
Başım açık, saçlarımı ikiye
ortadan ayırdım
kimin ülkesinden geçsem
şakaklarımda dövmeler beni ele verecek
cesur ve onurlu diyecekler
halbuki suskun ve kederliyim
korsanlardan kaptığım gürlek nara
işime yaramıyor
rençberlerin o rahat
ve oturmuş lehçesinden tiksinirim
boynumda
bana yargı yükleyenlerin
utançlarından yapılma mücevherler
sırtımda sağır kantarı gizli bilgilerin
mataramdaki suya tuz ekledim, azığım yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
Bir hayatı,ısmarlama bir hayatı bırakıyorum
görenler üstünde iyi duruyor derdi her bakışta
askerken kantinden satın aldığım cep aynası
bazı geceler çıkarken
uçarı bir gülümseyişle takındığım muşta
gibi lükslerim de burda kalacak
siparişi yargıcılar tarafından verilmiş
bu hayattan ne koku, ne yankı, ne de boya
taşımamı yasaklayan belgeyi imzaladım
burada bitti artık işim, ocağım yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
İsmet Özel
eskiçağda bir bilge kişi düşmanının ağzının payını vermek üzere bir bedduada bulunmak isterse şöyledermis yalnızca:
ilginç birçağda yaşayasın!.
çünkü çinliler ahlaki heleyanlarınve siyasi depremlerin hükümsürdüğü ilginç çağlarda hayatın iyi ve güzel taraflarının gürültüye gideceğini, eriyip unufak olacağını bilirlermiş.
ilginç çağlarda yaşıyoruz vesselam kürsüm.
daha ilginç çağlarda yaşamaktan rabbim korusun hepimizi
en güzel günaydınlar.
Aşk geldiğinde köşe bucak kaçmak mi elinde mıdır hilal evrim