kudüs bir örnekti ve biz o yazarları da hiçbir yazarı da okumuyoruz. dindarım diyen başını örtüp namaz kılıp sonra bunlarla karsısındaki seni yargılama hakkını kendinde bulanlar da okumuyor ne dindar milliyetçi yazarları ne de başkasını. oysa en çok okuması gereken kesim bunlar olmalıyken. ben kendimi de bir dindar görerek bir öz eleştiri yapıyorum.
biraz da öz eleştiri yapalım. mesela çok dindar diye bildiğim bir ailenin kızı vardı başı örtülü namazlı niyazlı abdesli namazlı diye bildiğim bir gençle tanıştırmak kısmetse izdivaçlarına vesile olayım dedim kızımız bu devirde böyle bir genç bulamam diyip tanışmak için can atacağı yerde görüşmeyi bile kabul etmedi. sırf statüsü düşük diye. namazı emreden rabbin tevazuyu da emretmedi mi hatice sevgiliye beş parası olmadığını bile bile bir yetim ken varmadı mı.
din bu gün en çok kendini dindar olarak niteleyenlerin içinde garip ve parya düştü. neden mi dinin sadece dini şekle indirgedik te ondan. aynı din sana okumayı da emretti. hatta ilk emir oku ıdi. okuyor muyuz. kalem üzerine ant içen bir ifadeyle başlayan bir ayetimiz var . bizi kudüse karşı coşturacak yazarlarımızı okuyor muyuz.
Ama sen uzaklardaydın ey kalbim Uzaklardaydın, sevdiğim uzaklardaydı Ayın yıldızların çağlayarak Berrak şelaler yaparak Coşku içinde aktığı Bir yerlerdeydi.
Hani bir gün bir çobana rastlamıştık Adı Ferhat mıydı neydi Koyunların, kuşların, böceklerin ve çiçeklerin Sadakatten mest oldukları Herbirinin gözlerinde Kaybolur gibi kayar gibi Dalıp gittiğimiz o saadet evreni Kayaların yüzlerinden okuduğumuz o ebedi bilinç Bizi çekip almıştı kılcal damarlarımızdan
Yaslan göğsüme sevdiğim Benim gönlüm gök gibidir açık deniz gibidir Pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir Toprak gibidir Sen ki bulut gibisin Ay gibisin güneş gibi bazen
Usul usul inen Yağmur tıpırtılarını Dinler gibi Dalıp gitmiştik Sen konuşuyordun İpil ipil yağan bir yağmur gibi konuşuyordun Onlar ki konuklarımızdı Adları Keremdi,Yusuftu, Kaystı Hepside ezelden tanıdıktı dosttu. Erdem Bayazıt
maria puder dikkat ettim işine gelmeyen fikirler karşısında çok kabalaşabiyyorsun.
yani okumamanın mazereti olmamalı. Müslüman olman çok okumak için tetikleyici gücün olmalı başlıbaşına.
kudüs bir örnekti ve biz o yazarları da hiçbir yazarı da okumuyoruz. dindarım diyen başını örtüp namaz kılıp sonra bunlarla karsısındaki seni yargılama hakkını kendinde bulanlar da okumuyor ne dindar milliyetçi yazarları ne de başkasını. oysa en çok okuması gereken kesim bunlar olmalıyken. ben kendimi de bir dindar görerek bir öz eleştiri yapıyorum.
biraz da öz eleştiri yapalım. mesela çok dindar diye bildiğim bir ailenin kızı vardı başı örtülü namazlı niyazlı abdesli namazlı diye bildiğim bir gençle tanıştırmak kısmetse izdivaçlarına vesile olayım dedim kızımız bu devirde böyle bir genç bulamam diyip tanışmak için can atacağı yerde görüşmeyi bile kabul etmedi. sırf statüsü düşük diye. namazı emreden rabbin tevazuyu da emretmedi mi hatice sevgiliye beş parası olmadığını bile bile bir yetim ken varmadı mı.
din bu gün en çok kendini dindar olarak niteleyenlerin içinde garip ve parya düştü. neden mi dinin sadece dini şekle indirgedik te ondan. aynı din sana okumayı da emretti. hatta ilk emir oku ıdi. okuyor muyuz. kalem üzerine ant içen bir ifadeyle başlayan bir ayetimiz var . bizi kudüse karşı coşturacak yazarlarımızı okuyor muyuz.
Ama sen uzaklardaydın ey kalbim
Uzaklardaydın, sevdiğim uzaklardaydı
Ayın yıldızların çağlayarak
Berrak şelaler yaparak
Coşku içinde aktığı
Bir yerlerdeydi.
Hani bir gün bir çobana rastlamıştık
Adı Ferhat mıydı neydi
Koyunların, kuşların, böceklerin ve çiçeklerin
Sadakatten mest oldukları
Herbirinin gözlerinde
Kaybolur gibi kayar gibi
Dalıp gittiğimiz o saadet evreni
Kayaların yüzlerinden okuduğumuz o ebedi bilinç
Bizi çekip almıştı kılcal damarlarımızdan
Yaslan göğsüme sevdiğim
Benim gönlüm gök gibidir açık deniz gibidir
Pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir
Toprak gibidir
Sen ki bulut gibisin
Ay gibisin güneş gibi bazen
Usul usul inen
Yağmur tıpırtılarını
Dinler gibi
Dalıp gitmiştik
Sen konuşuyordun
İpil ipil yağan bir yağmur gibi konuşuyordun
Onlar ki konuklarımızdı
Adları Keremdi,Yusuftu, Kaystı
Hepside ezelden tanıdıktı dosttu.
Erdem Bayazıt
yara derin yara normaldir de muhattabın ben olmamalıyım o kasayı kamalin başına geçireceksin
neyse biz işimize bakalım. seviyeyi bozmayalım
mari hanfendi bir İzmirliye yakıştı mı bu üslup
atatürkün partisinin gözünü oyup kalbini söktüler içini dışına çıkardılar tu kaka oldu. atatürkte sızlayacak kemik kalmadı acıdan. bayrak istiklal marşı alay konusu oldu. zaten o bayrak ki alçak bayraktı. siz çiğdem çitleyin kırılan gururunuzu kanayan burnunuzu varın izmir dağarında atanın kemiklerini acıdan çatırdatma bahasına gezin tozun viski rakı yudumlayarak tamir edin.