Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • serbest kürsü22.08.2022 - 21:10

    20.Ağustos.2022
    Saat 11:23
    Saat elinden alındı. Ne kadarda kibar, ne kadarda hanımdı, demi Mr Smift!

  • serbest kürsü22.08.2022 - 20:45

    - Sen bizimde canımızsın!
    - Şule o sinirlendiğin adamdan özür dile, insanın kendi tersine olan müktesabatı, dürüst insanlar için zor,...

  • serbest kürsü22.08.2022 - 20:40

    Yapıştır çaycı.
    Birleri tekrar ediyorum,...
    0+1=1
    1+2=3
    3+3=6
    6+4=10
    10+5=15
    15+6=21
    21+7=28
    28+8=36
    36+9=45
    45+10=55
    55+11=66
    66+12=78
    78+13=91
    91+14=105
    105+15=120
    120+16=136
    136+17=153
    153+18=171
    171+19=190
    190+20=210
    210+21=231
    231+22=253
    253+23=276
    276+24=300 ... vesaire

  • serbest kürsü22.08.2022 - 20:36

    İmanın verdiği nur ve şuurla ve sana gösterdiği ve bildirdiği esmâ-i İlâhiye adedince vahdet alâkaları ve ittifak rabıtaları ve uhuvvet münasebetleri var…

    Hem Peygamberiniz bir, dininiz bir, kıbleniz bir—bir, bir, yüze kadar bir, bir. Sonra köyünüz bir, devletiniz bir, memleketiniz bir—ona kadar bir, bir.

    Mü’minlerde nifak ve şikak, kin ve adâvete sebebiyet veren tarafgirlik ve inat ve haset, hakikatçe ve hikmetçe ve insaniyet-i kübrâ olan İslâmiyetçe ve hayat-ı şahsiyece ve hayat-ı içtimâiyece ve hayat-ı mâneviyece çirkin ve merduttur, muzır ve zulümdür ve hayat-ı beşeriye için zehirdir. Şu hakikatin gayet çok vücuhundan altı vechini beyan ederiz.
    (…)

    İkinci Vecih

    Hem hikmet nazarında dahi zulümdür. Zira malûmdur ki, adâvet ve muhabbet, nur ve zulmet gibi zıttırlar. İkisi, mânâ-yı hakikîsinde olarak beraber cem olamazlar.

    Eğer muhabbet, kendi esbabının rüçhaniyetine göre bir kalbde hakikî bulunsa, o vakit adâvet mecazî olur, acımak suretine inkılâp eder. Evet, mü’min, kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil, belki lütufla ıslâhına çalışır. Onun için, nass-ı hadisle, “Üç günden fazla mü’min mü’mine küsüp kat-ı mükâleme etmeyecek.” (Buhârî, Edeb: 57, 62)

    Eğer esbab-ı adâvet galebe çalıp, adâvet, hakikatiyle bir kalbde bulunsa, o vakit muhabbet mecazî olur, tasannu ve temellük suretine girer.

    Ey insafsız adam! Şimdi bak ki, mü’min kardeşine kin ve adâvet ne kadar zulümdür. Çünkü, nasıl ki sen âdi, küçük taşları Kâbe’den daha ehemmiyetli ve Cebel-i Uhud’dan daha büyük desen, çirkin bir akılsızlık edersin. Aynen öyle de, Kâbe hürmetinde olan iman ve Cebel-i Uhud azametinde olan İslâmiyet gibi çok evsâf-ı İslâmiye muhabbeti ve ittifakı istediği hâlde, mü’mine karşı adâvete sebebiyet veren ve âdi taşlar hükmünde olan bazı kusurâtı iman ve İslâmiyete tercih etmek, o derece insafsızlık ve akılsızlık ve pek büyük bir zulüm olduğunu, aklın varsa anlarsın.

    Evet, tevhid-i imanî, elbette tevhid-i kulûbu ister. Ve vahdet-i itikad dahi, vahdet-i içtimaiyeyi iktiza eder.

    Evet, inkâr edemezsin ki, sen bir adamla beraber bir taburda bulunmakla, o adama karşı dostâne bir rabıta anlarsın; ve bir kumandanın emri altında beraber bulunduğunuzdan, arkadaşâne bir alâka telâkki edersin. Ve bir memlekette beraber bulunmakla, uhuvvetkârâne bir münasebet hissedersin. Halbuki, imanın verdiği nur ve şuurla ve sana gösterdiği ve bildirdiği esmâ-i İlâhiye adedince vahdet alâkaları ve ittifak rabıtaları ve uhuvvet münasebetleri var.

    Meselâ, her ikinizin Hâlıkınız bir, Mâlikiniz bir, Mâbudunuz bir, Râzıkınız bir—bir, bir, bine kadar bir, bir.

    Hem Peygamberiniz bir, dininiz bir, kıbleniz bir—bir, bir, yüze kadar bir, bir.

    Sonra köyünüz bir, devletiniz bir, memleketiniz bir—ona kadar bir, bir.

    Bu kadar bir birler vahdet ve tevhidi, vifak ve ittifakı, muhabbet ve uhuvveti iktiza ettiği ve kâinatı ve küreleri birbirine bağlayacak mânevî zincirler bulundukları hâlde, şikak ve nifâka, kin ve adâvete sebebiyet veren örümcek ağı gibi ehemmiyetsiz ve sebatsız şeyleri tercih edip mü’mine karşı hakikî adâvet etmek ve kin bağlamak, ne kadar o rabıta-i vahdete bir hürmetsizlik ve o esbab-ı muhabbete karşı bir istihfaf ve o münasebât-ı uhuvvete karşı ne derece bir zulüm ve i’tisaf olduğunu, kalbin ölmemişse, aklın sönmemişse anlarsın.

  • serbest kürsü21.08.2022 - 11:49

    Birazda rakamların metodundan yönteminden bahs edelim üstünü Fibunatchu verdiyse altınıda ben verdim! 0123456789
    0+1=1
    1+2=3
    3+3=6
    6+4=10
    10+5=15
    15+6=21
    21+7=28
    28+8=36
    36+9=45
    45+10=55
    55+11=66
    66+12=78
    78+13=91
    91+14=105
    105+15=120
    120+16=136
    136+17=153
    153+18=171
    171+19=190
    190+20=210
    210+21=231
    231+22=253
    253+23=276
    276+24=300 ... vesaire

  • serbest kürsü21.08.2022 - 11:45

  • serbest kürsü20.08.2022 - 14:07

    Irlandalı, merdiven altı oyuncusu gök kuşağının altında altınlarını bekleyen hayali hasit cüce değilmi?

  • serbest kürsü20.08.2022 - 13:32

    Bak hele bak fakirli cadı süpürgesi,...
    Taş, Makas, Kağıtmı?

    Bak hele bak sıcaklarla aran nası diyo, yoh yoh örscü, sapcı ve çekiçci, Kılıçmı, Nalmı, Orakmı?

  • serbest kürsü20.08.2022 - 11:28

    Hanım kızımız hele bi şunuda doğru tercüme et bakim, Almanca söyleyince anlamıyorlarda,... Doğru tercüme edersen sana mersedes yıldızlı arzum mutfah robotu alıcıam!

    Hakim bey, hakim hanım soruyorum, teknikde el sanatında kullanılan çekiçmi, insanı(sæm'i) açık arttırmada satmadaki açık arttırmayı sonlandıran tahta çekiçmi, hakim bey, hakim hanım soruyorum soğurmayı, kovuşturmayı, duruşmayı sonlandıran tahta çekiçmi?

  • serbest kürsü20.08.2022 - 10:28

    Onca şiir var, meğeri sanatsa şiirle bir term'in dışına çıkınca kendini eşiklerle başka term'ler içinde bulma var!
    Vah vah vah, fizikde'de buna solcan deliği deniyor "galiba"!