Nurgül sen galiba dananın kuyruğunu, hakikatın baskın düşmesi halinde yılan ile karıştırıyorsun! Vay vay kolektif insan unsuru, (un-suru) çok guluten tükettim galiba fazla kaçırınca sarhoş ediyor! Baksana, Ahlaktan dem vuranlara, en yüksek Ahlaki Erdemin ne olabileceğini bi sorsana bakım! Matbanın gelmesi ile ve sonrası harf inkılapı ile daktilo ve matbaya atıfta bulunulan çÇ ve şŞ nin altında kullanılan Orak şeklindeki glospe, adalet yerini bulana denk zıkkım olsun ona.
Bide utanmadan uyuturcasına eski Mısır lanetinden bahs ediliyor. O lanetin öztürkçe çalışmalarında bahsi mevzu olan üç harflilemelerin olduğunu bilmeyenlere gelsin.
Aslında Kekodan bir parça paylaşmak gerek idi, faaaakat...!
Tüh hocam, çok çekirdekli işletimcisinin hesaplama yöntemini, matematiksel bazda, yeni sistemleri daha yeni keşfediyorum daha yeni anlamlandırıyorum. Dahada değişik sistemlerin var olabileceğini yeni anlıyorum... İlginç, Türkiyede rakamlar arası uzantılar noktalama ile izah ediliyor bilgisayar ve diğer hesaplama metot yöntemlerinde rakamlar arası uzantılar virgüllerle izah ediliyor. Yani, üç basamaklı rakamlar üzeri kolay okunsun diye noktalamalarla izaf ediliyor ve buda karışıklık meydana getiriyor. Galiba, öztürkçe çalışmalarından sonrası harf inkılapı ile üç harflerle bütün bir ülkiyetin lisanının muskalanıp üç harf sonrası kısır döngü ve kelime tümlerinin bir neticesi olsa sebep! Misal: 0.427 mi 0,427 mi? 1.427 mi 1,427 mi?
">İbni haldunun teorisine göre bizim iş arkadaşlarının çoğu yılan yemiş olmalı yoksa bu kadar zehiri nasıl kusacaklar ;) burdan hepsine selam olsun :))))"
Kötü partisiz Nurgülcücüğüm, İbni Haldunun teorisine göre kolektifleme genelleme ve kişiselleme ferdiyetleme arasında bi fark var, çünkü kolektif ve genele hitabi söylemlerin manâ kökü geniştir vede genişleme açılımına meyillidir. Yarın dananın kuyruğu kopacak, vejeteryan kötü partisiz Marulu yiyenleride göreceğiz.
- Sanmaki, gün ışığı güneşin ışığı, güneş ışığı bir nebze ışıktan gölgesi o'nu bilen gözlere, o'nu sezen hislere...
Nasıl fabrikanın içindeki makine ve cihazlardan birisi bozulsa ya da atıl kalsa, netice elde edilemez, yani ürün alınamaz ise, kainat fabrikasının bir dişlisi kırılsa ya da bozulsa kainatta hayat mümkün olmazdı.
Ehl-i tabiattan maksat; materyalist ve determinist felsefedir. Bu felsefeye göre kainatta olan biten her şey sebepler eli ile oluyor. -Haşa- "Allah yok, madde de ezelidir" deyip, kainatın bütün tedbir ve idaresini de sebeplere havale ediyorlar. Yani maddeyi ve sebepleri ilahlaştırıp ona tapıyorlar. Tıpkı müşriklerin putlara tapması gibi bunlar da sebepleri ilahlaştırıp ona tapıyorlar. Allah’ın kainattaki varlığını, birliğini ve tedbir ve terbiyesini inkar edip sadece sebepleri merci biliyorlar.
Halbuki sebep dedikleri şeyler cansız, şuursuz, ilimsiz ve iradesiz şeylerdir. Görünüşte sebepten husule gelen şeyler ise, mükemmel bir sanat, mükemmel bir eserdir. Böyle mükemmel bir neticeyi, böyle aciz ve ilimsiz sebepten bilmek ahmaklığın en aşağı mertebesi olsa gerek.
Kainat ve kainatın unsurları ve elementleri arasında açıkça görülen yardımlaşma, dayanışma, cevaplaşma, kucaklaşma gibi fiiller kainatı parçalanmaz ve bölünmez bir bütün haline getiriyor. Bu fiiller sayesinde kainat adeta kompleks çalışan bir fabrika şekline giriyor. Bir bütün olan ve fabrika şekline giren kainat, tamamı ile hayat sahiplerine hizmet ediyor.
Mesela; bir elmanın teşekkülünde ve oluşmasında güneş, hava, su, toprak, elementler, dolaylı olarak yıldız ve galaksiler, hepsi bir intizam ve yardımlaşma içinde çalışıyorlar. Şayet bu unsurlardan bir tanesi, bu yardımlaşma ve dayanışma içinden çıksa elma olmaz. Mesela; güneş bu halkadan çıksa elma vücut bulamaz. Ya da milyarlarca yıl uzakta olan bir galaksi yörüngesini şaşırıp intizamı bozsa, kainat sistemi yerle bir olup elma yine oluşamaz.
Nasıl fabrikanın içindeki makine ve cihazlardan birisi bozulsa ya da atıl kalsa, netice elde edilemez, yani ürün alınamaz ise, kainat fabrikasının bir dişlisi kırılsa ya da bozulsa kainatta hayat mümkün olmazdı.
Demek hayat kimin ise, hayatın oluşumunda hizmet eden kainat da onundur. Bu da Allah’ın kainat üstündeki Rububiyet ve Uluhiyetini açıkça bize gösterip ispat ediyor. Güneşin basit bir elmaya boyun eğmesi ve ona hizmetkarlık yapması, Allah’ın tedbir ve terbiyesinin her şeyi kuşattığını bize gösteriyor. Daha bunun gibi binlerce örneği buna kıyas edebiliriz.
Nurgül sen galiba dananın kuyruğunu, hakikatın baskın düşmesi halinde yılan ile karıştırıyorsun! Vay vay kolektif insan unsuru, (un-suru) çok guluten tükettim galiba fazla kaçırınca sarhoş ediyor! Baksana, Ahlaktan dem vuranlara, en yüksek Ahlaki Erdemin ne olabileceğini bi sorsana bakım! Matbanın gelmesi ile ve sonrası harf inkılapı ile daktilo ve matbaya atıfta bulunulan çÇ ve şŞ nin altında kullanılan Orak şeklindeki glospe, adalet yerini bulana denk zıkkım olsun ona.
Bide utanmadan uyuturcasına eski Mısır lanetinden bahs ediliyor. O lanetin öztürkçe çalışmalarında bahsi mevzu olan üç harflilemelerin olduğunu bilmeyenlere gelsin.
Aslında Kekodan bir parça paylaşmak gerek idi, faaaakat...!
İnsan Adalet Ahlak Hakikat Sonra
Tüh hocam, çok çekirdekli işletimcisinin hesaplama yöntemini, matematiksel bazda, yeni sistemleri daha yeni keşfediyorum daha yeni anlamlandırıyorum. Dahada değişik sistemlerin var olabileceğini yeni anlıyorum... İlginç, Türkiyede rakamlar arası uzantılar noktalama ile izah ediliyor bilgisayar ve diğer hesaplama metot yöntemlerinde rakamlar arası uzantılar virgüllerle izah ediliyor. Yani, üç basamaklı rakamlar üzeri kolay okunsun diye noktalamalarla izaf ediliyor ve buda karışıklık meydana getiriyor. Galiba, öztürkçe çalışmalarından sonrası harf inkılapı ile üç harflerle bütün bir ülkiyetin lisanının muskalanıp üç harf sonrası kısır döngü ve kelime tümlerinin bir neticesi olsa sebep!
Misal: 0.427 mi 0,427 mi?
1.427 mi 1,427 mi?
Regulasyon:
0,00+0,01=0.01
0,01+0,01=0,02
0,02+0,02=0,04
0,04+0,03=0,07
0,07+0,04=0,11
0,11+0,05=0,16
0,16+0,06=0,22
0,22+0,07=0,29
0,29+0,08=0,37
0,37+0,09=0,46
0,46+0,10=0,56 ... vesaire
0,00+0,01=0.01
0,01+0,02=0,03
0,03+0,03=0,06
0,06+0,04=0,10
0,10+0,05=0,15
0,15+0,06=0,21
0,21+0,07=0,28
0,28+0,08=0,36
0,36+0,09=0,45
0,45+0,10=0,55 ... vesaire
(1)
0+1=1
1+2=3
3+3=6
6+4=10
10+5=15
15+6=21
21+7=28
28+8=36
36+9=45
45+10=55 ... vesaire
(1)
0+1=1
1+1=2
2+2=4
4+3=7
7+4=11
11+5=16
16+6=22
22+7=29
29+8=37
37+9=46 ... vesaire
(2)
0+1=1
1+3=4
4+5=9
9+7=16
16+9=25
25+11=36...vesaire
(2)
0+2=2
2+4=6
6+6=12
12+8=20
20+10=30
30+12=42...vesaire
(3)
0+1=1
1+4=5
5+7=12
12+10=22
22+13=35
35+16=51...vesaire
(3)
0+3=3
3+3=6
6+6=12
12+9=21
21+12=33
33+15=48...vesaire
(4)
0+1=1
1+5=6
6+9=15
15+19=34
34+23=57
57+27=84... vesaire
(4)
0+4=4
4+4=8
8+12=20
20+16=36
36+20=56
56+24=80... vesaire
Türk Anlam Türkiye Matematik Bilgi
Hay Mat Los
Dekalogos 10 emirden bahs etmedidiğinimi zannediyorsun. Baksana semiramis ile altı bile kurgulanmış!
Altın Emir Semi Bile Kurgu
Aykadaşlay, oyusuyuk için kusuya bakmayın buydakileyi okuyunca mide bulantısı basıyoda,...
Mide Bulantısı MideBulantı İçin Bula
">İbni haldunun teorisine göre bizim iş arkadaşlarının çoğu yılan yemiş olmalı yoksa bu kadar zehiri nasıl kusacaklar ;) burdan hepsine selam olsun :))))"
Kötü partisiz Nurgülcücüğüm, İbni Haldunun teorisine göre kolektifleme genelleme ve kişiselleme ferdiyetleme arasında bi fark var, çünkü kolektif ve genele hitabi söylemlerin manâ kökü geniştir vede genişleme açılımına meyillidir. Yarın dananın kuyruğu kopacak, vejeteryan kötü partisiz Marulu yiyenleride göreceğiz.
- Sanmaki, gün ışığı güneşin ışığı, güneş ışığı bir nebze ışıktan gölgesi o'nu bilen gözlere, o'nu sezen hislere...
muammer
Regulation / Regülasyon.
Senin kiralanma üstüne kiralanma üstüne kiralanmadan kaynaklanan vâr olma gibi bi problemin olmadı!
İşte mekanik dişliler gibi bir intizam halinde. Heye heye daha toplamayı yeni öğreniyor 40 yaşında ergen gibi! Anlayan anladı.
1234567890|
0+1=1
1+2=3
3+3=6
6+4=10
10+5=15
15+6=21
21+7=28
28+8=36
36+9=45
45+10=55
55+11=66
66+12=78
78+13=91
91+14=105
105+15=120
120+16=136
136+17=153
153+18=171
171+19=180
180+20=210
210+21=231
231+22=251
251+23=276
276+24=300
300+25=325
325+26=351
351+27=378
378+28=406
406+29=435
435+30=455
455+31=486
486+32=518
518+33=551
551+34=585
585+35=610
610+36=646
646+37=683
683+38=721
721+39=760
760+40=800
800+41=841
841+42=883
883+43=923
923+44=967
967+45=1012
1012+46=1058
1058+47=1105
1105+48=1153
1153+49=1202
1202+50=1252
1252+51=1303
1303+52=1355
1355+53=1408
1408+54=1462
1462+55=1517
1517+56=1573
1573+57=1630
1630+58=1688
1688+59=1747
1747+60=1807
1807+61=1868
1868+62=1930
1930+63=1993...vs.
0+1=1
1+1=2
2+2=4
4+3=7
7+4=11
11+5=16
16+6=22
22+7=29
29+8=37
37+9=46
46+10=56
56+11=67
67+12=79
67+13=92
92+14=106
106+15=121
121+16=137
137+17=154
154+18=172
172+19=181
181+20=211
211+21=232
232+22=252
252+23=277
277+24=301
301+25=326
326+26=352
352+27=379
379+28=407
407+29=436
436+30=456
456+31=487
487+32=519
519+33=552
552+34=586
586+35=611
611+36=647
647+37=684
684+38=722
722+39=761
761+40=801
801+41=842
842+42=884
884+43=924
924+44=968
968+45=1013
1013+46=1059
1059+47=1106
1106+48=1154
1154+49=1203
1203+50=1253
1253+51=1304
1304+52=1356
1356+53=1409
1409+54=1463
1463+55=1518
1518+56=1574
1574+57=1631
1631+58=1689
1689+59=1748
1748+60=1808
1808+61=1869
1869+62=1931
1931+63=1994...vs.
(2)
0+1=1
1+3=4
4+5=9
9+7=16
16+9=25
25+11=36...vs.
(2)
0+2=2
2+4=6
6+6=12
12+8=20
20+10=30
30+12=42...vs.
(3)
0+1=1
1+4=5
5+7=12
12+10=22
22+13=35
35+16=51...vs.
(3)
0+3=3
3+3=6
6+6=12
12+9=21
21+12=33
33+15=48...vs.
(4)
0+1=1
1+5=6
6+9=15
15+19=34
34+23=57
57+27=84...vs.
(4)
0+4=4
4+4=8
8+12=20
20+16=36
36+20=56
56+24=80... vs.
Vesaire...
Gibi Seni Daha Yeni Kaynak
Altınıda üstünüde çizmekde bir fayda olsa gerek!
Nasıl fabrikanın içindeki makine ve cihazlardan birisi bozulsa ya da atıl kalsa, netice elde edilemez, yani ürün alınamaz ise, kainat fabrikasının bir dişlisi kırılsa ya da bozulsa kainatta hayat mümkün olmazdı.
Ehl-i tabiattan maksat; materyalist ve determinist felsefedir. Bu felsefeye göre kainatta olan biten her şey sebepler eli ile oluyor. -Haşa- "Allah yok, madde de ezelidir" deyip, kainatın bütün tedbir ve idaresini de sebeplere havale ediyorlar. Yani maddeyi ve sebepleri ilahlaştırıp ona tapıyorlar. Tıpkı müşriklerin putlara tapması gibi bunlar da sebepleri ilahlaştırıp ona tapıyorlar. Allah’ın kainattaki varlığını, birliğini ve tedbir ve terbiyesini inkar edip sadece sebepleri merci biliyorlar.
Halbuki sebep dedikleri şeyler cansız, şuursuz, ilimsiz ve iradesiz şeylerdir. Görünüşte sebepten husule gelen şeyler ise, mükemmel bir sanat, mükemmel bir eserdir. Böyle mükemmel bir neticeyi, böyle aciz ve ilimsiz sebepten bilmek ahmaklığın en aşağı mertebesi olsa gerek.
Kainat ve kainatın unsurları ve elementleri arasında açıkça görülen yardımlaşma, dayanışma, cevaplaşma, kucaklaşma gibi fiiller kainatı parçalanmaz ve bölünmez bir bütün haline getiriyor. Bu fiiller sayesinde kainat adeta kompleks çalışan bir fabrika şekline giriyor. Bir bütün olan ve fabrika şekline giren kainat, tamamı ile hayat sahiplerine hizmet ediyor.
Mesela; bir elmanın teşekkülünde ve oluşmasında güneş, hava, su, toprak, elementler, dolaylı olarak yıldız ve galaksiler, hepsi bir intizam ve yardımlaşma içinde çalışıyorlar. Şayet bu unsurlardan bir tanesi, bu yardımlaşma ve dayanışma içinden çıksa elma olmaz. Mesela; güneş bu halkadan çıksa elma vücut bulamaz. Ya da milyarlarca yıl uzakta olan bir galaksi yörüngesini şaşırıp intizamı bozsa, kainat sistemi yerle bir olup elma yine oluşamaz.
Nasıl fabrikanın içindeki makine ve cihazlardan birisi bozulsa ya da atıl kalsa, netice elde edilemez, yani ürün alınamaz ise, kainat fabrikasının bir dişlisi kırılsa ya da bozulsa kainatta hayat mümkün olmazdı.
Demek hayat kimin ise, hayatın oluşumunda hizmet eden kainat da onundur. Bu da Allah’ın kainat üstündeki Rububiyet ve Uluhiyetini açıkça bize gösterip ispat ediyor. Güneşin basit bir elmaya boyun eğmesi ve ona hizmetkarlık yapması, Allah’ın tedbir ve terbiyesinin her şeyi kuşattığını bize gösteriyor. Daha bunun gibi binlerce örneği buna kıyas edebiliriz.