uğruna dağ delmeden, çöle düşmeden de. gösterilir, sevilir. sevgi ekmeğini bölüşmenin rahatlığında,yere düştümü öpüp başına koymanın endişesinde. çıkmışken kuyuya tekrar inip ayakabında su taşıyıp bir köpeğe içirmenin kaygısında saklı. su gibi aziz, ekmek gibi kutsal.
emek verirsin, özen gösterirsin, zaman ayırırsın.
kadınlar yazmalı, anlatmalı artık sevgiyi. göstermekle öğrenemedi dünya.
uzay boşluğunda yerimiz varmış ki buradayız. seslerimiz yankılandı, oralarda bir yerlerde. ya içimizdekiler onlar onlarda yankılandı mı? oralarda mı? bir yerlerde mi? o tutkulara, coşkuya, enerjiye ihtiyacım var.
insanın ömrü geçmeden birşey geçmiyor. sadece geçmesini istediğimiz geçse neyse. zaman, mekan... geçiyor da geçiyor. #budageçeryahu diyoruz da durum böyle.
son nefese kadar bu da geçsin diyecek konu sıkıntımız yok eyvallah ne diyelim.
günlük itiraflar alınır sorumsuz çocuğa keyifle sorulur a-ee naptın spor ayakkabıları yine unuttun beden öğrt. nin karne notundan kırdı mı? b-hahaa haa tüm sınıfı ve öğretmeni hasta olduğuma inandırdım. masada büyük sesizlik b-tuvalette kusmaya çalılıp, telef ettim kendimi, hasta numarası yaptım arkadaşlara sonra öğretmene söyledim,doğru söyle kıyafetlerini mi unuttun deyince spor kıyafetlerini gösterdim ayakkabının olmadığını farketmedi, geç kenara dedi c-ben de unutuyorum hep bir daha unutursam hiçbir spor faaliyetine katılamıyacağım
uğruna dağ delmeden, çöle düşmeden de. gösterilir, sevilir. sevgi ekmeğini bölüşmenin rahatlığında,yere düştümü öpüp başına koymanın endişesinde. çıkmışken kuyuya tekrar inip ayakabında su taşıyıp bir köpeğe içirmenin kaygısında saklı.
su gibi aziz, ekmek gibi kutsal.
emek verirsin, özen gösterirsin, zaman ayırırsın.
kadınlar yazmalı, anlatmalı artık sevgiyi. göstermekle öğrenemedi dünya.
uzay boşluğunda yerimiz varmış ki buradayız. seslerimiz yankılandı, oralarda bir yerlerde. ya içimizdekiler onlar onlarda yankılandı mı? oralarda mı? bir yerlerde mi?
o tutkulara, coşkuya, enerjiye ihtiyacım var.
içinde dünyanın eşitlenmesi ne korkunçtur. kendinin belirginleşmesi. yabancılaşmanın kaçıncı boyutu bu?
kin duymayı bile öfkelenmeyi bile özlemek..
Peygamberler dışında insana çok da yakıştığını düşünmüyorum.
Bebekler var bir de.
med cezir ülkesi içim kıyılarımı bulsam ah bir kıyımı bulsam
insanın ömrü geçmeden birşey geçmiyor.
sadece geçmesini istediğimiz geçse neyse.
zaman, mekan... geçiyor da geçiyor.
#budageçeryahu diyoruz da durum böyle.
son nefese kadar bu da geçsin diyecek konu sıkıntımız yok
eyvallah ne diyelim.
kimseyi terketmeme doğrudur belki de ama ya gitmesi için elinden ne geliyorsa yapıyorsa?
günlük itiraflar alınır
sorumsuz çocuğa keyifle sorulur
a-ee naptın spor ayakkabıları yine unuttun beden öğrt. nin karne notundan kırdı mı?
b-hahaa haa tüm sınıfı ve öğretmeni hasta olduğuma inandırdım.
masada büyük sesizlik
b-tuvalette kusmaya çalılıp, telef ettim kendimi, hasta numarası yaptım arkadaşlara sonra öğretmene söyledim,doğru söyle kıyafetlerini mi unuttun deyince spor kıyafetlerini gösterdim ayakkabının olmadığını farketmedi, geç kenara dedi
c-ben de unutuyorum hep bir daha unutursam hiçbir spor faaliyetine katılamıyacağım
a-başka itiraf kaldıramıyacağım
Kalbinin karanlığından ürkmemeli insan.
İçimin kuyularına düştüğümü ilk farkettiğimde yüzleştim o ürkütücü karanlık yanımla.
İçinin çiçek böcek dolu olduğunu sanan biri için o karanlıklar, dehlizler, uçurumlar, mağaralar, tozlu paslı raflar oldukça şaşırtıcı olabiliyor.
Ve çokça hayal kırıklığı... kendine dair.
Kendini bilmenin en büyük tamamlanma biçimi olduğu da yalnızlar için belki biraz uzun bir yol.
Ama ne farkeder hep yolda değil miyiz zaten.
Erkek cenahının bilmesi gereken en önemli konulardan biri. İnsan evladı gibi sevin, mecnun gibi değil.