insan vucudu kaç kilo ağırlığı taşır? kaç derece sıcağa tahammül eder? kaç derece de donar? sınırları çizilmiş bir bedenimiz var. çıkamadığımız sınırlar... yok edemediğimiz. içine hapsolduğumuz.
ya acı, sevgi, hüzün, mutluluk,taşar mı? donar mı? sonsuzluk kadar... sınırları olmadan, tahammül edemeyeceğimizi düşünsekte sonsuz bir çizgi de devam eder.
kalp çarpıntısı gibi gümleyerek yanan sobanın başında buz kesen ellerini ısıtırken, sobanın tavana yansıyan alevli ışıltısı da odayı aydınlatıyordu.
buz kesmiş minik ellerini sobaya yaklaştırdı. sobanın sesine karışan cılız sesiyle konuşmaya başladı.
canım çok yanıyor,bitmeyen sonsuz bir acının içinde debeleniyorum sanki...bir türlü çıkamıyorum içinden,diye serzenişli sözler birden döküldü ağzından.
yaşlı kadın,genç kadına dayadı omuzunu ''acının da tadı var'' dedi gülümsemesi çehresine yayılırken koyu kahverengi gözleri kocaman açıldı genç kadının ne demek istiyorsun dercesine,yeryüzünün dağlarını barındıran yüzüne baktı. umarsızca gülümsemesi devam etti yaşlı kadının. ''evet evet acının da tadı var... hayat kısa, günler yel gibi esip giderken acının uzattığı o saatlerin onların da tadını çıkarmalısın, denemelisin''
Çok uzun, sağlıklı ve doyumlu bir aşk ilişkisi doğru kişiyi bulunca değil, doğru davranınca oluşabilir. Uzun ve doyumlu bir aşk ilişkisi ancak iki tarafın da emek, gayret ve toleransı ile kurulabilir. Doğan Şahin
dünün çukurundan çıkıp yarının dehlizlerinde kaybolmaman gerektiğini bilirsin de...
bilmek yeterli mi?
doku uyuşmazlığı gibi
nefesler adedince arş-ı kemalat
Sonsuzlukta başlangıç
insan vucudu kaç kilo ağırlığı taşır?
kaç derece sıcağa tahammül eder? kaç derece de donar?
sınırları çizilmiş bir bedenimiz var. çıkamadığımız sınırlar... yok edemediğimiz. içine hapsolduğumuz.
ya acı, sevgi, hüzün, mutluluk,taşar mı?
donar mı? sonsuzluk kadar... sınırları olmadan, tahammül edemeyeceğimizi düşünsekte sonsuz bir çizgi de devam eder.
kalp çarpıntısı gibi gümleyerek yanan sobanın başında buz kesen ellerini ısıtırken, sobanın tavana yansıyan alevli ışıltısı da odayı aydınlatıyordu.
buz kesmiş minik ellerini sobaya yaklaştırdı. sobanın sesine karışan cılız sesiyle konuşmaya başladı.
canım çok yanıyor,bitmeyen sonsuz bir acının içinde debeleniyorum sanki...bir türlü çıkamıyorum içinden,diye serzenişli sözler birden döküldü ağzından.
yaşlı kadın,genç kadına dayadı omuzunu
''acının da tadı var'' dedi gülümsemesi çehresine yayılırken
koyu kahverengi gözleri kocaman açıldı genç kadının ne demek istiyorsun dercesine,yeryüzünün dağlarını barındıran yüzüne baktı.
umarsızca gülümsemesi devam etti yaşlı kadının.
''evet evet acının da tadı var... hayat kısa, günler yel gibi esip giderken acının uzattığı o saatlerin onların da tadını çıkarmalısın, denemelisin''
yaşadığım duygulara dönüp bakıyorum. ve kim bunlar anlayamıyorum.
aşk böööğğğğyyyyyhhhkg diye kusabilmektir.
yaşamım, yaşadığım kaderime hazırlıkmış
yeryüzünde ne bitmez tükenmez insanlığımız var ki her güne kaç kere insanlığın ölümü düşüyor payımıza hesaplıyamıyorum.
bir insanı suçsuz yere öldürmek tüm insanlığı öldürmek gibidir ya hani.
kaldı mı ki insanlıpımız? ölen ne peki?
Çok uzun, sağlıklı ve doyumlu bir aşk ilişkisi doğru kişiyi bulunca değil, doğru davranınca oluşabilir. Uzun ve doyumlu bir aşk ilişkisi ancak iki tarafın da emek, gayret ve toleransı ile kurulabilir.
Doğan Şahin