+günün kötü geçti sanırım *ruh hali işte dalgalı, herkes gibi herkesin denizi ne kadarsa dalgası da o kadar +dalga, rüzgar ve fırtınadan beslenir *iç dünyam da durulmuyor dış dünyam da +kendini arındır, kendini kurtar, kendin için *içim çer çöp dolu sanırım +kıyına vuruyor değil mi bu çöpleri nasıl attırdım içime diyorsun *kıyımı bulamıyorum.
zihnimde duvar dipleri, köprü altları var.oralara takılınca tüm hayatım orasıymış gibi oralarda kala kalıyorum. gökyüzü yok, ışık yok. duvar var sadece duvar ve duvar dibi.
anka kuşu değil miydi küllerinden doğan. ya değilsem? ya güvercinsem? güvercin olup kül olanlar ne olacak? külleri sadece gökyüzüne mi savrulacak? bana yeni hikayeler lazım.bana lazım olan hikayeler.
elleriniz cebinizde, yüzünüz yerde, hızlı adımlarla içinize kaçarcasına yürürsünüz. soğuk havada, sokaklarda. istekler, ihtiyaçlar sonsuzdur, bilirsiniz. ama öyle bir rahatlık vardır ki üzerinizde umarsızlık sarar tüm benliğinizi... dua bile mırıldanmadan, talep etmeden sadece başınız önünüzde gidersiniz, gidersiniz...
istek ve ihtiyaçları hissettiren elbette bilir. bilirsiniz.
ben hüznün rengini tek mavi görmüyorum. her renkte olabilir. bence oldukça karanlık bazen boz bulanık rengi, taş rengi daha baskın. nem ve toprak kokuyor.
+günün kötü geçti sanırım
*ruh hali işte dalgalı, herkes gibi
herkesin denizi ne kadarsa dalgası da o kadar
+dalga, rüzgar ve fırtınadan beslenir
*iç dünyam da durulmuyor dış dünyam da
+kendini arındır, kendini kurtar, kendin için
*içim çer çöp dolu sanırım
+kıyına vuruyor değil mi
bu çöpleri nasıl attırdım içime diyorsun
*kıyımı bulamıyorum.
yine mırıldanırcasına anlatmaya başladı
zihnimde duvar dipleri, köprü altları var.oralara takılınca tüm hayatım orasıymış gibi oralarda kala kalıyorum.
gökyüzü yok, ışık yok. duvar var sadece duvar ve duvar dibi.
anka kuşu değil miydi küllerinden doğan. ya değilsem?
ya güvercinsem? güvercin olup kül olanlar ne olacak?
külleri sadece gökyüzüne mi savrulacak?
bana yeni hikayeler lazım.bana lazım olan hikayeler.
tesellisi yok bu hayatın, balçık gibi, tutkal gibi ellerimde
bırakmak istesem de ellerimde
soğuk
oldukça ıslak
grili bir günde, içine sığındığın otobüsteki
grili
buharlı
sıcak sürecek dakikalar
elleriniz cebinizde, yüzünüz yerde, hızlı adımlarla içinize kaçarcasına yürürsünüz.
soğuk havada, sokaklarda.
istekler, ihtiyaçlar sonsuzdur, bilirsiniz.
ama öyle bir rahatlık vardır ki üzerinizde
umarsızlık sarar tüm benliğinizi...
dua bile mırıldanmadan, talep etmeden sadece başınız önünüzde gidersiniz, gidersiniz...
istek ve ihtiyaçları hissettiren elbette bilir.
bilirsiniz.
ben hüznün rengini tek mavi görmüyorum.
her renkte olabilir. bence oldukça karanlık bazen boz bulanık rengi, taş rengi daha baskın. nem ve toprak kokuyor.
kendi karanlığından çıkmayı başarırsın da... ya bir başkasının karanlığına düştüysen nasıl çıkmayı başarırsın?
dünyadan kaçar, kalbe sığınırdık.
içimin içi
canımın içi