sen dini değerlerle alay et, kudüsle ayasofyayla ve bunların islam adına ne ifade ettiği gibi ulvi değerlerle alay et sonra bana saygısız sevgisiz de. bu kürsü kimin saygısız olduğunu iyi biliyor.
aaaa ne güzel böyle açık olun. nasılda döküldü kininiz ortaya siz ayasofyanın camii olmasına bile karşısınız kudüs te umrunuzda değil. burada bu konuya değinilmesi bile sizin için bir gırgır maytap geçme konusu. hee şaşkın bildin hüüüü deyip yürüyeceğiz senin gibi din i değerlerle alay edenlere inat size karşı. bizi asıl rahatsız eden içteki sizin gibi gizli din düşmanları, dışardaki illüminati yada tavistak falan değil. çünkü o zaten dışarda.
su akıp yatağını bulacak dertlenmeye lüzum yok. biz yeter ki ebrehenin ordusu karşısındaki abdülmuttalip gibi tevekkül halinde olalım allaha karşı. bu büyük bir iman gerektirir. ne kudüs israil devletinin başkenti olacak. ne de israil kadim pis emeline sahip. kaldı ki israil de bir piyon. büyük oyun israili de trumpın çirkin siyasetini de aşıyor. ya rabbimi onu da mı aşıyor. asla ve kat'a
lozan antlaşmasının adalarla ilgili maddesi dün yunanistanla cumhurbaşkanlığı nezdinde yapılan bir toplantıda masaya yatırıldı ve cumhurbaşkanımız erdoğan bu antlaşma o günün koşullarında sadece iki ülkeyi değil bütün bölgeyi ilgilendirir ve günümüzde bu koşullar çok değişmiştir. bu maddeler gündeme gelebilir ve değiştirilebilir sinyallerini verdi.yunanistanı daima dost bir ülke olarak görmek isteyen, kendi topraklarımızı işgal etmiş olsalar ve savaş sonrasında trakya bölgemizin kendilerine peşkeş çekilmesine daima iştah kabartmalarını bilmesine rağmen her daim bağrına basan türk milleti dostluk beklentisini o derece yüksek tutmuştur ki bir kaç yıl evvel pek yakışıklı filan diye doğan medyasının övgüler yağdırdığı çipras yönetiminde kriz yaşadıklarında ve dibe vurduklarında ertuğrul özkök muhteremi ne var yani borcunu kapayıversek diyebilmiştir. oysa aynı yunanistan türk düşmanlığını daima canlı tutmuş bunun için yeni nesillerini örgün öğretimde türklere karşı milliyetçilik duygularıyla bezemekten geri durmamıştır. şu durumda bu maddeler ne kadar tehlike arz etmektedir. neydi bu maddeler yunanistan türklere bırakılan bozcaada ve gökçe ada dışındaki adaların üzerinde her tür hak sahibidir ve bu adalarda kendince güvenli bulduğu zamanlarda dünya devletlerine ve türkiyeye bilgi vermeksizin silahlanma hakkına sahiptir. yani bunun anlamı yunanistan aklına eserse bu adalardan yani çay simit uzatsan alabileceğin kayıklarla dbirinden diğerine varabileceğin bu adalardan kıçına silah doğrultabilir. eeee ozaman dostmu düşmanmı anlarsın lakin iş işten geçmiştir. bunu bilmek bile bir ülkenin uykularını kaçırmaya yetmeliyken bizim şu ana kadar ki hükümetler meseleyi bilmezden geldiler. ha bu arada yunanistan ders kitaplarında türklerden yecüc ve mecüc gibi bahsediliyor bilesiniz.
lozan antlaşması doksan beşinci yılında yani yüz yılı devirmeden henüz evrilmeye başladı. batımızdaki adaları ikisi hariç yunanlılara veren şu mantıkla izahı mümkün olmayan madde dün yunanistanla cumhurbaşkanlığı seviyesinde yapılan toplantıda masaya yatırıldı ve erdoğan bu antlaşma o zamanın şartlarında yapılmıştır. şimdi bu antlaşmaya uyma zorunluluğu yoktur bölgede bir çok hadise değişmiştir diyerek değişimin sinyallerini verdi.
siyaset meydanı köşemize zahmet buyurmayıp burdan yürütmeye kararlısınız demek bu işleri. ne yapalım biz de çoğunluğa uyar burdan konuşuruz siyaseti. sonra demeyin ama burda siyaset konuşuluyor.
arkadaş sen bilmiyor musun arap devletlerinin başındakiler kukladır, bak irana şia dır bunlar yani islamla alakaları yok . zerdüştlükten biraz bericedir inanışları, ateşe taparlar falan filan, bak suriyeye kudüsü koruyabilecek zihniyette olanlar muhalifler onlar da kaç parçaya bölünmüş. esad yönetimi zaten batının adamı.bengladeşi endonezyayı filan geç zaten fakir adamlar yıllarca sömürülmüşler, geriye bir mısır kalmıştı dik durabilecek orayı da çözdüler kendi yöntemlerince ve hal yordamlarınca. şimdi bir tek türkiye var erdoğan yalnız. gücü yetmiyor. suudi arabistan kralı bir kabala. yani adam akşamdan sabaha sabahtan akşama kabeyi seyrediyor koltuğunda ama hac yapmamıştır niye peygambere inanmaz, dinden çıkmış bir zındık. bunlar mı erdoğana destek olacak. ha bir katar var onlada uğraştı trump ama katar dik durdu kolay lokma olmadığını gösterdi. lakin bir katarla olmayacak. .
sen dini değerlerle alay et, kudüsle ayasofyayla ve bunların islam adına ne ifade ettiği gibi ulvi değerlerle alay et sonra bana saygısız sevgisiz de. bu kürsü kimin saygısız olduğunu iyi biliyor.
aaaa ne güzel böyle açık olun. nasılda döküldü kininiz ortaya siz ayasofyanın camii olmasına bile karşısınız kudüs te umrunuzda değil. burada bu konuya değinilmesi bile sizin için bir gırgır maytap geçme konusu. hee şaşkın bildin hüüüü deyip yürüyeceğiz senin gibi din i değerlerle alay edenlere inat size karşı. bizi asıl rahatsız eden içteki sizin gibi gizli din düşmanları, dışardaki illüminati yada tavistak falan değil. çünkü o zaten dışarda.
ayasofyayı kilise yapmak planın nihai noktası şu an müze olmasıyla yetiniyorlar. ayasofya güç skalası bin yıllık bizansın intikam rövanşı için
su akıp yatağını bulacak dertlenmeye lüzum yok. biz yeter ki ebrehenin ordusu karşısındaki abdülmuttalip gibi tevekkül halinde olalım allaha karşı. bu büyük bir iman gerektirir. ne kudüs israil devletinin başkenti olacak. ne de israil kadim pis emeline sahip. kaldı ki israil de bir piyon. büyük oyun israili de trumpın çirkin siyasetini de aşıyor. ya rabbimi onu da mı aşıyor. asla ve kat'a
he aynen. bak bu tavistaklar da uğraşıyor zaten kıyamet bir an evvel kopsun . her halde o taptıkları moneyleri kurtaracak mahkemei kübrada onları.
çok güzel dizeler. çok derin bir hissediş.
lozan antlaşmasının adalarla ilgili maddesi dün yunanistanla cumhurbaşkanlığı nezdinde yapılan bir toplantıda masaya yatırıldı ve cumhurbaşkanımız erdoğan bu antlaşma o günün koşullarında sadece iki ülkeyi değil bütün bölgeyi ilgilendirir ve günümüzde bu koşullar çok değişmiştir. bu maddeler gündeme gelebilir ve değiştirilebilir sinyallerini verdi.yunanistanı daima dost bir ülke olarak görmek isteyen, kendi topraklarımızı işgal etmiş olsalar ve savaş sonrasında trakya bölgemizin kendilerine peşkeş çekilmesine daima iştah kabartmalarını bilmesine rağmen her daim bağrına basan türk milleti dostluk beklentisini o derece yüksek tutmuştur ki bir kaç yıl evvel pek yakışıklı filan diye doğan medyasının övgüler yağdırdığı çipras yönetiminde kriz yaşadıklarında ve dibe vurduklarında ertuğrul özkök muhteremi ne var yani borcunu kapayıversek diyebilmiştir. oysa aynı yunanistan türk düşmanlığını daima canlı tutmuş bunun için yeni nesillerini örgün öğretimde türklere karşı milliyetçilik duygularıyla bezemekten geri durmamıştır.
şu durumda bu maddeler ne kadar tehlike arz etmektedir. neydi bu maddeler yunanistan türklere bırakılan bozcaada ve gökçe ada dışındaki adaların üzerinde her tür hak sahibidir ve bu adalarda kendince güvenli bulduğu zamanlarda dünya devletlerine ve türkiyeye bilgi vermeksizin silahlanma hakkına sahiptir.
yani bunun anlamı yunanistan aklına eserse bu adalardan yani çay simit uzatsan alabileceğin kayıklarla dbirinden diğerine varabileceğin bu adalardan kıçına silah doğrultabilir. eeee ozaman dostmu düşmanmı anlarsın lakin iş işten geçmiştir. bunu bilmek bile bir ülkenin uykularını kaçırmaya yetmeliyken bizim şu ana kadar ki hükümetler meseleyi bilmezden geldiler. ha bu arada yunanistan ders kitaplarında türklerden yecüc ve mecüc gibi bahsediliyor bilesiniz.
lozan antlaşması doksan beşinci yılında yani yüz yılı devirmeden henüz evrilmeye başladı. batımızdaki adaları ikisi hariç yunanlılara veren şu mantıkla izahı mümkün olmayan madde dün yunanistanla cumhurbaşkanlığı seviyesinde yapılan toplantıda masaya yatırıldı ve erdoğan bu antlaşma o zamanın şartlarında yapılmıştır. şimdi bu antlaşmaya uyma zorunluluğu yoktur bölgede bir çok hadise değişmiştir diyerek değişimin sinyallerini verdi.
siyaset meydanı köşemize zahmet buyurmayıp burdan yürütmeye kararlısınız demek bu işleri. ne yapalım biz de çoğunluğa uyar burdan konuşuruz siyaseti. sonra demeyin ama burda siyaset konuşuluyor.
arkadaş sen bilmiyor musun arap devletlerinin başındakiler kukladır, bak irana şia dır bunlar yani islamla alakaları yok . zerdüştlükten biraz bericedir inanışları, ateşe taparlar falan filan, bak suriyeye kudüsü koruyabilecek zihniyette olanlar muhalifler onlar da kaç parçaya bölünmüş. esad yönetimi zaten batının adamı.bengladeşi endonezyayı filan geç zaten fakir adamlar yıllarca sömürülmüşler, geriye bir mısır kalmıştı dik durabilecek orayı da çözdüler kendi yöntemlerince ve hal yordamlarınca. şimdi bir tek türkiye var erdoğan yalnız. gücü yetmiyor. suudi arabistan kralı bir kabala. yani adam akşamdan sabaha sabahtan akşama kabeyi seyrediyor koltuğunda ama hac yapmamıştır niye peygambere inanmaz, dinden çıkmış bir zındık. bunlar mı erdoğana destek olacak. ha bir katar var onlada uğraştı trump ama katar dik durdu kolay lokma olmadığını gösterdi. lakin bir katarla olmayacak. .