kaldı ki allahın resulü hz aişe ile hicretten yedi yıl sonra evlenmiştir. hz aişe hicret yıllarında dokuz yaşlarında olduğunu ve o yıllarda babasıyla allah resulünün yaptığı konuşmaları eksiksiz naklettiğine göre iki yaşında olması imkansız kendisinin sahih kaynaklardaki beyanına göre dokuz yaşlarında olması gerekir bu da gösteriyor ki hz aişe peygamberle evlendiğinde en az onaltı on yedi yaşlarında idi. yani peygamberimizin dokuz yaşında hatta bazılarına göre yedi yaşında bir kız çocuğuyla evlendiğini iddia etmek te son yıllarda hz peygamberi bir sübyancı sex düşkünü bir ırz düşmanı gibi gösterme acziyetinden kaynaklanmaktadır. hz isayı asanlar ve çarmıha gerdik diyenler ve sonra oturup bundan saçma sapan bir dini ritüel devşirenler hz muhammedi de kadın avcısı gibi göstermekten utanmayacaktır elbet.
diğer taraftan diyanette çalışan hiç bir görevlinin böyle bir açıklama yapmamış olduğu haberin durduk yere mesnetsiz bir tartışma başlatmak amaçlı olmasından ibaret olduğu söylenmesine rağmen hala neden bu yalan haber yüzünden islam tartışmaya açılmak istenmektedir anlamak güç.
bu durum bile bize dini kaynaklara ve argümanlara ne kadar acımasız saldırabildiğimizi göstermektedir. aslında yeryüzünde ve ülkemizde çocuklar değişik şekilde ve çok kereler ihmal ve istismara uğramıştır. ve belli kesimler bunlardan hiç rahatsızlık duymazken diyanetten yapılan bir açıklama bu kesimlerin bunu fırsat bilip çocuk savunuculuğuna soyunması inandırıcı olmamaktadır.
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layık olmasam da Uzatma dünya sürgünümü benim Güneşi bahardan koparıp Aşkın bu en onulmazından koparıp Bir tuz bulutu gibi Savuran yüreğime Ah uzatma dünya sürgünümü benim Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil Ayaklarımdan belli Lambalar eğri Aynalar akrep meleği Zaman çarpılmış atın son hayali Ev miras değil mirasın hayaleti Ey gönlümün doğurduğu Büyüttüğü emzirdiği Kuş tüyünden Ve kuş sütünden Geceler ve gündüzlerde İnsanlığa anıt gibi yükselttiği Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim
Bütün şiirlerde söylediğim sensin Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkıs'ın Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini Ey gönüllerin en yumuşağı en derini Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim
sarp yokuş sevgili peygamberimizin merhametini ve tevaazuunu gösteren nefis bir yazı okuduk. yüreğine sağlık. o peygamber ki yaşayan kuran olup örnek ahlakıyla ve insan sevgisiyle hepimizin gönlünde tahtlar kurmuştur. bniz ona meftun olmuş bir ümmetiz.
aslında sarp yokuş biz çocuklarımızı yada çevremizdekileri sevdiklerimizi özgür bıraktıkça bizden uzaklaşmayı seçeceklerini sanırız. değil tabii ki . özgürleşen birey yetkinleşen birey sevmenin saygının kadim değerlerin kıymetini daha iyi anlayacaktır kendi tecrübeleriyle dönüp bize daha bir muhabbetle sarılacaktır.
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil, Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları. Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller. Onlara sevginizi verebilirsiniz,düşüncelerinizi değil. Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır. Bedenlerini tutabilirsiniz,ruhlarını değil. Çünkü ruhlar yarındadır, Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz. Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları Kendiniz gibi olmaya zorlamayın. Çünkü hayat geriye dönmez,dünle de bir alışverişi yoktur. Siz yaysınız,çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar. Okçu,sonsuzluk yolundaki hedefi görür Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar. Okçunun önünde kıvançla eğilin Çünkü okçu,uzaklara giden oku sevdiği kadar Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.
kesinlikle kahvesiz olmaz. afiyet olsun bu arada.
günaydın serbest kürsüm. o güzel şiirlere teşekkürler. aldı götürdü bizi, hayalini kurduğumuz diyarlara. teslim oldum ben.
kaldı ki allahın resulü hz aişe ile hicretten yedi yıl sonra evlenmiştir. hz aişe hicret yıllarında dokuz yaşlarında olduğunu ve o yıllarda babasıyla allah resulünün yaptığı konuşmaları eksiksiz naklettiğine göre iki yaşında olması imkansız kendisinin sahih kaynaklardaki beyanına göre dokuz yaşlarında olması gerekir bu da gösteriyor ki hz aişe peygamberle evlendiğinde en az onaltı on yedi yaşlarında idi. yani peygamberimizin dokuz yaşında hatta bazılarına göre yedi yaşında bir kız çocuğuyla evlendiğini iddia etmek te son yıllarda hz peygamberi bir sübyancı sex düşkünü bir ırz düşmanı gibi gösterme acziyetinden kaynaklanmaktadır. hz isayı asanlar ve çarmıha gerdik diyenler ve sonra oturup bundan saçma sapan bir dini ritüel devşirenler hz muhammedi de kadın avcısı gibi göstermekten utanmayacaktır elbet.
diğer taraftan diyanette çalışan hiç bir görevlinin böyle bir açıklama yapmamış olduğu haberin durduk yere mesnetsiz bir tartışma başlatmak amaçlı olmasından ibaret olduğu söylenmesine rağmen hala neden bu yalan haber yüzünden islam tartışmaya açılmak istenmektedir anlamak güç.
bu durum bile bize dini kaynaklara ve argümanlara ne kadar acımasız saldırabildiğimizi göstermektedir. aslında yeryüzünde ve ülkemizde çocuklar değişik şekilde ve çok kereler ihmal ve istismara uğramıştır. ve belli kesimler bunlardan hiç rahatsızlık duymazken diyanetten yapılan bir açıklama bu kesimlerin bunu fırsat bilip çocuk savunuculuğuna soyunması inandırıcı olmamaktadır.
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Güneşi bahardan koparıp
Aşkın bu en onulmazından koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran yüreğime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil
Ayaklarımdan belli
Lambalar eğri
Aynalar akrep meleği
Zaman çarpılmış atın son hayali
Ev miras değil mirasın hayaleti
Ey gönlümün doğurduğu
Büyüttüğü emzirdiği
Kuş tüyünden
Ve kuş sütünden
Geceler ve gündüzlerde
İnsanlığa anıt gibi yükselttiği
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Bütün şiirlerde söylediğim sensin
Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkıs'ın
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
sezai karakoç
dünya sürgünü
sarp yokuş sevgili peygamberimizin merhametini ve tevaazuunu gösteren nefis bir yazı okuduk. yüreğine sağlık. o peygamber ki yaşayan kuran olup örnek ahlakıyla ve insan sevgisiyle hepimizin gönlünde tahtlar kurmuştur. bniz ona meftun olmuş bir ümmetiz.
günaydın sevgili kürsüm. çok güzel bir şiir hay mat los. çocukluk ne de çabuk yitirdiğimiz bir şey. yaşamanın en saf hali.
aslında sarp yokuş biz çocuklarımızı yada çevremizdekileri sevdiklerimizi özgür bıraktıkça bizden uzaklaşmayı seçeceklerini sanırız. değil tabii ki . özgürleşen birey yetkinleşen birey sevmenin saygının kadim değerlerin kıymetini daha iyi anlayacaktır kendi tecrübeleriyle dönüp bize daha bir muhabbetle sarılacaktır.
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz,düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz,ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez,dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız,çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu,sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu,uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.
K halil Gibran