Kültür Sanat Edebiyat Şiir

aşk asya toplumlarına özgü mertçe bir şeymiş anladım.

cellat kurbandır kurban da cellat. azmettirici yukardan yine ellerini oğuşturarak olup biteni seyretmektedir.

eeee öldürdüğü adam kadar puan alan oyunları icat eden yayan ve çocuklarının gençlerinin bu şekilde beynini uyuşturup onların gerçekliklerini ellerinden alan parçalanmış kişiliklerle hatta kişiliksiz birer manyalara dönüştürenler eli silahlı okul basan gençlere karşı eli silahlı eğitimci önermekten başka çözüm mü üretebilir. batı bunu hep yapıyo

Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim;
Ta boğazıma kadar çıkan deli yağmura.
Tüyüme horozdan çok itimat edeceğim,
İtimat edeceğim şu belalı yağmura.
Ruhuma bayrak yapıp ben teslim edeceğim
Asılmış bir adamın iki eli yağmura.
Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim.

mona rosa

günaydın sevgili kürsüm aşkta sevgide kalın

Yokluğuna şiir olmak benim işim
Şiirime konu olmakta senin
Derde derman aramak benim işim
Dermanı dert etmek senin

Gönlümdeki aşkı yaşatmak benim işim

günaydınnn

aşkır alış veriş sananlar sonunda hep hüsrana uğrarlar. çünkü sonunda hep aldıklarının verdiklerinden daha az olduğuna inanmışlardır.

bu ülke de bu dünyada gerçek komünism yanlıları vardı. her şeylerini satıp liberalizmin sağladığı konforun üstünde oturup solcu ayağına yatmayanlar sosyalist edebiyatı yapmayanlar yani. yada liberalime evrilip ama bunu efendice kabul eden komünizmi de eleştirebilen nerde yanlış yaptık diyebilen baba adamlar yani. şimdi onların yerini pkk bayrağı altında şarkı söyleyenler çakallar aldı.

sevgili

kararsız gülüşlerle
karşılaşıyorum bugün hep
kararsız öpücükler
dokunup geçiyor
kaçamak bakışlar takılıyor
gözlerime
sen neredesin?

en çok yalan söylediğin
zamanlarda
güçlü çıkıyor sesin
inandığın sözler
hep titrek
utangaç
neredesin?

içtiğim çayın buğusunda mı
gizlisin
sudaki aksimde mi?
neredesin sevgili?

kendini bul da gel bana
kendini bul
al beni sonra

mutlu toros
nisan 2004