burası sebepsiz hüzünler sultanlığı kül burada her şey; aşk,bilgi ve keşif zaman şu an ve mekan şu nokta gelir geçer sultanlık hafif ve gözyaşlarıyla
burası sebepsiz hüzünler sultanlığı yok burada gözlem,deney ortamları ve varsayım hipotezler,büyük teoriler,hatta bilimsel yasa ülkem; laboratuarda sıkıştırılmış kahkaha
burası sebepsiz hüzünler sultanlığı yolunu yitirenlerin kıyısında armasız,tuğsuz nedimeleri de olmayacak bu aşkın ancak garipler aşikar kılınacak kirpiklerinin ucunda incinmişlik
burası sebepsiz hüzünler sultanlığı bir çingen gülümseyişinin ısıttığı otağ! attık her şeyi ateşe keskinliğiyle bakışımızın elbet beylik kılıcı şiir kızının kalbinde ışıyacak!
burası sebepsiz hüzünler sultanlığı gözyaşlarıyla ağlanmayacak çünkü şehzademiz yok ancak gözlerimizi biriktirebiliriz içimizde kırdık kafasını zekanın ölümden öte ölüm-çok! !
Batıda Kan Var BeğenAntolojimYorumlarPaylaşTweetlePaylaş Sabret gönlüm fırtınaya vakit var Biz her çağda kızılderili Bir her yerde hep yerdeyiz Toprağa mahkum edildi gözlerimiz Kaybolunur dahi ekin gövermez hırıltılı sesimiz
Bir fırtına bekledik başlangıcımız olsun Derimiz mevsimlerle akan oluk oluk kan İlkbahar gelsin ısınsın ellerimizde Sonbaharda sıcaklığını yansıtarak essin rüzgar Ergen dalgalanmalarımızda vursun yüzümüzü hayat
Heyhat! Kış geldi kirpi kesildi saçlarımız karanlığa Hani dedik hani ya bir yaz günü güneş Söz verdik!
- Kimsiniz
Biz bir kaplan gibi masum tırnaklarını kemirmiş kabullenmiş kızılderili
- Vahşi
Ölüm ateş ve kül haliyle acımasız cihangir ve kocaman öğrendik vahşiliğimizi kitaplardan
aşk tüm bilinenleri bildiklerini unutturandir
göz rengini fark ettiğinde aşk bitmiştir. göz rengi şu diye katıldığın aşk degildir
Öğleyi hızla geçerek
bir ayrılık ikindisine uğruyor zaman.
Yaşlı ve yorgun ruhum
vedalaşıp uzaklaşıyor gölge ve ışıktan
Gülücükler öpüşler sunuyor bana
kırık bir kapıdan odama sızan akşam
Keklik sekişleri ve ötüşlerle
göz kırpımlık bir anda beliren doğrudan.
Katlanarak akıyor duru bir su zaman
artık hiç bahsetmeyeceğim ben ruhumdan.
Bedenim gibidir ruhum da
kalabalık önünde soyunmaktan utanan.
Öylesine mahcup başını yerden kaldırmayan
hayır hayır bahsetmeyeceğim ben ruhumdan.
Ah! devinen kanı bedenimin bir dursa
bahsetmeyeceğim ben artık hiç ruhumdan.
bulunsa sabah gibi bir taş başucumda
dinlenecek ruhum da su uğultusundan.
Hüseyin Atlansoy
aşk yerli yersiz susmaktir
kadir gecesi tüm islam alemine ve insanlığa hayırlar getirsin
burası sebepsiz hüzünler sultanlığı
kül burada her şey; aşk,bilgi ve keşif
zaman şu an ve mekan şu nokta
gelir geçer sultanlık hafif ve gözyaşlarıyla
burası sebepsiz hüzünler sultanlığı
yok burada gözlem,deney ortamları ve varsayım
hipotezler,büyük teoriler,hatta bilimsel yasa
ülkem; laboratuarda sıkıştırılmış kahkaha
burası sebepsiz hüzünler sultanlığı
yolunu yitirenlerin kıyısında armasız,tuğsuz
nedimeleri de olmayacak bu aşkın ancak garipler
aşikar kılınacak kirpiklerinin ucunda incinmişlik
burası sebepsiz hüzünler sultanlığı
bir çingen gülümseyişinin ısıttığı otağ!
attık her şeyi ateşe keskinliğiyle bakışımızın
elbet beylik kılıcı şiir kızının kalbinde ışıyacak!
burası sebepsiz hüzünler sultanlığı
gözyaşlarıyla ağlanmayacak çünkü şehzademiz yok
ancak gözlerimizi biriktirebiliriz içimizde
kırdık kafasını zekanın ölümden öte ölüm-çok! !
Hüseyin Atlansoy
Batıda Kan Var
BeğenAntolojimYorumlarPaylaşTweetlePaylaş
Sabret gönlüm fırtınaya vakit var
Biz her çağda kızılderili
Bir her yerde hep yerdeyiz
Toprağa mahkum edildi gözlerimiz
Kaybolunur dahi ekin gövermez hırıltılı sesimiz
Bir fırtına bekledik başlangıcımız olsun
Derimiz mevsimlerle akan oluk oluk kan
İlkbahar gelsin ısınsın ellerimizde
Sonbaharda sıcaklığını yansıtarak essin
rüzgar
Ergen dalgalanmalarımızda vursun
yüzümüzü
hayat
Heyhat! Kış geldi kirpi kesildi saçlarımız
karanlığa
Hani dedik hani ya bir yaz günü güneş
Söz verdik!
- Kimsiniz
Biz bir kaplan gibi masum
tırnaklarını kemirmiş kabullenmiş
kızılderili
- Vahşi
Ölüm ateş ve kül haliyle acımasız
cihangir ve kocaman
öğrendik vahşiliğimizi kitaplardan
Hüseyin Atlansoy
bir gül ararım
yetmiş bir diken batsın ellerime
öyle bir nârım ki yanarken gül
burcu bir toprak
dökülsün isterim bedenime
su dökülsün
su dökülsün su üstüme
konduğunda çiğler üstüne aksın dilim
ateş! üstüne ateş, güller saçılsın üstüme
bir gül açılsın
sevgilinin şefaati dileğince
yetmişbir kerre yetmişbir ince diken
batsın ellerime
Allahım
günahkâr dağlarımı bassın deryaların
bir gül açılsın bir gül için
bin gül içinde
Hüseyin Atlansoy