Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • Umut Akyürek17.04.2006 - 13:18

    Harika bi ses...iyi bi anne

  • sabetayist13.05.2004 - 15:32

    Nurbanu Sultan Yahudi değildi


    OSMANLI Padişahı II. Selim'in eşi, Osmanlı Padişahı III. Murat'ın annesi Nurbanu Sultan Yahudi miydi? Hıristiyan mı yoksa Müslüman mı?
    Şimdi ne gereği var bu soruyu ortaya getirmenin diyeceksiniz? Madem, Soner Yalçın kardeşimiz üç yüz yıl öncelerine döndü, Sabetay Sevi ve Türkiye Yahudilerini incelemeye aldı, adeta MR'ını çekiyor! Ben de, araştırarak öğrendiğim birkaç düzeltme yapmak istiyorum.
    'Efendi... Beyaz Türklerin Büyük Sırrı' kitabın adı. Ta geçmişten; özellikle son 100 yıla ait öyle geniş öyle sabırlı araştırma ki, 614 kocaman sayfada, kenarından köşesinden Sabetayizm değmiş değmemiş kim varsa orada bulabilirsiniz. Siyasetçi, bilim adamı, işadamı.
    Merkez Selanik ve sonra İzmir. İttihat ve Terakki öncesi sonrası. İşgal Türkiyesi. Cumhuriyet Türkiyesi. Soner Yalçın birtakım veriler sunuyor, 'Dönme mi, değil mi' (dönme olsalar ne olacak yani) , filanca niçin falancanın kızıyla evlendi, ötekisinin ailesinde akıl hastası var acaba onda da mı var, falanca ile filancanın bacanak oluşlarının sırrı? gibilerinden insanın kafasında beliren bir yığın soru işaretleri.
    Heyecanla bekliyoruz ki, Yalçın ortaya attığı soruların cevaplarını verecek diye! Ama Soner kardeşimiz 'Okuyucu karar versin' diyor çıkıyor işin içinden!


    Safiye'nin kaynanası
    Gelelim Nurbanu Sultan'a. II. Selim'in eşi III. Murat'ın anası olan Nurbanu, Venedik'e bağlı Korfu adalarından Paros Beyi'nin kızı Cecilia Venier Baffo; 11 - 12 yaşlarında Barbaros'un adayı işgali sırasında İstanbul'a getiriliyor. Sultan Süleyman'ın eşi Hürrem Sultan'a hediye ediliyor. Hürrem, 'Ay bu kız ışık saçıyor' ismi de Nurbanu olsun diyor ve Harem'de ona musiki, okuma yazma, elişi öğretiliyor dört yıl boyunca. Gerçekten güzel bir genç kız olunca da oğlu Şehzade Selim'e sunuyor. Selim, aşık oluyor Nurbanu'ya, evleniyor onunla, hatta uzun yıllar başka kadınlarla beraber olamıyor.
    Sultan Süleyman ölünce, II. Selim tahta çıkıyor.
    Sultan Selim, oğlu Murat'ı Manisa'ya vali olarak gönderiyor. Bir süre sonra da Nurbanu oğluna Adriyatik kıyılarından saraya getirilen bir başka güzeli, Safiye'yi hediye ediyor. Yıllar sonra III. Murat olarak Osmanlı tahtına çıkacak olan genç şehzade anasının bulduğu Safiye'yle evleniyor.
    Yani efendim, Nurbanu Sultan ile Safiye Sultan gelin kaynana! Yıllarca bu iki kadın saray entrikaları içinde mücadele ediyorlar.


    Nurbanu Hıristiyandı
    Tarihçiler uzun süre Safiye'yi Baffo diye tanıtıyor. Nurbanu'nun nereden geldiği belli değildir, Yahudidir onlara göre. Halbuki Venedik'te Osmanlı arşivlerinde saklı diplomatik yazışmalardan öğreniyoruz ki, Nurbanu Sultan eski vatanına Osmanlı sarayından bile hizmet vermektedir. Hatta bir savaşı da engellemiştir. Venedik'te, kiliseye yardımları vardır. Kaç altın gönderdiği bile yazılıdır.
    Nurbanu Sultan uzun yıllar ailesini arar Padişah'ın izniyle. Nihayet yeğenini bulur, İstanbul'a davet eder, bu, Venedik Senatosu'nda tartışılır sorun olur. Bütün bunların hikayesi 'Harem'de Bir Venedikli - Nurbanu Sultan' kitabımda var.
    Ee peki, Nurbanu Sultan ile Safiye Sultan hep karıştırılmış, acaba neden? Bazı tarihçiler hep birbirlerinden kopya aldıkları için!


    Allah rahmet eylesin
    Son yüzyılda kim kimdir, neler yapmışlardır, pek çok şey öğrenebilirsiniz Yalçın Soner'in bu eserinden. Bence yeni kuşaklar toplumun yakın geçmişinden tamamen kopmamalı, bir şeyler bilmeli!
    Bir ince nokta da şu: Sayfa 438'de yakın bir süre önce vefat eden rahmetli Sevgi Gönül için 'Toprağı bol olsun' diyor yazar. 'Toprağı bol olsun' İslamın dışındaki dinin mensuplarına denir bildiğim. Herhalde bir yanlışlık oldu!
    Not: Haremde Bir Venedikli - Nurbanu Sultan, Yılmaz Çetiner, Remzi Kitabevi.

  • george w.bush04.05.2004 - 08:54

    kanlı katil..gelmiş geçmiş en büyük terörist

  • bermuda şeytan üçgeni15.04.2004 - 14:59

    1- 'Bermuda'da kaybolan gemi ve uçak gibi araçlar değil bunların içindeki yolculardır.' diye biliyordum. Zaten bu konunun kamuoyunda çok tutulmasının nedeni de buydu...
    2- Deniz tabanından çıkan 'tebeşi gazları' her nasılsa gemiyi kaldıracak kadar kuvvetli olamıyor ama; bilmem kaç bin tonluk su kütlesini saniyeler içinde delip geçebiliyor! ! ! NASIL?

    Birlikte düşünelim......

  • bermuda şeytan üçgeni15.04.2004 - 14:57

    Bermuda şeytan üçgeninin sırrı çözülmüş,,

    Bermuda Seytan Ucgeni Atlas Okyanusu'ndaki bu bolgede,
    ozellikle son 60 yilda bircok gemi ve ucak kaybolmus ve bunlardan
    geriye tek bir iz bile kalmamisti. Kimsenin aciklama getiremedið i bu
    esrarengiz fenomen, icinde bilimadamlarinin da bulundugu pek cok insan
    tarafindan 'dogaustu bir takim guclerin yaptirimi' olarak algilandi
    ve oyle lanse edildi. Ancak, uzun yillardir devam eden
    arastirmalar birkac yil once bir sonuc verdi ve bu gizemli olaylarin
    aslinda basit bir 'dogalgaz cilvesi' oldugu aciklandi. ilginc ve
    bilgilendirici ozellikler tasidigi icin bu sirrin nasil cozuldugunu
    asagiya aliyorum: Yer altindan fiskiran dogal gazlar, sadece
    yuksek kara parcalarindan degil,deniz ve okyanus
    tabanlarindan da cikarlar. Cunku deniz tabanlari da ustu suyla kaplanmis
    alcak kara parcalaridir. Ancak, okyanuslar cok derin olduklarindan
    tabanlarinda buyuk basinclar vardir. Bu yuksek basinc altindaki
    bolgelerden cikmak isteyen dogal gazlar, oradaki cok dusuk isinin da
    etkisiyle kati hale donusurler ve 'hidrat' denilen beyaz ve
    tebesirimsi bir madde haline gelirler. Cok derinlere dalabilen robot
    kameralarinin bu bolgedeki karbeyaz okyanus tabanini ve bazi gemi
    enkazlarini resimlemesinden sonra konuya su bilimsel aciklama
    getirilmistir:


    Bu bolge, Gulf Stream denilen sicak su akintisinin da
    gectigi yerdir. Tabanin bazen isinmasi yuzunden, bu 'tebesir gazlar' erir
    ve sudan hafif olduklari icin yuzeye dogru yukselirler. O
    anda, tabandan yuzeye kadar bir bosluk (vakum) olusur ve okyanus
    adeta delinir. O sirada oradan gecen yuzer ne varsa, derin bir kuyuya
    duser gibi hizla okyanusun dibini boylar. Cunku, gazin
    kaldirma kuvveti gemileri tasiyacak guce sahip degildir. Gaz
    yukselmesi sona erince bosluk tekrar suyla dolar ve geriye hicbir iz
    kalmadan kocaman gemiler kilometrelerce derine gomulmus olurlar.
    Ucaklarin duserek kaybolmasi ise gene ayni sebeptendir. Yuzeye cikandogal
    gazlar, havadan da hafif olduklari icin yukselmeye devam ederler.
    Bu kez vakum, bolgenin uzerindeki atmosferde olusur. Oradan
    tesadufen gecen bir ucak hemen irtifa kaybeder ve motorlari
    durur. Cunku, motorlardaki benzinin yanmasi icin oksijene ihtiyac vardir
    ve
    o boslukta hava olmadigi icin oksijen de olmaz. Boylece ucak da,
    hizla okyanus tabanini boylar.