Merhamet; pezevenk,ayyaş, tefeci ve kumarbaz olan bir devletin; başındaki, alnı secdeli, yahudi ve kafirin elinde oyuncak olan,katil, zalim ve ağzı şirk kokan bir liderin, dudaklarında barınmayacak kadar temiz ve en yüce kavramdır.
Yıl sonunda kırıklarla dolu karne getiren bir öğrencinin, Öğretmeninden beklediği son bir kıyağı bekler gibi bekledim, yarınları. Oysa hayat, tıpkı senin gibi yoksundu merhamet duygusundan, Göz ardı edilmiş beklentilerimin katiline, Müebbet ayrılığı hediye ediyorum.
Düşünsene, çilemizi doldurmuşuz Müebbetten sıyırmış, beraat etmiş yalnızlığımız. Hepsi bir yana Şehrimin sokaklarında yürüyoruz. İşte tam böyle olunca biz buna mucize diyoruz. Ama Peygamber olmayınca mucize de olmuyormuş.
Merhamet; pezevenk,ayyaş, tefeci ve kumarbaz olan bir devletin;
başındaki, alnı secdeli, yahudi ve kafirin elinde oyuncak olan,katil, zalim ve ağzı şirk kokan bir liderin, dudaklarında barınmayacak kadar temiz ve en yüce kavramdır.
Seni sevipte sensiz yaşamak;
Bir Anka kuşunun, Kaf Dağı'nın zirvesindeki kar suyunu,
Ağzıyla taşıyıp, okyanusları doldurması kadar zor geliyor.
Oysa siz bilmessiniz!
Gelmeyeceğini bile bile beklemek
ve bekleye bekleye öleceğinizi bilerek yaşamak
Ne kadar zordur.
Gülüşü, Cennet'teki tuba ağacının gölgesindeki hurilerin, gözlerindeki ışıltısının provası gibiydi.
Sen,Ahiret kadar uzak,
Ölüm kadar yakınsın.
Cennet kadar gerçek,
Dünya kadar yalansın
Yıl sonunda kırıklarla dolu karne getiren bir öğrencinin,
Öğretmeninden beklediği son bir kıyağı bekler gibi bekledim, yarınları.
Oysa hayat, tıpkı senin gibi yoksundu merhamet duygusundan,
Göz ardı edilmiş beklentilerimin katiline,
Müebbet ayrılığı hediye ediyorum.
Bir öğrencinin imla hatalarıyla dolu kompozisyonu gibiydi bizim hikayemiz.
Sadece noktayı düzgün yere koyabildik...
Bende bilirim elbet,
Herkes gibi sevmesini.
Herkes bilsin istemedim,
Seni Nasıl sevdiğimi.
Bir su molekülünü oluşturan atomlar gibiydik biz.
Sen oksijen gibi yakarak sevdin,
Ben ise hidrojen gibi yana yana sevdim.
Düşünsene, çilemizi doldurmuşuz
Müebbetten sıyırmış, beraat etmiş yalnızlığımız.
Hepsi bir yana
Şehrimin sokaklarında yürüyoruz.
İşte tam böyle olunca biz buna mucize diyoruz.
Ama Peygamber olmayınca mucize de olmuyormuş.