Hz. Semure şöyle demiştir: 'Peygamber (s.a.v) namaz kıldırdığı zaman yüzünü bize doğru döndürürdü.' (1)
Üç defa 'Estağfırullah' veya 'Estağfirullah el azim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etûbu ileyh' denilir.
Meali: 'Ulu olan kendisinden başka ilah bulunmayan, Hay ve Kayyûm (ezelî ve ebedî hayat ile diri, zatı ve kemâliyle kaim, yani yaratıklarının her an idare ve muhafazasında biricik hakim-i mutlak) olan Allah'a istiğfar eder beni affetmesini isterim.'
Bunun dayandığı delil Sevban'dan rivayet edilen şu hadis-i şeriftir: Hz. Peygamber (s.a.v) selâm verince -bir rivayete göre namazını bitirince- üç kere 'estağfırullah' der ve şöyle söylerdi: (2)
'Allahümme entes selam ve minkes selam tebarekte ya zel celali vel ikram.'
Meali: 'Allahım! Sen Selâmsın. Bütün noksanlardan berisin, uzaksın. Dünya ve âhi-ret selameti senin inayet ve yardımınla olur. Sen mukaddessin, tazime gerçekten layık olansın. Ey celâl ve ikram sahibi olan yüce mabudum! '
Kaynaklar: 1. Buharî ile Müslim ve Ebu Dâvud Bera b. Azib'den şu hadisi rivayet etmişlerdir. Bera şöyle demiştir: 'Hz. Peygamber (s.a.v) 'in arkasında namaz kıldığımız zaman onun sağ tarafında durmak isterdik, çünkü böyle olunca yüzü bize doğru dönük olurdu. ' (Neylü'l-Evtâr, II, 306)
2. Bu hadisi Ahmed, Nesei ve Ebu Dâvud rivayet etmişlerdir. Sonuncunun lafzı şöyledir. 'Her namazın peşinden bu kelimelerin tavsiye edilmesi dünya ve ahiret hayırlarını şamil olmalarına binaendir.' (Neylü'l-Evtâr. n, 291)
Ne yapsam neye benzetsem;
Bu mahzun halimi.
Aşıklık değil benimkisi,
Yolculuk değil,
Neyi duysam hüzünlenirim,
En ufak şeyi, rüzgârı bile.
Kimseye benzemez gülmem konuşmam,
Kimseye benzemez hoşlandığım kadınlar,
O kadınlarki rüzgâra verip saçlarını,
Resimlerde yaşayan,
Şiirlerde yaşayan..
Edip cansever. 'Hoşlandıgım kadınlar'
Bu siiri hatirlatti baslik bana.
'Üç bilinenli bir denklemdir hayat 'sabır,sükür,dua' '
ك ن ف ي ك و ن
Kün Feyekün
Ol. Olur
Beni ismet özel ile tanıştıran kuzenim :) (intörn)
En küçük fertleriyle dahi, bir bütünlük ve birliği muhâfaza ederek uyum içinde olma durumu, yani tevâfukat; Kur'ân'da dahi bulunmaktadır.
Hz. Semure şöyle demiştir:
'Peygamber (s.a.v) namaz kıldırdığı zaman yüzünü bize doğru döndürürdü.' (1)
Üç defa 'Estağfırullah' veya 'Estağfirullah el azim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etûbu ileyh' denilir.
Meali: 'Ulu olan kendisinden başka ilah bulunmayan, Hay ve Kayyûm (ezelî ve ebedî hayat ile diri, zatı ve kemâliyle kaim, yani yaratıklarının her an idare ve muhafazasında biricik hakim-i mutlak) olan Allah'a istiğfar eder beni affetmesini isterim.'
Bunun dayandığı delil Sevban'dan rivayet edilen şu hadis-i şeriftir: Hz. Peygamber (s.a.v) selâm verince -bir rivayete göre namazını bitirince- üç kere 'estağfırullah' der ve şöyle söylerdi: (2)
'Allahümme entes selam ve minkes selam tebarekte ya zel celali vel ikram.'
Meali: 'Allahım! Sen Selâmsın. Bütün noksanlardan berisin, uzaksın. Dünya ve âhi-ret selameti senin inayet ve yardımınla olur. Sen mukaddessin, tazime gerçekten layık olansın. Ey celâl ve ikram sahibi olan yüce mabudum! '
Kaynaklar:
1. Buharî ile Müslim ve Ebu Dâvud Bera b. Azib'den şu hadisi rivayet etmişlerdir. Bera şöyle demiştir: 'Hz. Peygamber (s.a.v) 'in arkasında namaz kıldığımız zaman onun sağ tarafında durmak isterdik, çünkü böyle olunca yüzü bize doğru dönük olurdu. ' (Neylü'l-Evtâr, II, 306)
2. Bu hadisi Ahmed, Nesei ve Ebu Dâvud rivayet etmişlerdir. Sonuncunun lafzı şöyledir. 'Her namazın peşinden bu kelimelerin tavsiye edilmesi dünya ve ahiret hayırlarını şamil olmalarına binaendir.' (Neylü'l-Evtâr. n, 291)