Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • ateist03.08.2004 - 11:47

    Bir yaratıcıya 'inanmamak' diye bir şey yoktur, olamaz.Ancak şüphe edilebilir.Aeistler ancak şüphe ederler.
    Çünkü 'Eğer yoksa nasıl oldu bütün bunlar? ''Sonsuzluğun ötesinde ne var? ' gibi sorulara asla vede asla cevap bulamazlar.
    Bir bunalım içine girmiş, başkaldırdığını zanneden, farklı görünme çabası içerisindeki kişilerdir.
    Bir de 'Tanrıya inanmıyorum ama bir güç, bir enerji var' geyiği vardırki akıllara ziyandır.

  • mafyalardan uzak durun03.08.2004 - 11:41

    bende 'Terliyken soğuk su içmeyin' diye bir başlık açacam.

  • sosyalizm03.08.2004 - 11:35

    Bir kitap:
    Feodal Toplumdan Yirminci Yüzyıla / Leo Huberman

    Yarım yüzyıl önce yazılan, birçok dile çevrilen ve ülkemizde de birkaç kez basılan bu kitap, alanında klasikleşmiş bir eserdir. İncelediği dönemin toplumsal ve ekonomik yapısıyla bu temel üstünde gelişen fikir ve eylemler arasındaki ilişkileri böylesine başarıyla ortaya koyabilen pek az çalışma vardır.

  • türban03.08.2004 - 11:28

    Bir objeye, renge, ülkeye sürekli olarak durmaksızın binlerce kez 'bu bunu simgeliyor,bunu çağrıştırıyor, bunu temsil ediyor' derseniz, sonunda ister istemez mecburen onu simgeler.

    örneğin, artık layt kelimesinin çoğu kişi için neyi simgelediği bellidir.
    örneğin, artık sarı-kırmızının çoğu kişi için neyi simgelediği bellidir.
    örneğin artık İsrail in çoğu kişi için neyi simgelediği bellidir.

    ANCAK,
    yine de layt kelimesi sadece Türkiyedeki insanların kafasında 'kılıbık'ı
    simgeler.
    yine de sarı kırmızı sadece aklı fikri futbolda olanlar için Galatasaray ı sembolize eder.
    yine de İsrail kelimesi sadece politikayla ilgilenenler için saldırgan bir devleti simgeler.
    Aynı şekilde TÜRBAN/BAŞÖRTÜSÜ kelimesi(ve kendisi) nin neyi simgelediği ona nereden baktığınızla ilgilidir.Bazıları için dininin gereğini, Allahın emrini simgeler, bazıları için Laikliğe karşı bir bayraktır, bazıları içinse sadece rüzgardan korunmaya yarayan bir kumaş...

    Bir şeyi simge haline getirmek, ona bakan kişilerin ona anlam yüklemesiyle oluşur.Hiç bir obje kendiliğinden simge olmaz.Ancak siz 'bu şunun simgesidir' dediğiniz anda simgeleşir.

  • Recep Tayyip Erdoğan03.08.2004 - 10:55

    Hekula Hekula, şak şak şak!

    R. T. Erdoğan veziri azam, bakanlar vezir, bürokratlar kapıkulu, halk da reaya olduğu için herkese ağzının payını veriyorlar. Tren kazası üzerine 'İstifa var mı? ' diyen Radikal muhabirine Erdoğan zılgıt çekiyor: 'Haddini bil! '
    Ekonomik program hakkında görüş bildiren Merkez Bankası Başkanı'na veziri azam yardımcısı Abdüllatif Şener sert çıkıyor: 'Sen bir bürokratsın, ben bir vezirim, bizi uyaramazsın, haddini bil! '
    O Merkez Bankası Başkanı ki Amerika'da vezir gibi iş görür, bizde de öyle olsun diye yasa çıkarırız, ama nedense görüş bildirmesi istenmez.
    'Bizi uyaramazsın! '
    Allah Allah, peki sizi kim uyaracak? Basının ve bürokratın bir görevi de sizi uyarmak değil midir?
    Bizim vezirler her önüne gelene sert çıkmaya pek alıştı. Bakalım bugünlerde ülkemize gelecek IMF bürokratlarına da, 'Siz bürokratsınız, bizi uyaramazsınız' diyebilecekler mi? Ağız alışkanlığıyla olsun diyebilecekler mi, ne dersiniz?
    AKP, üst düzey bürokrasiyi kendi adamlarıyla doldurmaya çalışıyor. TCDD'yi de İstanbul Belediyesi'nin elemanlarıyla doldurmuştu. O nedenle 'Hızlandırılmış Tren' (Hekula) 'procesine' karşı çıkan, hükümeti uyaran kimse olmadı. Kamu Yönetimi Yasası AKP'nin istediği gibi çıkarsa İstanbul Belediyesi'nde R. T. Erdoğan döneminde odacılık yapmış kişilerin de sağa sola müdür olarak atandığını ve hiçbir bürokratın hükümeti uyarmaya kalkışmadığını göreceğiz demektir.
    Geçen Perşembe günü Hürriyet'te çıkan bir habere göre, AKP döneminde TCDD'nin bütün eğitim işini daha önce İstanbul Belediyesi'nin eğitim işlerini yürüten Argeda şirketi üstlenmiş. Şirketin sahibi Ali Arslan, hem Erdoğan'ın, hem belediye bürokratlarının yakın arkadaşı.
    'TCDD'nin makûs talihini nasıl yeneriz? ' başlığı altında yaptıkları beyin fırtınası toplantılarında kafalarında parlak bir ışık yanmış ve 'Hekula' (Hızlı, Emniyetli, Kaliteli Ulaşım) 'procesi' doğuvermiş. 'Ne kadar akıllıyız' diyerek kendileri bile bu işe şaşmış.
    Bu doğumu kutlamak için toplantıya katılanlar, 'Hekula, Hekula, yaşasın Hekula' diye bağırarak alkışlarla tempo tutmuşlar. Kimse vezirleri uyarmamış. Uyarmaya kalkan, 'Arkadaşlar, kış soğuğunda ray değiştirilmez' diyen personele de, 'Sus, sen bürokratsın, konuşamazsın, Hekula, Hekula, yaşasın Hekula' diye haddi bildirilmiş.
    Kendisini uyaran bürokrat olmadığı için Veziri Azam Tayyip Ağa kırmızı şapkasını giyip, trene yol veren işareti yakmış...
    Ve o trenle birlikte insanlar ölüme gitmiş.
    AKP'nin işi çok zor. Kolay değil herkese haddini bildirmek, herkesi hizaya sokmak.
    Postmodern demokrasinin bir özeli olmalı: Hekula, Hekula, şak şak şak! ..
    Türker Alkan-Radikal-3.8.2004

  • akp03.08.2004 - 10:49

    Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, şöfür Murat Yüce'nin öldürülmesi üzerine şöyle dedi:
    'Rehin vatandaşların sayısı hakkında bilgi veremeyeceğim. Sürekli çalışma ve temas halindeyiz. Umarım, diğer vatandaşlarımızı kurtarma imkânımız olacak. Irak bölgenin en büyük potansiyel tehlikesidir. Irak'ta ne olacağı bilinmez.'

    Oh içimizi rahatlattınız sayın bakanım (!)

  • akp03.08.2004 - 10:48

    Bugünkü gazeteler:
    'Dışişleri verilerine göre bugüne dek Habur'dan Irak'a giriş yapan Türklerden 30'u öldü, 25'i de çeşitli nedenlerle yaralandı.'

    Hükümet duruma hakim(!) merak etmeyin.

  • Irkçılık03.08.2004 - 10:44

    Irkçılar, 'güzel insanların çirkin insanları görünce şükrettiği' ni düşünürler.
    Oysa Allah 'çirkin' yaratmamıştır.Her insanın, her ırkın, her milletin güzellikleri vardır.

  • abdullah gül03.08.2004 - 10:31

    Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, şöfür Murat Yüce'nin öldürülmesi üzerine şöyle dedi:
    'Rehin vatandaşların sayısı hakkında bilgi veremeyeceğim. Sürekli çalışma ve temas halindeyiz. Umarım, diğer vatandaşlarımızı kurtarma imkânımız olacak. Irak bölgenin en büyük potansiyel tehlikesidir. Irak'ta ne olacağı bilinmez.'

    Oh içimizi rahatlattınız sayın bakanım(!)

  • ufuk uras03.08.2004 - 10:22

    küçük partilerin az oy almasının yada genel başkanlarının istifa edip tutunamamasının sebebi, 'halkın anlamaması' değildir.

    Medyayı ele geçiren iktidar partileri, bırakın küçük partileri ana muahlefet partilerinin bile TVlerde görülmesini engelleme yolarını bulurlar.Bu durumda bu küçük partiler sadece sokaktaki afişlerde kalırlar.