orada ölen insdanları biraz tanıyın, sonra onların torunlarına bakın. bu adamlar böyle olsun diye değil, bilhassa böyle olmaması için ölmüşlerdi. size onları anlatacak değiilim biraz zahmet edip sizin rahat ve özgür yaşamanız için ölen insanları araştırın tanıyın. onlar bizim için öldü bunu da çok göreceğiz onlara?
onları anmak kuru kuru çok anlamsız. asıl olan onları anlamak onların hayal ettiği gibi olabilmektir.
porno film çekmek fahişelik yapmaktan çok farklı birşey değil. biz millet olarak (erkek milleti :)) olarak) fahişeleri çok severiz.sibel kekilliye bir fahişeye gösterilen tepkiden çok çok fazla olmamalı. bu kız uzayda yetişmedi, bizim aramızda (akıllının biri kalkıp o almayada demesin) yetişti. yani bizden biri, ayna o. sokağa çıktığımda okula gittiğimde sibel kekilli olmak isteyen yüzlerce kız görüyorum. telovolenin, paranın, maddi değerlerin bu kadar ön planda olduğu bir toplumdan daha mükemmel insanlar yetiştirmesi beklenemez.
türban bir amaca yöneliktir, tesettürün bir parçasıdır. başörtüsüyle türbanın sınırını nasıl çizeceğiz? bu sağlıklı bir ayrım değil. birileri keyfine göre tanım getirip insanları kısıtlamamalı.
diğer yandan başörtüsü dinin emridir. kur'an'da mealen der ki; mümin kadınlara söyle gözlerini haramlardan sakınsınlar, edep yerlerini korusunlar, ziynetlerini (kendiliğinden görünenler istisna) gizlesinler, başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar. merak eden herkes nur suresinde bulabilir bu ayeti. islam da yok derken önce dini kaynaklara bakmak gerekir.
diğer yandan türbanlı kızlar ne kadar bu emre uyuyor? çoğu uymuyor. makyaj ve türban? güzelliklerini örtüyormusun göze sokmaya mı çalışıyorsun? nasıl örtünme bu allahı mı kandırıyorsun?
seni sevmek bir yurdu sevmek kadar sıcak ve beter ve şaşırtıcı... nasıl yurdumu düşünürken aklıma geliyorsa ölüm, seni düşününce de silahlar patlıyor göğsümün sol altında. devrime inanmak gibi birşey hayalini gözlemek ve işte hayalini gözlemek: sabaha karşı penceremde parıldayan birkaç dakika. tut o birkaç dakikayı uzat sonsuza ve beni orada kendi yüreğimi yerken bulsun jandarmalar! ..
yüksek tansiyon, yüksek ateş, yüksek ayrılık ve yürek büyümesinden öleceğim. biliyorsun öleceğim; seni severken öleceğim! kız sen benden sonra yaşamayasın..!
anne kelimesinin bana hatırlattıkları bir tarafta dursun da... seks ve cinsellikle ilgili terimlere sayfalarca yazdığınız halde anneleriniz hakkında bu kadar mı yazıyorsunuz... utanın kendinizden, utanın. allah size layığınızı versin zira o annelere layık değilsiniz... yarım akıllı, herşeyleri yapmacık, sahte kızlar için yerlerde sürünün gırtlak patlatın anneler hatırlanmasın! anneleriniz adına hepinizin yüzüne tükürmek isterdim ama onlar o kadar sevgi ve şefkat dolu ki bunu yapmaya yürekleri elvermiyor...
ilaç yarım şişede koltuk mahzun köşede ev halkı telaşede ölü yerde sopsoğuk'
'ağzıma soğuk kurtlar dolacak, gözlerime kum; dipsiz kuyu, sürdükçe zaman sürecek uykum! '
onu defalarca okumadan yorum yapmak çok yanlış. bu şairliği. daha fikir adamlığ+ dava adamlığı+ polemikçiliği+ mücadalesi. buraya sığacak adam değil...
orada ölen insdanları biraz tanıyın, sonra onların torunlarına bakın. bu adamlar böyle olsun diye değil, bilhassa böyle olmaması için ölmüşlerdi. size onları anlatacak değiilim biraz zahmet edip sizin rahat ve özgür yaşamanız için ölen insanları araştırın tanıyın. onlar bizim için öldü bunu da çok göreceğiz onlara?
onları anmak kuru kuru çok anlamsız. asıl olan onları anlamak onların hayal ettiği gibi olabilmektir.
porno film çekmek fahişelik yapmaktan çok farklı birşey değil. biz millet olarak (erkek milleti :)) olarak) fahişeleri çok severiz.sibel kekilliye bir fahişeye gösterilen tepkiden çok çok fazla olmamalı. bu kız uzayda yetişmedi, bizim aramızda (akıllının biri kalkıp o almayada demesin) yetişti. yani bizden biri, ayna o. sokağa çıktığımda okula gittiğimde sibel kekilli olmak isteyen yüzlerce kız görüyorum. telovolenin, paranın, maddi değerlerin bu kadar ön planda olduğu bir toplumdan daha mükemmel insanlar yetiştirmesi beklenemez.
kekilli sadece acıma duygusu uyandırıyor.
inşallah korktuğum gibi değildir...
türban bir amaca yöneliktir, tesettürün bir parçasıdır. başörtüsüyle türbanın sınırını nasıl çizeceğiz? bu sağlıklı bir ayrım değil. birileri keyfine göre tanım getirip insanları kısıtlamamalı.
diğer yandan başörtüsü dinin emridir. kur'an'da mealen der ki; mümin kadınlara söyle gözlerini haramlardan sakınsınlar, edep yerlerini korusunlar, ziynetlerini (kendiliğinden görünenler istisna) gizlesinler, başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar. merak eden herkes nur suresinde bulabilir bu ayeti. islam da yok derken önce dini kaynaklara bakmak gerekir.
diğer yandan türbanlı kızlar ne kadar bu emre uyuyor? çoğu uymuyor. makyaj ve türban? güzelliklerini örtüyormusun göze sokmaya mı çalışıyorsun? nasıl örtünme bu allahı mı kandırıyorsun?
seni sevmek bir yurdu sevmek kadar sıcak ve beter ve şaşırtıcı... nasıl yurdumu düşünürken aklıma geliyorsa ölüm, seni düşününce de silahlar patlıyor göğsümün sol altında. devrime inanmak gibi birşey hayalini gözlemek ve işte hayalini gözlemek: sabaha karşı penceremde parıldayan birkaç dakika. tut o birkaç dakikayı uzat sonsuza ve beni orada kendi yüreğimi yerken bulsun jandarmalar! ..
yüksek tansiyon, yüksek ateş, yüksek ayrılık ve yürek büyümesinden öleceğim. biliyorsun öleceğim; seni severken öleceğim! kız sen benden sonra yaşamayasın..!
bir lanetli....
anne kelimesinin bana hatırlattıkları bir tarafta dursun da... seks ve cinsellikle ilgili terimlere sayfalarca yazdığınız halde anneleriniz hakkında bu kadar mı yazıyorsunuz... utanın kendinizden, utanın. allah size layığınızı versin zira o annelere layık değilsiniz... yarım akıllı, herşeyleri yapmacık, sahte kızlar için yerlerde sürünün gırtlak patlatın anneler hatırlanmasın! anneleriniz adına hepinizin yüzüne tükürmek isterdim ama onlar o kadar sevgi ve şefkat dolu ki bunu yapmaya yürekleri elvermiyor...
bir adam yaratmak... bu ülkede yazılmış en mükemmel tiyatro... edebi türü önemli değil, dosto ayarında tek eser. okuyun ürperin düşünün...
sultanüşşüera... kelimelerle örgü örerek göz kamaştıran adam...
'alemin küfre göre hem başı hem sonu hiç
iki hiç arasında varlık olurmu ki hiç? '
kelimelirli çoşturan ve ürperten adam..
'ölümü sığdıramaz
akıl daracık koğuk
ölemez çıldıramaz
ağlarlar boğuk boğuk
ilaç yarım şişede
koltuk mahzun köşede
ev halkı telaşede
ölü yerde sopsoğuk'
'ağzıma soğuk kurtlar dolacak, gözlerime kum;
dipsiz kuyu, sürdükçe zaman sürecek uykum! '
onu defalarca okumadan yorum yapmak çok yanlış. bu şairliği. daha fikir adamlığ+ dava adamlığı+ polemikçiliği+ mücadalesi. buraya sığacak adam değil...
şimdilerde cinsellikle karıştırılan şey..
Saati Yok Eremi Yok
Aşktan yana söz duyunca
Ben hep seni düşünürüm
Uçsuz hayaller boyunca
Ben hep seni düşünürüm
Yıldızlar kayar yüceden
Renkler sıyrılır geceden
Yüreğim sızlar inceden
Ben hep seni düşünürüm
Aklın ucu değer hiçe
Yol ararım içten içe
Kainat uyur sessizce
Ben hep seni düşünürüm
Korkunun bittiği yerde
Haz duyarım ince ince
Bir mezar görsem bir yerde
Ben hep seni düşünürüm
Zaman hep sonsuza akar;
Meyve dökülür, dal kalkar
Çiçeklere bakar baakr
Ben hep seni düşünürüm
Rüzgar eser ilden İl'e
Sağlıkta bitmez bu çile
'Var'dan öte, 'Yok'ta bile
Ben hep seni düşünürüm