Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Aylin Aslım
Aylin Aslım

NE ZAMAN DAĞLARIMA GELSEN KAHRAMANIM OLURSUN...

  • jim morrison24.08.2004 - 10:35

    dün akşam beraberdik, ama çok çabuk gittin...

  • bekleyiş24.08.2004 - 09:46

    Zamanın durması durumu. Bunun berberinde çoktan kanıksanması gereken, ancak hergün öncekinden daha yoğun duyumsanan özlem. Özlemin yarattığı sıkıntı, sıkıntının doğurduğu belirsizlik... KAOS

  • kızılderili23.08.2004 - 15:41

    1854 yılında Kızılderili Şefi Seattle tarafından halkının topraklarını satmasının istenmesi üzerine bir cevap olarak yazılmıştır.

    Kızkardeşlerimiz.,


    'Beyaz adamın ölüleri yıldızlar arasında yürümeye gittiklerinde,doğdukları ülkeyi unuturlar.Bizim ölülerimiz bu güzel dünyayı asla unutmazlar.Çünkü O Kızılderilinin Anasıdır.Biz Dünyanın parçasıyız ve o da bizim parçamız.Güzel Kokan çiçekler bizim kızkardeşlerimizdir; geyik, at, büyük kartal, Bunlarsa bizim erkek kardeşlerimiz, Kayalık tepeler,çayırlardaki ıslaklık, tayın vücut ısısı ve adam,hepsi aynı aileye aittir.

    Öyleyse,Washington'daki büyük şef toprağımızı almak isteyince bizden çok şey istiyor.
    Büyük şef bize rahatça yaşayabileceğimiz bir yer ayıracağını söylüyor.O bizim babamız ve biz de onun çocukları olacağız.Öyleyse, toprağımızı alma teklifinizi düşüneceğiz,ama bu kolay olmıyacak.Çünkü bu toprak bizim için kutsaldır.Dereler ve nehirlerden akan,parıldayan sular,sadece su değil ama atalarımızın kanlarıdır.Eğer size toprak satarsak,onun kutsal olduğunu hatırlamalısınız ve çocuklarınıza da onun kutsal olduğunu öğretmelisiniz.Göllerin berrak suyundaki her hayali yansıma, halkımın yaşamından olaylar ve anılar anlatır.Suyun mırıltısı babamın babasının sesidir.

    Nehirler erkek kardeşlerimizdir,susuzluğumuzu giderirler,nehirler kanolarımızı taşırlar ve çocuklarımızı beslerler.Eğer size toprağımızı satarsak, hatırlamalısınız ve çocuklarınıza öğretmelisiniz ki nehirler bizim kardeşlerimizdir ve sizin de; bundan dolayı nehirlere herhangi bir kardeşe göstereceğiniz kibarlığı göstermelisiniz.

    Kızılderili her zaman ilerleyen beyaz adam önünde geri çekilmiştir.Dağlardaki sisin sabah güneşi önünde kaçışı gibi.
    Ama babalarımızın külleri kutsaldır.Mezarları kutsal topraklardır ve bu tepeler,ağaçlar,dünyanın bu parçası bize sunulmuştur.Beyaz adamın bizim adetlerimizi anlamadığını biliyoruz.Toprağın bir parçası diğeriyle aynı onun için, Çünkü gece gelip topraktan ihtiyacı olanı alıp giden bir yabancıdır o.

    Dünya onun kardeşi değil,ama düşmanıdır ve onu fethetti mi ilerlemeye devam eder.Babalarının mezarlarını geride bırakır ve aldırmaz.Çocuklarından dünyayı kaçırır.Aldırmaz.Babalarının mezarları ve çocuklarının hakları unutulmuştur.Annesi dünyaya ve kardeşi göğe, satın alınan,yağma edilen, koyunlar ya da parlak boncuklar gibi değişi
    len birer malmış gibi davranır, iştahı dünyayı yiyip bitirecek ve geride sadece bir çöl bırakacaktır.

    Bilmiyorum bizim yollarımız sizinkilerden farklı.Sizin şehirlerinizin görünümü Kızılderili'nin gözlerine acı verir.Ama bu belki de kızılderili vahşi olduğu ve anlamadığındandır.

    Beyaz adamların şehirlerinde sakin yer yoktur.Baharda yaprakların açılışını ya da böceklerin kanat vuruşlarını duyacak yer yoktur.Ama bu belki de vahşi olduğumdan ve anlamadığımdandır.İnsan eğer bir kuşun yalnız ağlayışını veya su birikintisi etrafında tartışan kurbağaların seslerini duymazsa hayatın anlamı nedir? Bir Kızılderili'yim ve anlamam.Kızılderili su birikintisi üzerine vuran rüzgarın yumuşak sesini ve yağmurun temizlediği ya da çamın koku verdiği rüzgarın kokusunu yeğler.

    Değerli Hava

    Hava Kızılderili için değerlidir.Çünkü her şey aynı nefesi paylaşır. Hayvanlar, ağaç, adam, hepsi aynı nefesi paylaşır.Nefes aldığı hava,beyaz adamın dikkatini çekmiyor gibi.Pek çok günden sonra ölen adam gibi kötü kokuyla uyumuş,ama eğer size toprağımızı satarsak,havanın bizim için değerli olduğunu hatırlamalısınız.Çünkü hava, sağladığı tüm yaşama aynı ruhu taşır.
    BüyükBabamıza ilk nefes veren rüzgar,onun soluğunu da kabul edendir ve rüzgar çocuklarımıza yaşam ruhunu da vermelidir ve eğer size toprağımızı satarsak,onu, beyaz adamın bile gidip çayırın çiçeklerinin tat verdiği rüzgarı tadabileceği bir yer olarak,ayrı ve kutsal tutmalısınız.

    Ve toprağımızı alma teklifinizi düşüneceğiz.Eğer kabul etmeye karar verirsek bir şart koyacağım: beyaz adam bu toprağın hayvanlarına kardeşleri gibi davranacak.

    Ben vahşiyim ve başka bir yoldan anlamam.Çayırlarda yürüyen binlerce bufalo gördüm.Beyaz adamın geçen trenden
    vurup,bıraktığı.Ben vahşiyim ve dumanlı demir atın, bizim sadece canlı kalmak için öldürdüğümüz bufalodan nasıl daha önemli olabildiğini anlamıyorum.

    Hayvanlar olmadan insan nedir? Eğer bütün hayvanlar bitse,insan,ruhun büyük yalnızlığından ölürdü.Çünkü hayvanlara ne olursa,insanlara da aynısı olur,kısa süre içinde. Her şey birbirine bağlıdır.

    Ayakları altındaki toprağın Büyükbabalarımızın külleri olduğunu çocuklarınıza öğretmelisiniz.Böylece toprağa saygı duyarlar.Çocuklarınıza, toprağın akrabalarınızın yaşamları ile dolu olduğunu söyleyin.Çocuklarınıza bizim çocuklarımıza öğrettiğimizi öğretin. Dünya Annenizdir.Dünyaya ne olursa, dünyanın oğullarına da aynısı olur. Eğer insanlar yere tükürürse kendi üzerlerine tükürürler.

    Bunu biliyoruz biz.Dünya insana ait değildir.İnsan dünyanındır.Bunu biliyoruz biz.Bütün her şey bir aileyi bağlayan kan gibi birbirine bağlıdır.

    Dünyaya ne olursa dünyanın oğullarına da o olur.Hayat ağını insan örmedi, o sadece bir lif onun içinde.Ağa ne yaparsa kendine yapar.

    Dalgalar gibi.

    Ama halkım için ayrılan bölgeye gitme teklifinizi düşüneceğiz.Sizden ayrı ve barış içinde yaşayacağız.Geri kalan günlerimizi nerede geçirdiğimiz çok az önemli.Çocuklarımız Babalarının yenilgiyle aşağılandığını gördüler.Savaşçılarımız utanç duydu ve yenilgiden sonra günlerini aylaklık etmek ve vücutlarını tatlı yiyecekler ve sert içkilerle kirletmekle harcıyorlar.Kalan günlerimizi nerede geçirdiğimiz önemli değil. Çok değiller.

    Birkaç saat,birkaç kış ve bu dünyada bir zamanlar yaşamış büyük kavimlerin veya şimdi ufak topluluklar halinde ormanda dolaşanların çocukları da kalmayacak.Bir zamanlar sizinkiler gibi güçlü ve umutlu olanların mezarlarında yas tutmak için. Ama niçin halkım geçip gidiyor diye yas tutayım? Kavimleri insan yapar.O kadar. İnsanlar gelir ve gider.Denizin dalgaları gibi.

    Tanrısı kendisiyle arkadaş gibi konuşan ve yürüyen beyaz adam bile bu ortak kaderden ayrı tutulamaz.

    Hepimiz kardeş de olabiliriz. Göreceğiz. Bildiğim bir şey var ki,beyaz adam belki bir gün keşfeder. Tanrımız aynı Tanrı
    Şimdi sizin bizim toprağımıza sahip olmak istediğiniz gibi ona da sahip olduğunuzu düşünebilirsiniz.Ama olamazsınız.
    O, insanın Tanrı'sı ve şevkati Kızılderili için de beyaz adam için de aynı.Bu dünya onun için değerli ve dünyaya zara vermek onun Yaratıcısını küçümsemektir. Beyazlar da geçip gidecek.Belki bütün diğer kavimlerden önce. Yatağına
    pislik yığmaya devam et,bir gece kendi pisliğinde boğulacaksın.

    Ama yok oluşunda,seni bu topraklara getiren ve özel bir nedenle sana bu toprak ve Kızılderili üzerine hakimiyet veren Tanrı'nın gücüyle yakılmış olarak parlayacaksın.Bu son,bize bir sır.Çünkü biz bufalolar katlediğildiğinde,vahşi atlar ehlileştirildiğinde,ormanın gizli köşeleri pek çok insanın kokusuyla dolduğunda ve diri tepelerin görünümü konuşan tellerle lekelendiğinde anlamıyoruz. Çalılık nerede? Gitmiş! ve kıvrak taylarla av hayvanlarına elveda demek nedir? Yaşamın sonu ve yaşamaya çalışmanın başlangıcı.

    Öyleyse, toprağımızı alma teklifinizi düşüneceğiz.Kabul edersek,bu vadettiğiniz ayrılan bölge için olacak. Orada belki kalan kısa günlerimizi dilediğimizce yaşayabiliriz.Bu dünyadan en son Kızılderili de yok olduğunda ve anası sadece çayırlar üzerinde hareket eden bir bulutken,bu kıyılar ve ormanlar hala halkımızın ruhunu muhafaza edecekler.Çünkü halkım bu dünyayı, yeni doğanın annesinin yürek atışını sevdiği gibi sever.Öyleyse,eğer toprağımızı satarsak, onu bizim sevdiğimiz gibi sevin. Onunla bizim ilgilendiğimiz gibi ilgilenin. Diyarın anısını onu aldığınızdaki gibi saklayın ve bütün gücünüzle,bütün aklınızla,bütün kalbinizle onu çocuklarınız için koruyun ve sevin. Tanrının hepimizi sevdiği gibi.

    Bildiğimiz bir şey var.Tanrımız aynı Tanrı.Bu dünya onun için değerli. Beyaz adam bile bu ortak kaderden ayrı tutulamaz. Bütün bunlardan sonra,kardeş de olabiliriz.

    GÖRECEĞİZ '

  • kızılderililer23.08.2004 - 15:21

    Birkaç kızılderili atasözü

    * Arkamda yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Yanımda yürü, böylece ikimiz eşit oluruz. (Ute Kabilesi)

    * Ölüler güç ve bilgilerini beraberinde götürmez, yasayanlara ilave eder. (Hopi Kabilesi)

    * Düşmanımı cesur ve kuvvetli yap! Eğer onu yenersem utanç duymayayım. (Apache Kabilesi)

    * Şeytan hakkında konuşmayın.Gençlerin kalbinde merak uyandırır. (Siyu Kabilesi)

    * Bir kere 'Al sunu' demek, iki kere 'Ben vereceğim' demekten iyidir. (Kabilesi bilinmiyor) * Su gibi olmalıyız. Her şeyden aşağıda, ama kayadan bile kuvvetli. (Siyu Kabilesi)

    * Bir başkasının kabahati hakkında konuşmadan önce daima kendi makoseninin içine bak (Sauk Kabilesi)

    * Bir düşman çok, yüz dost azdır. (Hopi Kabilesi)

    * Kehanet, muhtemel bir olayı kesin bir bakış ile görmekten başka şey değildir. Hava ya bulutlu olacaktır, ya da güneş açacaktır. (Cherokee Kabilesi)

    * Komşun hakkında hüküm vermeden önce, iki ay onun makosenleriyle yürü! (Cheyenne Kabilesi)

    * Doğum yapan her şey dişidir. Kadınların ezelden beri bildiği kainatın dengelerini erkekler de anlamaya başladıkları zaman, dünya daha iyi bir dünya olmak üzere değişmeye başlamış olacaktır. (Mohawk Kabilesi)

    * Unutmayın çocuklarınız sizin değildir. Onu yaratıcıdan ödünç aldınız. (Mohawk Kabilesi)

    * Günümüzde insanlar bilgiyi arar oldu, hikmeti değil. Halbuki bilgi mazidir, hikmet ise istikbal (Lumbee Kabilesi)

    * Aşkı tanıdığında, yaratıcıyı da tanırsın. (Fox Kabilesi)

    * Allah'ın kelimeleri meşe yaprağı gibi sararıp düşmez; çam yaprağı gibi ilelebet yeşil kalır. (Mohawk Kabilesi)

  • stephen w. hawking20.08.2004 - 13:09

    Zig Zag üyesi...

  • bertolt brecht20.08.2004 - 13:00

    DUYUMSADIĞIN HER ŞEYE

    Duyumsadığın her şeye
    En küçük önemi ver

    Söylemişti sensiz yaşayamacağını
    Unutma bunu, yeniden rastlarsan ona
    Tanıyacaktır seni.

    Bana bir iyilik yap, bu kadar çok sevme beni.

    Son sevildiğimde
    Duymamıştım en küçük bir sevinç bile.

    B.Brecht

  • Büyük Ortadoğu Projesi (bop)19.08.2004 - 21:34

    Ortadoğuda bulunan daha gün yüzüne çıkarılmamış yeraltı zenginliklerinin, demokrasi adı altında abd ve israilin (asılnda bu ikiliye ingiltere'yi de dahil edebiliriz) kendi toplumlarının huzuru ve refahı için diğer toplumların huzurunu kaçırarak ve kan dökerek ve yarak ve yıkarak kendi menfaatleri doğrultusunda ele geçirmeleri...

  • düş sokağı sakinleri19.08.2004 - 21:20

    Duyumsamaları en güzel tınılarla anlamlıca, yüreklice biraz acıtarak, biraz gülümseterek yaşatan ve biraz da o sokağın sakinleri olmamızı sağlayan cesur yürekler...

  • dostoyevski17.08.2004 - 12:13

    Zig Zag üyesi...

  • gül16.08.2004 - 12:39

    Kibirlidir gül. Güzelliği ve kokusu ile büyüler ve sonra canını acıtır...