1- İlkokulda öğrenilen bir çocuk şarkısı 2- Sonra postacının yolunu gözlemeler (ki o zamanlarda internet ve cep telefonları yoktu, sadece postacılar vardı) . 3- Günümüzde postacılardan beklenen mektup değil, sadece faturalar...
Soysuzların zaferidir bu, Çocuk yüreğini teslim etmek Ve yerine taştan yapılmışını almak Birdenbire, nasıl olduğunu anlamadan büyümek Özgürlüğünü feda edip, Benzerlerinin arasına karışmak.
Bireyciliğin zaferidir bu, Aileyi aşağlamak derneklerden korkmak İçini bir başkasına dökememek Güruh içinde başıboş, Topluluk içinde yalnız olmak Heran heryerde rol yapmak.
Ve gülüm senin zaferindir bu, Beni yeniden yoğrup Bir insan yapmak.
gidilen bir yerde kitaplık varsa, başka şeylerle ilgilenilmez. Hele bi de Küçük İskender, Oruç Aruoba, Murathan Mungan gibileri varsa başından ayrınılmaz... Sakinleştirici özelliği olduğunu düşünüyorum...
bazen karşındaki gider, gidiverir... anlamazsın en başta, sonra yavaş yavaş sis çöker, sonra yavaş yavaş flu olursun, yok olursun... hep zaman geçsin istersin, zamanı yaşamak istemezsin. güneş çıkınca sis dağılır ama çiğ taneleri ruhuna iz bırakmıştır işte...
kırmızı olmalı
evet kesinlikle kırmızı olmalı
ipliği boyalı veya kumaş boya olarak ikiye ayırabiliriz.
Dokuma kumaş çeşididir. Hani şu gömlek dikilenlerden...
1- İlkokulda öğrenilen bir çocuk şarkısı
2- Sonra postacının yolunu gözlemeler (ki o zamanlarda internet ve cep telefonları yoktu, sadece postacılar vardı) .
3- Günümüzde postacılardan beklenen mektup değil, sadece faturalar...
düşlerdeki yaşanamışlıklardı beklenen,
hayat düşlerin üzerine kustu,
hayat istendiği gibi yaşanamadı,
ceza.
sonsuzluk gibi,
hani gidersin ya, dönmeyeceğini senden başkası bilmez. Diğerleri senin geleceğini bekler hep, ama sen hiç dönemzsin....
Soysuzların zaferidir bu,
Çocuk yüreğini teslim etmek
Ve yerine taştan yapılmışını almak
Birdenbire, nasıl olduğunu anlamadan büyümek
Özgürlüğünü feda edip,
Benzerlerinin arasına karışmak.
Bireyciliğin zaferidir bu,
Aileyi aşağlamak
derneklerden korkmak
İçini bir başkasına dökememek
Güruh içinde başıboş,
Topluluk içinde yalnız olmak
Heran heryerde rol yapmak.
Ve gülüm senin zaferindir bu,
Beni yeniden yoğrup
Bir insan yapmak.
gidilen bir yerde kitaplık varsa, başka şeylerle ilgilenilmez.
Hele bi de Küçük İskender, Oruç Aruoba, Murathan Mungan gibileri varsa başından ayrınılmaz... Sakinleştirici özelliği olduğunu düşünüyorum...
bazen karşındaki gider, gidiverir...
anlamazsın en başta,
sonra yavaş yavaş sis çöker,
sonra yavaş yavaş flu olursun,
yok olursun...
hep zaman geçsin istersin,
zamanı yaşamak istemezsin.
güneş çıkınca sis dağılır
ama çiğ taneleri ruhuna iz bırakmıştır işte...
Yılların yalnızlığı çökmüştür, yorgunluğu da...
Geçip gitmiştir hayat yanında...
Sonra gelir birden ve bahar olur...
bilmem ki nasıl anlatılır...
Buzdan kristalize olmuş su gibi... Büyüleyici muhteşem...