Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. Lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok burada dursun.
Şuraya bir cümle koydum. Bırak, acımızı birileri duysun. Hem zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun!
Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. Ortada dursun. Olur ya biri eline alır okşar, biri alnından öper. Az unutursun.
Buraya tabiatı koydum. Ağaçları, suyu, ovayı, dağı. Onlar bizim kardeşimiz, çok canın sıkılırsa arada onlarla konuşursun.
Buraya, küçük mutlu güneşler koydum. Günlerimiz karanlık ve çok soğuyor bazı akşamlar, ısınırsın.
Buraya, bir inanç bir inat koydum. Tut ki unuttun, tekrar bak, o inat neyse sen osun.
Buraya yolun yokuşunu koydum. Bildiğim için yokuşu. Zorlanırsa nefesin, unutma, ciğer kendini en çabuk onaran organ, valla bak, aklında bulunsun.
Buraya umutlu günler koydum. Şimdilik uzak gibi görünüyor, ama kimbilir, birazdan uzanıp dokunursun.
Buraya bir ayna koydum arada önüne geç bak; sen şahane bir okursun. Mesai saatlerinde çaktırmadan şiir okursun. N’olcak ki, bırak patronlar seni kovsun!
Burada bir tutam sabır var. Kendiminkinden kopardım bir parça, (bende çok boldur) lazım oldukça ya sabır ya sabır, dokunursun.
Burada güzel çaylar var. Bu aralar senin için çok önemli. Bitki çayları, kış çayları, şuruplar, kompostolar. Demlersin, maksat midene dostluk olsun.
Şuraya Youtube’dan müzikler, Bach dinle filan, koydum. Ama müzik konusunda sen benden daha iyisin, koklayıp buluyorsun.
Buraya bir silkintiotu koydum. Kırk dert bir arada canına yandığım, kırkına birden deva olsun.
suriyeli bi hasta acilde kaybolmuş.o sırada bi afgan hasta yakınına yol sormuş.afgan bunun suriyeli oldugunu anlayınca dolandırıp parasını almış sonrasında suriyeli kendi mahallesinde yaşayan başka bir afgana bu adamın evşni sormuş ve bi diğer pakistanlı komşuları ile afganlıları dövmeye gitmişler.bilin bakalım bu olay hangi ülkede geçiyor:)
Diogenes, bir gün kendisine "Krala iltifat etmeyi, onu övmeyi bir öğrensen karnını mercimekle doyurmak zorunda kalmazsın" diye çıkışan Hristippus'a "Karnını mercimekle doyurmayı bir öğrensen, kralın yanlışlarını da övmek zorunda kalmazsın" der.
oturduğum yere 10 dk uzaklıkta bi çiftlik var.80 li yaşlarda bi çift tavuk inek koyun vs bakıyor.arada gidip yumurta süt alıyorum.ne zaman gitsem teyze elime bikaç armut elma tutuşturuyor sonra gelinini oğlunu komşusuna bazen kocasını çekiştiriyor.kıymetimi bilmiyor diyor gün yüzü görmedim diyor torunları alıp gittiler yalnız kaldım diyor ‘eskisi gibi değilim yaşlandık diyor...dinledikçe babaannemi hatırlıyorum çocukluguma dönüyorum.kısacık bi süre kendi dertlerimi unutuyorum.haklısın diyorum ben de verip veriştiriyorum.sonra sanki bi masaldan çıkıyor gibi bahçesinden çıkıp evime gidiyorum.iyi ki varsın teyze inan beni çok mutlu ediyorsun...
ayrılınca küsünce boşanınca artık görüşmeyince hatta sen ona fenalık yapınca bile hatta artık seni sevmezken bile sana karşı nazik olan insanlar vardır.karakter herşeyi yener.
Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun.
Lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok
burada dursun.
Şuraya bir cümle koydum. Bırak, acımızı birileri duysun. Hem
zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun!
Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. Ortada dursun. Olur ya biri
eline alır okşar, biri alnından öper. Az unutursun.
Buraya tabiatı koydum. Ağaçları, suyu, ovayı, dağı. Onlar bizim
kardeşimiz, çok canın sıkılırsa arada onlarla konuşursun.
Buraya, küçük mutlu güneşler koydum. Günlerimiz karanlık ve
çok soğuyor bazı akşamlar, ısınırsın.
Buraya, bir inanç bir inat koydum. Tut ki unuttun, tekrar bak,
o inat neyse sen osun.
Buraya yolun yokuşunu koydum. Bildiğim için yokuşu. Zorlanırsa
nefesin, unutma, ciğer kendini en çabuk onaran organ, valla bak,
aklında bulunsun.
Buraya umutlu günler koydum. Şimdilik uzak gibi görünüyor,
ama kimbilir, birazdan uzanıp dokunursun.
Buraya bir ayna koydum arada önüne geç bak; sen şahane bir
okursun. Mesai saatlerinde çaktırmadan şiir okursun. N’olcak ki,
bırak patronlar seni kovsun!
Burada bir tutam sabır var. Kendiminkinden kopardım bir parça,
(bende çok boldur) lazım oldukça ya sabır ya sabır, dokunursun.
Burada güzel çaylar var. Bu aralar senin için çok önemli. Bitki
çayları, kış çayları, şuruplar, kompostolar. Demlersin, maksat
midene dostluk olsun.
Şuraya Youtube’dan müzikler, Bach dinle filan, koydum. Ama
müzik konusunda sen benden daha iyisin, koklayıp buluyorsun.
Buraya bir silkintiotu koydum. Kırk dert bir arada canına
yandığım, kırkına birden deva olsun.
(BİRKAN KESKİN/ KARGO)
Boethius: "İyileşmek istiyorsan yaranı açmalısın."
Schopenhauer: "Yara, kendi kendisini iyileştirir."
Mevlana: "Üzülme cancağızım! Her bir yara'dan haberdardır Yaradan"
Nietzsche: "Unutan iyileşir."
ben:yaranı kendin sar
hep derim.bi adam malsa o adam maldır.
suriyeli bi hasta acilde kaybolmuş.o sırada bi afgan hasta yakınına yol sormuş.afgan bunun suriyeli oldugunu anlayınca dolandırıp parasını almış sonrasında suriyeli kendi mahallesinde yaşayan başka bir afgana bu adamın evşni sormuş ve bi diğer pakistanlı komşuları ile afganlıları dövmeye gitmişler.bilin bakalım bu olay hangi ülkede geçiyor:)
Diogenes, bir gün kendisine "Krala iltifat etmeyi, onu övmeyi bir öğrensen karnını mercimekle doyurmak zorunda kalmazsın" diye çıkışan Hristippus'a "Karnını mercimekle doyurmayı bir öğrensen, kralın yanlışlarını da övmek zorunda kalmazsın" der.
oturduğum yere 10 dk uzaklıkta bi çiftlik var.80 li yaşlarda bi çift tavuk inek koyun vs bakıyor.arada gidip yumurta süt alıyorum.ne zaman gitsem teyze elime bikaç armut elma tutuşturuyor sonra gelinini oğlunu komşusuna bazen kocasını çekiştiriyor.kıymetimi bilmiyor diyor gün yüzü görmedim diyor torunları alıp gittiler yalnız kaldım diyor ‘eskisi gibi değilim yaşlandık diyor...dinledikçe babaannemi hatırlıyorum çocukluguma dönüyorum.kısacık bi süre kendi dertlerimi unutuyorum.haklısın diyorum ben de verip veriştiriyorum.sonra sanki bi masaldan çıkıyor gibi bahçesinden çıkıp evime gidiyorum.iyi ki varsın teyze inan beni çok mutlu ediyorsun...
kendi kendimi yediğim meselelere şimdi gülüp geçer oldum.
« Gösteriş, bir insanın kültürel zayıflığını yansıtma halidir. »
Konfüçyüs
ayrılınca küsünce boşanınca artık görüşmeyince hatta sen ona fenalık yapınca bile hatta artık seni sevmezken bile sana karşı nazik olan insanlar vardır.karakter herşeyi yener.